Polis Akademisi Mezuniyet Töreni

- Cumhurbaşkanı Erdoğan: (3) - "Suriye ve Irak'ta yaşanan hadiseleri, bu ülkeler üzerinde yapılan hesapları Türkiye'den bağımsız olarak görmüyoruz. Eğer Türkiye konusundaki niyetler gerçekleşmiş olsaydı, zaten şu anda Suriye ve Irak başta olmak üzere tüm bölgemizde başka şeyler konuşuluyor olurdu. Bizim bozduğumuz oyunlar sebebiyle sürekli yeni senaryolar üretiliyor ve tedavüle sokuluyor" -"Kuzey Irak yerel yönetimi başındasın. Para, pul her şey var. Petrolün var, rahat dur. Neymiş? Bağımsız devlet olacakmış. 350 kilometre sınırın var, bizimle bunu konuştun mu? Yok. İran'la konuştun mu? Yok. Federal devletle konuştun mu? Yok. Öbür tarafta Suriye'de şu anda zaten içeride savaş var. Orayla mutabık mısın? Yok. Nasıl sen geliyorsun da böyle bir adım atıyorsun?"

Google Haberlere Abone ol
Polis Akademisi Mezuniyet Töreni

ANKARA (AA) - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Suriye ve Irak'ta yaşanan hadiseleri, bu ülkeler üzerinde yapılan hesapları Türkiye'den bağımsız olarak görmüyoruz. Eğer Türkiye konusundaki niyetler gerçekleşmiş olsaydı, zaten şu anda Suriye ve Irak başta olmak üzere tüm bölgemizde başka şeyler konuşuluyor olurdu. Bizim bozduğumuz oyunlar sebebiyle sürekli yeni senaryolar üretiliyor ve tedavüle sokuluyor." dedi.

Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde Polis Akademisi Mezuniyet Töreni'nde yaptığı konuşmada, mazlumların, mağdurların Türkiye'yi kendileri için sığınacak bir liman olarak görmelerinin bir mutluluk olduğunu söyledi.

Türkiye'nin "2,5 kuruşa muhtaç olduğu" dönemlerin yaşandığını ifade eden Erdoğan, "Marshall yardımlarıyla bu ülkenin askeri gücünün oluşturulduğu dönemler oldu ama şimdi artık öyle Marshall yardımı filan, falan yok. Biz bunları kendimiz yapar hale geldik artık bu güce kavuştuk. Askerimiz de polisimiz de hepsi bu güce kavuştuk. Eğer bu millet, bu ülke artık kendisi insansız silahlı, silahsız hava araçlarını üretir hale geldiyse işte bize o zulmü etmek isteyenler biz şimdi ev sahibi, güç sahibi yaptılar. Bunların daha da iyisi olacak. Bu konuda her türlü çalışmamız devam ediyor." dedi.

Eğitim faaliyetlerine değinen Erdoğan, özel eğitim kurumlarına tarihte hiç olmadığı kadar büyük bir alan açtıklarını, ilk, orta, lise, üniversite düzeyinde ve dini eğitim alanında okulu, öğrencisi, öğretmeni, yurdu ve diğer hususları ile yapılacak daha çok işin olduğunu söyledi.

İlim irfan işlerinin kıyamete kadar bitmeyecek bir sorumluluk olduğunu ve böyle bir yükün altına girildiğini ifade eden Erdoğan, şöyle konuştu:

"Kültür ve sanat alanına yönelmişseniz, ülkemizin katkıya en çok ihtiyacı olan alanda faaliyet gösteriyorsunuz demektir. Ne yapsanız karşılık bulur. Hangi hizmeti sunsanız, teşekkürle karşılık bulur. Bu kadar çok hizmet ve faaliyet alanı önümüzde dururken tutup tüm gücü imkanları devlet içinde paralel yapı oluşturmaya teksif etmek netice vermeyeceği gibi yılların emeğinin hebasına yol açar. Devlet kendi işini yapacak. Hayırsever, eğitimci, ilim-irfan sahibi kültür- sanat erbabı da kendi alanında en güzel hizmetleri vermeye çalışacak. Tüm bunlar milletin maddi maneve varlığını güçlendirmek, yüceltmek içindir. Her fırsatta ifade ettiğim gibi, bizim ölçümüz Şeyh Edebali'nin ifadesiyle insanı yaşat ki devlet yaşasın.'"

- "Desteği bulursanız gelir ülkeyi yönetirsiniz"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, herkesin ülke yönetimine talip olma hakkı olduğunu, bunun yolunun da siyasetten geçtiğini vurgulayarak, "Kurarsınız partinizi, çıkarsınız milletin karşısına, programınızı, hedeflerinizi anlatırsınız. Eğer gereken desteği bulursanız, iktidara gelir ülkeyi de yönetirsiniz. Ülke yönetiminde söz sahibi olmanın tek meşru yolu budur. Bunun dışındaki yol ve yöntemlerin darbelerden, cuntalardan, vesayet güçlerinden işgallerden bir farkı yoktur." diye konuştu.

Bir yandan içerideki ihanet odakları ile mücadele ettiklerini diğer yandan bölge ve dünyada yaşanan büyük değişim sürecinden Türkiye'yi güçlü bir şekilde çıkarmanın hesapları içinde olduklarına dikkati çeken Erdoğan, Türkiye üzerinde yapılan hesapları bozarak bugünlere geldiklerini söyledi.

