Çelik: Karamollaoğlu CHP'ye 7. oku eklemek niyetinde
Gündeme dair konularla ilgili önemli açıklamalarda bulunan AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, 31 Mart yerel seçimleri sonrası İstanbul tartışmalarında CHP'nin tavrını eleştirdi. CHP sözcülerine göre, eğer YSK kendi parti görüşlerinin lehinde karar verirse doğru karar vermiş olduğunu görüşündeki olduklarını söyleyen Çelik, "Aleyhine karar verdiğinde YSK baskı altında olduğunu söylüyorlar." dedi. Çelik ayrıca bir gazetecinin Saadet Partisi Lideri Temel Karamollaoğlu'nun "Çamlıca Camii'ne cemaat bulamayacaklar" sözlerini hatırlatması üzerine, "Bu yaklaşımı CHP'den görmeye alışmıştık. Şimdi sayın Karamollaoğlu CHP'ye 7. oku Saadet'i de yerleştirerek eklemek niyetinde" diye karşılık verdi...
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik bir basın toplantısı
düzenleyerek canlı yayında seçimlere dair açıklamalarda bulunmak
üzere gazetecilerin karşısına çıktı. Çelik: YSK hiçbir
partinin yönetim organı değildir. Bırakalım yüksek yargı işini
yapsın, sürece saygı duyalım. Sürece saygısı olmayanın sonuca da
saygısı olmaz ifadelerini kullandı. Çelik İstanbul seçimleri
üzerine gelen bir soruya da 'Olağanüstü itiraz haklarımızı
ivedilikle kullanacağız' dedi.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Mevlüt Uysal'ın açıklamalarına
yönelik eleştirilere cevap veren AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik şöyle
konuştu: Teşkilatçılık yapanlar, seçimle uğraşanlar
bilirler.Bizim teşkilatlarımız ilde, ilçede, mahallede geleneksel
olarak kimler bize oy veriyor, hangileri bize oy vermiyorlar
şeklinde isim isim, aile aile analizler yaparlar. Biz SKM dediğimiz
Seçim Koordinasyon Merkezlerimizde hangi mahallede nasıl bir
çalışma yapmamız gerektiğine dair bu veriyi görürüz. Öteden beri
bizim similasyonumuza öteden beri bize oy veren ailelerinin o
soyadlarının bu listelerden düşüldüğü şeklinde bir tespiti var. Bu
ayakları havada olan bir yorum değildir. Neredeyse bir sokaktan
mahalleye, bölgeye, beldeye, ilçeye, ile sirayet edecek kadar
böyledir. Dışarıdan biraz yanlış anlaşılmış olarak görüyorum.
Kastettiği bu çalışmalar bütün partilerde vardır. O tepsitlerden
yola çıkararak başkanımızın söylediği bir şeydir"
Çelik'in açıklamalarından satırbaşları şöyle:
Cumhur İttifakı olarak yüzde 52'lik rekora imza atmamız, bu
seçimden de başarıyla birinci olduk. Tüm arkadaşlarımıza, teveccüh
gösteren vatandaşlara teşekkür ediyoruz. Hangi partiye oy verirse
versin, bu büyük katım oranını gösteren demokrasiye sahip çıkan
bütün vatandaşlarımıza teşekkür ediyoruz. Mesele ne kadar büyük
olursa olsun, vatandaşımız tek bir oy pusulasıyla memleketi,
demokrasiyi düze çıkarmayı göstermiştir.
"ESAS KONUŞULACAK MESELE ABD'NİN TERÖR UNSURLARINA VERDİĞİ
DESTEKTİR"
S-400 meselesi odaklı olarak ABD'den açıklamalar devam ediyor. Adını vermek istemeyen yetkili diyerek bu açıklamalar geliyor. Türk-ABD ilişkilerinde esas mesele S-400 meselesi değildir. Bu konuda müttefiklerinden ilk önce yardım istemiş, bu ilişki gerçekleşmeyince Türkiye egemen bir devlet olarak başının çaresine bakmıştır. Bir NATO müttefikinin ulusal güvenliğini tehdit eden terör örgütlerine karşı ABD'nin bu unsurları desteklemesidir. Esas konuşulacak olan mesele budur.
