Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "17-25 Aralık darbe girişimiyle
ifşa olan bir grubun adeta yargı teşkilatı, polis içinde ayrı bir
polis teşkilatı oluşturduğunu dehşetle gördük. Diğer alanlarda da
benzer oluşumlara giderek devlet içinde paralel devlet kurmaya
çalışan bu yapıyla kararlı bir mücadele içindeyiz. Emniyet
teşkilatımız bu yapının öncelikli hedeflerinden biri olduğu için en
ciddi zararı gören ve en ciddi mücadelenin yürütüldüğü
kurumlarımızın başında geliyor." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Çevik Kuvvet Şube Müdürlüğünde görevli
emniyet mensuplarıyla iftarda bir araya geldi.
İftarın ardından yaptığı konuşmaya tüm emniyet teşkilatının ramazan
ayını tebrik ederek başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ülkemizin ve
milletimizin bekası uğrunda hayatını feda etmiş tüm polislerimizi
bu vesileyle rahmetle, minnetle yad ediyorum. Şehitlerimize
Allah’tan rahmet, yakınlarına ve siz mesai arkadaşlarına başsağlığı
diliyorum. Gazilerimize Rabbimden acil şifalar niyaz ediyorum.
Ülkemizin 81 vilayetinde, milletimizin güvenliğini, huzurunu
sağlamak için gece gündüz görev yapan 260 bin emniyet teşkilatı
mensubumuzun her birini ayrı ayrı kutluyorum.” ifadesini
kullandı.
Devlet olmanın en başta gelen vasıflarından birinin,
vatandaşlarının can ve mal güvenliğini sağlamak olduğunu vurgulayan
Erdoğan, "Emniyet teşkilatımız işte bu vazifesiyle devlet-millet
kaynaşmasının sağlanmasında çok önemli bir misyona sahiptir.
Güvenlik-özgürlük dengesi büyük ölçüde polislerimizin görevlerini
hangi bilinçle yaptıklarıyla ilgili bir tartışmadır. Şayet emniyet
teşkilatı, elindeki gücü ve imkanı milleti için kullanıyorsa, orada
huzur vardır, orada güven vardır. Ama bu güç -adı ne olursa olsun-
şu veya bu vesayet odağının, şu veya bu grubun çıkarlarının emrine
verilirse, işte o zaman gerçekten çok ciddi sıkıntılar yaşanır."
diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin bu şekilde sıkıntılı dönemleri
zaman zaman ve hala da yaşadığını belirterek, şöyle devam etti:
"1980 öncesi polis teşkilatının nasıl ikiye bölündüğünü, bu durumun
ülkenin güvenliğine ve huzuruna nasıl zararlar verdiğini gayet iyi
biliyoruz. O dönemleri çok acı yaşadık. Aynı şekilde 17-25 Aralık
darbe girişimiyle ifşa olan bir grubun adeta yargı teşkilatı, polis
içinde ayrı bir polis teşkilatı oluşturduğunu dehşetle gördük.
Diğer alanlarda da benzer oluşumlara giderek devlet içinde paralel
devlet kurmaya çalışan bu yapıyla kararlı bir mücadele içindeyiz.
Emniyet teşkilatımız, bu yapının öncelikli hedeflerinden biri
olduğu için en ciddi zararı gören ve en ciddi mücadelenin
yürütüldüğü kurumlarımızın başında geliyor."
"Ülkenin ve milletin menfaatlerine saldırmayı kendisine görev bilen
bu ihanet çetesi dünyanın her tarafında Türkiye’nin aleyhinde
çalışıyor" ifadesini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları
kaydetti:
“Gittiğimiz yerlerde paralel devlet yapılanması örgütünün
üyelerinin bölücü terör örgütü mensuplarıyla, Ermeni çetecilerle
omuz omuza ülkemize karşı eylem yaptıklarını görüyoruz. Bizzat
Amerika’da konferans vereceğim bir think tank kuruluşuna girerken
orada bu çetenin YPG ile, PKK ile, Ermeni terör örgütüyle nasıl
şahsıma ve heyetime karşı gösteriler yaptığını bizzat gördüm,
bizzat yaşadım. Bunlar ne millidir, ne yerlidir, ne de bu vatanın
evlatlarıdır. Açık söylüyorum bu yapı, terörle mücadelemizi
baltalamak için de elinden gelen her şeyi yaptı, yapıyor.”
