Bakanlıktan İBB başkanının maskesini düşüren açıklama
İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin Haydarpaşa Otogarı'nın atıl durumdaki alanlarının işletilmesi ihalesine hem üçte bir daha düşük teklif verdiği hem de ihaleye eksik belgeyle katıldığı ortaya çıktı. İBB Başkanı, ihalenin bilinçli olarak kendilerine verilmediğini ileri sürerek durumdan mağduriyet çıkarmaya çalışmış, olayı yargıya taşıyacaklarını açıklamıştı. Ulaştırma Bakanlığından yapılan açıklamada ise, "İhaleyi 300 bin lira teklif veren firmaya değil de 100 bin lira teklif veren İBB'ye vermek hukuki mi olacaktı" denildi.
TCDD Genel Müdürlüğü tarafından Haydarpaşa Gar sahası ve Sirkeci Gar sahasının atıl durumda olan bazı bölümlerinin kiralanmasına yönelik, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun söylemlerine yönelik Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Sayın M.Cahit Turhan açıklama yaptı.
Turhan yaptığı açıklamada "Son birkaç gündür, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Ekrem İmamoğlu’nun sosyal medyada dolaşan söylemlerini üzülerek takip ettim.
Sayın Başkan, TCDD’nin yaptığı ihaleyle ilgili olarak hukuki
yollara başvurmuştur. Elbette biz de hukuk çerçevesinde cevabımızı
vereceğiz.
Ancak gerçeklerden herkesin haberdar olma hakkını gözeterek, aziz
Türk milletine ve İstanbul halkına seslenmek istiyorum. Sayın
Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın öncülüğünde, son 17 yıldır
ülkemize ve milletimize azim ve kararlılıkla hizmet
etmekteyiz.
Bilindiği üzere Haydarpaşa ve Sirkeci’de bahse konu
gayrimenkullerin bulunduğu alanlar, sit kapsamındadır ve imar
kısıtlılığı bulunmaktadır. Bu alanlar, Marmaray hizmete girdikten
sonra yolcu hareketliliğinin azalması nedeniyle ihtiyaç dışı
kalmıştır.
"KİRALAMA YÖNETMELİĞE UYGUN OLARAK YAPILMIŞTIR"
İstanbul halkının kültür ve sanat faaliyetlerine katkı sunmak suretiyle TCDD’ye gelir sağlanması amacıyla, bu alanlar için ihaleye çıkılmıştır. İhale baştan sona, TCDD’nin kiralama yönetmeliğine uygun olarak yapılmıştır.
Buna karşın, Sayın Belediye Başkanı, ihale yapılmadan önce “Ne
pahasına olursa olsun bu ihaleyi alacağım” diyerek ihalenin REKABET
ilkesini sekteye uğratmıştır. Şöyle ki; ihaleyi alan firma burada
yapacağı işlerle ilgili ruhsat, izin ve belgeleri nereden
alacaktır? Su, doğalgaz, gayri sıhhi müessese belgesi gibi
belgeler nereden alınır? Elbette Belediye ve ona bağlı
kurumlardan... Bu açıdan Büyükşehir Belediyesi’nin sürece müdahil
olması en başından rekabet ilkesine halel getirmiştir.
Şimdi soruyorum size İBB’nin iştirakleri olan firmaların ihaleye
girmesi ne kadar etik olmuştur?
Gelelim Sayın Belediye Başkanı’nın sosyal medyadaki iddialarına... Öncelikle ifade etmek isterim ki Belediye şirketlerinin ihaleden elenme sebebi, sosyal medyada yayınlanan videoda bahsedilen hususlarla alakalı değildir.
İHALE ŞARTLARI KAMUOYUNA AÇIKÇA SUNULMUŞTUR
Zaten ihale şartları, önceden kamuoyuna açıkça sunulmuştur.
İhalede öncesinde, firmaların tek tek veya ortak girişim
olarak girmesi halinde sağlaması gereken şartlar da aleni bir
şekilde ilan edilmiştir..
Belediye’nin söz konusu firmaları, istenilen şartları gerek tek tek
gerekse ortak girişim olarak yerine getirememiştir.
Ayrıca açık açık şartnamede “müştereken ve müteselsilen” ifadesinin
belirtilmesine rağmen teklif mektubu ekinde bu ifadeye yer
verilmemiş ve değiştirilmiştir.
İhale Komisyonu, yaptığı inceleme neticesinde tüm bu hususları
tespit etmiş ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin şirketlerinin
oluşturduğu ortak girişimi ihale dışı bırakmıştır.
Kaldı ki ihaleye Belediye’nin ortak girişimi daha düşük teklif
vermiştir.
Şimdi buradan herkese soruyorum; ihale şartlarını sağlayamayan ve
daha düşük teklif verenin kazanması mı doğrudur, yoksa ihale
şartlarını sağlayıp daha yüksek teklif verenin mi kazanması mı?
Buradan, ihale konusunun özel ilgi alanı olduğunu bildiğimiz Sayın
İmamoğlu'na açıkça soruyorum…
Öncelikle şartnamede istenilen evrakları bile hazırlamaktan aciz
olan İBB yönetiminin ihaleyi almaya çalışması normal bir durum
mudur? Bugüne kadar ki ticari ilişkilerinde de hep bu yöntemi mi
izlemiştir?