"ABD FETÖ ÖRGÜTÜ ELEBAŞISI FETULLAH GÜLEN'İ KARAKOLA
BİLE ÇAĞIRMAMIŞTIR"
Suriye kamplarında Amerikan bayraklarını, fotoğrafları
görüyorsunuz. 15 Temmuz gecesi Türkiye'yi işgal etmeye çağıran
Fetullah Gülen'in Amerika'da karakola bile çağrılmadığını
görüyorsunuz. DAEŞ'in bittiğini söylüyorsunuz, o zaman PYD'ye yani
terörizme verilen bu destek esas mesele olarak konuşulmalıdır.
Sınırımızın dibine DEAŞ yaklaşmışken, PYD orada bir terör devleti
kurmaya çalışırken müttefiklerimiz nerededir? Bu zamanlarda
müttefiklerimizi yanımızda görmek en doğal hakkımızdır.
"MÜTTEFİKLERİMİZ BİZE PATRİOT KONUSUNDA MAKUL BİR ŞEKİLDE
GELMİŞ MİDİR?"
Kuşkusuz çeşitli devletlerin silah pazarlarında pay kapma yarışı
vardır. Rekabet başka bir şeydir NATO müttefikliği başka bir
şeydir. Sınırımızda Suriye'den, Irak'tan kaynaklanan bunca yoğun
terör tehdidi varken, Türkiye'nin hava savunma ihtiyacı doruk
noktasındayken müttefikimiz makul bir teklif sunmuş mudur? Patriot
konusunda, teknoloji konusunda makul bir şekilde gelmiş midir?
"NATO MÜTTEFİKLİĞİNİ TANIMLAYAN 5. MADDEDİR! F35 DİYE BİR
MADDESİ YOKTUR"
ABD'de NATO'yu modası geçmiş bir organizasyon olarak bazı
yetkililerin söylemlerini duyduk. Önümüzdeki günlerde NATO daha da
önemli hale gelecek. Türkiye'nin müttefiklerini tartışmak aslında
NATO'nun tamamını tartışmak anlamına geliyor. NATO müttefikliğini
tanımlayan madde 5. maddedir. NATO'nun F35 gibi bir maddesi yok. 5.
madde çerçevesinde Türkiye'ye ortaklarımız,
müttefiklerimiz Suriye karşısında yeterli yardımı göndermiş
midir?
"MÜTTEFİKLERİMİZİN SADECE MÜTTEFİK HUKUKUNA UYGUN
DAVRANMALARI YETERLİDİR"
Türkiye ile ABD arasında güvene dayalı bir ilişki vardır.
Dünyanın birçok yerinde Türkiye ve müttefikler teröre karşı ortak
bir tavır almışlardır. Önümüzdeki dönemde terörle mücadele konusu,
yasa dışı göçle mücadele, ortak barışın tesisi, istikrarın
sağlanması konusu daha da önemli hale gelecektir. Müttefiklerimizin
ekstra bir hassasiyeti göstermelerine gerek yok. Sadece
müttefikliğin yapısına duyarlı davranmaları yeterli olacaktır.
"BM GENEL SEKRETERİ'NİN LİBYA'DA İKEN ÇATIŞMALARIN OLMASI
ACI VERİCİDİR"
Sudan halkının talepleri bizim taleplerimizdir. Beklentimiz
halkın demokratik taleplerinin yerine gelmesidir. Sudan iç savaşa
sürüklenmemelidir. Bu derece köklü tarihi ilişkilerimiz halkı olan
Sudan halkının demokratik taleplerine kavuşmasına arzu ediyoruz.
