Arınç: Tutanakların bile yüzü kızardı

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, dün TBMM'de milletvekilleri arasında yaşanılan küfürleşmeyi değerlendirdi.

Google Haberlere Abone ol
Arınç: Tutanakların bile yüzü kızardı

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, dün TBMM'de milletvekilleri arasında yaşanılan küfürleşmeyi değerlendirdi. Arınç, "Tutanakların bile yüzü kızardı" dedi.

Seçim bölgesi Bursa'da, AK Parti Büyükşehir Belediye Başkanı Adayı Recep Altepe ile birlikte Merinos Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen tanıtım toplantısında konuşan Arınç, dedikodu ve fısıltılarla Altepe'nin adaylığına karşı olduğu yönündeki söylentilerinin hilafı hakikat olduğunu söyledi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın 5 Aralık'ta istanbul Haliç'te düzenlediği adaylık açıklama törenine katılamamasının sebebini anlatan Arınç, "Batman'da olduğum için Sayın Başbakan çok önemsediği için benim Batman'da olduğumu ifade etti. Dedikodu ve söylentilerle Altepe'ye karşı olduğum dile getirildi. Bunların lhepsi hilafı hakikattir." dedi.

Dün TBMM'de bütçe görüşmelerinde sıranın kendisinde olduğunu belirten Arınç, genel kurulda yaşanılan küfürleşmeyi yorumladı. Saat 03.30'da eve gidip, iki saat uyuduktan sonra Bursa'ya geldiğini anlatan Arınç, "Yorgunum, uykusuzum; ama çok mutluyum ki; Bursa'daki kardeşlerimle beraberiz." diye konuştu. Milletvekilleri arasında yaşanılan küfürleşmeyi de yorumlayan Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç şunları kaydetti: "Hiç görmek istemediğimiz şey; bazı kendini bilmezlerin sarf ettiği sözler, küfürler ve hakaretler sebebiyle Meclis tutanaklarının bile yüzü kızardı. Ama bunlar ilk defa olmuyor, malasef hepimizi utandıran bu hakaretleşmeler, kavgalar, küfürleşmeler toplasanız onu geçmeyecek insan tarafından çıkartılıyor. Bu yüzden TBMM TV'den malesef yayınlanıdğı için herkesin idkkatini çekiyor. Böyle sinirlerin gerildiği bir kavga ortamının sürekli yaşanabilir olması inanın hepimizi üzüyor. Bunlar hepimizin görmek istemediği manzaralar."

"ÖZERKLİK ŞARTI VAR"

30 Mart 2014 seçimlerinin önemini de değinen Bülent Arınç, seçimlerin sosyal ve siyasal öneminin olduğunu dile getirdi. Arınç şöyle devam etti: "Sosyal bakımdan; 16 olan büyükşehir belediye sayımız 30'a çıktı. Türkiye nüfusunun yüzde 76'sı bu 30 büyükşehirde yaşıyor. Bu seçimi kazanan ve başarılı olan siyasi partiler oy oranları bakımından da en ön sıralara gelecek. Artık büyükşehirlerde yaşamak ayrıcalık haline geldi. Büyükşehir bütün şehir oldu, mülki sınır, büyükşehir sınırları oldu. Önce İstanbul ve Kocaeli'nde uygulandı ve başarılı olunca tüm ülkeye yayıldı. Büyükşehir Yasası görüşülürken öncesinde ve sonrasında büyük tartışmalar oldu, muhalefet buna karşı çıktı. Aslında yerel yönetimler özerklik şartı var. Bazı çekinceleri kabul ettik, o çekinceler de kısa zamanda kalkacak; çünkü yaptığımız yasal düzenlemelerle yerel yönetimler özerklik şartını çok büyük oranda yerine getirmişiz. Şimdi biz; Büyükşehir'in hizmet ve plan yönetimi bakımından daha iyi olduğunu düşündük ve ısrar ettik. Buna rağmen ana muhalefet partisi bu kanunun Anayasa'ya aykırı olduğunu söyledi çok şükür ki Anayasa Mahkemesi bu yanlışlığa düşmedi. Şimdi de hepsi harıl harıl 'büyükşehirler karşyımıza çıktı, nasıl kazanarız, kimi aday gösteririz?' heyacanındalar. O kadar büyük telaş içerisindeler ki aday çıkaramayanlar, bir gün ki gökten zembille inen adayları hemen bağrına basıp, tek aday olarak gösterme durumuna bile gösterdiler. Bunlar doğal şeylerdir. AK Parti dominant bir partidir. Yüzde 50 oy sandıktan oy almış ve bugünkü sonuçlara bakarsak bunu biraz daha yükseltecektir. 2009'da AK Parti'nin karşısına birleşerek çıkıp, muavvfak olamayanlar adayları kılı kırk yarıp tespit ediyorlar. Bu bile, bizim siyasete yaptığımız önemli bir katkıdır. AK Parti'nin karşısında AK Parti'ye benzeyecek kişileri bulup çıkarıyorlarsa Türkiye bundan daha çok kazanacaktır."

