Nükleer anlaşma sonrası İran ekonomisi hala zor durumda
- Batı'lı ülkelerle varılan nükleer anlaşma sonrasında Tahran yönetimi bazı yaptırımlardan kurtulsa da ülke ekonomisi belirgin iyileşme kaydetmekten hala uzak durumda bulunuyor - İRAM Ekonomi Koordinatörü Aslan: - "İran'da tüm sektörleri kapsayan dengeli ve sağlıklı bir büyüme performansından söz edilemez" - "Gerek uluslararası alanda ve gerekse de içsel karakterdeki sistemik sorunlar, yerli ve yabancı yatırımcıların risk algısını ve dolayısıyla İran'da yatırım yapma iştahlarını azaltıyor" - IMF icra direktörlerinden Mojarrad: - "Yaptırımların kaldırılması ve İran'ın istekli reform ajandası, ülke ekonomisi üzerinde ve bölgesel ve küresel alanda henüz tam anlamıyla olumlu bir yayılma etkisi oluşturmadı"
ANKARA (AA) - ERKAN AVCI - İran ile Batı'lı ülkeler arasında varılan nükleer anlaşma sonrasında bazı yaptırımlardan kurtulmasına rağmen, İran ekonomisi hala belirgin iyileşme gösteremiyor.
İran ile Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi'nin daimi üyeleri ABD, Rusya, Çin, İngiltere, Fransa ve Almanya arasında, Tahran yönetiminin nükleer programına dair Temmuz 2015'te varılan anlaşma, Uluslararası Atom Enerjisi Kurumunun onaylamasıyla Ocak 2016'da yürürlüğe girdi. Kapsamlı Ortak Eylem Planı (JCPOA) olarak bilinen bu anlaşma ile İran nükleer faaliyetlerinde ciddi bir sınırlamaya gitti.
Anlaşmayla İran'a uygulanan belirli ekonomik ve mali yaptırımlar da kademeli olarak kaldırılmaya başlandı ve ülke uluslararası yatırımcı için dikkat çeken bir pazar haline geldi.
Uluslararası Para Fonu'nun (IMF) şubat sonunda hazırladığı rapora göre, petrolün uluslararası piyasaya kısmen dönüşüyle İran'ın gayri safi yurtiçi hasılası 7,4 büyürken, enflasyon da tek haneli rakamlara geriledi.
Rakamlar kısmen ekonomik bir iyileşmeye işaret etse de henüz İran halkının cebine yansıyan bir durumdan söz etmek zor.
- "Nükleer anlaşma tüm yaptırımların kaldırılacağı şeklinde yansıtıldı"
İran Araştırmaları Merkezi (İRAM) Ekonomi Koordinatörü Doç. Dr. Murat Aslan, bu noktada, nükleer anlaşmanın, bazı kesimlerce ABD'nin İran'a uyguladığı tüm yaptırımları kaldıracağı şeklinde aşırı iyimser bir çerçevede lanse edilmesine dikkati çekiyor.
AA muhabirinin konuyla ilgili sorularını yanıtlayan Aslan,
Washington'ın JCPOA'da taahhüt ettiği yumuşamanın aslında oldukça
dar bir çerçeveye sahip olduğuna vurgu yaparak, şunları
söyledi:
"Plana göre, ABD sadece ikincil yaptırımları, yani üçüncü ülke vatandaşlarına yönelik yaptırımları kaldırmayı taahhüt etti ve birincil yaptırımlar, yani ABD vatandaşlarının İran ile ticari/finansal faaliyetini yasaklayan yaptırımlar hususunda önemli bir adım atmadı. ABD Hazine Bakanlığının 2006 sonrasında aldığı ve amacı İran'ın küresel finans sisteminden izolasyonunu amaçlayan formel ve enformel yaptırım enstrümanları büyük ölçüde halen yürürlükte. İran'ın başını en çok ağrıtan husus finansal izolasyona yönelik bu enstrümanlar."
İran'ın ekonomik durumunun birkaç yıl öncesine göre daha iyi durumda görüldüğünü anlatan Aslan, iyi gidişin bu yıl da devam edeceği kanaatinde olduğunu bildirdi.
Aslan, İran'ın nükleer faaliyetleri nedeniyle dondurulan yaklaşık 100 milyar dolar değerindeki fonun 30 milyar dolarının geçen yılın başlarında serbest bırakıldığını hatırlattı. Doğrudan yabancı yatırım miktarında da gözlemlenen ciddi artışın bulunduğunu belirten Aslan, 2015'teki 2 milyar dolarlık İran'a yapılan doğrudan yabancı yatırım miktarının geçen yıl 12 milyar dolara yükseldiği bilgisini verdi.
