Türkiye F-35 programında çıkarılır mı? Türkiye'siz F-35 projesi nasıl etkilenir?

ABD Başkanı Donald Trump'ın ABD senatosunun aldığı "Türkiye'ye F-35 savaş uçaklarının teslimatının geçici olarak durdurulması" kararını imzalamasının ardından iki ülke arasında gergin olan ilişkiler daha kırılgan bir hal almaya başladı. Türkiye ABD'nin NATO müttefiki olmasına ve F-35 projesinin başından beri içinde yer alan bir ülke olması rağmen böyle bir davranışa maruz kalması diğer ülkeler tarafından bile şaşkınlıkla karşılanmıştı. F-35 projesinin geleceği, Türkiye'nin F-35'leri alamaması durumunda alternatiflerinin olup olmadığını uzman bir isimle konuştuk.

Google Haberlere Abone ol
Türkiye F-35 programında çıkarılır mı? Türkiye'siz F-35 projesi nasıl etkilenir?

Muhammed Öylek | Sonhaberler.Com 

Türkiye, 2002 yılında ABD, İngiltere, Kanada, Avustralya, İtalya, Hollanda, Norveç ve Danimarka'nın ortağı olduğu F-35 Lightning II projesi dahil oldu. ASELSAN, Roketsan, Ayesaş ve TUSAŞ gibi bir çok Türk savunma şirketi bu projede yer alıyor. TUSAŞ, ABD'nin ardından F-35 orta gövdesinin tek üreticisi konumunda bulunuyor. 

ABD, Rusya'dan sipariş edilen S-400 Hava Savunma Sistemi (HSS) ve Rahip Brunson'un tutuklu bulunmasını gerekçe göstererek Türkiye'ye F-35 savaş uçaklarının teslimatını geçici olarak durdurmuştu. ABD senatosu tarafından alınan kararın Donald Trump tarafından imzalanmasının ardından Türkiye kamuoyunda F-35'lerin teslim edilip edilmeyeceği, Türkiye'nin F-35 projesinden çıkarılıp çıkarılmayacağı konuları merak edilmeye başlandı. Öte yandan Türkiye'nin  F-35'ler alınmaması durumunda alternatiflerinin olup olmadığı kamuoyu tarafından uzunca bir süre tartışılmıştı. 

F-35'ler hakkında kamuoyu tarafından merak edilen tüm konuları Kıdemli Güvenlik ve Savunma Danışmanı Aybars Meriç ile konuştuk.

Trump’ın imzaladığı “F-35’lerin Türkiye’ye teslimatının geçici olarak durdurulması” kararını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Öncelikle bunun politik bir karar olduğunun farkında olmak gerekmektedir diye düşünüyorum. Konunun askeri ve teknik yanları, politik ağırlığının gölgesinde kalmakta. Bu nedenle konuya öncelikle politik pencereden bakmakta fayda var. ABD ile ilgili aramızdaki soğuk ekonomik savaş ve güç mücadelesi durumu zaten malumunuz. Çıkar çatışmalarımız da tüm ABD ve İsrail Ortadoğu politikalarıyla malumunuz. Ayrıca başkan Trump'un iç siyasette yaşadığı zorluklar ve bu nedenle kendisini Siyonist-Evangelist kanat dışında desteksiz bulmasının da farkındasınız. İşte tüm bu durumlar içerisinde F-35 konusunun, ülkemizin gelecekteki hava savunma planlaması üzerindeki etkisini şu pencereden düşünmeliyiz kanaatindeyim.

- Ülkemizin F-35 tayyaresine sahip olmasını geciktirmekten umulan fayda ne olabilir?

- Ülkemizin F-35 tayyaresine sahip olmasını engellemekten umulan fayda ne olabilir?

- Bundan kim fayda umabilir?

Dikkat ederseniz her üç sorunun da tek muhatabı ABD değil İsrail'dir. Bunun gerçekleşmesinin ABD ve F-35 programı için yara açacak bir süreç de taşıyacağı muhakkak. Sadece F-35 programı değil, ülkemizin birçok savunma sanayi ortak projesi de yürümekte ABD ile. Skorsky T-70 Blackhawk helikopter ortak üretim programı mesela. Kısacası konu ABD için politik, jeostratejik, parasal, zamansal kayıp anlamına gelmekte. Peki, bunun karşılığında kazancı ne olacak? Kayıplarını dengeleyebilecek mi?

