Üçlü Danışma Kurulu Toplantısı

ANKARA (AA) - Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, İstanbul'daki terör saldırısına ilişkin, "Bu terör eylemini gerçekleştirme sürecinde, o teröristlere yardım eden ve onların işi yapmasını kolaylaştıran teröristler ve diğer destekçileriyle ilgili tahkikat derinleştirilerek devam ediyor. Onların hepsi bir bir yargı tarafından tespit edilecek ve hak ettikleri cezayı almaları sağlanacaktır." dedi.

Bozdağ, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'ndaki "Üçlü Danışma Kurulu Toplantısı"nda, "İş Mahkemeleri Kanunu Tasarısı Taslağı"na ilişkin açıklamalarda bulundu.

İş hukuku ve iş mahkemeleri alanındaki düzenlemelerin yargı açısından olduğu kadar işçiler açısından önemli olduğunu ifade eden Bozdağ, vatandaşların ihtilafının makul süre içerisinde çözülmesini ve hakkına kısa sürede kavuşmasını istediğini belirtti.

Herkesin hakkını elde etmek için uğraş verdiğini vurgulayan Bozdağ, amaçlarının yargılama süreçlerini hızlandırmak, işçi-işveren arasındaki ihtilafların işçi ve işverenlerin iradelerine uygun, kısa sürede, daha az masrafla çözümlenmesini sağlamak olduğunu anlattı.

Bakan Bozdağ, birinin lehine, diğerinin aleyhine bir durum oluşturmamak için geniş katılımlı çalışmalar yapıldığına dikkati çekerek, yargıda çok sayıda davanın iş davalarından ve iş uyuşmazlıklarından kaynaklandığını ifade etti.

Yargıtayda 5 dairenin söz konusu uyuşmazlıklardan sorumlu olduğunu bildiren Bozdağ, hukuk dairelerinin baktığı toplam iş yükünün yüzde 31'inin iş uyuşmazlıklarından oluştuğunu kaydetti.

- "Geçen yıl 455 bin 984 dosya görüldü"

Adalet Bakanı Bozdağ, iş mahkemelerinde 2014 yılında 424 bin 890, geçen yıl 455 bin 984 dosyanın görüldüğünü bildirdi.

İlk derece mahkemelerindeki davaların görülme süresinin 14 ay olduğunu vurgulayan Bozdağ, "Yargıtay için işe iade davalarında bu süre 5 ay, işçi alacaklarına dair davalarında 2 yıl, hizmet tespiti davalarında 6 ay, rücu davalarında bir yıl gibi bir durum söz konusu ki baktığımızda ihtilafı olan, hak arayan, hakkını almak isteyen işçimizin aleyhine yargılama sürelerinin oldukça uzadığını görüyoruz." diye konuştu.

Söz konusu süre bitene kadar şirketlerin iflas edebildiğini, kapatılabildiğini, adres değiştirebildiğini ve başka nedenlerden dolayı mahkeme karar verdiği halde alacağın tahsil edilememesi gibi durumla karşı karşıya kalınabildiğini anlatan Bozdağ, kamuda çalışan işçiler dışında diğer alanlardaki işçilerin çoğunluğunun yargısal süreçler sonunda elde ettikleri hakları tahsil imkanı bulamadığını vurguladı.

- "Bütün kesimleri memnun edecek sonuç doğuracaktır"

Bozdağ, şöyle devam etti:

"Bu düzenlemeler esasında işçimizin hiçbir zaman kaybetmeden belki bir ay, belki bir hafta, belki iki hafta içerisinde hem ihtilafını çözecek hem de hak ettiği para ne ise bu parayı anında tahsil edecek mekanizmayı hayata geçirebilir miyiz onun üzerinde çalışıyoruz. Arabuluculuğun bu konuda çok önemli bir alternatif çözüm usulü olduğuna inanıyoruz. Bu alternatif çözüm usulünün, hem işçimizin hak ve alacaklarına kısa sürede kavuşmasına ve tahsiline imkan sağlayacak hem de yargıdaki iş yükünü azaltacak, bütün kesimleri memnun edecek bir sonuç doğuracağına yürekten inanıyoruz."

