Kılıçdaroğlu hiç yenilmemiş gibi devam

Kılıçdaroğlu, seçimleri kaybettiği halde seçim öncesinde ortaya attığı çeşitli iddiaları dillendirmeye devam ediyor.

Google Haberlere Abone ol
Kılıçdaroğlu hiç yenilmemiş gibi devam

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Asgari ücretli 11 bin 402 lira alacak ama bir kişinin yaşam maliyeti 13 bin 439 lira olacak ve siz buna itiraz etmeyeceksiniz. Bu doğru değil." dedi.

Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, dün vefat eden CHP Spor Kurulu ve eski Türkiye Halter Federasyonu Başkanı Kenan Nuhut'un ailesine ve yakınlarına başsağlığı diledi.

Türkiye'nin 6 Şubat'ta büyük bir deprem felaketi yaşadığını, 50 binin üzerinde insanın hayatını kaybettiğini anımsatan Kılıçdaroğlu, herkesin yüreğinin hala deprem bölgesinde olduğunu söyledi. Depremden hemen sonra evi ve iş yeri yıkılan insanların doğal gaz ve elektrik borçlarının silinmesine yönelik Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarıldığını belirten Kılıçaroğlu, yıkılmayan, kısmen oturulabilen evlere doğal gaz ve elektrik faturaları gelmeye başladığını ifade etti.

Deprem bölgesindeki insanlara elektrik ve doğal gaz faturası gelmesinin doğru olmadığını anlatan Kılıçdaroğlu, yıl sonuna kadar deprem bölgesindeki evlerin elektrik ve doğal gaz faturalarının devlet tarafından karşılanması gerektiğini savundu. Depremden sonra başlatılan "Türkiye Tek Yürek" kampanyasına herkesin katkı vermeye çalıştığını dile getiren Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

"Taahhüt edilen para 115 milyar 146 milyon lira. 'Ben de bir aylığımı ödeyeceğim' dedim ve ertesi hafta aylığımızı yatırdık. Acı olan şu; 115 milyar liranın 74 milyar lirası yatırılıyor, 41 milyar lirası ise hiç yatırılmıyor. Kim bu parayı ödemeyenler? Eğer ben bu taahhüt ettiğim parayı ödemeseydim bütün havuz medyası aylarca yayın yapardı. Acaba bu parayı ödemeyenler beşli çeteler mi, yandaşlar mı? Nerede bu paralar, kim ödemedi bu paraları? Kim takipçisi olacak? Biz olacağız. Bu halkın karşılaştığı her sorunun takipçisi biz olacağız. Bu paralar yıl sonuna kadar deprem bölgesindeki bütün evlerin elektrik ve doğal gaz paralarını karşılar, ayrıca artar. Taahhüt edilen paraların toplanmasını, ödemeyenlerin kamuoyuna açıklanmasını ve gereğinin yapılmasını istiyoruz."

Kılıçdaroğlu, İller Bankasının belediyelerden yaptığı kesintilerin daha da arttığını öne sürerek, "Vicdanınız kurusun. En azından deprem bölgesindeki belediyelerin paralarını kesmeyin. Bunlar insanlara hizmet ediyorlar, sorunlarını çözmeye çalışıyorlar." dedi.

Bitlis'in Tatvan ilçesinde darbedilen gazeteci Sinan Aygül'ü arayarak geçmiş olsun dileğinde bulunduğunu aktaran Kılıçdaroğlu, Aygül'e her zaman ve her ortamda hukuk desteği verebileceklerini anlattığını söyledi.

- "CAN ATALAY GELECEK, YEMİNİNİ EDECEK"

Kılıçdaroğlu, Türkiye İşçi Partisinden (TİP) Hatay Milletvekili seçilen Can Atalay'ın halen cezaevinde bulunduğuna işaret ederek, TBMM'deki 600 milletvekilinden biri olan Atalay'ın seçimi kazandığını, mazbatasını da aldığını ancak parlamentoya gelip yemin edemediğini söyledi. Atalay'ın durumunun Anayasa'ya, Meclis İçtüzüğüne, geleneklere ve demokrasiye aykırı olduğunu savunan Kılıçdaroğlu, "Meclis Başkanı'na çağrı yaptım; bu Meclisin itibarını, saygınlığını koruyacak olan sizsiniz. Eğer tutuklu bir milletvekili seçildiği halde, yargı kararı olduğu halde, mazbatasını aldığı halde Meclise gelip yemin edemiyorsa asıl sorumlu sensin Sayın Numan Kurtulmuş. Onu oradan çıkaracaksın ve gelecek, yeminini edecek." ifadelerini kullandı.

