Bakan İslam: Kadına şiddet konusunda zihniyet değişimi oluşturmalıyız

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Ayşenur İslam, kadına şiddetin önlenmesi konusunda Türkiye'de bir zihniyet değişimi oluşturmak zorunda olduklarını söyledi. İslam, Anayasa Mahkemesi'nin eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'un kişilik haklarının ihlal edildiğine dair kararıyla ilgili, "Adaletin yerini bulmasını istiyoruz. Hiç kimsenin masum olduğu halde ceza gibi algılanacak kovuşturma ve soruşturma süreçleri geçirmemesini arzu ederiz." diye konuştu.

Sakarya Büyükşehir Belediyesi Sosyal Hizmetler Daire Başkanlığı'nın Kadınlar Günü dolayısıyla Erenler ilçesindeki bir otelde düzenlediği kahvaltıya katılan İslam, kahvaltı sonrasında bir televizyon kanalının canlı yayınına katıldı. Kadına yönelik şiddetle ilgili soruyu cevaplandıran İslam, Türkiye'de şiddet mağduru binlerce kadının olduğunu ifade etti. Kadına yönelik şiddetin oranının yüksek olduğunu kaydeden İslam, şunları söyledi; "Bu konuda sağlıklı kullanacağımız verilere sahip değiliz. Çünkü 2008 öncesinde adli mercilerde kadına yönelik şiddetin tanımı farklıydı. Şimdi farklı. Eskiden kadına yönelik şiddet ailede kavga olarak geçiyordu adli kayıtlara. Onun için ayrı biçimde bunların sayılar verilerine sahip değiliz. Bugünkü sayılara baktığımız zaman toplumda 'Var mı? Yok mu?' dediğimiz an çok yüksek oranda olduğunu görüyoruz. Artıyor mu? Eksiliyor mu? Ona dair çok net bir şey söyleyemiyoruz ama çok yüksek bir oranda şu anda. Şiddet mağduru binlerce kadın var. Ölüm sayısı nispi bir eksilme var. Giderek daha azalıyor ama yine de yüksek. 105 kadınımızı kaybetmişiz şiddet yüzünden geçtiğimiz yıl."

Kadına Yönelik Şiddet Yasası, panik butonu, elektronik kelepçe gibi uygulamaların başarılı olup olmadığını değerlendiren Ayşenur İslam, bu uygulamaların önleyici tedbir olduğunu dile getirdi. Türkiye'de ve dünyada, bütün toplumlarda şiddeti önlemenin tek yolunun yasal düzenlemeler ve kolluk düzenlemeleri olmadığını kaydeden İslam; "Bu işin sadece bir tarafıdır. Bu taraf çok güçlü olmalıdır ama öte yandan bir bilinç meselesidir. Bir zihniyet değişimi dönüşümü meselesidir. Bu dönüşümü sağlamadan toplumda şiddeti sıfıra kadar indirmek mümkün değil. Türkiye'de bir zihniyet değişimi oluşturmak zorundayız. Eğitimden, aile içi eğitimden, çocukların ana sınıfında ki eğitiminden başlayarak 'bugünkü gençleri ve yetişkinleri ne yapacağız? 'diye sorarsanız tabiki onlar içinde kendi yaş gruplarına, statülerine, meslek gruplarına göre, eğitimler vererek bu işi süratlendirmek mecburiyetindeyiz. Başka türlü bu şiddet sarmalından kurtulmamız mümkün değil. Çünkü yasaları yapıyorsunuz. yasaların elbette caydırıcı bir tarafı var. Fakat daha ziyade yasalar hadise meydana geldikten sonra ki cezalandırma sistemini oluşturan yasalardır. Elbette ceza ne kadar yüksek olursa caydırıcılık oranı o kadar yüksek olur. Ama eğitilmemiş insanların bir anlık öfkeye kapılmaları ve bunların hiçbirini dinlememeleri çok olası. Bunu görüyoruz." dedi.