Maalesef Libya'da iç çatışmalar yoğun bir şekilde artmaktadır.
Mısır'daki darbe unsurunu destekleyen unsurların Libya'da bazı
unsurlarına destek verdiğini görüyoruz. BM Genel Sekreteri'nin
Libya'da bulunduğu sırada bu çatışmanın gerçekleşmesi acı veren bir
durumdur.Libya halkının tamamının iyiliği için bu çatışmaların
durması elzemdir. Daha fazla kan akmasını, kardeş kanının
dökülmesini istemiyoruz. Yapılacak ilk iş Libya halkının hepsinin
faydasına iyiliğine olacak iş çatışmaların durması siyasi diyaloğun
kuvvetlendirilmesidir.
"CHP İSTANBUL ADAYI VE SÖZCÜLERİNİN YARGIYA SAYGILI
OLMALARI ESASTIR"
Herhangi bir şekilde YSK üzerinde baskı kurulduğunu ifade ediyor
CHP'nin İstanbul adayı ve sözcüleri. Hukuka saygımız, demokrasiye
saygımız, seçim sürecinin yegane makamlarının yargı olması, YSK
olması esastır. YSK millet adına karar veriyor, meşruiyetini
milletten alıyor. Dolayısıyla onlar kendi bağlı oldukları kanunlar
çerçevesinde bunlara karar verecekler.
"BU MEMLEKET KANUN DEVLETİNDEN ÇOK ÇEKTİ"
CHP sözcülerin dilinde şöyle bir şey var. Eğer YSK kendi parti
görüşlerinin lehinde karar verirse doğru karar vermiş oluyor,
aleyhine karar verdiğinde YSK baskı altında olduğunu söylüyorlar.
YSK bağlı olduğu kararlara göre karar verecektir. CHP sözcülerinde
hukuk devleti anlayışının yerleşmediğini kanun devleti anlayışının
hakim olduğunu görüyoruz. Bu memleket kanun devletinden çok
çekmiştir. Bırakalım yüksek yargı işini yapsın. Sürece ve sonuca
saygı gösterelim.
"BU KADAR YAŞLI OLAN BİR PARTİNİN SÖZCÜLERİNE HİÇ
YAKIŞMIYOR BU DURUM"
Seçim sonrasında itiraz yolları seçim sürecinin bir parçası
olarak kanun koyucu olarak tanımlanmıştır. CHP Genel Başkanı'nın
yapması gereken faaliyetlere doğrudan CHP İstanbul adayının
yaptığını görüyoruz. Dillerinde maalesef sakıncalı bir şey
var. Ne zaman bir tartışma olsa CHP geleneğidir hemen bunu
rejim krizine çevirmek istiyorlar. Hiç yakışmıyor. Türkiye'de
siyaset yapan, bu kadar yaşı olan bir partinin sözcülerine hiç
yakışmıyor.
"HUKUKİ BAŞVURULARIN REJİM KRİZİ OLARAK TANIMLANMASI CHP
GELENEĞİDİR"
Bir kerecik olsun şöyle yapsınlar, dışarıdaki herhangi bir
odağın söylemini almadan özgün fikirleri neyse onu söylesinler.
Mesela hukuka saygıdır. Hukuk bu imkanları vermiştir, bu bir rejim
krizi değildir. Hukukun cevaz verdiği bir yola başvurmanın rejim
krizi olarak tanımlanması öteden beri CHP geleneğidir. Birtakım
dışarıdan gelen seslere esas duruşa geçerek Türkiye'nin rejimiyle,
ekonomisiyle, dış politikasıyla ilgili kriz olacağını söylemek bu
ülkede siyaset yaptığını iddia eden bir partiye
yakışmamaktadır.
"CHP GENEL BAŞKANI BU IRKÇI YAZIYI HEMEN GERİ
ÇEKTİRMELİDİR"
CHP Genel Başkanı'ndan ve sözcülerinden cevap gelmemiştir.
