Başbakan Binali Yıldırım'ın Diyarbakır'da söylediği, "Terör
örgütüyle çözüm mözüm yok, çözüm halkta, halkla" şeklindeki sözlere
HDP ve PKK'dan sonra CHP'den de itiraz geldi. CHP Merkez Yürütme
Kurulu toplantısından parti adına yapılan açıklamada, Başbakan
Yıldırım'ın sözleri "ciddiyetsiz" olarak değerlendirildi. CHP'nin
açıklamasıdan önce HDP de benzer bir açıklama yapmıştı. HDP Grup
Başkanvekili İdris Baluken de Başbakan Yıldırım'ın sözleri için
"ciddiyetsiz" demişti.
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Selin Sayek Böke, "Biz
bu ülkenin sorunlarının nasıl çözüleceğini hep birlikte konuşmak
zorundayız. 'Çözüm mözüm yok' deme lüksü hiçbir siyasetçinin
yoktur. Hele de bu işi ciddiye alan ve bir Türkiye sevdası olan
siyasetçi asla yaşanan bu kayıplardan sonra böyle ciddiyetsiz
cümleler kurma lüksüne sahip değildir." dedi.
CHP Merkez Yönetim Kurulu (MYK), Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu
başkanlığında haftalık olağan toplantısını gerçekleştirdi.
Toplantının ardından basın mensuplarına açıklamalarda bulunan Böke,
şehit haberlerini anımsatarak, "Her hafta olduğu gibi acılarımız
büyüyor. Ülkemizin her köşesinde bizlere hayatı daha güvenli kılmak
için çaba veren gençlerimizi hain teröre kurban veriyoruz"
ifadesini kullandı.
Böke, sayının her gün hızla arttığına dikkati çekti.
Sadece geçen hafta sonu 30 şehit verildiğine işaret eden Böke,
"Yalnızca cumartesi 20 gencimizi kaybettik. O gün tarihimize 'kara
cumartesi' olarak yazıldı. 30 anne evladını kaybetti. O evlatların
eşleri, çocukları, kardeşleri vardı." diye konuştu.
Böke, acılara herkesin ortak olduğuna vurgu yaparak, şöyle devam
etti: "Ülke olarak kaybettiğimiz bu değerlerin, canların
matemini birlikte tutmak zorundayız. O kayıplar yaşanmamış gibi
veya bu kayıplar normalmiş gibi davranmaya hiçbirimizin hakkı yok.
Bu fedakar evlatlarımız daha iyi bir gelecek için, Türkiye için
çalışırken canlarından oluyor. Biz hayatımıza onlar canlarını
kaybetmemiş gibi devam edemeyiz, edilmesine de asla izin veremeyiz.
Bir ülkeyi ülke yapan matemini ortak tutabilmektir, acılarını
birlikte yaşayabilmektir. Toplum olarak derde, kedere ve mutluluğa
ortak olmak demektir. Derdi, kederi yok saymak bu ortaklığı zaten
bozmak demektir. Ülkemizin belli bölgesinde her gün onlarca
gencimiz canlarını kaybederken, geri kalanında hayat normalmiş gibi
yaşanıyorsa burda ciddi bir sorun var demektir. Toplumsal
birlikteliğimizi kuvvetlendirmek, gerçek ve samimi mutabakat
kurmanın ilk adımı, işte bu ve bunun gibi acıları paylaşmaktan
geçer."
Şehit haberlerinin gazetelerin ilk sayfalarında bile yer
bulamadığını savunan Böke, bunun kabul edilemeyeceğini söyledi.
"Terör yokmuş" gibi davranılamayacağını belirten Böke, terörü
ülkenin değişmeyecek kaderi gibi bir kabullendirilmeyi kendilerinin
asla kabul etmeyeceğini vurguladı. Böyle bir kaderi değiştirmekle
yükümlü olduklarını dile getiren Böke, terörün hamasetle ve siyasi
nutuklarla da engellenemeyeceğini bildirdi.
Terör konusunda başta siyaset kurumu olmak üzere herkesin
sorumluluk alması gerektiğine işaret eden Böke, "Biz hiçbir şey
yaşanmıyor gibi davranamayız. Biz bu ülkenin sorunlarının nasıl
çözüleceğini hep birlikte konuşmak zorundayız. 'Çözüm mözüm yok'
deme lüksü hiçbir siyasetçinin yoktur. Hele de bu işi ciddiye alan
ve bir Türkiye sevdası olan siyasetçi asla yaşanan bu kayıplardan
sonra böyle ciddiyetsiz cümleler kurma lüksüne sahip değildir.
Siyasetin görevi, her şart ve koşul altında memleketin kanayan
yaralarını tespit etmek ve bu yaralara çare üretmektir, onun için
iktidar seçilirsiniz." diye konuştu.
GÜNEYDOĞU TEŞVİK PAKETİNİ DE ELEŞTİRDİ
Böke, iktidarın sorunu çözmek için ciddi bir yaklaşım da ortaya
koymadığını ileri sürerek, "gayri ciddi" olarak tanımladığı Doğu ve
Güneydoğu Anadolu Bölgesine yönelik teşvik paketini de
eleştirdi.
Bölgesel kalkınmanın Türkiye'nin öncelikli sorunlarından biri
olduğu değerlendirmesini yapan Böke, kamu yatırımlarının ise doğal
olarak öncü yatırımlar olması gerektiğine dikkati çekti.
Böke, kamu yatırımlarının gerçeğe dönüşebilmesinin tek koşulunun
ise yatırım ikliminin olmasından geçtiğini belirtti. Böke, "Bir
yatırım iklimi de ancak bir yaşam iklimi olursa
gerçekleştirilebilir. Bunların inşa edilmediği bir Türkiye'de bu
paketler daha doğarken ölü doğar. Bu gerçekleri gözardı eden
hükümetin, kaynağını da belirleme zahmetine girmeyen gayri ciddi
yaklaşımı asla kabul edilemez." açıklamasını yaptı.
Bu site deneyimlerinizi kişiselleştirmek amacıyla KVKK ve GDPR uyarınca çerez(cookie) kullanmaktadır. Bu konu hakkında detaylı bilgi almak için tıklayın. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.
Yorumlar