LYS'de sınav stresine bir de 'sınava yetişme' telaşı eklendi

Adana’da, Lisans Yerleştirme Sınavı’na (LYS) son saniyelerde yetişen adaylar ilginç görüntüler oluşturdu.

Google Haberlere Abone ol
LYS'de sınav stresine bir de 'sınava yetişme' telaşı eklendi

Sonhaberler | Haber Merkezi

Üniversite adaylarının katıldığı Lisans Yerleştirme Sınavı sosyal bilimler oturumu (LYS-4) başladı. Türkiye'de 81 il merkezi ile Lefkoşa'da saat 10.00'da başlayan sınava, 538 bin 885 aday başvurdu. Sınav, tek oturumda uygulanacak ve 135 dakika sürecek. Sınavın başlama saatinden 15 dakika önce, adayların sınav binalarına alınma işlemi tamamlandı. Saat 09.45'ten sonra gelen adaylar sınav binalarına alınmadı.

LYS-4'te tarih, coğrafya-2, felsefe grubu ile din kültürü ve ahlak bilgisi testleri yer alıyor. Adaylar, tarih testinde 44 soruyu 65 dakikada, coğrafya-2 testinde ise 14 soruyu 20 dakikada cevaplayacak. Felsefe grubu ile din kültürü ve ahlak bilgisi testinde ise 32 soru bulunacak ve 50 dakika cevaplama süresi verilecek. Her bir test ayrı soru kitapçığında bulunacak, tek cevap kağıdı kullanılacak.

AÇIK UÇLU SORULAR

Tarih testi ve coğrafya-2 testlerinde birer soru, felsefe grubu ile din kültürü ve ahlak bilgisi testinde tüm adaylar için ortak olan bir soru, kısa cevaplı olacak. Adaylar bu soruların yanıtını, cevap kağıdının ilgili alanında (cevap kağıdının ön ve arka yüzünde) yazacak ve kodlayacak. Cevap kağıdının değerlendirilmesinde kodlanan bilgiler, optik okuyucu tarafından okunacak. Doğru yazılan ancak kodlanmayan veya yanlış ve eksik kodlanan cevaplar işleme alınmayacak.

Adaylar, birinci ve ikinci testin (tarih testi ve coğrafya-2 testi) cevaplama süresi içinde, üçüncü testin (felsefe grubu ile din kültürü ve ahlak bilgisi testi) ilk 15 ve son 15 dakikası içinde sınav salonundan ayrılamayacak.

GEÇ KALANLAR ALINMADI

Üniversite adayları, LYS-4 sosyal bilimler sınavında sorulara doğru cevap verebilmek için ter dökerken, okul bahçelerinde bekleyen aileler de çocukları için dua ediyor.

LYS sosyal bilimler oturumuna girmek için okullara gelen öğrenciler, giriş belgeleri, kimlikleri ve üzerleri kontrol edildikten sonra sınıflara alındı.

Bina sınav sorumlusu tarafından 09.45'te okul kapısı kapatılarak, sınavın başlamasına 15 dakika kala sınıflara aday alınmadı.

"DÖNÜM NOKTASI"

Bazı öğrencilerin sınava yetişmek için koştukları görüldü.

Sınava girecek öğrenciler, heyecanlı olduklarını, çalışmalarının karşılığını almaya geldiklerini ifade etti.

Öğrenci Sümeyye Aydoğan, heyecanını yenmesi gerektiğine işaret ederek, "Bu benim için dönüm noktası. Heyecanımı bastırmak için son günlerde dersleri bırakıp genellikle kendime vakit ayırdım. Uyku düzenimi oturttum. Onun dışında ekstra bir şey yapmadım." diye konuştu.

Sınava geç kalan İsmail Uslu, Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesindeki görevlilerin kendisine "Artık alamıyoruz" dediğini söyledi. 

Bunun kendi hatası olduğunu belirten Uslu, "Aslında yanlışlıkla büyük kampüse gitmişim. Buraya yönlendirdiler. Biraz da orada oyalandık, geç kaldık. Kuralı biliyordum da heyecan, stres falan, unutmuşum sabah kalktığımda." dedi.

Okul bahçesinde bekleyen bazı aileler de çocuklarına destek olmak için Kur'an-ı Kerim okudu, dua etti.