Ayrıca girmeye çalıştığı ihalede, Belediye ortak girişiminin
teklifinin 3 katı teklif veren şirketin, ihaleyi kazanmasından daha
doğal ne olabilir? Kamunun yüksek kazanç elde etmesinden bir
rahatsızlık mı duymaktadır?
"ZORBALIK DEĞİL MİDİR?"
"Yeterliliğe sahip olmadan ihaleye girerim, daha az teklif
veririm; ihaleyi de bana vermek zorundasınız" demek zorbalık değil
midir?
TCDD, 350 bin TL kira vermeyi teklif eden şirket yerine, 100 bin TL
teklif eden ortak girişime bu ihaleyi verse, hukuki ve meşru
davranmış olur mu? TCDD, tersi davranış gösterseydi, kamu zararı
yaşanmış olmayacak mıydı? Kamudan bu tip gayrı meşru taleplerde
bulunmak, kendilerinin benimsediği ve alışkanlık haline getirdiği
bir yöntem midir?
Şartname ve teklif edilen rakamlar ortada ve her şey şeffaf iken,
kopartılan bu yaygara, ihale makamına sallanan parmaklar, ihaleye
fesat karıştırmak değilse nedir?
İBB’nin elinde, bu alanların binlerce katı büyüklüğünde yerler var
iken, ihaleye konu alanlarda toplum yararına, modern bir
kültür-sanat alanı kurulacak olması, Sayın İmamoğlu'nu neden
rahatsız etmektedir?
Bu ihaleyi yapan TCDD; neyi, nasıl, niçin ve ne kadar süreyle
yapması gerektiğini tabi olduğu mevzuat usullerine uygun
yapmıştır.
İMAMOĞLU'NUN TCDD'NİN İTİBARINI ZEDELEMEYE KALKMASINDAKİ MAKSADI NEDİR?
Sayın Belediye Başkanı’nın ülkemizin saygın kuruluşlarından
TCDD’nin itibarını zedelemeye kalkmasındaki maksadı nedir?
Ayrıca; İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı, ihalenin iptal
edilerek ihale konusu alanların Büyükşehir Belediyesine tahsis
edilmesini istemektedir. Benzer talep, İstanbul Büyükşehir
Belediyesi’nin önceki dönem yönetiminden de gelmişti. Büyükşehir’in
o zamanki yöneticileri, Haydarpaşa ve Sirkeci garlarına ait
kullanılmayan alanların Belediye’ye tahsisini istemiş, TCDD bu
talebi uygun görmemiştir.
Ülkemizin bugününe bakacak olursak, bugün milli birlik ve
beraberlik günüdür. Belediye Başkanı’nın böylesine anlamlı
günlerde, gerçekleri saptırarak, birtakım avukatları da yanına
alarak, genel kamuoyunu ve İstanbul halkımızı galeyana getirmeye
çalışmasına anlam vermek mümkün değildir.
Sayın Başkan’ın, gerçekleri saptırarak toplumu galeyana getirmeye
çalışmaktaki maksadı ne olabilir…
Acaba İstanbul halkını galeyana getirmeye çalışması, dilinden
düşürmediği kucaklama stratejisinin bir parçası mıdır?
Ayrıca, faydalı gördüğüm son bir hatırlatmayı daha buradan yapmak
istiyorum…
Türkiye Cumhuriyeti, bir hukuk devletidir. Kurumlarımız keyfiyet
değil, hukuk esaslarına göre yönetilmektedir. Belediyelerimiz de
buna dahildir. Belediye başkanı olmak, hiç kimseye hukuku çiğneme
hürriyeti vermez. Belediyeler veya belediye başkanları da hukukun
üzerinde değildir. Gerçi Sayın İmamoğlu, görevden alınan belediye
başkanlarını ziyaret etmekle, ne kadar hukuk ve hukuk düzeni
yanlısı olduğunu ortaya koymuştur.
Hukuk ölçülerinin dışına çıkmak, bir belediye başkanı için aynı
zamanda oyunu aldığı vatandaşları aldatmak anlamı da taşımaktadır.
Buna kimsenin hakkı yoktur, olamaz da.
Son olarak, Aziz İstanbul halkı!
Sayın Belediye Başkanı, bir yandan da gündem saptırarak İstanbul’a
ve İstanbullulara verdiği sözleri unutturmanın peşinde… Metro
ve ulaşım gibi konularda verdiği sözler vardı. Hani, o sözler
nerede?
Bu kapsamda, yeni projelere başlamak bir yana, önceki belediye
yönetimi döneminde yürütülen çalışmaların durdurulmuş olması
hususunda da siz kıymetli İstanbul halkının bilgi sahibi olmaya
hakkı vardır diye düşünüyorum.
Milli birlik ve beraberliğe en çok ihtiyaç duyduğumuz şu günlerde,
kendi sorumluluklarını yerine getirememenin acziyeti içerisindeki
tavır ve ruh hali ile hareket eden bir şahsın, usulüne uygun bir
ihale bahanesiyle, sosyal medyada yalan-yanlış ifadeler içeren
videolar paylaşıp, halkımızı galeyana getirmek istemesinin amacını
ve hedefini sizin engin basiretinize ve ferasetinize bırakıyorum.
Saygılarımla…" ifadelerini kullandı.
Yorumlar