Diğer ekonomik iyileşme göstergesi olarak İran petrollerinin uluslararası piyasaya yeniden sunulmasıyla ülkenin petrol ihracat gelirlerindeki ciddi artışa değinen Aslan, İran'ın 2010 sonrası günlük ham petrol üretiminin 3 milyon ve ihracatının 1,2 milyon varil seviyelerinden, Şubat 2017 itibariyle 4,2 ve ihracatının ise 2 milyon varil seviyelerine ulaştığını, iki yıl önceki 15 milyar dolar seviyesinde gerçekleşen petrol ihracat gelirlerinin, önceki yıl 40 milyar dolar seviyesine çıktığını kaydetti.
Aslan, İran'da enflasyonun uzun bir süreden sonra tek haneli rakamlara gerilemesinin de önemli olduğunu ifade etti.
Böyle bir iyimser tabloya rağmen ülkede tüm sektörleri kapsayan
dengeli ve sağlıklı bir büyüme performansından söz edilemeyeceğine
işaret eden Aslan, İran ekonomisinin uluslararası ve yapısal ve
kurumsal sorunları bulunduğunu vurguladı.
- "İç ve dış sorunlar yatırım yapma iştahını azaltıyor"
Uluslararası alanda İran'ı sıkıntıya sokacak bazı gelişmelerin
yaşanabileceğini belirten Aslan, ABD'nin İran tutumu ile Suriye ve
Yemen'deki belirsizliklere vurgu yaptı.
Yapısal ve kurumsal sistemle ilgili sorunların başında ise
ülkede özellikle gençler arasındaki işsizliğin bulunduğunu aktaran
Aslan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Başta işsizlik olmak üzere İran'da öne çıkan sosyoekonomik
sorunların çözülmesi için dengeli ve yaygın bir büyümeye ve
dolayısıyla dengeli, istikrarlı ve rasyonel bir şekilde kurgulanmış
yatırım hamlesine ihtiyaç var. Ancak İran'da yatırımcıların risk
algısı ülkenin içinde bulunduğu sistemik sorunlardan, devlet yapısı
ile ilgili yapısal ve piyasa işleyişi ile ilgili kurumsal
sorunlardan olumsuz bir şekilde etkileniyor. Gerek uluslararası
alanda ve gerekse de içsel karakterdeki sistemik sorunlar yerli ve
yabancı yatırımcıların risk algısını ve dolayısıyla İran'da yatırım
yapma iştahlarını azaltıyor. Bunun yanında bu tür riskler ülkede
spekülatif yatırımların karlılığını artıyor. Ancak bu iç ve dış
sorunlar ekonomik ya da siyasi kriz yaratması durumunda ekonomik
performansın olumsuz yönde gelişeceği aşikardır."
- "Yaptırımların kaldırılması ekonomide olumlu yayılma etkisi oluşturmadı"
IMF'nin söz konusu İran raporuna göre, petrol gelirleri dışarıda
tutulursa diğer sektörlerin büyüme ortalaması sadece yüzde 0,9
düzeyinde. Dolayısıyla geçen yıl sağlanan yüzde 5 civarındaki
büyümenin ekonominin tümünün içine alındığı sağlıklı bir rakam
olamayacağı belirtilen raporda, bu durumun "devam eden parasal
zorlukları ve durgun tüketimi yansıttığına" dikkat çekildi.
Raporda, nükleer anlaşmada yapılacak bir değişikliğin ve ABD'deki yeni yönetimle tansiyonun yeniden yükselmesinin, İran'da yatırım ve ticarete mani oluşturacağı kaydedilerek, bunun da öngörülen ekonomik büyümede kesintiye neden olacağı vurgulandı.
Raporda görüşlerine yer verilen IMF icra direktörlerinden Jafar
Mojarrad, nükleer anlaşma sonrası İran ekonomisinin henüz belirgin
bir iyileşme gösteremediğine değinerek, şu ifadeleri
kullandı:
"Yaptırımların kaldırılması ve İran'ın istekli reform ajandası, ülke ekonomisi üzerinde ve bölgesel ve küresel alanda henüz tam anlamıyla olumlu bir yayılma etkisi oluşturmadı. Doğruyu söylemek gerekirse, geniş hidrokarbon rezervleri, nispeten çeşitli petrol dışı sektörleri, büyük iç pazarı, genç ve eğitimli işçi göz önünde bulundurulduğunda, ülke ekonomisi büyük yatırım ve ticaret potansiyelini harekete geçirmekten hala uzakta. Ne yazık ki ABD'nin devam eden yaptırımları ve ilintili belirsizlik, global bankaların İran pazarına dönüşünü engelledi ve büyük ölçekli yatırım ve ticaretin önünde set oluşturmaya devam ediyor."
Yorumlar