Bir gazetecinin İstanbul'daki terör saldırısına ilişkin sorusu üzerine Bozdağ, patlama sonrasında gözaltılar yapıldığını hatırlattı.

Saldırıyı gerçekleştiren teröristleri lanetlediğini ifade eden Bakan Bozdağ, terörün bugüne kadar Türkiye'de hiçbir olumlu netice elde edemediğini ve bundan sonra da netice elde edemeyeceğini bildirdi.

İstanbul'daki terör saldırısının sorumlularına ilişkin soruşturmaların devam ettiğini belirten Bozdağ, şunları söyledi:

"Belli gözaltılar var. Gözaltındakilerin sorguları çerçevesinde soruşturma derinleştirilerek devam edecektir. Hem aracı süren hem de kendini patlatan teröristler zaten ölmüştür, onu kamuoyu da bilmektedir. Bu terör eylemini gerçekleştirme sürecinde o teröristlere yardım eden ve onların işi yapmasını kolaylaştıran teröristler ve diğer destekçileriyle ilgili tahkikat derinleştirilerek devam ediyor. Onların hepsi bir bir yargı tarafından tespit edilecek ve hak ettikleri cezayı almaları sağlanacaktır."

"Bu saldırların ardından HDP'ye yönelik yeni bir soruşturma dalgası geldi, gözaltı kararları alındı. Bu, saldırıyla bağlantılı mı, yoksa eski soruşturmalar kapsamında mı?" şeklindeki bir soru üzerine Bozdağ, 154 milletvekili hakkında 810 dosyada dokunulmazlıkları kaldıran düzenlemenin yapıldığını anımsattı.

Bekir Bozdağ, HDP milletvekilleri dışındaki milletvekillerinin ifade vermeye gittiklerini, partilerin genel başkanlarının da ifade verdiğini, bazı milletvekillerinin de ne zaman ifade vermeye gideceklerini mahkemeler ile cumhuriyet savcılıklarına bildirdiğini kaydetti.

HDP milletvekillerinin "zorla götürme" dışında bir seçeneği yargıya bırakmadıklarını belirten Bozdağ, anayasaya göre herkesin kanun önünde eşit olduğunu ve dokunulmazlığı kalkan milletvekilinin dokunulmazlığı kalkan dosyadaki soruşturma usulü ile herhangi bir vatandaşın soruşturma usulü arasında fark bulunmadığını vurguladı.

Bozdağ, HDP milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kalkmasından sonra yargıyı tanımadığını belirtti.

- "Terör saldırısıyla irtibatlı değildir"

HDP milletvekillerinin mahkemelerin ve savcıların gönderdiği çağrılara uymayan yaklaşımları nedeniyle yargının, yasanın gereğini yerine getirerek, "zorla getirme" kararı aldığını anlatan Bozdağ, konuşmasına şöyle devam etti:

"Bu karar çerçevesinde gelmeyenler, zorla yargının önüne götürülmüştür. İfadeden sonra da yargı kendi kararını vermiştir. Yargının verdiği tutuklama kararları tamamen yargının takdirinde olan bir konudur. Bizim o konuda bir şey deme imkanımız yoktur. Ancak dünkü zorla getirme kararları İstanbul'da gerçekleşen terör saldırısıyla irtibatlı değildir. Bu daha önce başlayan bir sürecin işletilmesidir. Diğer milletvekilleri de eğer gitmemeye devam ederse onlar hakkında da zorla götürme kararını yargı uygulamak zorunda kalacaktır. Kimse yargıyı zorla getirme kararı almaya mecbur bırakmamalıdır."

Doğru olanın, hukukun gereğini yapmak olduğunu vurgulayan Adalet Bakanı Bozdağ, HDP milletvekillerinin doğru olanı yapmadıklarını ve yapmamakta da direndiklerini sözlerine ekledi.