"MAĞDURİYETİ SAĞLAYAN TARAFLARI BİLİNÇLENDİRMEMİZ GEREKİYOR"

Kadınların şiddete karşı bilinçlenmesi konusunda ellerinden geleni yaptıklarını vurgulayan İslam, şöyle konuştu; "Tek tarafı bilinçlendirmek sorunu çözmez. Şiddete uğrayan tarafı, mağdur olan tarafı bilinçlendirerek bu sorunu çözmenin imkanı yok. Aslında bu mağduriyeti sağlayan tarafları bilinçlendirmemiz gerekiyor. Kadınların bilinçlenmesi konusunda çok ciddi çalışmalar yapıyoruz. Şiddete maruz kaldıkları zaman başvurabilecekleri bir takım imkanlar sağladık. Mesela Alo 183'den bahsedebiliriz. 7 gün 24 saat açık olan bir telefon servisidir bu. Şiddete uğrayan kişi kadın erkek, çocuk büyük farketmez buraya müracaat ettiği takdirde derhal durumuna müdahale edebilecek yerlere yönlendiriliyor. Ambulansa, kolluk kuvvetlerine, sosyal hizmetler birimlerimize ihtiyacı neyse hemen kendisinin bu hizmet birimlerinin ulaşması için bir yönlendirme yapılır. Sadece Alo 183 ile bile binlerce, yüzbinlerce hayatı kurtarmamız mümkün. Eğer kişi şiddete uğradığı anda bu telefona ulaşmıyorsa bu şahit olanların ulaşması lazım."

"KADIN İSTİHDAMININ ARTMASI İÇİN ESNEK ÇALIŞMA MODELLERİNİ DENEYEBİLİRİZ"

Kadın istihdamına yönelik çalışmalara 2004'den bu yana başladıklarını anlatan Bakan, kadın istihdamında yüzde 20'den yüzde 26'ya geldiklerini hedeflerinin ise 2018'de yüzde 35'e ulaşmak olduğunu belirtti. Bu orana ulaşmak için esnek çalışma modellerini deneyebileceklerini söyleyen İslam; "Bu tür paketler üzerine çalışıyoruz. Bu çok odaklı çalışma. Kalkınma, Çalışma, Maliye ve bizim bakanlığımızın payı var. Biraz uzun sürecek politika çalışması bu. İstihdam politikaları oluşturduktan sonra daha ciddi sonuçlara varabileceğimizi düşünüyorum" ifadesini kullandı.

ÇOCUK GELİN SORUNU

Çocuk gelinler, zorla ve erken yaşta ki evlilikler konusunda da bir hayli kötü durumda olduklarını kaydeden İslam, sözlerini şöyle sürdürdü; "Kadına şiddette olduğu gibi bu da dünyanın problemi. Sadece Türkiye'nin problemi değil. Ne yazıkki 21. yüzyıla gelmiş, aksetmiş bir problem. Çoktan çözülmesi gereken bir problem. Ama bizim elimizde, gündemimizde. Hem hükümet hem de bakanlık olarak kesinlikle bu konuyu çözümlemek üzere hareket ediyoruz. Bu çok büyük toplumsal bir yaradır. Bir insan hakları ihlalidir. Bunun tamamen çözülmesi gerekir. İnsanlara bir bilinç kazandırabilmek için, manevi dünyalarında aslında bunun bir insan hakkı ihlali olduğu fikrini uyandırabilmek için Diyanet İşlerinin bize yardım etmesi konusunda onlarla görüşmeler yaptık. Diyanet İşleri Başkanımızın bize ifadesi şu; "islami düşünce açısından da son derece kabul edilemez bir durumdur bu. Bu mücadelenin içinde yer alırız" dediler. Camilerde vaazlar ve hutbeler başladı. Bunlar bir müddet sonra kanaat önderleriyle ve durumun çok sık görüldüğü yerlerde ailelerle de birebir görüşmelere başlayacaklar. Bizim insanları ikna etmemiz gerekiyor. Bu yanlış. Çocuklarımıza karşı suç işliyorsunuz aslında. 'Hem yasal hem de manevi suçlar işliyorsunuz' konusunu onlara izah etmemiz gerekiyor."

"ADALETİN YERİNİ BULMASINI İSTİYORUZ"

Canlı yayın sonrası gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını cevaplandıran Bakan İslam, Anayasa Mahkemesi'nin eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ'un kişilik haklarının ihlal edildiğine dair kararını; "Adalatin yerini bulmasını istiyoruz. Hiç kimsenin masum olduğu halde ceza gibi algılanacak kovuşturma ve soruşturma süreçleri geçirmemesini arzu ederiz" diyerek değerlendirdi.

CİHAN