ORDU (AA) - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Şunu hiç kimse
unutmasın, bundan sonra terörü önleme konusunda önlerinde hiçbir
mazeret yok, bitir kardeşim terörü, ne istediysen oldu, ne
istediysen verdik, gelen her şehidin vebali senin boynunadır
artık." dedi.
Kılıçdaroğlu, çeşitli temaslarda bulunmak üzere geldiği Ordu'daki
fındık çalıştayında yaptığı konuşmada, fındık üreticilerinin
sorunları olduğunu ve yine sorunları bulunan Adana'ya da haftaya
gideceklerini belirtti.
Kemal Kılıçdaroğlu, "Başka üreticilerin sorunları var, dikkatinizi
çekerim, hep üreticilerin sorunu var. Ne demek üretici? Alın teri
döken demek, yani Mustafa Kemal Atatürk'ün 'köylü bizim
efendimizdir' dediği çiftçilerin sorunları vardır, o sorunları
çözmek Cumhuriyet Halk Partisi'nin, yani halkın partisinin temel
görevidir ve bunu yapacağız." diye konuştu.
"Şunu her yerde rahatlıkla söyleyebilirsiniz, her yerde, nerede bir
sorun varsa, o sorunun çözüm adresi Cumhuriyet Halk Partisi'dir"
diyen Kılıçdaroğlu, "İşçinin mi sorunu var, sanayicinin mi sorunu
var, çiftçinin mi sorunu var, öğrencinin mi sorunu var, öğretmenin
mi sorunu var, emekçinin mi sorunu var, her sorunun doğru adresi
Cumhuriyet Halk Partisi'dir." ifadesini kullandı.
Kılıçdaroğlu, konuşmasına şöyle devam etti:
"Bu devleti kuranlar aslında biliyorlar, 1935 yılında birinci
onursal fındık kongresi toplanmış, 1938 FİSKOBİRLİK kuruldu,
üreticiler destekleniyor, üreticiler güçlendirilmek isteniyor ama
bakın 1935-2016 fındık sorunu var mı, var. Çözüm bekliyor mu,
bekliyor. Sizden özellikle bu bölgeden, Trabzon'dan tutun Ordu'su,
Giresun'u dahil tüm fındık üreticilerinin şu gerçeği görmesi lazım.
Onlar 'üretici kazansın' diye çaba harcamıyorlar, biz üretici
kazansın, alın teri kazansın diye mücadele ediyoruz. Herkesle
görüşüyoruz, her tarafla görüşüyoruz, sanayiciyle de görüşüyoruz,
işçiyle de görüşüyoruz, sorunu nasıl çözeriz diye. Sorunun çözüm
adresi Cumhuriyet Halk Partisi'dir."
DOKUNULMAZLIKLARIN KALDIRILMASI
Kemal Kılıçdaroğlu, dokunulmazlık dosyalarına değinerek, şunları
söyledi:
"Dokunulmazlık dosyası geldi, dediler ki 'Türkiye'de terör var,
terörü çözeceğiz ama şu dokunulmazlık var ya şu dokunulmazlık
yüzünden elimiz kolumuz bağlı'. Dedim ki getirin dokunulmazlığı,
biz dedik ki kürsü dokunulmazlığı hariç bütün dokunulmazlıkları
kaldıralım.
Kul hakkı yiyen adamın Meclis'te ne işi var? İhaleye fesat
karıştıran adamın Meclis'te ne işi var, yolsuzluk yapan adamın
Meclis'te ne işi var? Hodri meydan çekti Davutoğlu, aynı hodri
meydanı aynen gördü, getirin dokunulmazlığı kaldırmazsak hep
beraber hesabını soralım. Şunu hiç kimse unutmasın, bundan sonra
terörü önleme konusunda önlerinde hiçbir mazeret yok, bitir
kardeşim terörü, ne istediysen oldu, ne istediysen verdik, gelen
her şehidin vebali senin boynunadır artık. Hiçbir mazeret
üretemezsin, bunu bir köşeye yazıyorum. Sayın Davutoğlu'na dedim ki
dokunulmazlıkları kaldırıyoruz, güzel, hodri meydan çektin, o da
güzel, sen kaç oyla geldin iktidara? Yüzde 49,5 oyla. Kaç kişi sana
oy verdi? 23 milyon 600 bin kişi. Sen neden bu 23 milyon 600 bin
kişinin hakkını koruyup da Erdoğan'a hodri meydan demedin? Hangi
gerekçeyle hodri meydan demedin? Hangi gerekçeyle ben yüzde 49,5 oy
aldım, istifa etmiyorum, meydansa hodri meydan neden demedin?"