Dolayısıyla yaşanan süreci İsrail ve onun ABD içindeki iç siyasi gücünün, lobi savaşı olarak değerlendirmekte fayda var. Bu savaş henüz sona ermediğine göre ve ABD içerisinde de sağduyulu insanların var olabileceği gerçeğini dışlayamayacağımıza göre, konunun nasıl neticeleneceğini bekleyip görmekte fayda var. Bu süreç zarfında her iki ülkeden yapılan açıklamaları ve atılan adımları da bu psikolojik savaşın bir parçası olarak görmeli ve sükûnetimizi muhafaza etmeliyiz.

Trump’ın imzaladığı karara göre Pentagon’un 3 ay içinde Türkiye ile ilişkileri değerlendiren bir rapor hazırlayarak senatoya sunması gerekiyor. Bu doğrultuda ABD senatosu Türkiye’ye F-35 teslimatının tamamen durdurulması veya devam etmesine karar verecek. Bu süreçte yaşanacak gelişmeler sonucunda Türkiye F-35 programından tamamen çıkartılır mı veya çıkar mı? ABD tek başına bu kararı alabilir mi?

Evet. ABD tek taraflı olarak ülkemizin F-35 programından çıkarılması kararını alabilme gücüne sahiptir. Her ne kadar JSF programı çok uluslu bir program olsa da, her ne kadar bu programın en başından itibaren ülkemiz içerisinde olsa da, aslen tek patron ABD'dir. Fakat elbette bu kararın bir bedeli de, karşı hamleleri de olacaktır.

Bununla birlikte ülkemizin bu hususta en doğru yaklaşıma sahip olduğunu görmekteyiz. Nedir bu? F-35 JSF programından çıkmamak. Eğer bu programdan çıkarılacak ise bunu karşı tarafın yapmasını sağlamak. Bir nevi ilk kurşunu kim attı stratejisi.

Fakat tartışılmaz bir gerçek vardır ki oda şudur: Ülkemiz artık ABD'ye güvenmemektedir. Bu güvensizlik ABD üretimi gelişmiş silah sistemlerine de sirayet etmektedir. Buna F-35 dâhildir. Bu nedenle program beklendiği ve planlandığı şekliyle devam etse ve ülkemiz istediği F-35 uçaklarına kavuşsa bile, bu tayyarelere eskisi kadar güvenip bel bağlayamaz. İlla ki milli programlar doğrultusunda adımlar atılması gerekecektir.

Türkiye’nin F-35 programından çıkartılması F-35 üretimini nasıl etkiler?

Programın zaman tablosunun ve üretim altyapısının yeniden dizayn edilmesi gerekecektir. Ciddi gecikmeler gündeme gelebilecektir. Ama durun, bir dakika. Bir konuyu atlamıyor muyuz? Ülkemizde üretilen tüm F-35 parçaları ayrı ayrı kontratlarla firmalarımıza verilmiş durumda. Yani programdan çıkarılmamız, firmalarımızın bu yükümlülüklerini yerine getirmesi üzerinde etkide bulunacak mı? Şüphesiz ki ABD ayrı ayrı programa parça sağlayan tüm üreticilerimiz için, yükümlülüklerini yerini getirmemesi ve parça sevkiyatını kesmesi durumunda, hukuki süreçler ve tazminat taleplerini yürürlüğe sokabilir.