Kemal Kılıçdaroğlu, kendisinin cumhurbaşkanı seçilmemesi için bir gazetenin 3 milyon liraya yakın harcama yaptığını öne sürdü. Gazetelerin objektif olması gerektiğini aktaran Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

"Sen gazetesin. Beni övmek zorunda değilsin, lehime yazı da yazmayabilirsin ama objektif olmak zorundasın. Kalemini, iradeni saraya ipotek etmemek zorundasın. Facebook hesaplarından 3 milyon liraya yakın bir para harcıyorlar. Benim seçilmemem için harcıyorlar. 3 milyon liraya yakın parayı nereden buldun sen? Kim verdi o parayı sana? Buradan Hazine ve Maliye Bakanına çağrı yapıyorum; dürüst ve ahlaklı bir insansan o 3 milyon lirayı nereden buldu ve nasıl harcamaları yaptı, inceleyeceksin."

Konuyla ilgili elinde bütün verilerin olduğunu, eleştirilerin ötesinde hakarete varan bir sürü laflar olduğunu kaydeden Kılıçdaroğlu, dava açacağını belirtti. Kılıçdaroğlu, "Geçen hafta kalemini satan gazeteciler demiştim, bazı gazeteciler çok sert ifade olduğunu söylemişti. Doğrudur, o ifadeyi kullanmasam da olurdu ama iradesini saraya ipotek eden varsa bunu eleştirmek de benim en doğal hakkım." dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "İstanbul'u nasıl alabilirim?" arayışı içinde olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, "Daha düne kadar 'İstanbul'a ihanet ettik' diye kendi itiraf ediyor. İstanbul'a ihanet eden, ihanete doymamış olacak ki 'ihanete devam etmek istiyorum' diyor. Aç tavuk kendisini buğday ambarında görürmüş. Hiç kimse merak etmesin." dedi.

- ASGARİ ÜCRET ARTIŞI

Kılıçdaroğlu, asgari ücretin net 11 bin 402 TL'ye yükseltildiğini ancak artışın yeterli olmadığını savundu.

TÜRK-İş'in söz konusu artışı "makul" bulduğunu iddia eden Kılıçdaroğlu, "Oysa aynı TÜRK-İş'in yaptığı bir açıklama var; bekar bir çalışanın yaşama maliyeti 13 bin 439 lira. Asgari ücretli 11 bin 402 lira alacak ama bir kişinin yaşam maliyeti 13 bin 439 lira olacak ve siz buna itiraz etmeyeceksiniz. Bu doğru değil. İşçinin hakkını ve hukukunu korumak her şeyden önce sendikanın görevidir. Eğer sendika iradesini saraya ipotek etmişse sendikacı olmaktan çıkar, onun adı hukukta sarı sendikacılıktır." değerlendirmesinde bulundu.

Kılıçdaroğlu, "Biz 'Öyle olağanüstü bir artış yapmayın tamam ama makulü 15 bin lira civarında bir şey verirsiniz.' dedik ama bu da kabul görmedi. Bir işçinin, bekar bir çalışanın yaşam maliyetinin en azından bir parça üstünde olsun dedik, bu da kabul görmedi. Dolayısıyla işçinin hakkını ve hukuku savunmak yine bize düştü." dedi.

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, devleti yöneten kişinin mal varlığı dolayısıyla teslim alındığı için kendisine yönelik eleştirilere tek cümle dahi kuramadığını öne sürerek, "O kişi devletin en tepesindeyse Türkiye için bir beka sorunudur. Devleti yöneten kişinin mal varlığı dışarıda. Biz bilmiyoruz ama onlar biliyorlar. Nerelere yatırdıklarını biz bilmiyoruz ama onlar biliyorlar ve tehdit ediyorlar. Tek bir cümle dahi kurulamıyorsa bu ülkede bir beka sorunu artık oluştu demektir." sözlerini sarf etti.

Yorumlar