AKP İzmir Milletvekili İstifa Etti
AK Parti İzmir Milletvekili İlhan İşbilen, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında partisinden istifa ettiğini açıkladı.
İşbilen, "Zulümler takibatlar, fişlemeler, tasallutlar öyle bir
noktaya ulaştı ki, partinin bir milletvekili olmama rağmen evime
dinleme cihazı konuldu. Eşimin ve kız kardeşimin kurduğu vakıf
baskılara maruz kaldı" dedi.
TBMM'de basın toplantısı düzenleyen İşbilen, "Güzel bir haberi veya
güzel bir hadiseyi size duyurmak maksadıyla huzurlarınızda olmak
isterdim. Mateessüf, ülkemizde son zamanlarda hepimizin gözü önünde
cereyan eden hadiseler üzerine, almak zorunda kaldığım üzücü bir
kararı size duyurmak üzere huzurlarınızdayım. Ben Adalet ve
Kalkınma Partisi'nden İzmir milletvekili adayı olurken günün
birinde çok üzücü bir şekilde partiden istifa kararı almak
mecburiyetinde kalacağım hiç aklıma gelmezdi. Ama ne yazık ki,
Sayın Cumhurbaşkanı'nın da ifade ettiği gibi ülkemiz birkaç aydır
adeta türbülansa girmiş bir uçak gibi sallanıyor. Rotasından çıkmış
görünüyor. Ne yazık ki çare bulmak mecburiyetinde olanlar,
üzerlerine düşen vazifeyi yapmıyor. Türkiye bu krize nasıl girdi,
neden bu krizi yaşıyor hususunu size sormak istemem. Günlerdin
yaşananlar ayan beyan her şeyi gösteriyor. Ben AK Partinin bir
milletvekili olarak daha dershaneler tartışmasın yaşandığı kasım
ayında Milli Eğitim Bakanı Naci Avcı'nın partinin
milletvekilleriyle birlikte basına kapalı toplantıda düşüncelerimi
parti zemininde çok açık ifade ettim. Hatta o konuşmamı yapmamı,
bizzat AK Parti Grup Başkanvekilleri ve milletvekili arkadaşlarım
istediler. O konuşmamda şunları söylemiştim; 'Gidişimiz maalesef
iyi değildir. Siyasetin görevi krizler üretmek değil. Toplumum
talep ve beklentilerine cevap vermektir. Lüzumsuz bir şekilde bir
dershane tartışmasıyla ülkeyi geriyoruz. Önümüzde 3 seçim geliyor.
Bu kriz ortamından biran önce çıkmalıyız.' O gün alkışlanan ve
tebrik edilen bu konuşmamdan sonra Başbakan’ın beni çağırıp
görüşmesini bekledim ve talebimi dile getirdim. Ancak ne yazık ki
başbakandan beklediğim cevap gelmedi. Şunu belirteyim 2,5 yıldır bu
partide milletvekiliyim. Sayın başbakanla böyle bir görüşme
yapamadım. Bu süreçte her şeye rağmen, belki Fethullah Gülen Hoca
Efendi ile sayın başbakan arasında diyaloğa vesile olurum diye de
bekledim. Ancak başbakandan böyle bir işaret alamadım" dedi.
Partiye giriş sürecini anlatan İşbilen, "Sayın başbakanın talebi
üzerine aday oldum. AK Parti'de görev yaptığım 2,5 yıl boyunca hep
ülkenin uzlaşmacı bir siyaset anlayışı ile yönetilmesi ve toplumun
her kesiminin kucaklanmasını gerektiğine inandım. Uhdeme tevdi
edilen milletvekilliği görevimi ifa ederken, sadece AK Parti'deki
milletvekilleriyle değil Genel Kurulda temsil edilen partilerin
sözcü ve milletvekilleri ile diyaloğ içinde olmaya özen gösterdim.
Onlarla kardeşlik duygusu içerisinde oldum. AK Parti'nin vaatleri
olan toplumsal barış, uzlaşma ortak yaşama, ileri demokrasi
söylemlerine rağmen, vatan ve milletimizin yükselmesi için çalışan
hizmet hareketine ve bu hareketin manevi mimarı muhterem Fethullah
Gülen hoca efendiye yönelik akıl, insaf, vicdan ve insanlık dışı
ağır itham ve hareketler her gün artarak sürüyor. Bu durum yurt
içinde ve yurt dışındaki milyonlarca insanımız gibi bu ülkenin bir
vatandaşı olarak beni derinden yaralıyor. Ben muhterem Fethullah
Gülen hoca efendiyi 50 yıldır yakinen tanırım. Muhterem Hoca
Efendi'ye bugün yapılan hakaretleri ömrüm boyunca duymadım.