Kısacası ülkemizin programdan çıkarılması sonrasında gelişecek süreç de her iki ülkenin politik kararlarına bağlı olarak şekillenmek durumunda kalacak. Büyük ihtimalle oldukça ciddi bir uluslararası hukuki süreç başlayacak. Oldukça karmaşık bir süreç. Yani ülkemizin programdan çıkarılıp çıkarılmaması, tek bir karar değil. Bir kararlar zinciri. Hem de karşılıklı iki tarafın biçimlendireceği bir kararlar zinciri. İşin hoş tarafı konu sadece F-35 programıyla ilgili de değil. Birlikte yürütülen birçok askeri programımız var. Atak helikopterlerimizin motorları halen ABD'den geliyor. Tasarıda ismi geçen Chinook helikopterleri ABD’den satın alınmış durumda ama yedek parça ve idame açısından da ABD bağımlılığına bakıyor.

Kısacası "Siyonist Akıl" her iki ülkeyi de oldukça karmaşık ve süreci uzun bir soğuk çatışma ilişkisine sokmak istiyor. Bu kapsamda ülkemiz savunma programlarının geciktirilmesi ve kabiliyetlerinin zayıflamasını dahi bir kazanç olarak görüyor. Özünde savaşın en önemli boyutu olan "zaman" üzerine oynuyor. Buda önümüzdeki yakın zaman süreci içerisinde (1-5 yıl) yaşanabilecek gelişmelere karşı aşırı uyanık olmamızı gerektiriyor.

Rusya’dan alınacak olan S-400 Hava Savunma Sistemi ABD’nin iddialarına göre F-35’lerin gizli bilgilerini elde edebilir. S-400'ler gerçekten F-35'ler için bir tehlike teşkil ediyor mu?

Bu hususa yazdığım bazı makale ve twitlerde değinmiştim. Şu şekilde aktarayım:

S-400 ve F-35 meselesine arasında direkt bir baş kurmak söz konusu bile değildir teknik açıdan. Konuya F-35 ve S-400’ün ve MİLDAR gibi modern yerli sistemlerin aynı anda sahibi olan bir ülke olmak bazında yaklaşmak daha doğrudur.

Peki, neden? Elinizde F-35 var diyelim. Bunu belli bir zaman ve hızda, belli bir rotada uçurabilirsiniz. Elinizdeki bir gelişmiş radar sistemi, nerede olduğunu ve nereye gittiğini zaten bildiği bu uçağın, normalde son derece düşük olan ve kullanıldığınız radarın filtreleri tarafından otomatik olarak yok varsayılan (kuş vb. doğal objelerle karıştırılmaması için), o hafif ekosunu / izini kayıt altına alabilir.

Bunu birçok açıdan ve farklı koşullarda denediğinizde, sadece o ize odaklanacak bir filtre yazma şansınız olacaktır. İşin hoş tarafı bunu sadece uçak ekosuyla sınırlamak zorunda değilsiniz. F-35 egzos gazının iyonize ettiği havanın radar ekosuna da odaklanabilirsiniz. Her halükarda F-35 sahibi olmak, yazılım açısından milli kontrolünüzde olan radar sistemleriyle bu uçağı tespit etmek noktasında size avantaj kazandıracaktır.

Bu noktada S-400 Hava Savunma Sisteminin milli değil, ithal bir sistem olduğunu tekrar hatırlayalım. Öyleyse… ABD tarafından bu iki sistem ilişkilendirilip, ısrarla bir argüman ortaya konuyorsa, demek ki alacağımız S-400 HSS’leri üzerinde ciddi bir yazılımsal kontrol unsuruna da sahip olacağımız konusunda ümitlenebiliriz. Yani ithal bile olsa, milli çıkarlarımız doğrultusunda kullanılabilecek yeterli yazılımsal kontrol gücüyle birlikte ve kendimize özel / yarayışlı bir şekilde S-400 alımını gerçekleştirmemiz büyük olasılık dâhilindedir. Bu konudaki analizimi / kanaatimi sizlerle paylaşmak istedim. Zira şundan emin olunuz ki gerek Silahlı Kuvvetlerimiz gerekse Cumhurbaşkanlığı, SSB ve ilgili diğer kurumlarımızda çalışanlar saf ve naif değildirler. Açıklanmasa bile bu hususta milli çıkarlarımızı en üst düzeyde savunacak anlaşmaları yaptıklarından şüphe duymuyorum.

