'Adaletin olmadığı yerde haksızlıklar, hukuksuzluklar ve zulüm başlar'

Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici, adaletten ayrılındığı zaman, adalet yok olduğu zaman, aslında herşeyin yok olacağını, orda haksızlıklar, hukuksuzluklar ve zulüm başlayacağını söyledi. Kime karşı yapılırsa...

Google Haberlere Abone ol
'Adaletin olmadığı yerde haksızlıklar, hukuksuzluklar ve zulüm başlar'

Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici, adaletten ayrılındığı zaman, adalet yok olduğu zaman, aslında herşeyin yok olacağını, orda haksızlıklar, hukuksuzluklar ve zulüm başlayacağını söyledi. Kime karşı yapılırsa yapılsın haksızlığın, hukuksuzluğun karşısında olduğunu vurgulayan Destici, polislere yönelik operasyonla ilgili "Öfkeyle, kinle nefretle ve öç alma duygusuyla hesap sorma duygusuyla yapılıyorsa bu kabul edilemez. Hiç kimsenin orda anneleri, bacıları çocukları gözü yaşlı bir şekilde bekletmeye; eğer söylendiği, iddia edildiği gibi gözaltı süreleri dolduğu halde serbest bırakılmıyorlarsa, mahkemeye sevk edilmiyorlarsa bu tam bir zulüm. 12 Eylül mahkemelerinin, 28 Şubat mahkemelerinin yaptığı zulme benzer zulümdür." dedi.

BBP'nin merhum lideri Muhsin Yazıcıoğlu'nun mezarının bulunduğu Taceddin Dergâhı'nda Ramazan Bayramı namazını kılan Destici, daha sonra Yazıcıoğlu'nun kabri başında Kur'an-ı Kerim okudu, dua etti. Vatandaşlarla bayramlaşan Destici, çocuklara ise 10 lira bayram harçlığı verdi.

Bütün İslam dünyasının mübarek Ramazan Bayramı'nı tebrik eden Destici, "Hem ülkemiz, hem İslam dünyasına hayırlara vesile olmasını yüce Allah'tan diliyorum. Kan ve gözyaşı var pek çok İslam dünyasında. Gazze ve Filistin, Musul, Kerkük, Türkmeneli'nda yaşanılanlar gerçekten bizleri ziyadesiyle üzmüş durumda. Millet olarak üzülmüş durumdayız. Bayramı iki duygu ile karşıladık. En büyük hediye bayramı büyük sevinçle karşılarken; öbür tarafta başta Gazze ve Türkmeneli olmak üzere İslam dünyasındaki bu kan ve gözyaşından dolayı büyük üzüntü ve acı içerisinde bu bayrama girdik, idrak ediyoruz. Bu bayram, inşallah Müslümanların birliğine, kardeşliğine vesile kılar. Zalimleri de başta katil terörist devlet İsrail olmak üzere tüm dünyadaki zalimleri de kahrı perişan eder." diye konuştu.

"ÜLKEMİZDE ADALETSİZLİKLER, HUKUKSUZLUKLAR YAŞANIYOR"

"Ülkemizde de adaletsizlikler ve hukuksuzluklar yaşanıyor." diyen Destici, şöyle devam etti: "Büyük bir çoğunluğumuz bayramı barış ve kardeşlik içerisinde, birlik beraberlik içerisinde, hiçbir huzursuzluk yapılmadan karşılamak istiyoruz. Ama maalesef her bayrama Türkiye'de belli kesimler, buruk ve hüzünlü bir şekilde giriyor, sokuluyor ne hikmetse. Halbuki her şeyin başının adalet olduğunu hiçkimsenin unutmaması lazım. Müslüman devlet adamının iki yüzü vardır. Bir tanesi Allah'a dönük yüzü tevhid ve duadır. Öbür yönü ise vatandaşa dönük yönü ise adelet olmalıdır. Adaletten ayrıldığı zaman, adalet yok olduğu zaman, aslında her şey yok olmuş demektir. Orda haksızlıklar, hukuksuzluklar ve zulüm başlamış demektir. Bu zulümlerin olmamasını arzu ediyoruz. Hiç kimsenin özellikle devleti yönetenlerin kinle, nefretle, öç alma duygusuyla hareket etmesinin doğru olmadığını düşünüyoruz. Tam tersine adaletle, hoşgörüyle, sevgiyle hareket edilmesinin daha doğru olacağını düşünüyoruz."

