- Trakya Üniversitesi Sanat Tarihi Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Deveci:
- "Türkiye, Doğunun klasik dönemini biliyor. Oysa modern yazarlarını da okumalılar. Anlattığım hikayeler, günümüz toplumlarını tekrardan yakınlaştıracak. Evrensel duyguları ve yaşama tutunma çabalarını Türkmen, Kazak, Afganlardan dinlemeleri, Türk okuruna farklı tatlar verecek"
Trakya Üniversitesi Sanat Tarihi Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr.
Abdurrahman Deveci, Türkçe ve Farsça olarak yazdığı eserleriyle
Türkmenleri anlatıyor.
Türkmenler ve Türkmen sanatı üzerine akademik çalışmaları da
bulunan Deveci, AA muhabirine yaptığı açıklamada, eserlerini Farsça
ve Türkçe yazarak, ortak duyguları yakalamaya çalıştığını
söyledi.
Hikaye ve romanlarında, Türkiye'ye sevgi besleyen bir toplumu
anlattığını belirten Deveci, "Ben İran'ın Türkmensahra bölgesinde
doğup, büyüyüp, yetiştim. Bu bölge insanları Türkiye'yi çok sever
ve ilgiyle takip eder. Ancak kendilerine bu kadar benzeyen bu
insanları Türkiye tanımıyor.
Ben eserlerimde unutulan bir bölgenin yaşayışlarını, duygularını,
dünyaya bakışlarını anlatıyorum." dedi.
Çocukluğundan beri kaleme aldığı 20 eserden bazılarının ödüller
aldığını anlatan Deveci, şunları kaydetti:
"Türkmensahra bölgesi, Mahdumkulu gibi Türk dünyası için büyük şair
çıkarmış bir yer. Türkmensahra'da yaşayan Türkmenler, sözlü
geleneklerine sımsıkı bağlı bir toplumdur.
Üniversite için gittiğim Tahran'da Farsça edebi dilimi daha da
geliştirdim. İran'da yazdığım eserler ilgiyle takip edildi. Aynı
kitapların iki tanesi Türkmenistan Cumhuriyeti'nde de yayımlandı.
Türkiye’ye doktora yapmak için geldim. Ortak tarih, dil ve kültüre
sahip olduğumuz Türkiye’yi çok sevdim ve burada vatandaş olarak
kaldım."
- "Türkiye'deki insanların bam teline dokunmaya çalışacağım"
Türkçe ve Farsça eserlerinin, aynı kitabın farklı duygulara sahip
ikizleri gibi olduğunu dile getiren Deveci, "Son yazdığım kitabım
olan 'Ay... Gülcemal'i, Türkçe yazıp Türkiye'de yayımladım.
Ardından Farsça yazıp İran'a gönderdim ve bir yayınevi şu anda onu
basmak üzere. Ancak Farsça metinde hikayenin devamını ve ikinci
bölümünü de yazdım. Tekrar Türkçe yazdığımda ikinci bölümü ona da
ekleyeceğim. Şu an yazdığım tarihi romanımı Farsça yazıyorum, daha
sonra Türkçesini yazacağım." diye konuştu.
Abdurrahman Deveci, Türk okurlarının, unutulan toplumların gizli
kalmış hikayelerinden etkileneceğini düşündüğünü aktararak,
"Türkiye, Doğunun klasik dönemini biliyor. Oysa modern yazarlarını
da okumalılar. Anlattığım hikayeler, günümüz toplumlarını tekrardan
yakınlaştıracak. Mesela, 'Bu Gece Uyuma Aynaz' kitabımda, İran'da
yazdığım hikayeleri Türkçe olarak yeniden hazırladım. Evrensel
duyguları ve yaşama tutunma çabalarını Türkmen, Kazak, Afganlardan
dinlemeleri, Türk okuruna farklı tatlar verecek." ifadelerini
kullandı.
Türkiye'de yazdığı 3 eserin Türkçe ve Farsça basımının yapıldığını
vurgulayan Deveci, ortak yönleri edebi olarak anlatmaya devam
edeceği bilgisini vererek, sözlerini şöyle tamamladı:
"Türkiye ile bu bölge toplumlarının büyük bağları var. Türkiye gibi
büyük bir medeniyetin mirasçıları, Batıya olduğu gibi Doğuya da
bakmalı. Türk okuyucusu, sadece Batının modern eserlerini değil
Doğuyu da okuyup bilmeli. Ben dokunulmamış bu hikayeleri yazmaya
devam edeceğim. Görüp yaşadıklarımla Türkiye'deki insanların bam
teline dokunmaya çalışacağım."
Bu site deneyimlerinizi kişiselleştirmek amacıyla KVKK ve GDPR uyarınca çerez(cookie) kullanmaktadır. Bu konu hakkında detaylı bilgi almak için tıklayın. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.
Yorumlar