Bakan Işık: Milletin malına el uzatanın eli kırılsın

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, Türkiye'de sistematik bir şekilde yolsuzluk olması halinde her yıl ülkenin büyüyemeyeceğini iddia etti. Işık, "Kim yanlış yaparsa mutlaka bedelini ödesin. Milletin malına el uzatanın eli kırılsın. Bunda hiç bir tereddüdümüz yok. Kim yanlış yaparsa, bu milletin malına kim el uzatırsa cezasını çeksin. Biz hem dünyada hesap vermeye hem de ahirette hesap vermeye inanan bir kadroyuz" dedi.

Seçim çalışmalarına katılmak üzere akşam saatlerinde Bursa'dan karayoluyla Balıkesir'e gelen Bakan Işık, Balıkesir Sanayi Odası tarafından düzenlenen yemekte işadamlarıyla biraraya geldi. Yemek sonrası kısa bir konuşma yapan Bakan Işık, yerel seçimlere değindi. Yemeğinin ardından partisinin merkez Gündoğan Mahallesi'nde düzenlenen mitinge katıldı. Burada vatandaşlara seslenen Bakan Işık, CHP'nin yaptıkları her projeye karşı çıktığını söyledi.

Seçimin bir yerel seçim olmaktan çıktığına dikkat çeken Bakan Fikri Işık, "Elbette siz bu seçimde yerel yöneticilerinizi seçeceksiniz. Balıkesir'in en güzel tercihini yapacağına inanıyorum. Bizim halkımızın ferasetine ve basiretine inanıyorum. Bu seçim aynı zamanda adeta bir genel seçim niteliğine büründü. Bu seçim demokrasiye yapılmak istenen operasyona sizin vereceğiniz cevabın seçimi olacak. Bu seçim halkın oyuyla iktidara gelmiş, halkın hizmetinden başka bir önceliği olamamış bir başbakana, daha öncekilere yapıldığı gibi başına çorap örülmek istenmesine karşı sizin vereceğiniz çok güçlü bir tepki olacak. Türkiye 11 yıldır istikrarla gidiyor. Türkiye 11 yıldır Allah'a şükürler olsun istikrarlı bir şekilde büyüyor, kalkınıyor ve gelişiyor. Yolsuzluk yapılan bir ülkede bu kadar yatırım yapmak mümkün olabilir mi?" diye sordu.

"YANLIŞ YAPAN MUTLAKA BEDELİNİ ÖDESİN"

Konuşmasında 17 Aralık rüşvet ve yolsuzluk operasyonuna değinen Bakan Işık, "Bir konuşmasında yolsuzluk kanser gibidir demiştim. Sayın Bahçeli, 'Yolsuzluk kanserden de beterdir' demiş. Doğru, haklısın, yerinde bir laf. Peki size soruyorum, bir kanser hücresi vücuda girerse ne yapar? Önce o vücudu zayıflatır mı? O bünye gittikçe güçten takatten düşer mi? Peki bu bünye bir gün yatağa düşer mi? Eğer bu ülkede yolsuzluk olsaydı her yıl Türkiye büyür müydü? Eğer Türkiye'de yolsuzluk olsaydı, sistematik olarak, elbette şunu parantez içinde söyleyeyim. Kim yanlış yaparsa mutlaka bedelini ödesin. Milletin malına el uzatanın eli kırılsın. Bunda hiçbir tereddüdümüz yok. Kim yanlış yaparsa, bu milletin malına kim el uzatırsa cezasını çeksin. Biz hem dünyada hesap vermeye hem de ahirette hesap vermeye inanan bir kadroyuz. Yanlış yapan varsa cezasını çeksin. Ama bu ülkede, 'Yolsuzluk var, her gün malı götürüyorlar' diyenlere sesleniyorum; Madem yolsuzluk kanserden beter, 11 yıl bir ülkede yolsuzluk olur, 11 yıl bu ülkede daha da güçlenir mi?" diye konuştu.

Vatandaşlardan endişe etmemelerini isteyen Fikri Işık, Türkiye'nin güçlü ve kuvvetli bir ülke olduğuna vurgu yaptı. Işık, Türkiye'nin yolsuzluk yapılan bir ülke olmadığını iddia ederek, şöyle devam etti: "Yanlış yapan hesabını verecek. Ama şunu biliniz ki hiç kimsenin yolsuzluk perdesi altında demokrasiye, siyasete ve iktidara operasyon yapmasına da müsaade etmeyeceğiz inşallah. Biliyorsunuz bir paralel yapı var. Bu paralel yapının aslında bugüne kadar cemaat olarak tarif ettiğimiz tabanında çok samimi insanların olduğu, Allah rızası için dünyanın bir ucuna gidip öğretmenlik yapan kardeşlerimiz var. Paralel yapı dediğimiz zaman kastımız onlar değil. Onlar bizim kardeşimiz. Onlar bizim arkadaşımız, dostumuz onlara sözümüz yok. Ama onların bu emeğini, bu gayretini gidip küresel güç odaklarına ciro eden yukarıda bir çete var. Bizim paralel yapı dediğimiz o çete. Şimdi o çeteyle mücadele ediyoruz. O çete bu ülkenin milli sırlarını yurt dışına kaçırdı. Ülkenin ulusal çıkarlarına zarar verdiği sürece onlarla mücadele etmek bizim boynumuz borcu" ifadelerini kullandı.

"Şu anda bu çete yalnız değil" diyen Bakan Işık, "Bu çete CHP ile kol kola. Daha düne kadar birbirlerine hareket ediyorlardı. Hele Kemal Kılıçdaroğu'unun Meclis'te öyle konuşmaları var ki. 'Bunları CIA destekliyor' diyordu. Ne oldu sayın Kılıçdaroğlu, hani bunları CIA destekliyordu? Ne değişti de şimdi sen destekleyeme başladın? Acaba farklı bir ittifak mı kuruldu? Acaba İstanbul'un ve Ankara'nın rezidanslarında farklı görüşmeler mi oldu? Ne oldu? Hani sen demokrattın? Demokratlık demokrasiye operasyon yapanlarla birlikte olmak mı? Ama göreceksiniz bu yapıyı da bu devletin içinden tasfiye edeceğiz. Bu millet 4-5 bin yıllık devlet geleneği olan bir millet. Bu millet gerektiğinde Yeniçeri ocağını lağvetmiş bir millet. Paralel yapıyı devletten söküp atması hiç zor değil. Allah'ın izniyle bunu da yapacağız. Devletin içinde bu güne kadar çete bırakmadık. Bundan sonra hiç bir çeteye müsaade etmeyeceğiz. Bunun için 30 Mart Türkiye'de bir dönüm olacak. Demokrasi mi kazanacak, vesayet mi kazanacak. 30 Mart'ta Allah korusun partimiz bir gerileme yaşarsa Türkiye yine sıkıntılı günlere dönebilir. Bunlara öyle bir sonuç ve ders verelim ki bir daha rüyalarında bile demokrasi karşısında duramasınlar" şeklinde konuştu. CİHAN