"CUMHURBAŞKANI SEÇİMİ KAMPLAŞMAYA, AYRIŞMAYA SEBEP OLMASIN"

Cumhurbaşkanı seçimlerinin birlik, beraberlik ve kardeşlik içinde geçmesini isteyen Destici, kamplaşmaya, ayrışmaya sebep olmaması gerektiğini belirtti. Bu seçimin inananlarla inanmayanların, Müslümanlarla Müslüman olmayanların seçimi olmadığına dikkat çeken Destici, "Nihayetinde Türkiye'ye bir cumhurbaşkanı seçeceğiz. Millet kimi tercih ederse Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin ve hepimizin cumhurbaşkanı olur. Herkesin olaya böyle bakması lazım. Olayı kamplaştırmadan, ayrıştırmadan, bölmeden, gerginlikler oluşturmadan, demokrasi havası içinde, şölen, barış ve birlik içinde geçmesi için gayret göstermesi lazım, her kesimin. İlk başta bunu yapacak olanlar ise Türkiye'yi yönetenlerdir." ifadelerini kullandı.

"RAMAZAN BAYRAMI GEÇMESİ BEKLENEBİLİRDİ"

Ramazan'da sahur vakti gözaltına alınan polis müdürlerine yönelik operasyona ilişkin bir soruya ise Destici, "Kime karşı yapılırsa yapılsın, haksızlığın, hukuksuzluğun karşısındayım. Özellikle Ramazan ayı içerisinde, sahur vaktinde yine kime karşı ve kim tarafından yapılırsa yapılsın doğru olmadığını bir kere daha ifade ediyorum. Üç gün beklenebilirdi en azından. Sahur vaktinin geçmesi beklenebilirdi, Ramazan Bayramı'nın geçmesi beklenebilirdi. Çünkü kaçan, göçen yok. Herkes vazifesinin başında vazifesini yapıyor. Ama öfkeyle, kinle, nefretle ve öç alma duygusuyla, hesap sorma duygusuyla yapılıyorsa bu kabul edilemez bir durum. Özellikle bunun Ramazan ayı içerisinde yapılıyor olması hiç kabul edilemez bir durumdur. Hiç kimsenin orda anneleri, bacıları, çocukları gözü yaşlı bir şekilde bekletmeye, eğer söylendiği, iddia edildiği gibi gözaltı süreleri dolduğu halde serbest bırakılmıyorlarsa, mahkemeye sevk edilmiyorlarsa bu tam bir zulüm. 12 Eylül mahkemelerinin, 28 Şubat mahkemelerinin yaptığı zulme benzer zulümdür diye düşünüyorum. Buradan inşallah en kısa zamanda dönülmesini ümit ediyorum." şeklinde konuştu.

Toplumun önemli bir kesiminde, "Bu polisler geçmişte KCK'ya karşı yürüttükleri operasyonlardan dolayı, PKK terör örgütüne karşı yürüttükleri operasyonlardan dolayı, en önemlisi de devlet içerisinde yolsuzluk, hırsızlık yapan, rüşvet çarkı içerisinde girmiş olanlara karşı yürüttükleri operasyonlardan dolayı şu anda onlardan bir hesap soruluyor ve diğerlerine de göz dağı veriliyor" gibi bir anlayış oluştuğunun altını çizen Destici, bu anlayışın bile oluşmuş olması, yerleşmiş olmasının gerçekten kötü bir şey olduğunu söyledi.

"GEÇMİŞTE KENDİLERİNE YAPILAN MUAMELERİ, BUGÜN BAŞKALARINA YAPIYOR OLMAKTAN BÜYÜK UTANÇ VE PİŞMANLIK DUYMALILAR"

"Herkes şunu demiyor: Burda yapılanlar doğrudur, adalettir." diyen Destici, şöyle devam etti: "Demiyorsa burda bir problem var. Bu problemi çıkaranlar, Türkiye'ye yaşatanlar, birkere daha düşünmeleri lazım. Geçmişte kendilerine yapılan muameleri, bugün başkalarına yapıyor olmaktan büyük bir utanç ve pişmanlık duymaları gerektiğini düşünüyorum. Kim yaptıysa yaptı, eğer geçmişte birileri de bir diğerine yapmışsa onların da aynı pişmanlığı ve utancı duyması gerektiğini düşünüyorum. Adaletsizliği, haksızlığı, kumpası, zulmü kim kime karşı yaparsa yapsın, benim arkadaşım, babamın oğlu yaparsa yapsın, onun da karşısındayım. Hepimizin aynı duyarlılıkta olması lazım. Gün olur, devran döner, bugün birilerine yapılanlar, geçmişte olduğu gibi yarın da başkasına yapılıyor olabilir. Onun için önemli olan adalettir. Türkiye'yi gerçekten adil bir devlet haline getirmemiz lazım. Hukuk devleti haline getirmemiz lazım. Üstünlerin hukuku değil, hukukun üstünlüğünün geçerli olduğu bir Türkiye'ye kavuşturmamız lazım. Maalesef ne geçmişteki iktidarlar, ne de bu iktidar, elinde çok büyük fırsatlar olmasına rağmen, millet anayasa yapacak çoğunluk da vermesine rağmen, her türlü düzenleme yapabilecek çoğunluk vermiş olmasına rağmen, maalesef yapmadılar. Adeta gün savdılar, gün geçirdiler. İnşallah Rabb'im bunu bize nasip eder diyorum." CİHAN

Yorumlar