Yutkunma sorunu ciddi hastalıkların habercisi olabilir

"Esasında bademciklerin büyük olması, alerjiye yatkınlıklar, solunum problemleri, bunun dışında gece bazen yatak ıslatmaya kadar giden bazı problemler, konsantrasyon bozuklukları ve okulda başarısızlık gibi noktaların altında bazen yutkunma bozuklukları yatabilir"

Google Haberlere Abone ol
Yutkunma sorunu ciddi hastalıkların habercisi

İstanbul Sağlık ve Teknoloji Üniversitesi Çocuk Diş Hekimliği Anabilim Dalı Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Buğra Özen, bademciklerin büyük olması, alerjiye yatkınlık, solunum problemleri, gece yatak ıslatmaya kadar giden bazı problemler, konsantrasyon bozuklukları ve okulda başarısızlık gibi durumların altında yutkunma bozukluklarının olabileceğini bildirdi.

Aynı zamanda İstanbul Sağlık ve Teknoloji Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü Müdürü de olan Prof. Dr. Özen, AA muhabirine yaptığı açıklamada, yutkunma problemlerinin bebeklikle başlayan ve emme sorunlarıyla devam eden bir durum olduğunu, bunun 3 yaşına kadar düzelmesinin beklendiğini ancak bazı çocuklarda devam edebildiğini aktardı.

Dilin çok kuvvetli bir organ olduğunu, her yutkunmada çeneye 500 grama kadar kuvvet uyguladığını, gün içerisinde bir çocuğun yaklaşık 800 ila 2 bin kez yutkunduğunu, bunun da gün sonunda çeneye 1 tona kadar bir kuvvet oluşturduğunu ifade eden Özen, şunları kaydetti:

"Dil yanlış bir yerdeyse geliyor çeneye yanlış yerde çarpıyor. Akabinde burada çenede farklılıklar görmeye başlıyoruz. Üst çene yukarıya doğru çıkarken, ağız balık ağzına doğru dönüşüyor ve pozisyonlandırmalarda yanlışlıklara bağlı olarak ağızda çapraşıklıklar oluyor ve hava direkt olarak bademciklere ağızdan girerek çarpıyor. Burun bunu bir şekilde filtre edemiyor. Böyle bir şeyle karşılaştığımız zaman çocuk ağzını açarak daha fazla havayı ağızdan almak için pozisyonunu değiştiriyor. Direkt olarak kafayı öne getiriyor. Postur bozuklukları meydana geliyor. Postur bozukluklarının meydana gelmesiyle daha fazla oksijenlenmek için daha fazla ağzını açacak. Buna bağlı olarak bademcikler büyüyecek. Bademcikler büyüdüğü zaman alerji, astım problemleri meydana gelecek ve çocuğun postürüyle ilgili değişiklikler nedeniyle de uykuda problemler meydana gelmeye başlayacak. Çocuk derin uykuya dalamayacak. Derin uykuya dalamadığı gibi de gece belki de yatak ıslatmaya kadar giden problemlerle karşılaşacağız. Alerji problemleri maksimumda olacak. Yine burada çocuklarda venöz göllenme dediğimiz gözaltı torbalarında morluklar meydana gelmiş olacak. Biz şunu görüyoruz ki bu çocukların okul başarıları da çok düşüyor. Esasında bir yutkunmanın, bir dil pozisyonunun doğru hale getirilmesiyle çocuk daha dik hale geliyor, vücuduna daha fazla oksijen girmeye başlıyor, bu oksijenlenme sonucunda çocuğun hayat kalitesi yükseldiği gibi okul başarısı da artıyor."

Özen, ailelerin genellikle dişlerdeki çapraşıklık nedeniyle başvuru yaptığını, çocuklarının yutkunmasındaki sorunları bazı egzersizlerle ya da basit apareyler kullanarak düzeltme şansına sahip olduklarını, buna bağlı olarak da hastanın hayat kalitesinin çok iyi noktalara gelebildiğini vurguladı.

- "SORUNU BÜYÜME VE GELİŞİM SIRASINDA YAKALADIĞIMIZ ZAMAN DÜZELTEBİLİYORUZ"

Prof. Dr. Buğra Özen, "Esasında bademciklerin büyük olması, alerjiye yatkınlıklar, solunum problemleri, bunun dışında gece bazen yatak ıslatmaya kadar giden bazı problemler, konsantrasyon bozuklukları ve okulda başarısızlık gibi noktaların altında bazen yutkunma bozuklukları yatabilir. Bunlar çok basit tedavilerle, çok küçük önlemlerle küçük yaşlarda giderilirse hastalarımız çok daha büyük, komplike tedavilere ihtiyaç duymadan sağlıklı hale gelebilir. Bunu sağlayabilmek için diş hekimlerine belli aralıklarla kontrollere gelirlerse, küçük yaşlardan itibaren sadece çürük için değil, bu problemleri de diş hekimlerinin algılayabilmesi için ziyaretlerde bulunurlarsa hastalarımızı olaylar daha komplike hale gelmeden rahatlıkla tedavi ederiz." değerlendirmesini yaptı.

Sorunun farkındalığına ilişkin ailelere uyarılarda bulunan Özen, tedaviye ilişkin şu bilgileri verdi:

"Büyüme ve gelişim sırasında bunu yakaladığımız zaman bunu düzeltebiliyoruz. Ama artık erişkin haline geldikten sonra çene kemikleri oturmuş oluyor, akabinde ağız sanki bir balık ağzı gibi açılmış oluyor. Bu noktada ancak cerrahi operasyonlar devreye giriyor. Ama çok daha küçük yaşlarda, yani 5-6 yaş itibarıyla yakaladığımız zaman 11-12 yaşa kadar buna bağlı olarak sorunları çözebiliyoruz. Bazen dil bağları olabiliyor. Yine bu da aynı problemlere yol açabiliyor. Çocuk bazı sesleri çıkaramıyor. Konuşma terapistlerinde geçen çok uzun zamanlar meydana geliyor. Oysa o dil bağını bir dakika içerisinde lazerle çözebiliyoruz. Sonrasında çocukların ilk söylediği cümle şu olabiliyor 'Dilim dışarı çıkıyormuş.' R'leri, S'leri, F'leri söylemekte büyük problem vardı, çocuk 1-2 ay içerisinde tamamen bunları yenebiliyor. Zaten dil egzersizleriyle genellikle 4 ila 6 aylık periyotta iyileşmeleri görüyoruz. Biz ilk dişin sürmesiyle birlikte ağız temizliğinin başlamasını istiyoruz. Akabinde çocuk 1 yaşa gelmeden muhakkak diş hekimi kontrolü istiyoruz. Belli periyotlarla bu iş yapılırsa biz de sıfır çürüklü hastalarla sadece kontrolleri yaparak, hatalı alışkanlıklarından onları kurtararak karşımıza gelmelerini daha çok istiyoruz."

Yorumlar