Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu ülkede Ana Muhalefetin başı olacaksın, bölücü terör örgütünün mensuplarını hastanede ziyaret edeceksin. Ben milletimin iradesine bunları havale ediyorum." dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin çeşitli illerinden
gelen muhtarlarla Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde iftar sofrasında
buluştu.
İftar öncesinde muhtarlara hitap eden Erdoğan, dün İstanbul
Vezneciler'de, bugün Mardin'in Midyat ilçesinde patlayan bombaların
yüreklerini yaktığını, ciğerlerini dağladığını dile getirerek, bu
menfur saldırılarda şehit düşen polis ve vatandaşlara Allah'tan
rahmet, yakınlarına ve millete başsağlığı, yaralılara şifa temenni
etti.
Arif Nihat Asya'nın "Bir Bayrak Rüzgar Bekliyor" isimli şiirinden
"Şehitler tepesi boş değil, biri var bekliyor. Ve bir göğüs, nefes
almak için, rüzgar bekliyor" dizelerini okuyan Erdoğan, şöyle devam
etti:
"Ülkemizde şehitler tepesi hiç boş kalmıyor. Bu milletin ekmeğini
yiyen, suyunu içen, bu ülkenin havasını soluyan her vatan evladı
gerektiğinde hiç gözünü kırpmadan ölümün üzerine gidebilecek
cesarete sahiptir. Arada bazı kanı bozuklar çıkmıyor mu? Çıkıyor
elbette, milletimiz onlara da hak ettiği dersi veriyor. Ben tabii
'Kanı bozuk' derken biyolojik bir kanı bozukluktan, hele
ırkçılıktan asla söz etmiyorum. Bizim kültürümüzde 'kanı bozuk'
ifadesi karakterle ilgili bir göndermedir. Anlamı da kendi
milletine, kendi toplumuna karşı kötülük yapan, yanlış işlerle
uğraşmakta ısrar edenlerdir. Bu ülkeye silah çeken teröristin
biyolojik olarak hangi milletten olduğunun ne önemi var. Bizim
gözümüzde o kanı bozuktur."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, isim vermeden, CHP Genel Başkanı Kemal
Kılıçdaroğlu'nun katıldığı bir televizyon programındaki ifadelerine
dikkati çekerek, şu değerlendirmede bulundu:
"Geçen akşam bir televizyon kanalında bir siyasi partinin başındaki
şahıs ki bu siyasi parti ana muhalefet partisidir, ben bu ana
muhalefet partisine gönül veren vatandaşlarımıza sesleniyorum,
söylediği nedir? 'Biz yeri geliyor hastanelerdeki PKK'lıları
ziyaret ettik, yeri geldi DHKP-C'lileri ziyaret ettik.' Şu ifadeye
bak ya, ne kadar da rahatlıkla bunu söylüyor. Böyle bir şey
olabilir mi? Bu ülkede ana muhalefetin başı olacaksın, bölücü terör
örgütü mensuplarını hastanede ziyaret edeceksin. Neymiş, hastaymış,
yaralıymış, DHKP-C'lileri ziyaret edeceksin. Ben milletimin
iradesine bunları havale ediyorum. Artık bunlara inanıyorum ki
gereken dersi milletim en ideal şekilde, en güzel şekilde
verecektir."
Gülhane Askeri Tıp Akademisinde Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar ile
yaralıları ziyaret ettiğini anımsatan Erdoğan, şunları
belirtti:
"Onları ziyaret esnasında, kimisinin gözlerinde şu anda sıkıntı
var, kimisinin vücudunun birçok yeri kırıklarla dolu ama yine
bakıyorsunuz Genelkurmay Başkanımız kendilerine 'Hazır mısınız?'
dediğinde, 'Hazırım komutanım' diyor. O halde bile tablo bu, durum
bu. Bu, iman meselesidir. 'İmandır o cevher ki ilahi ne büyüktür,
imansız olan paslı yürek sinede yüktür.' mesele bu. Bu işe farklı
bakanlar istedikleri kadar alçalsınlar biz vakarımızı,
dirayetimizi, kararlılığımızı kaybetmeden mücadelemize evelallah
devam edeceğiz. Çünkü bizim başka vatanımız yok, başka ülkemiz yok,
başka devletimiz yok, tüten son ocağa, çarpan son kalbe, savrulan
son yumruğa kadar bu topraklar vatanımız olarak kalmaya devam
edecektir."
"Muhtarları tıpkı Hazreti Ömer gibi değerlendirmek istediğini"
ifade eden Erdoğan, Mehmet Akif Ersoy'un "Safahat" adlı eserinde
yer alan, "Kocakarı ile Ömer" şiirindeki hikayeyi paylaştı.
Erdoğan, Hazreti Ömer'in, hayatındaki meşhur bir olayı anlatan,
meşhur hikayeyi aktararak, "Şimdi ben de diyorum ki ey benim muhtar
kardeşlerim, mahallenizde fakir, fukara bırakmayın." ifadesini
kullandı.
Bu site deneyimlerinizi kişiselleştirmek amacıyla KVKK ve GDPR uyarınca çerez(cookie) kullanmaktadır. Bu konu hakkında detaylı bilgi almak için tıklayın. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.
Yorumlar