BÖLGEDEKİ BELEDİYELER KURTARILACAK
Cumhurbaşkanı Erdoğan sözlerini şöyle
sürdürdü: "Kendisi şehit olma pahasına masum
insanların hayatını korumak için çırpınan güvenlik güçlerimizin bu
hasbi tutumu bölge insanının kalbini daha fazla kazanmalarını
sağlamıştır. Terör örgütünün baskı, şiddet ve kan diliyle, onun
güdümündeki partinin yalan ve zehir saçan siyaset diliyle değil,
gönül diliyle kurulan bu ilişki inşallah bölgede yeni bir dönemin
habercisidir. Kanun gerekiyorsa kanun çıkartılarak, idari işlem
gerekiyorsa işlem yaparak, bölgedeki belediyelerin örgütün
tasallutundan kurtarılmasına ihtiyaç vardır ve bunu devlet olarak,
hükümet olarak yapacağız. Hükümetin bu konuda gerekli çalışmaları,
Başbakanımızla da bakanlarımızla da görüştüm, yaptıklarını ve
yapmaya gayret ettiklerini gördüm, görüyorum."
"Buradan Avrupa Parlamentosuna sesleniyorum"
diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Sizler, parlamento binasının
koridorlarına asmış olduğunuz o bölücü terör örgütlerinin
bayraklarıyla nereye mesaj vermek istiyorsunuz, o paçavralarla
nereye mesaj vermek istiyorsunuz? Bilesiniz ki bunlar Türkiye'nin
gönlünü yapmanıza yetmez. Çünkü Türk milleti bunların
hesabını vakti, zamanı geldiğinde gereken kişilere de sormasını
bilecektir." ifadelerinde bulundu.
Erdoğan şu ifadelerde bulundu: "Kamu kurumları içinde
bölücü terör örgütüyle irtibatlı kimler varsa derhal tespit edilip,
hem memuriyetten men edilmeli hem de haklarında gerekli adli
işlemler yapılmalıdır. Terör örgütüne eleman
kazandıran öğretmen, teröriste ilaç taşıyan sağlık memuru,
örgütün propagandasını yapan memur...Bunlar asla kabul
edilemez çarpıklıklardır. Bu devlet, kendi parasıyla
kendi aleyhine çalışan kişileri besleyemez. Bunun için de devlet
memurlarıyla ilgili mevzuatın köklü bir şekilde değiştirilmesi
gerekiyor. Devlet içinde devlet asla kabul edilemez. Türkiye
Cumhuriyeti devletinden başka devlet tanımıyoruz. Bu tür gayretler
içerisine girenler bilsinler ki yanlış yoldalar ve çok ciddi bir
duvara toslamayla karşı karşıya kalacaklar ve zaten artık ecelleri
geliyor. Kimisi kaçıyor, kimisi Pensilvanya, kimisi şurası, kimsi
burası gidiyorlar, gidecekler. Başka bu işin çaresi yok. Şahsımla
ilgili, arkadaşlarımla ilgili birçok tehditleri vesaireleri
geliyor. Biz bu yola çıkarken kefenimizi giyerek çıktık. Onun için
geri dönüş yok. Sonuna kadar bu işin üzerine gideceğiz."
Bu site deneyimlerinizi kişiselleştirmek amacıyla KVKK ve GDPR uyarınca çerez(cookie) kullanmaktadır. Bu konu hakkında detaylı bilgi almak için tıklayın. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.
Yorumlar