Erdoğan ile Putin domates dışında bütün kısıtlamalarda uzlaştı

Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Rusya Devlet Başkanı Putin arasında yapılan görüşmeden sonra düzenlenen basın toplantısında açıklamalar yapıldı. Rusya Devlet Başkanı Putin, merakla beklenen kısıtlamalar konusunda, "Bütün kısıtlamaların bugünden itibaren kaldırıldığını ilan edebiliriz" derken; Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Domates dışında bütün kısıtlamaların kaldırılması konusunda anlaştık" dedi. Görüşmede iki ülke arasında 1 milyar dolarlık yatırın fonunun kurulması da kararlaştırıldı. Erdoğan, güvenli bölge konusunda ise, "Aslında şimdi yeni bir açılım doğdu, şöyle ki biliyorsunuz ta başından itibaren her yerde 'güvenli bölge' ifadesini kullandım, bugün de kullanıyorum, kullanacağız. O da ağırlıklı olarak Rai-Cerablus arası ve güneye doğru olan, yaklaşık 4 bin, 5 bin kilometrekarelik bir alan. Ama şimdi bir de 'çatışmasızlık bölgesi' çıktı ki bu bölge de İdlib bölgesi." dedi.

Google Haberlere Abone ol
Erdoğan ile Putin domates dışında bütün kısıtlamalarda uzlaştı

Sonhaberler | Haber Merkezi

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin arasında Rusya'nın Soçi kentinde yapılan görüşme sona erdi. Görüşmelerden sonra iki lider basın toplantısı için kameraların karşısına geçti. Rusya Devlet Başkanı Putin, Türkiye’nin Rusya’nın önemli ve güvenilir bir ortağı olduğunu belirterek, “İlişkilerdeki normalleşme sürecini geride kaldı. İlişkilerimizi geliştirmeye devam ediyoruz” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Devlet Başkanlığı Rezidansı'nda Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile baş başa görüşme gerçekleştirdi, çalışma yemeği ve heyetlerarası görüşmeye katıldı. Yaklaşık 3 saat süren zirvenin ardından Erdoğan ve Putin, ortak basın toplantısı düzenledi. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına "Son iki ay içerisinde Rusya Federasyonu'na ikinci ziyaretimi gerçekleştiriyorum. Öncelikle Devlet Başkanı Sayın Putin'in nezdinde Rus muhataplarımıza, şahsıma ve heyetime gösterdikleri misafirperverlikten dolayı özellikle teşekkür ediyorum." sözleriyle başladı.

Putin ile 2016 Ağustos ayından bu yana beşinci kez bir araya geldiklerini belirten Erdoğan, sık sık telefonla görüşmelerinin de devam ettiğini ifade etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Tüm bu görüşmeler sayesinde siyasi ilişkilerimizde arzu edilen ivmeyi yakalıyoruz. Münasebetlerimizin çok daha ileri taşınması noktasında her iki tarafta da güçlü bir irade bulunuyor. Bunda şüphesiz iki ülke liderliğinin çeşitli sınamalar karşısında sağduyulu yaklaşımının büyük önemi var." diye konuştu.

Bugün, başta ekonomi ve ticari konular olmak üzere, atılması gereken adımlar konusunda istişareler yaptıklarını bildiren Erdoğan, üst düzey iş birliği konseyinin altıncı toplantısı vesilesiyle 10 Mart'ta Moskova'da görüşmeler gerçekleştirdiklerini hatırlattı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugünkü görüşmede, alınan kararların ve yapılanları tekrar gözden geçirme fırsatını da bulduklarına dikkati çekti.

Ekonomi kurmaylarının Moskova ve Ankara'da sık sık bir araya geldiklerini, ticari ve ekonomik ilişkilerin önündeki engellerin kaldırılması için yoğun çaba sarf ettiklerini belirten Erdoğan, "İnanıyorum ki önümüzdeki günlerde bu çalışmaların neticelerini de görmeye başlayacağız." dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk Akım ve Akkuyu Nükleer Enerji Santrali konusundaki iş birliğinin ise kendi mecrasında hassasiyetle ilerlediğini kaydetti.