ABD HİÇBİR ORTAĞINA F-35’LERİN KAYNAK KODLARINI VERMEDİ

ABD hiçbir JSF program ortağına bu uçağın kaynak kodlarını vermedi. Ayrıca F-35 üzerine kendi geliştirdikleri elektronik alt sistemlerin kendileri tarafından takılmasına da izin vermedi. Bunun tek istisnası İsrail’in satın aldığı ve 4. Tip bir F-35 olarak nitelendirebileceğimiz, F-35I Adir olmuştur. Bu sayede İsrail, ABD’nin bile sahip olmadığı ölçüde ve ondan farklı nitelikte bir F-35 deneyimine erkenden sahip oldu. Tayyare ve kabiliyetlerinden hoşnut olduklarına dair şüphe yok. Aynı şekilde bizim sahip olmamızı istemediklerinden de.

Peki, havada ve yerde sürekli takip altında olan, reflektörleri takılı olarak uçan, tamamen standart bir F-35A’nın bu ülkeye ne zararı dokunabilir ki? Gelin bu soruyu biraz değiştirerek soralım. Söz konusu ülke biz değil de Yunanistan olsaydı, yine itiraz ederler miydi? Cevabı politikadan önce gelin ülkenin teknik kabiliyetlerinde arayalım.

Yunanistan kendini AIM-9X ya da AMRAAM olarak kamufle ederek F-35 üzerine yerleşebilecek bir Gökdoğan ve Bozdoğan füzesi geliştirme kabiliyetine sahip mi?

Yunanistan ağırlık ve bağımsızlık başta verileriyle MK serisi kanat altı bombaları taklit edebilen, fakat aslında bir EHPOD yani bağımsız elektronik harp podu olan bir sistemle F-35 uçurabilir mi?

Yunanistan darda kalsa F-35’in uçuş kontrol bilgisayarını, elektronik harp sistemlerini, avyoniklerini, şusunu busunu (bizim Özgür projesinde yaptığımızın benzeri biçimde) yerlileştirebilir mi?

Şüphesiz ki hayır. Buna gücü de teknolojisi de yetmez.

Fakat biz artık İsrail gibi milli savunma sanayinde ilerliyoruz. Bu nedenle politik açıyı bırakın, teknik kabiliyetler açısından bile iki ülke arasındaki fark, ciddi anlam taşımaktadır.

Türkiye’ye F-35 teslimatının tamamen durdurulması durumunda Türk Hava Kuvvetleri için alınabilecek 5. Nesil alternatif bir savaş uçağı var mı? 

Bu hususta ciddi ve gerçekten anlamlı planlarımız mevcuttur. Yerli programlarımıza ve altyapımıza da güvenilmesi gerekmektedir. Fakat bunların kamuya açık biçimde paylaşılması oldukça ciddi sıkıntılar yaratacaktır. Ayrıca bunun kararını bizim değil idarecilerimizin vermesi gerekmektedir. Bu nedenle sorunuzun içini dolduracak bir cevap verme haddini kendimde görmemekteyim.

Tek söyleyebilecek olduğum husus şudur. Hürjet programına büyük önem atfedilmektedir. Bu tayyare boyutundan ve göründüğünden çok daha yetenekli olacaktır. Başlangıçta tek bir ABD orjinli F-404 motoru ile üretilmesi düşünülmekteydi. Fakat şimdi bu ihtimalin bile üzeri tarafımızdan çizildi. Çeşitli alternatifler üzerinde görüşmeler sürmekte. Bu bağlamda ABD başkanının son zamanlarda attığı twite dikkatinizi çekmek isterim. Trump Çin ile imzası çoktan atılmış ve yürürlükte olan bir motor programını hedef alarak Ukrayna'yı ihanetle suçlamıştır. Bu aslında kızım sana söylüyorum gelinim sen anla demektir. Çünkü ülkemiz Ukrayna motorlarına yönelmeye başlamıştı ve ABD-İsrail istihbarat teşkilatları Hürjet'in gerçek kabiliyetinin kendileri için ne seviyede bir tehdit teşkil edeceğinin son derece farkındaydı.

Yorumlar

Adem f-35 olmazsa mig 29 var yerlisini yaparız evvel Allah