"BOŞA KİBİRLENMİYORUZ"

Yerel seçimlerde Büyükşehir'in 30'unda da iddialı olduklarının belirten Bülent Arınç, "Boşa kibirlenmiyor, gururlanmıyoruz çünkü siyaset zor iştir. Hele seçim daha zor iştir. . İnsan mobil bir varlıktır. Hareketlidir, duvardaki tablo gibi yıllar boyu aynı istikamete bakan bir tablo gibi düşünemezsiniz. Sağa, sola dönüyorum, gündün birşey düşünüp, akşam bunu farklılaştırıyorum. İnsan böyle bir varlık. Bütün imkanlarımızı kullanıp tam kapasite ile çalışmak zorundayız. Adaylarımız; ahlaklı, inançlı, işini iyi yapan insan olmalıdır, kendi işinde başarılı bir insan olmalıdır, ekonomik bağımsızlığı olmalıdır. Benim geçmiyte siyaset yaptığım partilerde çok fakir insanlarla çalıştık. Kemer bulamayıp pantolonunu iple bağlayan belde adaylarını bilirim. Parası olmadığı için vatandaşa çay içiremeyen ama samimi adaylar tanıdım. Vatandaş der ki, 'Daha çay içirecek parası yok, bir de aday olmuş' derdi. O zamanlar bizde seçimde aday olmak bir görevdi, isteğe bağlı değildi. 'Sen aday olacaksın' derlerdi, biz koşup aday olurduk. Erbakan Hocamız 'Şu beldede kaç kişi var?', 'iki kişi var' hocam.' 'Oo ne kadar güzel, biriniz aday olacak, diğeriniz ona oy verecek' diyordu. İkinin üç olması halide 'oyumuzu yüzde yüz artırdık' derdi. Meseleye böyle bakmak var. Meseleye böyle baktığınız zaman 'Kim var' denildiğinde aşağıya, yukarıya bakmadan 'ben varım' diyorsa orada dava vardır, düşünce vardır. Türkiye'de bazı partilerin tabelası bile kalmadı ama fikirler, düşünceler halen var." şeklinde konuştu.

KAMER GENÇ'E BİRŞEY SÖYLEDİM, HALEN ANLAMADI

Arınç, belediye başkanlarının yaptıkları hizmetlerle değil, seçmene yakınlığıyla oy aldıklarını söyledi. Arınç şunları söyledi: "Bize göre çok büyük hizmet yapmış belediye başkanları, halka sorduğumuzda bizim bildiğimiz ölçüsünde destek görmediler. Evet çok hizmet yapmışlar, ama halkla ilişkileri çok zayıf. Yüzüne bakarak, elini sıkarak 'kahve içmeye geleceğim' dediyseniz, ismiyle hitap ettiyseniz siz o kadar başarılısınız. Kimse, sizin yaptığınız yola, sağladığınız hizmetlere bakmaz, sizin ona yakınlığı ölçüsünde değerlendirme yapıyor. Başka partiler, yolsuzluktan ismi ayyuka çıkmış isimleri halka soruyorlar. Çıkan sonuç; makusen mütenasip '(ters orantılı). Dün Kamer Genç'e birşey söyledim halen bugüne kadar anlayamadı. Şimdi söylediğim de ona benzedi. Ters orantılı demektir. Yani 'Bu adamın hırsızlığını herkes biliyor, bir de halka sorayım' diyor. Halka soruyorsun, 'bu adama oy veririm' sonucu çıkıyor. 'Bu adama nasıl oy verirsin?' dediğinizde, 'Hırsız olduğunu biliyorum ama o benim işimi çözmüştü, kapısına gitmiştim bana birşey ısmarladı, düğünüme geldi, nikahımı kıydı' gibi sonuç çıktı. Garip birşey ama ne yapalım, insanlar da garip, biz de garibiz."

