Avukat Mehmet Kasap: Soruşturmayı üste haber vermek TCK’ya göre suç
Hukuk ve Hayat Derneği Başkanı Avukat Mehmet Kasap, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturmada görev alan adli kolluk kuvvetlerinin üstlerine bilgi vermemesine açıklık getirdi.
Hukuk ve Hayat Derneği Başkanı Avukat Mehmet Kasap, İstanbul
Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturmada görev
alan adli kolluk kuvvetlerinin üstlerine bilgi vermemesine açıklık
getirdi. Adli kolluk kuvvetlerinin, idari konular dışında
amirlerinin cumhuriyet savcıları olduğunu ifade eden Kasap,
polislerin, soruşturmayı üstlerine söylemeleri halinde suç
işleyeceklerini söyledi. Bu konuda hükümet yetkililerinin yanlış
bilgilendirildiğini vurgulayan Kasap, “TCK’nın 157. maddesi var,
bütün yürütülen soruşturmalar gizlidir. Yine TCK’nın 285.
maddesinde bu gizliliği ihlal edenlerle ilgili cezai yaptırım
öngörülmüştür.” dedi.
Cihan TV Network'te yayınlanan 'Anadolu’da Sabah' programına
katılan Avukat Mehmet Kasap, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı
tarafından yürütülen soruşturmanın hukuki yönleriyle ilgili bilgi
verdi.
Hukuk ve Hayat Derneği Başkanı Avukat Mehmet Kasap, İstanbul
Cumhuriyet Başsavcılığı'nın yürüttüğü operasyon sonrası görevden
alınan şube müdürleri için hükümet yetkililerinin yanlış
bilgilendirildiğini dile getirdi. Bülent Arınç’ın, ‘bir polis
düşünün iki yıldır soruşturma yapıyor, amirlerine haber vermiyor,
bakanlığın haberi olmuyor bu konuda’ sözlerini hatırlatan Kasap,
“Adli kolluk yönetmeliği var. Emniyette normal idari işleri yapan
teşkilat var. Bir de cumhuriyet savcılarının sözlü ve yazılı
emirlerini yerine getiren adli kolluk teşkilatı var. Adli kolluk
savcıları soruşturma yürütürken; suça engel olma, suça bulaşmış
kişileri tespit etme, adaletin önüne çıkarma konusunda yardımcı
olur. Sayın Arınç, ‘adli kolluk görevi yapanların, polislerin, şube
müdürlerinin amirlerine söylememesinden, onlara iletmemesinden
bahsetti. Böyle bir şey yapmış olmaları aslında kendilerinin suç
işlediklerini, TCK’nın 157. maddesi var bütün yürütülen
soruşturmalar gizlidir. Yine TCK’nın 285. maddesinde bu gizliliği
ihlal edenlerle ilgili cezai yaptırım öngörülmüştür.” diye
konuştu.
"ADLİ KOLLUK KUVVETLERİ SAVCI DIŞINDA KİMSEDEN EMİR ALAMAZ"
Adli kolluğu yürütecek polis teşkilatının nasıl hareket edeceği ile
ilgili yönetmelik olduğunu hatırlatan Kasap, “O yönetmelikte
deniliyor ki ‘adli kolluk, adli yönetmeliğin haricindeki
görevlerinde üstlerinin emrindedir.’ Yani savcılıkla ilgili yapılan
işlerde savcılığa bağlıdır. Savcı dışında hiç kimseden emir alamaz,
o konu ile ilgili ve savcının verdiği emirleri de savcının dışında
kimse ile paylaşamaz. Aksi takdirde soruşturmanın gizliliğini ihlal
etmiş olur. TCK’nın 285. maddesine göre de cezalandırılması söz
konusu olur. Bunun ne kadar doğru bir hüküm olduğu İçişleri
Bakanı’nın oğlunun şüpheli sıfatında bulunması ile ortaya çıktı.
Adli kolluk görevlilerine, adli kolluk görevi bulunmayan üstleri
tarafından yürütülen soruşturma ile ilgili emir ve talimat
verilemez. ‘Görevlerini kötüye kullandı’ diyorlar. Hani masumiyet
karinesi, aynı şey emniyet müdürleri için de geçerli değil mi?
Sayın Arınç ve Sayın Başbakan çıkıyor; ‘bunlar görevlerini kötüye
kullanmışlardır, bu nedenle görevlerinden el çektirildi’ denildi.