"Suriyeli çocukların ölümle burun buruna gelmeleri bizlerin ortak acısıdır"

Erdoğan, Putin ile bugün yaptıkları görüşmede, Suriye'deki kriz başta olmak üzere, bölgesel sorunları da ele alma fırsatı bulduklarını vurgulayarak, şunları söyledi:

"Benim çok sevdiğim bir Rus atasözü vardır. 'Kimin neresi ağrıyorsa, onunla ilgili konuşur' diye. Ülkelerimiz için Suriye, 6 yıldır kanayan bir yara. Dünyanın diğer bölgelerinde çocuklar sokaklarda neşe içinde oynarken, baharın, yeşilin, güneşin güzelliğini doyasıya yaşarken, Suriyeli çocukların her gün ölümle burun buruna gelmeleri bizlerin ortak acısıdır. Suriye ile 911 kilometre sınırı olan aynı kumaştan kesilmiş bir ülkeyiz. Hemen yanı başımızda yükselen çocuk feryatlarına nasıl duyarsız kalabiliriz. Çocukların, kadınların, yaşlıların kimyasal ve konvansiyonel silahlarla katledilmesine nasıl gözlerimizi kapatabiliriz. Nitekim bütün bu acılardan kopup gelen 3 milyon insan şu anda bizim topraklarımızda yaşam mücadelesi veriyor. Bu acılar sürdükçe ülke olarak Suriye hakkında konuşmaya tabii ki devam edeceğiz, görüşmeye devam edeceğiz. Masumların çığlıklarına kulaklarımızı tıkamadan, sorunu çözmeye, bunlara yönelik arayışlarımızı sürdüreceğiz. Dostum Putin de bu drama son vermeyi samimi şekilde arzu ediyor. Ateşkes rejiminin hayata geçirilmesinde kendisinin büyük emeği ve çabası olacağına inandım, inanıyorum. Türkiye, Rusya, İran garantörlüğünde uygulanan ateşkes veya yeni adıyla çatışmasızlık, siyasi çözüm çalışmalarının başarıya ulaşması için önemli bir fırsat penceresi oluşturmuştur. Bu altın fırsatın heba edilmemesi gerekir. Garantörler olarak yükümlülüklerimizi yerine getirme konusunda son derece hassas hareket etmeliyiz."

"Bazı çevreler tüm enerjilerini süreci sabote etmeye harcıyor"

Astana görüşmeleri sayesinde ateşkesin tahkim edilmesi hedefine bir an önce ulaşmaya çalışıldığını anlatan Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:

"Ancak bazı çevreler tüm enerjilerini süreci sabote etmeye harcıyor. Bu unsurların sahayı provoke etmek, yeşeren umut tohumlarını yok etmek için neler yaptıklarını da çok iyi biliyoruz. Bunun en bariz örneği Han Şeyhun'da gerçekleştirilen kimyasal saldırıdır. Böyle vahşi bir saldırı, hiç kimsenin yanına kar kalamaz, kalmamalıdır. Bugün Sayın Putin ile bu saldırıların sorumlularının cezalandırılmasının son derece önemli olduğu konusunda hemfikir olduğumuzu gördüm. Ateşkesi bozmaya yönelik her saldırı, sahadaki durumu kötüleştirmenin yanı sıra garantör ülkelerin emeklerini de baltalıyor. Tüm bu konularda Rusya ile eş güdüm halinde çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Suriye krizinin çözümü, elbette siyasi süreç neticesinde hal yoluna girecektir. Bizim için en temel öncelik Suriye'de akan kanın durdurulması, Suriye'nin toprak bütünlüğünün ve siyasi birliğinin korunmasıdır. Suriye vekalet savaşlarına sahne olduğu sürece, terör örgütleri zemin kazanmaya devam edecektir."

"Kandan, kaostan ve göz yaşından beslenen vampirlerdir"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suriye'deki tüm terör örgütleriyle mücadeleyi Suriye'nin geleceği, Suriye halkının bekası ve dünyanın huzuru bakımından gerekli gördüklerini belirterek, "Bizler bugüne kadar terör örgütleri arasında ayrım yapmadık, yapmıyoruz. YPG, DEAŞ, El Kaide bizim nazarımızda aynıdır, aralarında hiçbir fark yoktur. Bunların tamamı kandan, kaostan ve göz yaşından beslenen vampirlerdir. Terör örgütlerinin kökünün kazınması, hepimizin ortak sorumluluğudur." diye konuştu.

"Güney sınırımız boyunca milli birliğimizi, toprak bütünlüğümüzü ve güvenliğimizi tehdit eden düşman bir yapının oluşmasına izin veremeyiz." diyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da vatandaşlarımızın can güvenliğini korumak için gereken her türlü önlemi almayı sürdüreceğiz. Bu vesileyle nisan ayında gerçekleşen terör saldırılarında hayatını kaybeden Rus vatandaşları için de taziyelerimi sunmak istiyorum. Bu kalleş eylemler, terörün sınır, ilke ve hukuk tanımaz kanlı yüzünü bir kez daha göstermiştir. Her zaman ifade ettiğim gibi, Moskova'da yapılan eylemlerle İstanbul'da, Brüksel'de, Kabil'de veya Paris'te yapılanlar arasında hiçbir fark yoktur. Adı, iddiası, ideolojisi ne olursa olsun terör örgütleri, insanlığın ortak düşmanıdır. Terörle mücadelesinde Rus dostlarımızın yanında olduğumuzun özellikle bilinmesini istiyorum. Ayrıca geçtiğimiz hafta Karadeniz'de, Rus askerlerini taşıyan geminin uğradığı kaza nedeniyle de tekrar geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Kaza haberini alır almaz tüm imkanlarımızı seferber ettik, kazada can kaybının yaşanmaması en büyük teselli kaynağımız olmuştur."

