Alev Alatlı: Erdoğan'ı eleştiren aydınlar ergen ve atarlı
Yazar Alev Alatlı, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı eleştirenleri "Bugünkü Türkiye'den mutsuz olan ve Erdoğan'ı eleştiren aydınlar atarlı ve ergendir. Durup dururken atar yapıyorsunuz" sözleriyle eleştirdi. Türkiye'ye yönelik yaptırım kararı alan ABD Başkanı Trump'ı Alev Alatlı, nükleer denizaltındaki delirmiş kaptana benzetti.
Yazar Alev Alatlı, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı eleştirenleri "Bugünkü Türkiye'den mutsuz olan ve Erdoğan'ı eleştiren aydınlar atarlı ve ergendir. Durup dururken atar yapıyorsunuz" sözleriyle eleştirdi. Türkiye'ye yönelik yaptırım kararı alan ABD Başkanı Trump'ı Alev Alatlı, nükleer denizaltındaki delirmiş kaptana benzetti.
Kapadokya Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Alev Alatlı Habertürk'te Açık ve Net programında Kübra Par'ın sorularını yanıtladı.
ABD'ye bağımlı olmak tuhaf bir anlatım diyen Alatlı şöyle devam etti: "Her şey gibi sonu vardır. Sonuçlarından ders alınırsa bir şeyleri götürür. Hayır olacak tarafı yoktur. ABD'ye bağımlı olmak tuhaf bir anlatım. Kendi ayakları üzerinde duran bir ülke olmaya çalışmak lazım. Amerika Amerika olalı böyle başkan görmedi. Trump nükleer denizaltındaki delirmiş kaptan gibi."
"Erdoğan değil de başka bir lider olsaydı yine aynı şeyler olurdu" diyen Alatlı, "Seçimin koşulları aynı olacaktı, hedef Türkiye. Kim bu oyu alabilirdi ki. Bu söylem ile alınabilecek bir oydu. Onu aldı" ifadesini kullandı.
Alatlı, "Erdoğan'a oy veren yüzde 52'nin saklı korkuları, arzuları ve niyetleri var. Korkusu ekonomik. İtilip kakılma korkusu var. İsmet İnönü devrinde köylünün Ankara'ya girmesi yasaktı. Böyle bir yerden geldiğinizi düşünün.Bir taraftan gurur var." dedi.
Erdoğan'ı eleştiren aydınlara "ergen buluyorum" diyen Alatlı şöyle konuştu:
"En mutsuz zamanımdayım türü yaklaşımları yakıştırmıyorum. Geline oyna demişler, yerim dar demiş. Ergen ve atarlı bir tavır olarak görüyorum. Durup dururken atar yapıyorsunuz."
'Türkiye ahlaki anlamda geriliyor'
Türkiye'nin ahlaki anlamda gerildiğini dile getiren Alatlı, masa
başında farklı, dışarıda farklı konuştuğumuzu sözledi ve devam
etti:
"Türkiye ahlaki anlamda geriliyor, hem muhalif hem yandaş ikiyüzlüyüz. Ne birinde ne de diğerinde doğruyu okuyamıyorsunuz. Masa başında başka türlü konuşuruz, çıktıktan sonra başka bir şey konuşuruz. Türkiye bu yüzden kaybeder. İçimize sinmiş bir ikiyüzlülüğümüz var."
'Ne yandaşım, ne muhalif'
"Muhalif ya da yandaş olmak zorunda değilsiniz" diyen Altalı,
"Perspektifi daha iyi görebilmek için geriye çekiliyorum.
Görebilmek için geriye çekilirsiniz. Bu, muhalif olduğunuz anlamına
gelmez" diyerek şöyle devam etti:
"Yanına gidip burnunuzu sokar, dibine bakarsanız çok sevdiğiniz anlamına da gelmez” diyen Alatlı, “Aydın olmaya, doğru düşünmeye, haksızlık etmemeye çalışan ve yanılmaktan kaçınan biriyim. Nasıl yanılmaktan kaçınırım? Kendi egoma yenilerek. Sevdiğim ve sevmediğim şeyler var. Bunlara yenilmek istemem. Yaşım, eğitimim, geldiğim ve gittiğim yer belli. Bunların bana verdiği önyargılar muhakkak vardır. Bunlardan kurtulmaya çalışan birisiyim, yaptığım o. Abuk sabuk laflar görüyorum. Neyin yandaşlığı veya neyin muhalefeti?"
'Hiçbir Rönesans insanı Rönesans'ın içinde olduğunu
bilerek ölmez'
Alatlı, Kübra Par'ın “Türkiye'nin kapatamadığı, dönüp dönüp açtığı
dosyalar ne?” sorusuna, “Her şey. Açmadığı mı var? En basitinden
eğitim dosyası. Neyi, niçin, nasıl öğreteceğiz? Bu kaçıncı
değişiklik? Bir de evveliyatı var bu işin” şeklinde yanıt verdi.
“Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine geçilmiş olması bitmeyen bir
arayışın ve çıkmazın bir parçası mı?” sorusunu, “Çıkmazın değil;
arayışın bir parçası. Bu bir Rönesans. Hiçbir Rönesans insanı
Rönesans'ın içinde olduğunu bilerek ölmez, çoğu mutsuz ölür. Her
Rönesans “Şunlar olabilirdi ama olmadı” diyen insanları mutsuz
eder. Ne olabileceğini, ne yapılması gerektiğini gördüğünüzü
zannediyorsunuz; ama gitmediğini görüyorsunuz ve üzülüyorsunuz”
şeklinde yanıt verdi.
Yorumlar