Arda Turan: İdolüm Galatasaray'da oynarken Emre Belözoğlu idi şimdi ise Iniesta
İspanya La Liga takımlarından Atletico Madrid'in formasını giyen Arda Turan, Galatasaray'da oynarken idolünün Emre Belözoğlu olduğunu şimdi ise Iniesta'nın en büyük idolü olduğunu söyledi.
İspanya La Liga takımlarından Atletico Madrid'in formasını giyen
Arda Turan, Galatasaray'da oynarken idolünün Emre Belözoğlu
olduğunu şimdi ise Iniesta'nın en büyük idolü olduğunu söyledi.
Atletico Madrid ile İspanya'da herkesin sevgili olan Arda Turan,
İspanya'da yayın yapan Libero dergisine özel bir röportaj verdi.
Arda Turan, İspanya'daki günleri, tatım arkadaşları, özlemleri ve
teknik direktörü ile ilgili sorulara ilginç cevaplar verirken
Galatasaray'daki günlerini unutamadığını dile getirdi. Arda,
Hagi'den 'topun' değerini öğrendiğini dile getirerek, "Hagi'den
topu kaybetmemenin ne denli önemli olduğunu öğrendim. Bana çok
büyük katkıları oldu. Hagi'den maçların son düdüğe kadar devam
ettiğini ve bu ana kadar mücadele edilmesi gerektiğini de
öğrendim." dedi.
Kariyer planlamasının sistemli bir şekilde ilerlediğini vurgulayan
Arda Turan, "Galatasaray'da oynadığı dönemde futbol idolüm Emre
Belözoğlu'ydu ancak şimdi Barcelona forması giyen Iniesta oldu.
Iniesta ile aynı yaşta olmamızın hiçbir önemi yok. Iniesta'dan çok
şey öğreniyorum." diye konuştu.
Arda Turan'ın röportajının öne çıkan bazı bölümleri şöyle:
- Sen profesyonel futbolcu olmadan önce ailen nasıldı?
Biz her zaman sokaklarda oynardık. Türkiye'de futbol İspanya'daki
gibi olmayabilir çünkü biz futbolu önce sokakta oynarız. Ders
çalışmasam futbol oynayamazdım, bu yüzden iyi bir öğrenci oldum.
Ailem her zaman kararıma saygı duydu. 10 yaşındayım, şimdi ise 26
yaşındayım. Benim böyle olmamı sağlayan ailem oldu.
- İstanbul'da sokaklar nasıl peki?
İstanbul'da sokaklar oldukça dardır, bu yüzden hızlı oynamalısınız.
Oynarken sanat yapmayı öğrendim. Çocukluğum iki taşın arasından top
geçirmekle geçti.
- Galatasaray maçlarında kendini nasıl hissederdin?
Hagi oldukça rekabetçi ve hırslıydı, kazanmayı severdi. Topu
korumayı, hızlı olmayı ve kaybetmemeyi onu izlerken öğrendim. Onun
oynayış tarzını 90 dakika aralıksız izlerdim. 90 dakika boyunca
koşabilir, iki kişilik oynayabilisiniz ama önemli olan gücünüzü
korumaktır.
"ERSUN YANAL BENİ KANAT OYNATTI"
- İdolün kimdir?
Galatasaray'da oynadığı dönemde Emre Belözoğlu. Şimdi ise
Iniesta.
- Senin yaşında olsa bile mi?
Bunu önemsemiyorum. Sahada rakip olarak bile oynadık. Ondan çok şey
öğrendim. Emre ile en önemli anım Euro 2008'di. Oyunun gidişatını
değiştirebildiğimi söylemişti.
Fatih Terim, o turnuvada benim yerimi değiştirmedi. Yedek
takımdayken, beni Manisaspor'a gönderdiler. Orada teknik
direktörüm, şimdi Fenerbahçe'de olan Ersun Yanal'dı. Beni 3-5-2'nin
sağ kanadında oynattı. Bütün maçı kanatta oynardım.
- Juanfran gibi mi?
