CHP'de yeni "yamyam" vakası

Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, yakalandığı koronvirüs hastalığından kurtulduktan sonra makamına oturdu ve bazı CHP'li isimleri hedef alarak, "18 yıl boyunca başarıya ulaşması için her zaman var gücümle çalıştığım partimizin çatısı altında bulunan bazı menfaat gruplarının insan olmayı unuttuklarını gördüm" dedi. Böcek'in bu ifadeleri daha önce Çankaya Belediye Başkanı Muzaffer Eryılmaz'ın, "Yamyamları doyuramıyorum" ifadelerini hatırlattı. Eryılmaz, CHP'lilerin belediyeyi nasıl soyup soğana çevirdiklerini, iş yapabilmek için herkese rüşvet verip almak zorunda kaldığını, kimseyi doyuramadığını belirttiği ses kayıtları ortaya çıkmış ve daha sonra başlayan soruşturmalar ile yargılanmıştı.

Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) tanısıyla uzun süre yoğun bakımda tedavi gördükten sonra taburcu olup görevine dönen Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, bu süreçte üyesi olduğu CHP içerisinde yaşananlara tepki gösterdi.

Böcek, vatandaşlara yazılı olarak açıklamada bulundu. ‘Sevgili Antalyalılar, değerli hemşehrilerim, kıymetli dostlarım’ diyerek sözlerine başlayan Başkan Muhittin Böcek, “Ben Muhittin. Uncalı’da doğan köylü çocuğu Muhittin. Tarlalarda traktör üstünde alın teri akıtan, minibüs şoförlüğünden ticarete uzanan ekmeğini kazanma yolcuğunda, emeğiyle yürümüş Muhittin. Bugün, hemşehrilerinin verdiği görev ile siyasette halkına hizmet etme gururunu kazanmış bir ‘insan’ olan Muhittin. Sizleri; çeyrek yüzyılı aşan siyasi hayatım ve CHP çatısı altında hizmet verdiğim 18 yıl boyunca, duyduğunuz güvene ve verdiğiniz sorumluluğa hiç ihanet etmemiş olmanın huzuru ve mutluluğuyla selamlıyorum” dedi.

En büyük mutluluğunun, bütün unvanlardan muaf, önce insan olarak ve hep insan kalarak kutsal hizmet yolcuğundan bugünlere gelmiş olmak olduğunu ifade eden Başkan Böcek, şu ifadeleri kullandı:

“Antalya’nın bağrında doğup büyüyen ben; sizden biri olduğumu da, koltukların ve makamların geçici olduğunu da, bana verdiğiniz sorumluluğun değerini de hiç unutmadım. Bugün; bu kadar huzurluysa içim ve alnım bu kadar ak, başım bu kadar dikse bundandır. Göğsümde taşıdığım en onurlu rozet de; memleketimin ve vatanımın hiçbir köşesinde, başımı öne eğdirecek bir yanlışa imza atmamış olmaktır. Siz bana, âşık olduğum Antalya’ma hizmet etme görevi bahşettiniz. Ben, bu kutsal görevi aldığım günden beri; yılmadan, yıkılmadan, canımı dişime takarak çalıştım. Attığım her adımı; sizlere duyduğum sorumluluk, memleketime ve vatanıma olan sevdamla attım”

Gücünü her daim vatandaşlardan, sevgiden, Cumhuriyet’ten ve Atatürk’ten aldığına dikkat çeken Böcek, “Bu güçle; yıllar boyunca hiç mola vermedim, hiç durup dinlenmedim. Ta ki hayatın acı bir gerçeğiyle yüzleşene kadar. Biliyorsunuz ki, sağlık sorunu nedeniyle zorunlu olarak bir mola aldırdı hayat ve ayrı kaldım sizlerden. Ama hep yanımdaydınız, hep kalbimdeydiniz ve ben de sizin hep dualarınızdaydım; biliyorum. 3,5 ay boyunca yine sizlerden aldığım güçle savaştım o hastalıkla. Allah’a şükürler olsun ki; yeniden sağlığıma kavuştum ve artık görevimin başındayım” dedi.

