Yazıcıoğlu'nun ölmeden önceki son konuşması VIDEO

Muhsin Yazıcıoğlu, ölümünün sekizinci yıl dönümünde Ankara'da Tacettin Dergâhı'ndaki mezarının başında anıldı. Anma törenine Yazıcıoğlu ailesinin yanısıra BBP mensupları ile Alperen Ocakları mensupları katıldı. Öte yandan, Yazıcıoğlu'nun ölmeden hemen önce yaptığı son konuşmada kullandığı ifadeler ise Türkiye'nin birlik ve beraberliğine en çok ihtiyaç duyulan bugünlerde için çok önem arz ediyor.

Google Haberlere Abone ol
Yazıcıoğlu'nun ölmeden önceki son konuşması VIDEO

Sonhaberler | Haber Merkezi 

Türk siyaset tarihine vatanseverliği ve efendi kişiliğiyle damga vuran isimlerden biri olarak bilinen Büyük Birlik Partisi'nin kurucusu ve eski lideri Merhum Muhsin Yazıcıoğu'nun ölümünün üzerinden bugün 8 yıl geçti. Bundan 8 yıl önce Kahramanmaraş'ın Göksun ilçesi yakınında helikopterin şüpheli bir şekilde düşmesi sonucu beraberindeki 5 kişiyle vefat eden Yazıcıoğlu, bugün Ankara'da bulunan Taceddin Dergahı'ndaki mezarının başında dualarla anıldı. Merhum Yazıcıoğlu'nu anma törenine eşi Gülefer Yazıcıoğlu ve yakınlarının yanı sıra, BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, Alperen Ocakları mensupları, partililer ve sevenleri katıldı.

BBP Genel Başkanı Destici, burada yaptığı konuşmada, Yazıcıoğlu'nun kendisini vatanına, milletine, dinine ve devletine adamış Türk İslam dünyasının yetiştirdiği en büyük liderlerden biri olduğunu ifade etti. Muhsin Yazıcıoğlu'nun 10 yıla yakın hapis hayatı yaşadığını ve bunun 5,5 yılının hücrede geçtiğini belirten Destici, "Ama ne Rabbine küstü, ne vatanına küstü, ne milletine küstü, ne gidip Avrupa kapılarında ülkesini şikayet etti." dedi. Destici, Yazıcıoğlu'nun ideallerinin sadece Türkiye ve 80 milyon ile sınırlı olmadığını, Türk İslam coğrafyasındaki bütün mazlumların ve milletlerin onun hayalinin içerisinde olduğunu belirtti. Destici, "Nerede bir mazlum varsa onun yanında olmaya gayret etti. İçeride de hangi siyasi partiden, hangi düşünceden ve etnik kökenden olursa olsun, kim kapısını çalarsa, kim yanına gelirse ona elinden gelen her türlü yardımı esirgemeden yaptı." diye konuştu.

ÖLÜM SEBEBİ HALA AYDINLATILAMADI

Yazıcıoğlu'nun ölümünün üzerinden 8 yıl geçtiğini ancak hala bu olayın aydınlatılmadığına dikkati çeken Destici, 2014'te verilen takipsizlik kararının, itirazları sonucu kaldırıldığını ve dosyanın tekrar soruşturulmaya başlandığını anımsattı. Destici, 15 Temmuz darbe girişiminden 20 gün önce yeniden takipsizlik kararı verildiğini, ancak bu karara yaptıkları itiraz başvurusunun halen sonuçlandırılmadığını aktararak, şunları kaydetti: "Bizim beklentimiz, ümidimiz ana soruşturma dosyasına yapmış olduğumuz itirazın, Kahramanmaraş Cumhuriyet Başsavcılığındaki itirazın, 1. Sulh Mahkemesindeki itirazın kabul edilmesi, soruşturma dosyasına verilen takipsizlik kararının kaldırılması ve dosyanın tüm yönleriyle en baştan ciddi bir şekilde soruşturularak, tüm şüpheler ortadan kaldırılıncaya kadar aydınlatılması. Burada hata, ihmal, kusur, kasıt ne varsa hepsinin ortaya çıkarılmasını bekliyoruz. Sonuna kadar da takipçisiyiz. Hiç kimse yılmamızı, yorulmamızı ve vazgeçmemizi beklemesin. Vazgeçmeyeceğiz, sonuna kadar davanın takipçisi olmaya devam edeceğiz."