Bu insanlar, savcıların kendilerine verdiği talimatları yerine
getirmişler, yargıya hizmet etmek konusunda bir suçlarının
olmadığını görüyorum.” şeklinde konuştu.
"UYAP’A GİRİLMEDEN SORUŞTURMA YAPILMAZ"
Ulusal Yargı Ağı Projesi’ne (UYAP) girilmeden hiçbir soruşturmanın
yapılamayacağının altını çizen Kasap, “Buraya yüklemeden sanki
savcılar gizli kapaklı iş yapmışlar gibi lanse edildi. Bu doğru
değil. Değişik yerlerde de yayımlandı. Üç ayrı soruşturmanın üçü de
dosya numarası almış. UYAP sistemi içerisinde kaydedip bir numara
almadan soruşturmayı yürütemezsiniz. Adalet Bakanlığı ve değişik
yerlerden gizli yürütüldüğü iddiası var. Bu doğru değil. 2012’de üç
tane dosya numarası verilmiş. Uzun süredir devam eden bir
soruşturma var. Bu, kamuoyunun gündemine yeni geldi.” diye ifade
etti.
Hükümetin soruşturmaya yanlış refleks verdiğini belirten Kasar,
şöyle dedi: “Bu, toplumun adalet duygusunun rencide olmasına neden
olur. Toplum istiyor ki her türlü yolsuzluğun üstüne gidilsin, bunu
beklemenin de bu milletin hakkı olduğunu düşünüyorum. İtalya’da bir
başbakan yargılanıyor. Savcıların ve emniyetin işini yapmasına
engel olunmuyor. Türkiye’de adalet duygusunun tatmin olması, açık
toplumun gereği olarak soruşturma yapılmalı, herkes işini yapmalı,
işini yapmasına müsaade etmesi gerekiyor. Kuvvetler ayrılığı çok
önemli. İdarenin, şube müdürlerini görevden alma yetkisi var. Fakat
hem idare mahkemesi kararlarında hem Danıştay’ın karalarında bu
takdir hakkının bir sınırı var. İdare bu hakkını pervasızca
kullanamaz. Bunu kullanırken suiistimal edecek şekilde kullanırsa
zaten bu yargıdan döner bir şekilde. Sırf savcının verdiği talimatı
yerine getirdiği gerekçesi ile görevden alınan şube müdürleri, şube
müdür yardımcıları yargıya müracaat ettiklerinde, belki yürütmenin
durdurma kararını alarak göreve dönmeleri mümkün olacak. Avrupa
İnsan Hakları Mahkemesi’nde çok fazla tazminat aldığımız konulardan
bir tanesi. Devam eden bir soruşturmaya yönelik bunu yargıdan
kaçırmaya, karatmaya yönelik algı oluşturulması, ilk başta
şüphelilere yazık olur. O şüpheliler şu an sanık değil, o
şüpheliler şu an suçlu değil, şüpheliler hakkında verilmiş bir
yargı kararı yok. Masumiyet ilkesi gereğince şu anda o insanlar
masum. Bunlara yönelik bir karartma, emniyet müdürlerini görevden
alma, yeni savcılar atayarak soruşturmayı yürüten savcıları
pasifize etme görüntüsü vermeye çalışmak, en başta o şüphelilere
karşı büyük bir haksızlık olacak. İnsanlar şunu düşünecek demek ki
ortada bir şey var, bunu kaçırmak için bu hareketler yapılıyor. O
yüzden bu insanlar bu suçları işlemişler algısı oluşuyor.”
Kanunların herkese eşit uygulanacağını vurgulayan Kasap,
konuşmasına şöyle devam etti: “Siz bürokrat olabilirsiniz,
milletvekili olabilirsiniz, genelkurmay başkanı olabilirsiniz,
herkesin kanunlar önünde eşit olduğuna dair anayasada hüküm var.
Maalesef Sayın Arınç dün bir ifade kullandı ‘bir içişleri bakanının
oğlunun gözaltına alınmasını medyadan öğrenmesi biz nereye
koyacağız’ dedi. Bir içişleri bakanının Ahmet efendiden, Mehmet
efendiden ne farkı var. Onlar da bir baba. Onların da çocuğu
gözaltına alındığında bu şekilde öğreniyor.”
CİHAN
Yorumlar