Bozdağ: Bu yargıya düşmanlık dilidir

"Hiç kimse Türk yargısını kendi şamar oğlanı gibi göremez, görmeye cüret de edemez. Böyle bir şey olur mu? Böyle bir şeyin olması mümkün değil, olmasına da izin vermeyeceğiz"

Google Haberlere Abone ol
Bozdağ: Bu yargıya düşmanlık dilidir

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, "Hiç kimse Türk yargısını kendi şamar oğlanı gibi göremez, görmeye cüret de edemez. Böyle bir şey olur mu? Böyle bir şeyin olması mümkün değil, olmasına da izin vermeyeceğiz." dedi.

Bozdağ, İzmir'de bir otelde düzenlenen "Yargı Teşkilatı Toplantısı"nda yaptığı konuşmada, adaleti ayakta tutmanın sadece yargı kararlarıyla mümkün olmadığını, bunun herkesin ortak görevi olduğunu vurguladı.

Amaçlarının yargıdan memnuniyeti ve yargıya duyulan güveni daha ileriye taşımak olduğunu belirten Bozdağ, hakimlerin ve savcıların verdiği kararların eleştirilebileceğini, yargı kararlarının eleştirilemez kutsal metinler olmadığını ifade etti.

Eleştiri yaparken hakim ve savcılara haksız biçimde saldırmanın, hakaret etmenin, onları itham etmenin, suçlamanın kabul edilemeyeceğini dile getiren Bozdağ, şöyle konuştu:

"Herkes değerlendirmesini yapacak ama şahsiyet yapmadan yapacak, temiz bir dille yapacak, muhataplarını itham ederek değil, muhataplarına saygı duyarak bunu yapacak. Eğer bu usulü, bu incelikleri göz ardı ederlerse o zaman yargıya da adalete de en büyük kötülüğü hep beraber yapmış oluruz. Yargının bu kadar hırpalanması, verdiği kararlar nedeniyle kararı bilmeden, gerekçeyi okumadan, dosyadaki delilleri görmeden, hakimin veya savcının ne dediğine bakmadan sadece sosyal medyada yahut da gazetelerde yahut da siyasi taraftarlık terazisinde tartılan değerlendirmeler çerçevesinde yargıya saldırmak çok büyük bir haksızlık. Esasında adalete saldırmaktır bu aynı zamanda. Yargıya güven duygularının zedelenmesine destek vermektir. Adalete güvenin ortadan kalkmasına destek vermektir. Elbette yargıya güveneceğiz. Kime güveneceğiz? Elbette yargının verdiği kararlarla ilgili bizim de eleştirilerimiz olacak ama bunları hakaret etmeden, şahsileştirmeden, siyasallaştırmadan, hukuk içinde ve hukuka uygun biçimde, bizim ahlak ve kültürel değerlerimizle bağdaşır bir biçimde yapmamız lazım."

- "BU DİL YARGIYA DÜŞMANLIK DİLİDİR"

Geçen yıl 8 milyon dosyanın yargının önüne geldiğini belirten Bozdağ, birkaç dosya üzerinden eleştirilerin yükseltildiğini söyledi.

Bakan Bozdağ, şöyle devam etti:

"Bir ülkede 8 milyon dosya görülür, bunların yaklaşık 6 milyonu hakkında karar çıkar da siz yargıyı karalarken, karar verenleri kötülerken, onlara hak etmedikleri şekilde saldırırken, eleştirirken, görülen 8 milyon dosyadaki kararı görmüyor, sadece 3 dosyada o da doğru mu, eğri mi bilmediğiniz karar üzerinden saldırıyorsunuz. Bu vicdanlı bir yaklaşım mı, bu hakkaniyetli bir yaklaşım mı? O davalar da siyasi taraftarlık terazisinde tartılan davalar. Benim istediğim kararı verirse 'Ankara'da hakim var, savcı var.', benim istemediğim kararı verirse 'Sarayın hakimleri, sarayın savcıları.' Bu dil, sadece yargıya saldırı dili değil, yargıya düşmanlık dilidir. Hiç kimse Türkiye Cumhuriyeti'nin, Türk milleti adına adli süreçleri işleten, karar veren hakim ve savcılarına bu dille saldırma hakkına, gücüne, kudretine sahip değildir. Herkes haddini de bilecek, yerini de bilecek, yurdunu da bilecek, ağzından çıkan sözü kulağı da duyacak. Yargıya saldırmak, hakim ve savcılarımızı siyasal yaklaşımlar eksenli eleştirmek, kararların eğriliğine, doğruluğuna bakmadan tartıp onlara hakaret etmek Türk milletine de Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne de yargımıza da adaletimize de yapılmış bir saldırı ve en büyük kötülüktür. Bunu kabul etmemiz mümkün değildir."

"Lütfen temiz bir dille konuşun. Lütfen hukuki değerlendirmelerle eleştiriniz varsa yapın. Lütfen kararları eleştirin. Hakim ve savcılarımızla şahsileşen bir dille saldırı içerisinde olmayın." çağrısı yapan Bakan Bozdağ, "Hiç kimse Türk yargısını kendi şamar oğlanı gibi göremez, görmeye cüret de edemez. Böyle bir şey olur mu? Böyle bir şeyin olması mümkün değil, olmasına da izin vermeyeceğiz. İstedikleri kadar konuşsunlar. Hiç kimse Türk yargısının, anayasadan aldığı yetkileri ve görevleri, anayasa, kanun ve hukuka uygun, vicdani kanaatlerine göre kullanmasına engel olamaz, olması da mümkün değildir." diye konuştu.

Yorumlar