Almanya'da başörtüsü için sürdürdüğü hukuk mücadelesini kazandı
Züleyha Karakaş, başörtülü olduğu gerekçesiyle işe alınmamasından sonra başlattığı hukuk mücadelesini üç yıl sonra kazandı.
Züleyha Karakaş, başörtülü olduğu gerekçesiyle işe
alınmamasından sonra başlattığı hukuk mücadelesini üç yıl sonra
kazandı. İşe başvuran diğer meslektaşlarından daha vasıflı olmasına
rağmen sadece başörtüsünden dolayı reddedilen Karakaş şirket
sahibinden bin 850 Euro tazminat almaya hak kazandı. Tazminatı
önemsemeyen Karakaş, mahkeme yoluyla topluma kendi değerleri ve
inancı ile kabul edilmesinin önemli olduğunu söyledi.
Almanya’da yabancı veya başörtülü olduğu için iş dünyasından
dışlanan insanların sayısı hiç de az değil. Alman siyasiler son
yıllarda sık sık ‘hüsnü kabul kültürü’nden bahsetse de, meslek
sahibi olduğu halde iş bulamayan çok sayıda göçmen bu kültürün iş
dünyasına da yansımasını bekliyor. Aynı işyerine başvuranlardan
daha vasıflı olmasına rağmen başörtüsünden dolayı ayrımcılığa tabi
tutulan kadınların durumu ise ülkedeki uyumun geleceği adına
olumsuz bir tablo çiziyor.
Ancak bu sorunun üstesinden gelenler de var. Üç yaşında Almanya’ya
gelen ve Hamburg’da enformasyon teknolojisi alanında meslek eğitimi
alan Züleyha Karakaş, üç yıl verdiği hukuk mücadelesinden sonra
kendisini başörtüsünden dolayı işe almayan şirketi mahkum ettirdi.
Cihan'a konuşan Karakaş ayrımcılığın nasıl gerçekleştiğini şu
sözlerle anlattı: “İş başvurusu yapmamdan kısa bir süre sonra aracı
şirket sahibi telefonla beni arayarak hemen irtibata geçmemizi
istedi. Bu arada yine telefonda bilgisayarla ilgili mesleki sorular
soruldu.Ben de cevaplarken karşımdaki kişi birden bire bu
görüşmenin devam etmeyeceğini söyledi. Sebebini sorunca sorunun
başörtüsü olduğunu söyledi.”
Şirket sahibinin gerekçesi ise yabancı değil. "Başörtülü birini
görünce bunun kadınlara yapılan bir baskı göstergesi olduğunu
düşünüyorum.” diyen şirket sahibi, kesinlikle başörtülü biri ile
çalışmak istemediğini, başörtüsünü çıkardığı takdirde seve seve işe
alacağını söylemiş. Bu görüşmeden çok rahatsız olan Karakaş, bir
avukat tutarak Hamburg İş Mahkemesi’ne dava açmış. Ancak hukuki
süreç hiç de kolay geçmemiş. Mahkeme, aracı şirket Aşağı Saksonya
Eyaleti’ne bağlı Lüneburg’da olduğu için davayı orada açmasını
isteyince bu defa Lüneburg’da ikinci bir dava açmış. Ne var ki bu
mahkeme de yeterli delil olmadığı gerekçesiyle davayı kabul
etmemiş. Gerekçe ise her iki tarafın da sadece sözlü beyanda
bulunması ve elde delil sayılabilecek bir şeyin olmaması.
Buna rağmen davasından vazgeçmeyen Karakaş, “Aşağı Saksonya Celle
Yüksek Mahkemesi'nde dava açtık. Bu mahkeme verdiğim mücadele ve
yaptığım savunmanın yeterli olduğunu belirterek haklı olduğuma
hükmetti. Aracı şirketi ise bana bin 850 Euro tazminat ödemeye
mahkum etti.” şeklinde konuştu. Davanın bu şekilde sonuçlanmasının
maddiyattan çok daha önemli olduğunu kaydeden Karakaş, “Benim için
mahkemenin değerlerimle, inancımla birlikte toplumda kabul edilmem
yönünde karar vermesi çok önemli. Ben topluma katılma konusunda dil
ve meslek öğrenme gibi sorumlulukları yerine getirerek üzerime
düşeni yaptım. Bu şekilde dışlanmak beni üzdü.” dedi.
Ancak Karakaş için sorun bu dava ile bitmiş değil. Tanıdığı çok
sayıda arkadaşının giyiminden dolayı meslek yeri bulmakta bile
zorlandığını belirten Karakaş, “Meslek yeri bulsalar bile meslek
bitince işyeri bulamıyorlar. Aynı durumda olan akranlarımız,
meslektaşlarımız iki dil konuşurken biz üç dil konuştuğumuz ve bir
adım önde olduğumuz halde bile bu bir fayda sağlamıyor.’’
hatırlatmasında bulundu. Karakaş’ın avukatı Sebastian Busch ise
mahkemenin başörtüsünden dolayı yaptırım uygulanmasını ve işe
almamayı kişisel hak ihlali olarak kabul etmesinin sevindirici
olduğunu söyledi.
Avukat, mahkemenin sadece Genel Eşit Muamele Yasası'nı değil,
anayasanın ayrımcılığı yasaklayan maddeleri ve AB Temel Haklar
Şartı ile başvuru sahibinin kişilik hakları arasındaki ilişkiyi
temel aldığını belirtti. Son zamanlarda en çok satanlar listesinde
başörtülü kızlara karşı ırkçı söylem geliştiren yazarların
gelmesinin normal olmadığına da dikkat çeken Busch, “İngilizce
konuşulan birçok ülkelerde iş müracaatlarında fotoğraf
gönderilmiyor. Fotoğraf gönderme uygulamasına Almanya’da da son
verilebilir.” şeklinde konuştu. CİHAN
Yorumlar