Adana’da, Lisans Yerleştirme Sınavı’na (LYS) son saniyelerde yetişen adaylar ilginç görüntüler oluşturdu. ÖSYM bu sene kural değişikliğine giderek saat 10.00’da başlaması gereken YGS sınavında salona aday alımlarını saat 09.45’e çekmişti. Bugün yapılan LYS-4 Sosyal Bilimler sınavında ise aynı kural geçerli olunca ilginç görüntülerin oluşmasına neden oldu. Çukurova Üniversitesi’ne bağlı Adana Meslek Yüksek Okulu’da kural gereği saat 09.45’te okulun bahçe kapısını kapattı. Son saniyelerde okula gelen adaylar ise koşarak sınava girmeye çalıştı. Bu sırada ise Veli Ceren isimli bir öğrenci 09.48’de sınavın yapılacağı okula gelip bahçe kapısından girdi ancak arama noktasında polis ile tartışıp basın mensuplarının kendisini çekmesine tepki gösterdi ve ‘Ben sınava girmeyecektim, gezmeye geldim’ deyip üzüntülü bir şekilde okuldan ayrıldı. Veliler ise okulun dışarısında kaldırımlara oturarak çocuklarının sınavdan çıkmasını bekleyip dua etti.

RUĞ SAĞLIĞINI OLUMSUZ ETKİLİYOR

Sağlık Bilimleri Üniversitesi Bakırköy Prof. Dr. Mazhar Osman Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi Sağlık Araştırma ve Uygulama Merkezi Çocuk ve Ergen Psikiyatri Kliniği Eğitim Sorumlusu Doç. Dr. Gül Karaçetin, AA muhabirine yaptığı açıklamada, sınav kaygısı ve stresiyle baş etme yollarına ilişkin çocuklara ve ailelere önerilerde bulundu.

Sınav kaygısının oluşmasının sebebinin çocukların sınavla ilgili olumsuz düşünceleri ve başarılı olabileceklerine dair kendilerine güvenmemeleri olduğunu kaydeden Karaçetin, bu anlamda oluşan kaygıyla baş etmede en önemli noktalardan birinin çocukların bu konuya ilişkin düşüncelerde farkındalık kazanmaları ve bu olumsuz düşünceleri alternatifleriyle değiştirebilmeleri olduğunu söyledi.

Karaçetin, çocukların, "başarısız olacağım", "istediğim okulu kazanamayacağım", "aldığım puanı ailem ve öğretmenlerim beğenmeyecek", "çalıştıklarım boşa gidecek" gibi düşüncelerin sıklıkla sınav kaygısını tetiklediğini vurgulayarak, şöyle devam etti:

"Bu olumsuz düşüncelerle baş etmedeki temel prensiplerden birisi 'başarı' kavramının çocuk ve ailesi tarafından alınan not değil, gösterilen çaba olarak tanımlanmasıdır. Bu tanımlama, çocuğun sınav öncesinde gösterdiği çabayı göz önünde bulundurarak, sınav sonucu aldığı puan ne olursa olsun, gösterdiği çaba oranında kendini başarılı olarak tanımlamasını sağlayacak ve büyük oranda kaygıyı azaltacaktır. Olumsuz düşüncelerin yerine 'şimdiye kadar elimden geleni yaptım, sınav şimdiye kadar gösterdiğim çabanın karşılığını alabileceğim bir fırsat', 'başarılı olabilirim', 'istediğim okulu kazanabilirim', 'bu bir felaket değil, istediğim sonuç olmasa bile çaresi bulunabilir', 'ailem ve öğretmenlerim benim ne kadar çalıştığımı biliyor' gibi alternatif düşüncelerin oluşturulması kaygıyla başa çıkmak konusunda yardımcı olur."

Gül Karaçetin, kaygıyla baş etmede unutulmaması gereken bir noktanın da heyecan ve kaygının ayrımı olduğuna işaret ederek, "Sınav öncesi çocuk heyecanlanabilir, bu doğal bir tepkidir. Sınav heyecanını sınav kaygısına çeviren temel faktör, çocuğun sınavla ilgili olumsuz düşünceleri ve bu heyecanla baş edebileceğine dair kendisine inanmamasıdır." ifadesini kullandı. 

Doç. Dr. Karaçetin, ailelere bu süreçte önemli bir rol düştüğünü belirterek, şunları kaydetti: "Çocukların sınava atfettikleri anlamı belirleyen en önemli etkenlerden birisi ailenin tutumudur. Sınavın 'yeterlilik, zeka ya da sevilmeye layık olma' göstergesi olduğu mesajı verilmesi, çocuğun sınavı kazanamama durumunda kendisinin 'yetersiz, değersiz, sevilmeyen ve zeki olmayan' bir konumda olacağı şeklinde felaket senaryolarına yol açarak kaygısını arttıracaktır. Ailelerin çocuklarına vermeleri gereken mesaj; sınavın istediği mesleği kazanmasını sağlayacak bir araç ve dersler konusunda gösterdiği çabanın bir göstergesi olduğu, zekasının göstergesi olmadığı, sınavda istediği puanı alamasa dahi çaba gösterdiği için başarılı olduğu, sınavı kazanmasa da onu her zaman sevecekleri yönünde olmalıdır. Ayrıca, çocuğun diğer çocuklarla karşılaştırılmasından kaçınılmalıdır."

LYS

Yorumlar