Bolu'da belediye başkanının imza attığı ırkçı yaklaşım henüz
düzeltilmemiştir. Yazdıkları talimat açıktır. İhtiyaç duyan, mazlum
insanları kapının önüne koymak, hatta il sınırlarının dışına
sürmek, onları aç bırakmak için tavır içerisine giriyorlar.
Avrupa'daki ırkçıların da yaklaşımı budur. Bu mesele açık
ırkçılıktır. Bu topraklara, irfanımıza yakışmayan bir ırkçılıktır.
Bu ırkçılığın yazılı emre dönüşmesi utanç verici bir
yaklaşımdır. Bu konuda daha berrak olmalarında, kınamalarında,
mahkum etmelerinde doğrudan CHP Genel Başkanı'nın bu yazıyı geri
çektirmesine, o belediye başkanının uyarılmasında büyük fayda
vardır diye düşünüyoruz.
"YASAL SÜRESİ İÇERİSİNDE OLAĞANÜSTÜ İTİRAZ HAKKIMIZI
KULLANACAĞIZ"
Birleştirme tutanakları büyükşehirle ilgili ortaya çıktığı zaman
o süreçten sonra olağanüstü itiraz hakkımızı kullanma hakkımızı
var. YSK o işlemi gerçekleştirdikten sonra zannediyorum 7 gün
süremiz var. O itiraz hakkımız ivedilikle, vakit geçirmeden
kullanılacaktır.
"SÜRECİ NE AK PARTİ NE DE CHP YÖNETİYOR! SÜRECİ YSK
YÖNETİYOR"
Hepimiz siyaset yapıyoruz. Hepimizin her konuşması hukuk
karşısında, devlet adamlığı yönünden birer testtir. Vatandaşın
önüne kaliteli yaklaşımlarla çıkmalıyız. Büyükçekmece meselesinde
söyledikleri gibi ihbara dayanıyor, duydum, rüyama girdi, birisi
kulağıma fısıldadı şeklinde olmaz. Varsa ellerinde belge bunun
yargıya intikal ettirmesi lazım. Bu şekilde siyasi sorumluluk
olmaz. Ellerinde belge varsa hemen yargıya başvursunlar. Güvenlik
güçlerini, AK Parti'yi zan altında bırakmak kuşkusuz yargı konusu
olacaktır. Nihayetinde süreci ne AK Parti ne CHP yönetiyor. YSK
yönetiyor.
"VATANDAŞIN İRADESİ ORTAYA ÇIKSIN DİYORUZ YENİ BİR YOL
AÇMIYORUZ"
Türkiye'nin demokrasi kapasitesine, hukuk kapasitesine
güvenelim. Hukuki meşruiyet ve sayısal meşruiyete ihtiyacımız var.
Hukuki meşruiyet YSK tarafından ortaya konuyor, sayısal meşruiyet
de sayımları göreceğiz. Bunlar yeni icad edilen işler değil. Bu
itiraz yollarının açılmasının sebebi kanun koyucu seçimden sonra bu
tür sıkıntılar olduğunu öngörmüş ve bu yolu açmış. Yeni bir yol
inşa etmiyoruz. Vatandaşın iradesi net olarak ortaya çıksın.
"SOSYAL MEDYADA ÇIKAN HER HABERE CEVAP VERMEMİZ
BEKLENİYOR"
AK Parti'yi AK Parti'nin görüşleri, genel başkanımızın
görüşleri, genel başkanımızın görevlendirdiği kişiler bağlar.
Sorumlu bir siyaset adamının verdiği örneklere dikkat etmesi lazım.
Geçmişte yaşanmış acılara, Danıştay cinayetine örnek vermek bir
sorumsuzluktur. Bir cinayeti hatırlatıyorsunuz, kime
hatırlatıyorsunuz, birtakım sorumsuz kişilere hatırlatıyorsunuz.
