CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu partisinin grup toplantısında
konuşuyor. Kılıçdaroğlu, hükümete 'terörle mücadele' konusunda
eleştiriler yöneltti. Kılıçdaroğlu, terör örgütünün tonlarca
patlayıcıyı şehirlere yerleştirdiğini savunarak sorumlusunun
hükümet olduğunu söyledi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Tayyip
Erdoğan'ın onaylaması beklenen ''yüksek yargıyı tasfiye'' olarak
yorumlanan yargı paketine ilişkin olarak, "Gelen haberler iç açıcı
değil. Saray’dan sabaha karşı hakimleri arıyorlar. Orada hakimlere
soru soruyorlar. Elde etmeye çalışıyorlar. Vicdanı olan hakimlere
sesleniyorum, bir diktatör bozuntusunun tutsağı olursanız tarih
sizi affetmez" diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, Danıştay Başkanı Zerrin Güngör'ün ayağa kalkıp
Erdoğan'ın karşısında önünü iliklemeye çalışmasıyla başlayan
tartışmaya ilişkin olarak, "Amerikan Başkanı bir toplantıya
gittiğinde oradakiler ayağa kalkarlar. Ayağa kalkmayan ve
alkışlamayan tek grup vardır o da yargıçlardır. Çünkü o yargıçlar
onu çok iyi bilir. Gün olur harman olur, herkesin önünde kalktığı
Amerikan Başkanı’nı yargılarım" diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, Güneydoğu bölgesinde artan çatışmalara ve canlı bomba
eylemlerine dağinerek, "Kim bu ülkeyi terör batağının içine
sapladı. Bu işin sorumlusu kim? 2002’de sıfır terörle devraldılar.
Terör yoktu, ne oldu da Türkiye bu hale geldi? Dünyanın her yerinde
bu işin sorumlusu iktidardır. Bu işin sorumlusu kim Binali Bey.
Havuzun başında değilsin artık, Başbakanlık koltuğundasın. Kim bu
işin sorumlusu Binali Bey?" ifadelerini kullandı.
Kılıçdaroğlu'nun partisinin grup toplantısındaki konuşmasından
satır başları şöyle:
Onların bütün acılarını paylaşıyoruz. Böyle bir acının hele hele
Avrupa’da yaşanması son derece büyük bir acı. Milletvekili
arkadaşlarımız gittiler, Bosna’ya sevgilerimizi ve saygılarımızı
gönderiyoruz. Türkiye’de farklı görüşlerimiz olabilir ama Türkiye
bir yürek olarak her zaman sizin yanınızdayız. Dünya
Şampiyonası’nda bizi güldüren Ayşe Begüm Odabaşı kızımıza yürekten
sevgilerimi gönderiyorum.
Yargı tarihin ilk dönemlerinden itibaren ahlak üzerine kurulmuştur.
Toplumun gelenekleri, duyarlılıkları dikkate alınarak. Tarih içinde
günümüze kadar adaleti dağıtan organdır yargı. Eğer adalet
dağıtacaksa toplumun farklı görüşlerine eşit mesafede olması
gerekir. Herkese eşit davranacak çünkü adaleti dağıtıyor. Yargının
siyasallaşması en büyük tehlikedir. Yargının siyasallaşması şu
anlama gelir. Siyaset kurumunun talimatlarını yerine getiren bir
kurum olur. Birisi mi konuşacak iktidar aleyhine, onu susturmanın
aracı olur. Yargının tarafsızlığı ve bağımsızlığı üzerinde hep
durulmuştur. Yargıç sıradan insanlar gibi insanlar değildir. Eğer
yargıç bu niteliklerini kaybediyorsa adalet dağıtamaz algısı
topluma yerleşmiş olur.
Amerikan Başkanı bir toplantıya gittiğinde oradakiler ayağa
kalkarlar. Ayağa kalkmayan ve alkışlamayan tek grup vardır o da
yargıçlardır. Çünkü o yargıçlar onu çok iyi bilir. Gün olur harman
olur, herkesin önünde kalktığı Amerikan Başkanı’nı yargılarım.
Yargı sorunu var mı bizde? Evet, var. Bu sorunun çözülmesi
gerekiyor mu? Evet. Sorunun çözümüne anayasadan mı başlamak lazım,
evet anayasadan başlamak lazım. Yargının bağımsızlığı ve
tarafsızlığı üzerine CHP bunu destekleyecek mi, evet destekleyecek.
Düne kadar anayasa, anayasa, anayasa diyenler bizim teklifimize
kulaklarını tıkadılar. Parlamentoya bir yasa getirdiler. Yargıtay
ve Danıştay’ın üyelerini görevden alıyorlar. Bir kanunla anayasanın
hükümlerini işlemez hale getiriyorsunuz. Bu asla doğru değil. Buna
karşı hepimizin ortak çaba harcaması lazım. Amaç ne? Çünkü
yargıyı yürütme organı emrine almak istiyorlar. Talimat alacak bir
yerden yargı. O talimata göre karar verecek.
Türkiye’de demokrasiyi kolay kazanmadık, bu kadar kolay
kaybetmeyiz. Bir alt hukuk normuyla, kanunla anayasayı işlemez hale
getiriyorsan bu tarihi sorumluluğun altında kalacaksın. Kanununun
izin vermediği bir olayı arkadan dolanarak gerçekleştirmeye
çalışırsınız. Burada da kanuna karşı hile yapılmak isteniyor.
Deniyor ki, nasıl olsa çıktıktan sonra geriye yürümez. Biz gereğini
yaparız. Bir yargıcın, dürüst bir yargıcın, hukuk eğitimi almış bir
yargıcın demokrasiye bu pencereden bakması asla doğru değildir.
Elbette yargının içinde sorunlar olabilir, yargıcın olması gereken
saygınlığına uygun davranmayan yargıçlar da olabilir. Sorun
yargının kendi içinde çözmesi gereken bir sorundur. Ama hayır, öyle
yapmayalım. Bildiğimizi okuyalım. Ayıklayalım, yandaşlarımızı
koyalım. Son derece tehlikeli bir olay. Umarım buna kimse izin
vermez.
Yargı niye önemli? Adalet arıyorsak, başvuracağımız bir yer gerek.
Neresi orası, mahkeme. Başka bir yere başvuruluyorsa o toplumda
çürüme vardır. Yargı kendi güvenilirliğini, kendi saygınlığını
korumak zorundadır. Aynı çukura düşerse lekeyi kimse
açıklayamaz.
Kim bu ülkeyi terör batağının içine sapladı. Bu işin sorumlusu kim?
2002’de sıfır terörle devraldılar. Terör yoktu, ne oldu da Türkiye
bu hale geldi? Ne oldu? Kayseri’deki Adem mi bu işin sorumlusu?
Konya’daki Muhammed mi? Kim bu işin sorumlusu? Esnaf mı bu işin
sorumlusu, bakkal mı, manav mı, sanayici, berber mi? Kim bu işin
sorumlusu? Çıkıp da bu sorunun cevabını birilerinin vermesi lazım.
Dünyanın her yerinde bu işin sorumlusu iktidardır. Terörü
azdırdılar.
Binali Bey, sana eskiden Milyon Ali diyordum. Bu işin sorumlusu kim
Binali Bey. Havuzun başında değilsin artık, Başbakanlık
koltuğundasın. Kim bu işin sorumlusu Binali Bey?
Bu site deneyimlerinizi kişiselleştirmek amacıyla KVKK ve GDPR uyarınca çerez(cookie) kullanmaktadır. Bu konu hakkında detaylı bilgi almak için tıklayın. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.
Yorumlar