MUHSİN YAZICIOĞLU KİMDİR?

Muhsin Yazıcıoğlu, Türk siyasetinde hayatı en zorlu geçen isimlerden biri olarak bilinir. Cezaevleri, işkenceler, baskılar ve tehditlerle dolu bir siyaset hayatı yaşayan Muhsin Yazıcıoğlu, idealleri uğruna ölen isim diye bilinir. Yazıcıoğlu, 12 Eylül 1980 öncesi Ülkü Ocakları Derneği ve Ülkücü Gençlik Derneği Genel Başkanlığı görevlerinde bulundu. 30 Ocak 1981'de tutuklanarak Mamak Askeri Cezaevine konuldu. Burada "MHP ve ülkücü kuruluşlar" davasında idamla yargılanan 220 ülkücü arasında yer aldı. Bu süreçte dört kez idamla yargılanan Yazıcıoğlu, hem işkence gördüğü C-5 koğuşunda hem de uzun yıllar kaldığı Mamak Cezaevinde, 12 Eylül askeri darbesini yapan Beşli Konseye ve 12 Eylül rejimine karşı tavır sergiledi.

Daha sonra beraat edeceği bir davadan ceza alan Yazıcıoğlu, haksız yere yaklaşık 6,5 yıl tutuklu kaldığı cezaevinden 8 Nisan 1987'de tahliye oldu. Yazıcıoğlu, 1988 yılında Milliyetçi Çalışma Partisi'ne (MÇP) katıldı. 1991 genel seçimlerinde üç partinin oluşturduğu ittifak bünyesinde Sivas Milletvekili olarak TBMM'ye girdi. Daha sonra MÇP'den ayrılarak 7 Ağustos 1992'de arkadaşlarıyla birlikte "Yeni Oluşum Hareketini" başlattı. Yeni Oluşum Hareketi'nin BBP'ye dönüşmeden önce yayınladığı "Milli Mutabakat Çağrısı" kamuoyunda geniş yankı uyandırdı.

6 Aralık 1992'deki Siyasi Karar Kurultayı'nda yayınladığı "Sivil İnsiyatif Programı", Türk demokrasi tarihinde önemli bir yer edindi. Bu toplantıdan çıkan karar sonucunda partinin kuruluş çalışmalarına başlandı. Bine yakın isim ve amblem önerisi arasından, yapılan istişareler sonucu 27 Aralık 1992'de partinin ismi Büyük Birlik Partisi, amblemi ise hilal içinde gül olarak seçildi.

ŞÜPHELİ BİR HELİKOPTER KAZASI

BBP, 24 Aralık 1995'te yapılan genel seçimlere Anavatan Partisi ile yapılan ittifakla girdi. 8 Temmuz 1996'da Refah Yol hükümetine güvenoyu veren Yazıcıoğlu'nun, 28 Şubat postmodern darbe sürecindeki, "Namlusunu milletine çevirmiş bir tanka selam durmam." sözleri hafızalara kazındı. Yazıcıoğlu, 27 Nisan e-muhtırasına da karşı çıktı.

Muhsin Yazıcıoğlu, 2009'daki yerel seçimler öncesi partisinin Kahramanmaraş mitinginin ardından Yozgat'a gitmek üzere bindiği helikopterin Kahramanmaraş Keş Dağı'na düşmesi sonucu 25 Mart 2009'da hayatını kaybetti.

FETÖ'nün darbe girişiminde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a Marmaris'te suikast girişiminde bulunan ve tutuklananlar arasında yer alan askerler Aydın Özsıcak ile Davut Uçum'un, Yazıcıoğlu'nun helikopter kazasının ardından kaza kırım ekibinde yer alan ve helikopterden parça çalanlar arasında olduğu ifade edildi. BBP yetkilileri, bunun Devlet Denetleme Kurulu (DDK) raporuyla netleştirildiğini belirterek dosyanın yeniden açılmasını istedi.

Yorumlar