Toplumsal kaos senaryolarının tutmadığını, darbe teşebbüslerinin neticeye ulaşmadığını ve terör örgütlerinin başarılı olamadığını belirten Erdoğan, "Şu anda Güneydoğu, Doğu buralarda polisimizle, jandarmamızla, askerimizle verilen mücadeleyle hamd olsun bire on netice alır noktaya geldik. Bu uluslararası terörle mücadelede aslında konulan çıtanın üstüdür. Bu çıtanın üzerine çıkmış vaziyetteyiz. Yeter mi, yetmez. Yeter olan nedir? Sıfırlamaktır. İnşallah o günleri de göreceğiz. Bu ülkeden o terör bulutları yok olup gidecek. İşte bu genç, dinamik kadrolarla bu işi de başaracağız." dedi.

- "Asıl oyunun bilincinde kararlılıkla adım atıyoruz"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Irak'ta yaşananlara da değinerek, "Suriye ve Irak'ta yaşanan hadiseleri, bu ülkeler üzerinde yapılan hesapları Türkiye'den bağımsız olarak görmüyoruz. Eğer Türkiye konusundaki niyetler gerçekleşmiş olsaydı, zaten şu anda Suriye ve Irak başta olmak üzere tüm bölgemizde başka şeyler konuşuluyor olurdu. Bizim bozduğumuz oyunlar sebebiyle sürekli yeni senaryolar üretiliyor ve tedavüle sokuluyor." dedi.

Türkiye'nin değişken ve sisli bir zeminde kendi hedeflerine bağlı kalarak farklı bir yol izlediğine işaret eden Erdoğan, büyük devlet olmanı verdiği vakarlara günlük gelişmelerin heyecanına kapılmadan asıl oyunun, amacın bilincinde olarak kararlılıkla adımları attıklarını söyledi.

Erdoğan, bu süreçte çıkarların yüzde yüz uyuştuğu, hedeflerin tam olarak kesiştiği hiçbir gücün olmadığını belirterek, "Herhangi bir konuda buluştuğumuz her ülkeyle veya güçle bir başka yerde maalesef ayrışıyoruz. Hatta karşı karşıya da geliyoruz. İşte bu karmaşık ilişkiler yumağı içinde ülkemizin ve milletimizin çıkarlarını koruyarak istiklalimizin ve istikbalimizi önceleyen bir anlayışla mücadelemizi yürütüyoruz." dedi.

Kuzey Irak'ta ortaya çıkan son durumun üzüntü verici olduğunu ancak üzerinden gelinemeyecek bir mesele olmadığını ifade eden Erdoğan, "Birlikte hareket etmeyi sürdürmemiz halinde çok daha güzel neticeler elde edebileceğimiz Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi anlamsız bir şekilde başlattığı bağımsızlık girişimiyle adeta kendini ateşin ortasına atmış bulunuyor. Kim senin bağımsızlığını kabul ediyor?

Erdoğan, 114 ülkenin Kosova'nın bağımsızlığını kabul ettiğini anımsatarak, Türkiye'nin İslam İşbirliği Teşkilatı Başkanlığını yürüttüğünü ve Kosova'nın tanınmasını istediğini ifade etti.

İslam İşbirliği Teşkilatı üyesi ülkelerden bile Kosova'nın bağımsızlığını halen tanımayan ülkeler olduğunu belirten Erdoğan, şunları kaydetti:

"Bazı yerde bütünleşiyoruz bazı yerde ayrışıyoruz. Kosova Müslüman halkının yüzde 90'ını aşkın kesimi Müslüman. Yok işte şurda şu var ondan dolayı sıkıntıya düşeriz. Onun için şu anda mümkün değil. Bu tür böyle saçma sapan bahanelerle karşımıza çıkanlar var. Şimdi Kuzey Irak'ta da otur oturduğun yerde işte. Kuzey Irak yerel yönetimi başındasın. Para, pul her şey var. Petrolün var rahat dur. Neymiş? Bağımsız devlet olacakmış. 350 kilometre sınırın var bizimle bunu konuştun mu? Yok. İran'la konuştun mu? Yok. Federal devletle konuştun mu? Yok. Öbür tarafta Suriye'de şu anda zaten içeride savaş var. Orayla mutabık mısın? Yok. Nasıl sen geliyorsun da böyle bir adım atıyorsun? İşte devlet yönetmek öyle bir aşiretin reisi olarak bu işi çözmekle olmuyor. Şimdi oradan hareketle herhalde kendisine de bu konuda ciddi teşvikler oldu. Bu oyuna gelerek adımı atmış bulunuyor. Maşallah yüzde 92 filan da kabul görmüş. Yüzde 72 katılım varmış, yüzde 92 'evet' demiş. Bunları biz çok gördük. Burada da darbeler olduğu zaman bu darbelerin neticesinde yüzde 95 'evet' diyenlerin olduğunu çok gördük.

Bir gazeteci, bir şoföre diyor ki bindiği araçta 'Ne oy kullandın? 'Evet' Peki ne düşünüyorsun? Durumlar iyi gitmezse ne olacak? 'Çocuklarımı toplarım Türkiye'ye giderim' diyor. Şimdi onlar bile bu işi hazmetmiş değil. 'Evet veriyorum ama bir aksilik olursa gideceğim yer Türkiye.' Konumumuzun ne olduğu ortada.

(Sürecek)

Yorumlar