"Değerli dostum" diye hitap ettiği Putin'e daveti için teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Kendilerini 22 Mayıs'ta İstanbul'da düzenlenecek Karadeniz Ekonomik İşbirliği Örgütü'nün 25'inci kuruluş yıl dönümü zirvesi vesilesiyle ülkemizde ağırlamaktan büyük bir memnuniyet duyacağımı ifade etmek istiyorum. İstişarelerimizin ve aldığımız kararların, bölgemiz ve tüm insanlık için hayırlara vesile olmasını diliyorum." dedi.

Güvenli bölgeler konusu

Bir gazetecinin Suriye krizinin çözümü noktasında güvenli bölgeler oluşturulması konusunun gündeme gelip gelmediği ve bu anlamda bir mutabakat sağlanıp sağlanamadığına ilişkin sorusu üzerine Erdoğan, şunları söyledi:

"Aslında şimdi yeni bir açılım doğdu, şöyle ki biliyorsunuz ta başından itibaren her yerde 'güvenli bölge' ifadesini kullandım, bugün de kullanıyorum, kullanacağız. O da ağırlıklı olarak Rai-Cerablus arası ve güneye doğru olan, yaklaşık 4 bin, 5 bin kilometrekarelik bir alan. Ama şimdi bir de 'çatışmasızlık bölgesi' çıktı ki bu bölge de İdlib bölgesi. Tabii bu İdlib bölgesinde şu anda malum, ağırlıklı olarak Halep'ten kaçan insanların oradaki yaşam mücadelesi var ve bölgenin en büyük yerleşim merkezlerinden birisi olan İdlib'de zaman zaman maalesef orada da ciddi sıkıntılar oluyor. Şimdi ise oradaki bir yeşil hatla bir çatışmasızlık bölgesi ilan edildi. Temenni ederim ki bu çatışmasızlık bölgesi korunmaya devam eder. Bugün Sayın Başkan'la onu da yine harita üzerinde ayrıca müzakere ettik, görüştük. Astana'daki önemli konulardan bir tanesi de bu, bugün oradan da şöyle olumlu kararlar çıkmak suretiyle bu çatışmasızlığın bir karara bağlanması zaten şu anda Suriye'de önemli bir adımın atılmasına da vesile olur."

"Normalleşme sürecinin artık ötesine geçiyoruz"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rusya ile ticari ve ekonomik ilişkilerin uçak krizinden önceki durumuna ne zaman geleceği ve domates başta olmak üzere bazı tarım ürünlerindeki kısıtlamaların son durumuna ilişkin soruya da Putin'in ardından yanıt verdi. Soruya kendisinden önce cevap veren Rusya Devlet Başkanı Putin'in her şeyi söylediğini belirten Erdoğan, "Bugün domates dışında bütün konularda zaten gıdada, konfeksiyonda, tekstilde arkadaşlarımız mutabık kaldılar. Tabii Türk domatesinin Rusya pazarında olmasını arzu ederiz. Hem ucuz olması hem lezzetli olması, bu bakımdan özellikle tavsiyemizdir ama şu anda bir geçiş süreci var. Bu arada belki ara formüller bulmak suretiyle bu süreci de inşallah belli bir zemine oturtacağız." değerlendirmesinde bulundu.

Konuya ilişkin iyi bir çalışma yapıldığını dile getiren Erdoğan, "Bu çalışmanın neticesinde domates konusundaki bazı soru işaretlerinin dışında diğerlerinde mutabık kaldılar ve böylece normalleşme sürecinin artık ötesine geçiyoruz, yeni bir süreç başlıyor, hayırlı olsun." dedi.

Ortak basın toplantısında Türk heyetinden Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak, Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, Milli Savunma Bakanı Fikri Işık ile Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar, MİT Müsteşarı Hakan Fidan ve Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreter Yardımcısı İbrahim Kalın, Savunma Sanayii Müsteşarı İsmail Demir, Rus heyetinden ise Başbakan Yardımcısı Arkadiy Dvorkoviç, Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Ekonomi Kalkınma Bakanı Maksim Oreşkin, Savunma Bakanı Sergey Şoygu ve Kremlin Dış Politika Danışmanı Yuriy Uşakov da yer aldı.

Yorumlar