Sancar, HDP TBMM Grup Toplantısı'nda konuştu

"Önce AKP karar versin, yürütmeyi kim temsil ediyor? Adalet Bakanı mı, İçişleri Bakanı mı? Görüşme talebinde bulunan AKP, Adalet Bakanı ve Grup Başkanvekillerinden oluşan bir heyeti gönderiyor. Ertesi gün İçişleri Bakanı, hakaret ve tehditlerine devam ediyor"

Google Haberlere Abone ol
Sancar, HDP TBMM Grup Toplantısı'nda konuştu

HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, "Önce AKP karar versin, yürütmeyi kim temsil ediyor? Adalet Bakanı mı, İçişleri Bakanı mı? Görüşme talebinde bulunan AKP, Adalet Bakanı ve Grup Başkanvekillerinden oluşan bir heyeti gönderiyor. Ertesi gün İçişleri Bakanı, hakaret ve tehditlerine devam ediyor." dedi.

Sancar, partisinin TBMM Grup Toplantısı'ndaki konuşmasına, Ağrı'nın Tutak ilçesinde meydana gelen kazada hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet, yaralılara şifa dileğinde bulunarak başladı.

"Türkiye'de toplumsal sorunların ağırlaştığını ve çözümsüzlük siyasetinin ülkeyi kirletmeye devam ettiğini" ileri süren Sancar, "Siyaset kurumunun temel amacı siyasal ve toplumsal sorunlara kalıcı çözümler üretmektir. Siyaset bunun için vardır, eğer bunun dışına bir amaca saparsa artık halkın kendi kaderini belirleme faaliyeti olmaktan çıkar; rant, yıkım ve çıkar aracına dönüşür. Bugün yaşadığımız tablo ne yazık ki böyle bir durumu ortaya koyuyor." diye konuştu.

HDP olarak halkı esas alan ve çözüm odaklı bir mücadele yürüttüklerini, iktidarın ise "Kürt sorunundan demokrasi ve adalet sorununa, ekonomik çöküşten doğa talanına kadar ülkenin karşı karşıya bulunduğu sorunları inkar eden bir anlayışa sahip olduğunu" savunan Sancar, kendileri dışındaki muhalefet bloğunun "Türkiye'de yaşanan sorunların kıyısında dolaştığını ve gerekli cesareti gösteremediğini" ileri sürdü.

Türkiye'de sorunları çözme imkanı olduğunu dile getiren Sancar, "Uzun yıllardır çözüm bekleyen ülke sorunları, iktidarın inşa etmeye çalıştığı yeni rejimle beraber daha da büyümüş durumda. Artık bir çöküş noktasına gelinmiştir. Çöküşten kurtulmanın yolu halk kesimlerinin dahil olduğu demokrasi ittifakıdır. Tarihsel gerçekler de bunu gösteriyor. Latin Amerika'da esen rüzgarlar da bunu her gün kanıtlıyor. Çoğulcu ve ortak hedeflere odaklanmış geniş demokrasi birliktelikleri oluşturulduğunda toplumların başına musallat olan soyguncu otoriter rejimler bir bir gidiyor. Burada da aynısı yapacağız." değerlendirmesinde bulundu.

"DEMOKRATİK CUMHURİYET İSTİYORUZ"

Demokrasi ittifakı kurmak için çalışmalarının devam ettiğini bildiren Sancar, zamanın daraldığını, kimsenin birlikte mücadele etmekten kaçma hakkının olmadığını kaydetti.

Demokratik cumhuriyet istediklerini, özgürlükçü ve eşit bir toplum hedeflediklerini ifade eden Sancar, "Cumhuriyetin demokratikleşmesi için çözüm üretmeyenler, bu modelin içini boşaltanlar, köklü sorunları yok sayanlar, cumhuriyeti ileriye götüremez. Cumhuriyeti demokrasi ile buluşturamazsak ortada cumhuriyet diye bir şey kalmayacaktır. Bunu yıllardır söylüyoruz. Cumhuriyeti savunan kesimler cumhuriyeti korumak istiyorlarsa bunun tek yolu vardır: O da cumhuriyeti demokratikleştirmektir." diye konuştu.

Sancar, 20 yıllık AK Parti iktidarında en az 900 gazetecinin tutuklandığını, kadınlara yönelik şiddetin katlanarak devam ettiğini ve cezaevlerinde hasta mahpuslara yönelik insafsız uygulamaların devam ettiğini savundu.