Başlı başlı cinayetle şimdiki medya eleştirme yanlıştır. Siz niye
medyada, sosyal medyada çıkan bir haberle ilgili AK Parti'nin cevap
vermesini bekliyorsunuz.
"YSK POZİTİF HUKUKA GÖRE BELEDİYE BAŞKANINI KAMU GÖREVLİSİ
SAYIYOR"
Gördüğüm kadarıyla YSK kamu görevi tanımıyla ilgili olarak bu
kararı veriyor. Milletvekilliğini kamu görevlisi olarak saymamış,
belediye başkanlığını pozitif hukuka göre kamu görevlisi saymış.
Adana, Kozan'da Cumhur İttifakı'nda kazandığımız seçimi, adayın bir
belgeyi vermemesi üzerine iptal etti. Kozan Adana siyasetinde
önemli bir yer. Nihayetinde YSK elindeki pozitif hukuka göre karar
veriyor.
"BAŞKANIMIZ MEVLÜT UYSAL'IN SÖZLERİ DIŞARIDAN BİRAZ YANLIŞ
ANLAŞILMIŞ"
Teşkilatçılık yapanlar, seçimle uğraşanlar bilirler.Bizim
teşkilatlarımız ilde, ilçede, mahallede geleneksel olarak kimler
bize oy veriyor, hangileri bize oy vermiyorlar şeklinde isim isim,
aile aile analizler yaparlar. Biz SKM dediğimiz Seçim Koordinasyon
Merkezlerimizde hangi mahallede nasıl bir çalışma yapmamız
gerektiğine dair bu veriyi görürüz. Öteden beri bizim
simülasyonumuza öteden beri bize oy veren ailelerinin o
soyadlarının bu listelerden düşüldüğü şeklinde bir tespiti var. Bu
ayakları havada olan bir yorum değildir. Neredeyse bir sokaktan
mahalleye, bölgeye, beldeye, ilçeye, ile sirayet edecek kadar
böyledir. Dışarıdan biraz yanlış anlaşılmış olarak görüyorum.
Kastettiği bu çalışmalar bütün partilerde vardır. O
tespitlerden yola çıkararak başkanımızın söylediği bir
şeydir.
"KARAMOLLAOĞLU CHP'YE YEDİNCİ OKU SAADET'LE EKLEME
NİYETİNDE"
Bu ittifak yapmak, CHP ideolojisinin Saadet Partisi'ne sirayet
etmesi bakımından son derece hızlı bir yayılma olduğunu söylüyor.
Bırakın bunları CHP söylesin. CHP'nin 6 okuna 7. oku Saadet'i
eklemeye çalışıyorlar. Sayın Karamollaoğlu 7. bir ok eklemeye
çalışıyor. Kavga etme geleneği CHP'den Saadet Partisi'ne
devredilmiş oluyor. Zannediyorum Saadet Partili kardeşlerimizin de
bu açıklamalardan rahatsızlık duyduğunu söylüyorum. CHP'nin altı
oku memlekete çok çektirdi, yedincisini ekleme maalesef Saadet
Partisi'nden geliyor.
"SİYASİ OLARAK CHP'YLE NİKAH KONUSUNDA AYNI ANLAMDA
BULUŞMUYORUZ"
CHP İstanbul adayının sürekli olarak sevgi, saygı, aile, hayat koçları gibi konuşması CHP'nin bu tür örnekler vermesi bu süreçte edebi bir dönüşümün ortaya çıktığını gösteriyor.Bu tür sembolizmler kendilerini ilgilendiren bir şey. Biz milletin iradesiyle nikahlıyız. Burada siyasetçinin nikah gibi bağlı olması gereken şey milletin iradesi, demokrasimizin korunmasıdır, hukuki sürece saygıyla ilgilidir. Siyasi olarak CHP'yle nikah konusunda aynı anlamda buluşmuyoruz.
Yorumlar