"Gazete ilanıyla yapılan dolandırıcılık nitelikli değil, basittir"
Yargıtay, yerel mahkemenin gazete ilanıyla yapılan dolandırıcılık olayını ‘nitelikli’ olarak kabul edip mahkumiyet hükmü kurma kararını, bozdu.
Yargıtay, yerel mahkemenin gazete ilanıyla yapılan
dolandırıcılık olayını ‘nitelikli’ olarak kabul edip mahkumiyet
hükmü kurma kararını, bozdu.
Denizli’de 5 Kasım 2006’da yerel bir gazetenin ilan sayfasına kalıp
ustaları ve kepçe operatörleri alınacağına dair ilan veren kişi,
ilanda belirtilen iletişim numarasını arayan inşaat ustasına yurt
dışına götürme vaadinde bulundu. İkametgah belgesi, kimlik
fotokopisi ve 8 adet fotoğraf ile verilen banka hesabına 280 TL
yatırdığına dair dekontu hazırlayan işçi, gazeteye ilan veren şahsa
bir daha ulaşamadı. Yaptığı araştırmada belgeleri gönderdiği
şirketin ve adresin gerçekte var olmadığını tespit eden işçi,
konuyu yargıya taşıdı. Denizli 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde gazete
ilanıyla dolandırıcılık olayına karışan şüpheli hakkında, "Bilişim
sistemleri banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması
suretiyle dolandırıcılık" iddiasıyla dava açıldı. Mahkeme, gazete
ilanıyla gerçekleyen dolandırıcılık olayını ‘nitelikli
dolandırıcılık’ şeklinde mahkumiyet kararı verdi. Karar sanık
tarafından temyiz edildi.
Yargıtay 15. Ceza Dairesi, yerel mahkemenin kararını bozdu. Failin
bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya
düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına
yarar sağlaması gerektiğine dikkat çekilen Yargıtay kararında,
"Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli
davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş
açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte
bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla
mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan
mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar
sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal
olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi,
mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin
nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır. Basın ve yayın
araçlarının sağladığı kolaylıktan yararlanmak suretiyle işlenmesi
nitelikli bir hâl olarak düzenlenmiştir. Bu nitelikli halin
uygulanması için, basın ve yayın araçlarının dolandırıcılık suçunun
işlenmesinde özel bir kolaylık sağlamış olması gerekir. Failin,
yarar sağlamak için gerçek olmayan bir durumu basın organında haber
ya da reklam olarak yayınlatması ve bunu mağduru aldatmada
kullanması halinde basın ve yayın araçlarının sağladığı kolaylıktan
yararlanmak suretiyle dolandırıcılık suçu işlenmiş olacaktır. Bu
manada gazeteler ve televizyonlar gibi görsel ve yazılı basın ve
yayın araçlarının sağladığı ilân, program, haber içerikleri gibi
suça konu edilebilmekte, kişiler kolaylıkla aldatabilmektedirler."
denildi.
OLAY TELEFONLA GERÇEKLEŞMİŞ
Kararda, gazeteye verilen ilanın sadece sanığa ulaşılmasına
yardımcı olduğu, şikâyetçinin aldanmasında ve hileli hareketlerin
gerçekleştirilmesinde kolaylık sağlamadığı takdirde Türk Ceza
Kanunu’nun 158/1–g maddesinin varlığından söz edilemeyeceği dile
getirildi. Şikâyetçinin basit bir araştırmayla gerçeği
öğrenebileceği durumda, dolandırıcılığın nitelikli halinden
bahsedilemeyecğinin vurgulandığı kararda şu ifadelere yer verildi:
"Gazetede münhasıran ilan verilmesi yeterli olmayıp, ilanında
hileli hareketlerin gerçekleştirilmesinde tarafların aldatılmasında
etkisinin bulunması gerekir. Gazetede sahibinden satılık eşya
ilanında, eşya tanıtılmadan soyut bir bilgilendirme üzerine verilen
telefondan yapılan arama ile gelişen aldatmada, gazeteye verilen
ilanın failin sadece şikayetçiye ulaşmasına yardımcı olduğu, hileli
hareketlerin gerçekleştirilmesi ve şikayetçinin aldatılmasında bir
kolaylık sağlamadığı hallerde, ‘basit dolandırıcılık’, ilanda eşya
gerçeğine aykırı olarak tanımlanıp, orjinalinden daha ucuza
gösteriliyorsa, teşhir ve gösterim üzerine mağdur yanıltılmışsa
nitelikli dolandırıcılık suçu söz konusu olacaktır. Sanığın işçi
ile yaptığı telefon görüşmesi sırasında gerçekleşmesi nedeniyle
sanığın eyleminin 5237 sayılı TCK'nın 157. maddesinde tanımlanan
basit dolandırıcılık suçunu oluşturduğu gözetilmeden suç vasfında
yanılgıya düşülerek nitelikli dolandırıcılık suçundan hüküm
kurulması, hapis cezası alt sınırdan tayin olunduğu halde, ayrıca
yasal ve yeterli gerekçe gösterilmeden aynı gerekçeyle adli para
cezasına esas alınması gereken tam gün sayısının alt sınırdan
uzaklaşılarak tayini suretiyle çelişkiye düşülmesi bozmayı
gerektirmiştir."
CİHAN
Yorumlar