Başbakan Erdoğan: Hem ABD’de hem AB'de kara propaganda yapılıyor
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, bazı yabancı gazetecilerin Suriye’nin Guta bölgesindeki kimyasal silah saldırısının arkasında Türkiye’nin olabileceğine yönelik iddialarına ilk kez değinerek, bunların “asılsız iddialar” olduğunu savundu.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, bazı yabancı gazetecilerin
Suriye’nin Guta bölgesindeki kimyasal silah saldırısının arkasında
Türkiye’nin olabileceğine yönelik iddialarına ilk kez değinerek,
bunların “asılsız iddialar” olduğunu savundu. Erdoğan, “Suriye'deki
kimyasal saldırıyla Türkiye arasında bir bağlantı varmış gibi
tamamen asılsız iddialar ortaya atıldı. El Kaide terör örgütü ile
Türkiye arasında bir bağlantı varmış gibi, Türkiye terörü
destekliyormuş gibi bir algı oluşturulmak istendi.” dedi. Erdoğan,
bu haberlerden ise yine “malum çevreleri” sorumlu tuttu: “Türkiye
içindeki o malum çevreler, o malum medya, bu iddiaları anında
alıyor hem Türkiye gündemine hem dünya gündemine taşıyor. Bunun
dışında da ihanet girişimlerine şahit olduk. AB içinde Türkiye'yi
hemen hiç tanımayan, Türkiye'de bazı kaynaklardan haber alan
kesimler nezdinde kara propaganda yapıldı. ABD aynı şekilde kara
propaganda yapıldı, yapılıyor. Hatta Ermeni lobisinin
temsilcileriyle işbirliği yapılarak, hatta onlara parasal destek
verilerek Türkiye'ye karşı çok alçakça karalama kampanyaları
yürütülüyor.”
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, partisinin grup toplantısında
yaptığı konuşmada yapımı tamamlanarak haftasonunda açılışı
tamamlanan Ambarlı İleri Biyolojik Atık Su Arıtma Tesisi’nden
bahsetti. Ambarlı Tesisi'nin İstanbul'un 5 ilçesinin, 1 milyon 600
bin nüfusun sularını arıtacağına belirten Erdoğan, “1994'te biz
İstanbul’da görevi devraldığımızda sadece 2 tane arıtma tesisi
vardı. 20 yıl içinde biz İstanbul'a 53 yeni arıtma tesisi
kazandırdık.” diye konuştu.
Şu anda gerek Haliç gerek Boğaz gerekse de Marmara Denizi’nin
yüzülebilen, balık tutulan bir temizliğe kavuştuğunu dile getiren
Erdoğan, göreve geldiklerinde Haliç'te ballık bulmanın ve yüzmenin
mümkün olmadığını, şimdi ise 47 çeşit balık bulunduğunu aktardı.
Artan nüfusla birlikte su tüketiminin de artığını kaydeden Erdoğan,
İstanbul'daki bu büyümeye rağmen İstanbul'un geriye gitmediğini,
her geçen gün geliştiğini kaydetti. Erdoğan, “Dünyanın en büyük
metropollerinden birini daha yaşanır hale getirdik.” diye
konuştu.
AK PARTİ YÖNETİMİNDEKİ DEĞİŞİKLİKLER
Erdoğan, konuşmasında yerel seçimlerin ardından parti yönetiminde
yapılan bazı değişiklikleri de paylaştı: “Yeni arkadaşlarımızın
atamalarını yaptık. Fatma Şahin kardeşimiz Gaziantep Büyükşehir
Belediye Başkanı seçildi. Kendisine gerek kadın kolları
başkanlığımız, milletvekilliği gerekse bakanlığından sonra
kendisine bu denli önemli bir göreve seçilmesi nedeniyle önümüzdeki
5 yıl içinde başarılar diliyorum. Menderes Türel kardeşimiz Genel
Başkan Yardımcımızdı, yerel yönetimlerden sorumluydu, daha önce
Antalya'da Belediye Başkanlığı görevini yapmıştı. Bir dönem aradan
sonra tekrar kendisini aday yaptık ve Antalya'ya yeniden belediye
başkanı seçildi. Aynı şekilde Mali ve İdari İşlerden Sorumlu Genel
Başkan Yardımcımız, Balıkesir Milletvekilimiz Ahmet Edip Uğur
kardeşimiz de Balıkesir'e Büyükşehir Belediye Başkanı seçildi.
Kendilerini tebrik ediyorum, kutluyorum. Bu vesileyle MKYK'dan
ayrılmış oldular. Bu arkadaşlarımızın yerine İstanbul Milletvekil
Mehmet Muş, İzmir Milletvekili Hamza Dağ, Konya Milletvekili
Mustafa Akış ve İstanbul Milletvekilimiz Tülay Kaynarca MKYK
yönetim kurulu üyesiyken şimdi de bundan böyle aynı zaman da MKYK
üyesi oldular ama içlerinden Nurettin Nebati kardeşimiz Mali ve
İdari İşlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcılığı'na geldi.