"ALEVİLERİN TALEPLERİ BU TORBALARA SIĞMAZ"

İçinde cemevlerine yönelik düzenlemeleri de bulunduran ve TBMM Genel Kurulunda görüşmelerine başlanacak olan kanun teklifine değinen Sancar, şöyle konuştu:

"İktidarın oyunları bitmiyor. Alevi sorununu elektrik, su ve beton meselesine indirgeyecek torbalar getiriyorlar. Alevilerin talepleri bu torbalara sığmaz. Alevi canların mücadelesi bu torbalarla ayrıştırılamaz, gölgelenemez, zayıflatılamaz. Alevilerin temel talebi bellidir, o da eşit yurttaşlıktır. Bütün Alevi kurumlarının ve canların ilk talebi, cemevlerinin ibadethane statüsüne kavuşturulması ve bunun anayasal güvence altına alınmasıdır. Cemevleri ibadethanedir, kültür merkezi değildir. Alevilik, folklorik gösteri nesnesi değildir. Buna kim böyle bakarsa Alevi inancına, on yılların mücadelesine hakaret etmiş olur. Alevilerin kendilerini tanımlama ve inancını yaşama hakkı vazgeçilmez ve dokunulmazdır. Hiçbir iktidar, Alevilerin ne olduğuna, ibadet ve ibadethanelerin ne olduğuna keyfi karar veremez. Ayrıca Aleviler özgürlükçü laik eğitim talep ediyorlar. Biz de bunu talep ediyoruz. Din derslerinin Alevilerin çocuklarına zorla okutulmasına karşıyız. Bunu sadece biz söylemiyoruz, AİHM ve Anayasa Mahkemesinin kararları ortada. Ama iktidar kararları uygulamak yerine şimdi çeşitli oyunlar çeviriyor."

"ÖNCE AKP KARAR VERSİN"

Sancar, AK Parti heyetinin anayasa değişikliğine ilişkin partisine yönelik yaptığı ziyaret sonrası ortaya çıkan tartışmalara da değindi.

Ziyaret sonrası adeta fırtına koparıldığını ve senaryo yarışı başladığını dile getiren Sancar, AK Parti heyetinin başörtüsü ile ilgili tekliflerini anlatmak ve destek istemek için diğer partiler gibi kendi partilerini ziyaret ettiğini hatırattı. Sancar, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Aslında bizler açısından karmaşık bir durum yok. Asıl karmaşa başkalarının kafalarında ve zihniyetlerinde. Her yerde tutarsızlık ve samimiyetsizlik var. Önce AKP karar versin, yürütmeyi kim temsil ediyor? Adalet Bakanı mı, İçişleri Bakanı mı? Heyetimizle görüşme talebinde bulunan AKP, Adalet Bakanı ve Grup Başkanvekillerinden oluşan bir heyeti gönderiyor. Ertesi gün İçişleri Bakanı, hakaret ve tehditlerine devam ediyor, bize saldırılarını daha yükseltiyor. Önce karar ver, bu hükümetin başı veya kalbi Soylu mu, siz misiniz? Eğer AKP politikalarının mimarı ve sahibi İçişleri Bakanı ise o zaman neden heyet gönderiyorsunuz? Neden uzlaşma için partileri geziyorsunuz ve bize geliyorsunuz? Sürekli nefret, düşmanlaştırma, iftira ve hakaret konuşmaları yapan, her türlü kumpasın arkasında çıkan, kirli işlerin içinde olduğuna dair sayısız albümlere sahip İçişleri Bakanı sizi temsil ediyorsa bize gelen heyet kimi temsil ediyor? Önce buna karar verin.

Gelelim bizim AKP ile iş birliğine hazır olduğumuza dair yorum yapanlara... Bu iktidarın kurmaya veya meşrulaştırmaya çalıştığı rejime karşı en etkili mücadeleyi biz yürütmüyor muyuz? Üstelik konforlu alanlara çekilerek, korunaklı sığınaklarda yer kaparak değil bedel ödeyerek yürütüyoruz bu mücadeleyi. Eski eş genel başkanlarımız, milletvekillerimiz, on binlerce yoldaşımız bu mücadeleyi kararlılıkla yürüttükleri için bedel ödüyorlar. Korunaklı alanlara çekilerek güvenli sığınaklarda HDP'ye ahkam kesecekseniz önce şu gerçeği bir görün: Biz mücadele etmenin de siyasette müzakere etmenin de değerini biliriz. Müzakere mücadeleden bağımsız bir şey değil. İktidarın asıl destekçileri, onun varlığını sürdürmesine yardımcı olanlardır. HSK üye seçiminde HDP'yi dışlamak için Mecliste grubu bulunan diğer partiler ne yaptılar? Gittiler HSK pazarlığına oturup üye pazarlığı yaptılar."

Öte yandan, toplantı çıkışında HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar ile grup toplantısı konuşmasına giden CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu kuliste karşılaşarak tokalaştı.

Yorumlar