Haşşaşi, çete reisi, alim müsveddesi, içi boş vaiz, sahte veli,
yalancı peygamber, paralel devletin başı, dış güçlerin taşeronu,
İsrail uşağı, maşa, ABD' de esir, kaset şantajcısı ve
telekulakçı. Daha neler neler. Hizmet camiası inlere benzetildi.
Hizmet insanları, inlerine girilip elleri ve belleri kırılacak
teröristler gibi sunuldu. Bu arada kim olduğu şüpheli eski
bürokrat, yeni bir siyasetçi. Fethullah Gülen hoca efendiye
yönelik ,hem de memleketi Erzurum'da 'sen kimsin' diye tiksinti
verici,mide bulandırıcı bir konuşma yapabildi. Elbette kimin kim
olduğu bir gün ayan beyan ortaya çıkacak. Bunca hakaret, tezvirat
ve iftiraların sebebi neydi. Hepinizin malumu yolsuzluk
operasyonları. Geçmiş ve şimdiki siyasi partilere bakalım. Bunların
liderleri, bakanları, milletvekilleri ve yakınları hakkında hiç
yolsuzluk operasyonu yapılmadı mı? Yapıldı, peki nasıl hareket
etiler. Bu şekilde masum insanlara ve muhterem Fethullah Gülen hoca
efendiye hakaret mi ettiler, iftira mı attılar? Hayır, yolsuzluk
isnatları karşısında adalete inandılar ve adalete teslim oldular.
Peki Fethullah Gülen hoca efendiye yapılan bu insanlık dışı hakaret
ve iftiralar karşısında mahşeri vicdan ne diyecek. Eğer hoca efendi
böyle bir insan ise, partinin yöneticileri ve milletvekilleri neden
akın akın, defalarca ve yıllarca ABD 'de kendisini ziyarete
gittiler ve emir ve dualarını aldılar. Bülent Arınç, Ahmet Davutoğlu ve Zafer Çağlayan gitmedi mi?
Sayın başbakan daha geçen yıl Mayıs ayında ABD'de hoca efendi ile
görüşmek istemedi mi? Görüşme mümkün olmayınca elçi olarak Bülent
Arınç'ı göndermedi mi?" dedi.
11 YILLIK PARTİ NASIL DİYEBİLİR
İşbilen, sözlerini şöyle sürdürdü; "100 yıllık geçmişi olan bir
hizmet hareketine sadece 11 yıllık geçmişi olan bir parti yetkilisi
nasıl, 'Biz varsak siz de varsınız, biz yoksak siz de yoksunuz'
diyebilir? Hele hele bir mümin nasıl bu kadar kolay söyler. Çünkü,
bu hizmet hareketi, ortaya çıktığından bu yana sadece Allah'ın
inayeti ve halkın desteğiyle bugünlere kadar geldi ve Allah’ın
izniyle aynı şekilde yoluna devam edecek. Bütün cihana ve insanlığa
endeksli olarak hizmetlerini ihlas ve samimiyetle sürdürecek."
HOCA EFENDİ 'PARTİDEN AYRILMA' DEDİ
İşbilen, "Fethullah Gülen ile 2 aydır telefonla bile görüşmediğini
söyleyen İşbilen, “Bundan önceki görüşmelerimde banan ısrarla
söylediği partiden ayrılmamamdı. Bugüne kadar sabırla partide
kalmaya çalıştım. Ancak öyle bir noktaya geldim ki, yakın dostlarım
bile 'Hizmet camiası ve hoca efendiye bu kadar ağır saldırılara
rağmen hala partide kalacak mısınız?' diyerek bana ağır sitemlerde
bulundular" dedi.
EVİME DİNLEME CİHAZI KONULDU
Evine dinleme cihazı konulduğunu iddia eden İşbilen, "Zulümler
takibatlar, fişlemeler, tasallutlar öyle bir noktaya ulaştı ki,
partinin bir milletvekili olmama rağmen evime dinleme cihazı
konuldu, eşimin ve kız kardeşimin kurduğu vakıf baskılara maruz
kaldı. Korkarım ki, işte o zaman, yapılan bu ağır zulümlere ve
iftiralara Allah'ın mukabelesi aynı şekilde ağır olur. Ve o gün,
birileri için ağlama ve pişmanlık günü olacaktır. Bu aşamada, artık
AK Parti'de bulunmamın bir anlamı kalmadığını,bu partinin çatısı
altında var olma sebebimin ortadan kalktığını düşünüyorum. Gelinen
bu vahim aşamada, kendi vicdanı kararımla AK Parti'den istifa
ediyorum" dedi. İşbilen, gazetecilerden soru ise almadı.
Yorumlar