Abdülhamit Gül kardeşimiz de yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel
Başkan Yardımcılığı'na geldi. Bu arada Teşkilat İşlerinden Sorumlu
Genel Başkan Yardımcılığı'na Süleyman Soylu kardeşimiz gelirken,
Teşkilat Başkanlığından Sorumlu Genel Başkan Yardımcımız Ekrem
Erdem Bey de Araştırma Geliştirmeden Sorumlu Genel Başkan
Yardımcılığı'na geçerken böyle bir görev değişikliği de burada
yapılmış oldu. kendilerine bu yeni görevlerinde ayrıca başarılar
diliyorum. AK Parti MKYK'da bu görevler kolay değil. Zor, kutlu ama
o denli de heyecan verici bir görev. Bu değişikliklerin de ülkemiz,
milletimiz ve partimiz için hayırlı olmasını Allah'tan temenni
ediyorum.”
MISIR’A ÇOK KISA DEĞİNDİ
Konuşmasında kısaca dış politika ve bölgedeki gelişmelere de
değinen Erdoğan, “Bölgemizde çok önemli gelişmelerin yaşandığı bir
süreçten geçiyoruz. Suriye'de rejimin sürdürdüğü mezalim, arkasında
200 bine yakın maalesef cansız beden, yüz binlerce yaralı, milyonu
aşkın sürgün bırakarak devam ediyor.” dedi.
Bir önceki Grup toplantısında Mısır’daki idam kararlarını hiç
anmayan Erdoğan, bu haftaki konuşmasında ise bu konuya çok kısa
temas etti: “Mısır'da askeri darbeyle başlayan süreç arkasında
bıraktığı binlerce cansız beden yetmezmiş gibi bir de 529 idam
kararıyla tekrar dünya gündeminde sıcak yerini koruyor.”
Erdoğan ayrıca “Aynı şekilde Ukrayna'da kaygı verici gelişmelerin
yaşandığına şahit oluyoruz. Bölgemizdeki ve dünyadaki gelişmeleri
çok büyük bir dikkatle takip ediyoruz. Dışişleri Bakanımız seçim
sürecinde temaslarını aralıksız olarak sürdürdü. Şu anda da yurt
dışında bu temaslar devam ediyor. Biz de Azerbaycan'a yaptığımız
resmi ziyaretle birlikte dış politikadaki temaslarımızı
yoğunlaştırdık.” değerlendirmesinde bulundu.
ABD’DE VE AB’DE KARA PROPAGANDA YAPILDI
Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Seçim öncesinde hükümetimizi
yıpratmak gayesinde içeriden olduğu kadar dışarıdan da ağır çok
ağır bazı saldırı girişimleri oldu. Bunların bazıları şu anda da
devam ediyor. İçeride, huzura, demokrasiye, çözüm sürecine,
ekonomiye saldırı yapılırken dışarıda da Türkiye'nin imajına
yönelik planlı ve art niyetli kampanya başlatıldı. Dışarıdaki bu
kampanyaların hangi niyetle yapıldığını ve nerelerden beslendiğini
çok iyi biliyoruz. Zira, içeride birtakım algı operasyonları
yapılırken dışarıda da aynı paralelde operasyonlar gerçekleşti.
Örneğin içeride yargı ve emniyet içindeki çeteler marifetiyle
MİT'in TIR'larına saldırıldı. Bu saldırıda amaç, Türkiye'ye terör
örgütlerine yardım eden ülke iftirasını atmaktı. Bu ülkenin
kurumlarına yerleşmiş çete mensupları kendi ülkelerine terörist
ülke yaftasını yapıştırmak için bu operasyonu yaptılar. TIR'ları
durduranlar. MİT mensuplarını tartaklayanlar tamamen hukuksuz
biçimde o TIR'larda arama yapanlar bunu sadece ve sadece Türkiye'yi
uluslararası arenada zora sokmak adına yaptılar. İnanın, düşman
gelse böyle namertçe davranmazdı. Bu ülkenin bazı yargı ve emniyet
mensupların Türkiye'nin en azılı düşmanlarını bile kıskandıracak
biçimde kendi ülkelerine bu ihaneti yaptılar. İçeride hainler
çalışırken dışarıda da bazı raporlar bazı haber ve köşe yazılara
marifetiyle farklı bir operasyon başlatıldı. Bu operasyon hala
devam ediyor. Suriye'deki kimyasal saldırıyla Türkiye arasında bir
bağlantı varmış gibi tamamen asılsız iddialar ortaya atıldı. El
Kaide terör örgütü ile Türkiye arasında bir bağlantı varmış gibi,
Türkiye terörü destekliyormuş gibi bir algı oluşturulmak istendi.
Türkiye içindeki o malum çevreler, o malum medya bu iddiaları
anında alıyor hem Türkiye gündemine hem dünya gündemine taşıyor.
Bunun dışında da ihanet girişimlerine şahit olduk. AB içinde
Türkiye'yi hemen hiç tanımayan, Türkiye'de bazı kaynaklardan haber
alan kesimler nezdinde kara propaganda yapıldı. ABD aynı şeklide
kara propaganda yapıldı, yapılıyor. Hatta Ermeni lobisinin
temsilcileriyle işbirliği yapılarak, hatta onlara parasal destek
verilerek Türkiye'ye karşı çok alçakça karalama kampanyaları
yürütülüyor. Bu tüm ihanet ve taarruz girişimlerini bu insanlara,
bu çevrelere acıyarak izliyoruz. Bu girişimlerin tamamı bir
aciziyetin ifadesinden başka bir şey değildir. Tüm bu girişimler 30
Mart seçimlerinde milletten ağır bir cevap alan, yenilmiş
çevrelerin hezeyanından öte değildir.”
CİHAN
Yorumlar