Hastalık dışında, bir başka acı gerçekle daha yüzleştiğini kaydeden Böcek, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Bu süreçte ‘vefanın’ ne kadar önemli olduğunu anladım, bir kez daha. 18 yıl boyunca çatısı altında mücadele ettiğim, ilkelerine ve ideallerine hiç ihanet etmediğim, başarıya ulaşması için her zaman var gücümle çalıştığım partimizin çatısı altında bulunan bazı menfaat gruplarının insan olmayı unuttuklarını gördüm. Ahlaki ve etik olmayan bir şekilde, gelecek hesapları yaptıklarına şahit oldum. Bu şahısların oyunlarına, benimle birlikte siz de şahit oldunuz; biliyorum.

"Yaşam savaşı verirken öldüğümü düşünmeleri hepimizi insanlığımızdan utandırdı"

Uğrunda savaş verdiğimiz demokrasiye yakışmayan, seçilmiş bir başkanın inisiyatiflerini hiçe sayan uygulamalar yapmanın dışında; bu insanların, ben hastanede yaşam savaşı verirken öleceğimi, hatta öldüğümü düşünmeleri hepimizi insanlığımızdan utandırdı. Ama ben, yine aynı Muhittin’im. Dün nasılsam, bugün de öyleyim. Hala sizin bildiğiniz, tanıdığınız ve güvendiğiniz o insanım. Ve yarın da, sizin bildiğiniz o insan olarak kalacağım. Kendimden ve taşıdığım değerlerden hiç vazgeçmeden, aynı azim ve kararlılıkla, size ve Antalya’mıza hizmete devam edeceğim. Hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyor; herkese sağlıklı günler diliyorum”

"YAMYAMLARI DOYURAMIYORUM" VAKASI

CHP Eski Çankaya Belediye Başkanı Muzaffer Eryılmaz, nefaat peşinde koşan CHP'lilerin isteklerini yerine getirmekten usandığını belirterek, "Yamyamları doyuramıyorum" demişti. Eryılmaz'un bu ifadeleri uzun süre gündemden düşmezken; daha sonra yolsuzluk suçlamasıyla gözaltına alınarak yargılanmıştı. 

2012 yılında Çankaya Belediyesi Meclis Üyesi Ali İhsan Ölmez, Eski Çankaya Belediye Başkanı Muzaffer Eryılmaz'ın belediyedeki usulsüz işlemleri ile ilgili olarak İçişleri Bakanlığı'na şikayette bulunmuştu. Ölmez, Eryılmaz'ın başkanlığı dönemindeki bazı usulsüzlükleri şöyle sıralamıştı:

1-Sağlık taramaları usulsüz olarak Tetra Grup ve Ayber şirketine verildi. Eryılmaz, Belediye Meclisi'nden aldığı yetkiyi kötüye kullanarak sağlık taraması iki şirkete verildi.

2- 10 bin kursiyerden kişi başı 50 TL alındı.

3-Üniversite öğrencilerine verilen aylık 200 YTL tutarındaki bursların bir kısmı belediye personeline dağıtıldı.

4-Karikatüristler Derneği, Divriğililer Vakfı, Artvinliler Derneği gibi vakıf ve derneklere usulsüz olarak arsa ve bina tahsis edildi.

5-TED Koleji'ne tesisat yenileme ve tablo döşeme işi CHP'li Nesrin Baytok'un eşine verildi.

6-Kiralama işlemleri şaibeli. Belediyenin 2005 yılında toplam kira gideri 58 bin YTL iken bugün sadece TED'e ayda 500 bin YTL kira ödeniyor.

7-Çiğdem Mahallesi'ndeki sosyal tesislerin içindeki kiracı 450 bin YTL tazminat ödenip çıkarılarak ?bir yakın dosta? verildi.

8-Hitit Uyarı ve Birikim Derhanelerinden satın alınan kurs hizmeti şaibelidir.

9-Ahlatlıbel'de İlkem Koleji'ne tahsis edilen arsa şaibelidir. CHP Kahramanmaraş Milletvekili Durdu Özpolat'a ait İlkem Koleji'ne haksız yere tahsis edilen 40 dönüm arazinin ortalama bedeli 40 milyon YTL'dir.