Hayır. Juanfran harika oyuncu. Asla onun gibi oynayamam.
- Terim'den bahsediyorduk...
O benim babam gibi. Onunla ilgili bugüne kadar çok şey anlattım.
Bazen arkadaş gibidir, bazen baba. Türk futbol tarihi ona çok şey
borçludur.
"EURO 2008 HAYATIMIN EN OLAĞANÜSTÜ DÖNEMİ"
- Euro 2008'de neler yaşadınız?
Hayatımın en olağanüstü dönemiydi. Çoğu arkadaşım öyle bir şey
yaşamamıştır. Bir oyuncunun kimliği, milli takımda ne derece önemli
rol oynadığıyla alakalıdır. Biz kazanmaktan kaybetmeden oynadığımız
için iyiydik. Fazla yetenekliydik ama daha fazla taktiksel disiplin
gerekiyordu.
- Disiplini Simeone'den öğrendin herhalde?
Hayır, Simeone ile çok rahatım. Savunmadaki görevimi yapıyor, seken
topları alıyorum. Bunun dışında sahada özgürüm.
- Simeone ile çalışmak nasıl?
Frank Rijkaard, Fatih Terim ve Guus Hiddink ile çalıştım. Bunlar
kendi stiliyle en iyi olmuş teknik direktörler. Ama Simeone ile çok
az vakit geçirip, çok şey paylaştık. İdmanlarda da öyle. Simeone
böyledir, hızlı ve dolu dolu.
- Senin için yapılan "Ardaturanismo" yorumlarını duydun mu?
Evet duydum. Hiçbir zaman skorer bir oyuncu olmadım. Oyunu organize
etmek ve güzellikle alakalı. Demek istediğim, oyundaki önceliklerim
arasında muhteşem goller atmak yok. Bu benim için önceliğim değil.
Ne zaman harika oynasam "Ardaturanismo" olduğunu söylüyorlar,
görüyorum.
"KÜLTÜRÜMDE CÖMERT OLMAK MECBURİYETTİR"
- Seni bonkör bir futbolcu olarak görebiliriz yani?
Kendi konumun hakkında konuşmak kolay değil ama benim ailemde,
kültürümde bonkörlük, cömert olmanın mecburiyeti vardır. Bu bizim
bir parçamız. Sadece arkadaşlarımla birlikte yemek yiyorum. Bu
kültüreldir. Bir maçta 5 gol atar ama yine de mutlu olmazsınız ama
mesela Bernabeu'da Real Madrid'i bir takım olarak yendiğimiz kupa
maçını asla unutamam.
- Hala İstanbul'da oturduğunuz evin faturalarını ödüyormuşsun?
Orada doğdum ve büyüdüm. Burada futbol oynuyor olmam bir şeyi
değiştirmez. Bu kendi anlayışınızla alakalı. Sokakta yaşlı bir
kadını poşetlerle görürseniz, gider taşırsınız. Orada yardım etmeyi
düşünmezsiniz, refleks haline gelmiştir. İstanbul'da yaşadığım evin
kapıları her zaman açıktır, kimse korkmaz ve kimse eve parayı kimin
getirdiğini konuşmaz. Çünkü böyle çok mutluyuz ve büyük kalplere
sahibiz.
"RAMAZAN'DA ÜZERİME DÜŞENİ YAPARIM"
- Dindar mısın?
Evet, ben bir müslümanım. Ramazan'da üzerime düşeni yaparım ama
işim dolayısıyla bazı günler yeterince sıkı olamıyorum.
- İspanya'da neler yiyorsun, Türk yemekleri için nereye
gidiyorsun?
Buralarda bir restoran var. Sahipleri oldukça misafirperver ve bizi
iyi ağırlıyorlar. Oldukça küçük bir yerdir, geleneksel kebaplar
vardır.
- Simeone'yi oraya yemeğe götürdün mü?
Simeone fiziğini çok düşünüyor. Hepimizden daha iyi vücudu var.
Hala üçgen vücut."
CİHAN
Yorumlar