"HİZİPÇİLİK YAPMAM"

Siyasi hayatında hizipçilik yapmadığını belirten Arınç, "Bütün bunları niye söyledim? Bizim belediye başkanlarımızın hepsi temiz, ahlaklı, başarılı temiz insanlar. Zaafları olabilir, ama biz onların kötü birşey yaptığını düşünmeyiz, ama bize birşey gelirse gereğini yaparız. Bunun örneklerini gösterdik. Bize yakışmayan bir hayat içerisinde olan, birtakım kirli ilşikileri olduğunu duyduğumuz insanları, bırakın duymamızı, ateş olmayan yerden dumanın çıkması bile bizim onlar hakkında karar vermemezi gerektirmiştir, biz temiz partiyiz. Çok sayıda adayımız var, hepsi kıymetli. Onlar için de anketler yapılıyor. Elimizdeki verileri toplamaya çalışıyoruz. Seçme noktasında çok zor bir işi de genel merkez yerine getiriyor. Sistemi böyle kuracağız, biz bildiklerimizi söyleyeceğiz adaylar konusunda. Tüm verileri biraraya getirecekler, onunla yetinmeyip sonra karar verecekler. 'Demek ki bu işte bir hayır vardır' deyip koşacağız. Bursa'da Recep Altepe neden aday olduğunu anlatmaya gerek yok. Başarılı hizmetler yapmıştır." ifadesini kullandı. Herkesin birşey söylediğini vurgulayan Arınç, "Diğer adaylar bizim düşmanlarımız değil, rakiplerimiz. Onlar da çalışmak için büyük gayret gösterecekler. Partileriyle bizi tökezletmek için ellerinden geleni yapacaklar. Bir yarışın içinde olduğumuzu unutmayalım. Bizden bir oy bile kaybolmamalı. Hiçbir zaman kıskançlık, küskünlük olmasın. 'Nasip değilmiş, ben partimin bir neferiyim, başarı için adaydan daha fazla koşacağım' diyen insanlar yarışı baştan kazanmıştır. Ben karar verme noktasında olanlara Allah yardım etsin. Ben o noktada olsaydım zorlanırdım. Benim siyasette bildiğim birşey var; kendi işim, kendi yetkim, görevim ne kadarsa ondan bir gram fazlasını kullanmam. Hizipçilik yapmam. Partiyi şunun veya bunun partisi, bunun hizibi, şunun veya bunun kliği haline getirmek dünyada yapılacak en büyük kötülüktür. 'Küçük olsun benim olsun' yerine, 'Büyük olsun hepimizin olsun' mantığıyla hareket ediyoruz. Doğru kararlar vermekte Allah bize yardım etsin. Aday olmayanlar üzülmesin." şeklinde konuştu.

"BURSALI BİR İKİ TANE GAZETECİ KAMER GENÇ GİBİ CANIMI SIKIYOR AMA"

Türkiye'de ekonomik buhran çıkarmak için yapılan işbirlikleri olduğuna dikkat çeken Arınç, bunlardan medet bekleyen siyasetçilerin de olabileceğini öne sürdü. Oyunlara karşı uyanık olunması gerektiğini kaydeden Arınç, çözüm sürecinin yeniden kardeş kucaklaşmasına yol açacağını söyledi. Aşırı ırkçı söylemlerin Türkiye'ye faydasının olmadığını anlatan Arınç, "Cili, culu şeylerin ülkeye faydası olmadı. Milliyetçilik kötü değil ama bunu ırkçılığa dönüştürürseniz bu bölenmelere, parçalanmalara yol açar. Biz birleştiriciyiz. Özelli Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi'ne gidiyorum, halkımızın çözüm sürecine inandığını görüyorum. Dirayetli olacağız." diye konuştu. Arınç, Bursa'da görev yapan gazetecilere de gönderme yaparak, "Çatmadan duramıyorum. Başbakanımızın Recep Altepe'nin kulağına söylediğini herkes tahmin etti, ama Selahattin Adıgüzeller yaklaştı. Buranın gazetecileri de güzel bir iki tanesi böyle Kamer genç gibi canımı sıkıyor ama.." dedi. CİHAN

Yorumlar