Eski Başbakan Davutoğlu'nun hakkını kendisinin koruduğunu iddia
eden Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
"Niye koruyorum? Demokrasi adına onun hakkını koruyorum. Madem ki
millet sana oy verdi, neden sarayın kapısında istifa dilekçesi
verdin? Demokrasiye inanmıyor musun? Sen efendim 'ben de gitmek
istemiyordum ama şartlar böyle gerekti...' Hangi şart kardeşim,
hangi şart? Milletin iradesinden daha büyük irade olabilir mi? Sen
23 milyon 600 bin kişinin oyunu nasıl, nasıl 23 milyon 600 bin
kişinin iradesini, bir kişinin iki dudağı arasına teslim edersin?
Bunun adı demokrasi değil, bu nedir? Kuzey Kore modelidir. Hepiniz
hatırlarsınız değil mi Kuzey Kore'yi, bir kişi konuşur, herkes onu
dinler, o ağlar, herkes ağlar."
Kılıçdaroğlu, dokunulmazlıkların kalktığını anımsatarak, "Şöyle bir
telaş var belli çevrelerde, 'aman ha sizi hapse atabilirler, aman
ha sizi tutuklayabilirler.' Yolsuzluk yaptık mı? Yapmadık.
Hırsızlık yaptık mı? Yapmadık. Kul hakkı yedik mi? Yemedik.
Namusumuzla adam gibi çalıştık, adam gibi siyaset yaptık." diye
konuştu.
Davutoğlu'na "Benim dokunulmazlığımı kaldırıyorsun, eyvallah. Hodri
meydan dedin, eyvallah. Sen niye dokunulmazlığını kaldırmıyorsun"
dediğini belirten Kılıçdaroğlu, "Bakanlar niye dokunulmazlığını
kaldırmıyorlar, Başbakanın niye dokunulmazlığı devam ediyor? Çünkü
onlar malı götürüyor, çünkü onlar yolsuzluk yaptılar. Onları
koruyorsun, kürsü dokunulmazlığı siyaset yapanın dokunulmazlığını
kaldıracaksın." diye konuştu.
Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
"Sanıyorlar ki biz çekineceğiz, aslan gibi gideceğiz, hakimin
karşısına oturacağız, ülkede başta hakim, hepsine demokrasi dersi
vereceğiz. Hiç kimse endişe etmesin. Niye hakimin karşısına
çıkacağız, demokrasi için çıkacağız? Düşünce özgürlüğü için
çıkacağız, medya özgürlüğü için çıkacağız, insan hakları için
çıkacağız, gençlerimiz için çıkacağız, kadın erkek eşitliği için
çıkacağız, hukukun üstünlüğü için çıkacağız, din ve vicdan
özgürlüğü için çıkacağız. Korkumuz yok, niçin korkacağız. Allah'tan
başka hiçbir korkumuz yok, biz kul hakkı yemedik, kimseye haksızlık
yapmadık."
Kendilerinin yargıya çıkmalarının, hakimin önünü çıkmalarının
demokrasi için bir kazanç olacağını savunan Kılıçdaroğlu,
"Özgürlükler için bir kazanç olacaktır, herkes diyecek ki
demokrasiyi CHP getirdi, evet CHP getirdi. Demokrasiyi
güçlendirecek olan da CHP'dir, özgürlükleri güçlendirecek olan da
biziz, çünkü biz bu ülkede herkesin düşüncesini özgürce
açıklayabileceği bir Türkiye yaratmak istiyoruz. Bunun mücadelesini
veriyoruz." dedi.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, bunun mücadelesinden birilerinin
korktuğunu ileri sürerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Korkuyorlar. İstedikleri kadar korksunlar. Bakın, bakanların
dokunulmazlıkları kalksın dedik, yolsuzluk yapanların
dokunulmazlıkları kalsın dedik, kaldırmadılar. Şimdi dava nerede
görüşülüyor, Amerika'da. Şu ayıp değil mi? Değerli arkadaşlar, şu
ayıp değil mi? Sen Türkiye Cumhuriyeti'nin yargısına güvenmiyorsun,
dokunulmazlığını kaldırmıyorsun. Amerikan yargısı seni yargılıyor
ve sen Türkiye'desin, böyle bir ayıp olabilir mi? Böyle bir
rezillik olabilir mi? Önümüzdeki günlerde göreceğiz, bütün
pislikler büyük bir ihtimalle ortaya çıkacak. Türkiye'nin kirli
çamaşırlarını Amerika mı yıkayacak? Neden biz kendi özgür
irademizle haksızlık yapanları yargılamıyoruz? Neden onları hakimin
karşısına çıkaramıyoruz, kul hakkı yiyenlerden neden bunun hesabını
soramıyoruz. Bunu da her yerde anlatmamız gerekiyor."
ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ
Anayasanın maddelerini hatırlatan Kılıçdaroğlu, "Üçüncü madde
'Türkiye devleti, ülkesi ve devletiyle bölünmez bütündür, dili
Türkçedir.' Nesini değiştirecekler? Başkanlığı getirecekler, eyalet
sistemini getirecekler, Türkiye'yi mi bölecekler? Cumhuriyet Halk
Partisi parlamentoda olduğu sürece ister 134 milletvekili, ister 1
milletvekili, Türkiye Cumhuriyeti'ni bölemezsiniz, izin
vermeyeceğiz." ifadesini kullandı.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, 2002'de eski Başbakan Bülent Ecevit
hükümeti devrettiğinde Türkiye'de terörün sıfır olduğunu öne
sürerek, şunları anlattı:
"Ne oldu 14 yılda? Türkiye bir terör batağına saplandı. Ne oldu 14
yılda, Türkiye'yi terör batağına kimler getirdi? PKK mahkemeler
kurdu, seslerini çıkarmadılar, şehirler dinamitlerle, patlayıcı
maddelerle donatıldı, seslerini çıkarmadılar. Askere alma daireleri
kurdular, seslerini çıkarmadılar, bir ilçede kamyonun üstünden
kalaşnikof silahlar dağıtıldı, polis müdahale etmek istedi. Asker
müdahale etmek istedi, vali dedi ki 'müdahale edemezsiniz, Ankara
izin vermiyor' ve sonunda bugünkü tablo ortaya çıktı. Her yerde
söyledim, Adalet ve Kalkınma Partisi'nin yöneticileri, bir daha
söylüyorum, Adalet ve Kalkınma Partisi'nin yöneticileri, yani bu
ülkeyi yöneten o insanlar, terör örgütüne açıkça yardım ve yataklık
yapmışlardır."
Ellerinde belge ve dokümanlar olduğunu savunan Kılıçdaroğlu,
"Bakanların konuşmaları var, Başbakanların konuşmaları var. 2014
yılında 292 yazı yazıldı askerler, güvenlik güçleri, 'şurada terör
örgütü yuvalandı, müdahale etmek istiyoruz' diye 292 yazı. 284'üne
diyorlar ki 'müdahale etmeyin, Ankara istemiyor'. Şehitlerin
sorumlusu kim? Gazilerimizin sorumlusu kim? Ben terör örgütüne
yardım ve yataklık yapıyorum diyorum, beni korkudan mahkemeye
veremiyorlar. Ağzımı her açtığımda mahkemeye veriyorlar ama bunu
söylediğim zaman mahkemeye veremiyorlar? Niçin? Bütün belgeleri o
mahkemeye getireceğim, bunların bütün kirli çamaşırlarını mahkemeye
getireceğim." ifadesini kullandı.
Kemal Kılıçdaroğlu, "Bir kişi emir verir ve aydınlar hapishaneye
girerse, bir kişi emir verir öğretim üyeleri hapse atılırsa, bir
kişi emir verir yasama organı çalışamaz noktaya gelirse, bir kişi
emir verir medya özgürlüğü kısıtlanırsa, biz bunun karşısında kapı
gibi duracağız. Çünkü biz Cumhuriyet Halk Partisi'yiz. Bizi
ezmeden, bizim kanımızı dökmeden siz Türkiye Cumhuriyeti'nin
rejimini değiştiremezsiniz, nokta." dedi.
Kılıçdaroğlu, "Bir şeyi unutmuyoruz, Adalet ve Kalkınma Partisi'nin
yöneticileri terör örgütlerine yardım ve yataklık yapan
insanlardır, bunu sakın unutmayın, her yerde söyleyin bunu.
Sorunların çözümünde tek adres vardır, adres Cumhuriyet Halk
Partisi'dir." diye konuştu.
Bu site deneyimlerinizi kişiselleştirmek amacıyla KVKK ve GDPR uyarınca çerez(cookie) kullanmaktadır. Bu konu hakkında detaylı bilgi almak için tıklayın. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.
Yorumlar