Köprülerin yapısal sağlığını 7/24 izliyorlar

- Boğaziçi Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Serdar Soyöz ve ekibi, Yapısal Sağlık Takibi Sistemi kapsamında İstanbul'daki belli başlı yapılar ve köprülerde, yapısal sağlık izlemeleri gerçekleştiriyor - Doç. Dr. Soyöz: - "15 Temmuz Köprüsü, Yavuz Sultan Selim Köprüsü gibi asma köprülerin depremden etkilenme olasılığı zayıf. Asma köprülerin dinamik özelliklerinden ötürü deprem sırasında etkilenme olasılıkları çok azdır. Daha çok trafik ve rüzgar yükleri anlamında sorunlar yaşamaları daha olasıdır. Dolayısıyla deprem yükleri açısından herhangi bir hasar olasılığı görmüyorum" - "Biz, yapının dinamik özelliklerinin değişmesi halinde eğer o yapıyı veya köprüyü kullanmak artık güvenli değil ise bunu tespit ederek önlem alınması gerektiğini söyleyecek teknik bilgiye sahibiz"

Google Haberlere Abone ol
Köprülerin yapısal sağlığını 7/24 izliyorlar

İSTANBUL (AA) - Boğaziçi Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Serdar Soyöz ve ekibi, Yapısal Sağlık Takibi (Structural Health Monitoring) Sistemi kapsamında İstanbul'daki belli başlı yapılar ve köprülerde, yapısal sağlık izlemeleri gerçekleştiriyor.

Taş köprüler üzerine kapsamlı bilimsel çalışmayı yürüten Soyöz ve ekibinin projeleri arasında Etiler Köprüsü, Zorlu Center ile Levent 199'a yerleştirilen ve 7/24 gerçek zamanlı Yapısal Sağlık Takibi sunan sistemler başta geliyor.

Soyöz'ün Yapısal Sağlık Takibi kapsamında yürüttüğü son projelerden biri de Samsun-Sivas demiryolu hattında yer alan tarihi taş kemer köprüleri.

İstanbul'daki belli başlı köprü ve yapıların "sağlık takibini" yapan Soyöz, gündelik kullanım sırasında insanların hiç hissetmedikleri seviyelerdeki titreşimleri kullanarak, bina ve köprülerin dinamik özelliklerini inceliyorlar.

Geçen yıl 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'nde halat değişimi sırasında, köprünün ölçümlerini yapan bilim insanları arasında yer alan Soyöz, sistem ve yaptığı çalışmalar hakkında şu bilgileri verdi:

"Yapısal Sağlık Takibi sistemleri son 10-15 yıldır inşaat mühendisliği alanında uygulanmaya başlandı. Bu sistemlerin kullanımı, özellikle 1994 yılında Los Angeles'ta yaşanan, yapılardaki ciddi maddi kayıpların oluştuğu büyük depremden sonra artmaya başladı ve bugün ABD'de köprüler ile yüksek binalar üzerine olan deprem yönetmeliklerinde zorunlu hale geldi.

Türkiye'de de 2017 yılında yürürlüğe girecek olan deprem yönetmeliğinde belirli bir kat seviyesinin üstünde olan yüksek binalar için bu sistemler artık zorunlu tutulmakta. Yüksek binalar dışında sensör sistemlerinin kullanım alanlarından biri de köprüler."

- "15 Temmuz Şehitler Köprüsü'nde inceleme yaptık"

Sistem sayesinde deprem veya rüzgar yükü gibi durumlarda bina veya köprünün nasıl davrandığının görüldüğünü belirten Soyöz, geçen yıl 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'nde halatların değişimi sırasında Boğaziçi Üniversitesi İnşaat Mühendisliği ve Kandilli Rasathanesinden bir ekip olarak, Bilimsel Araştırma Projeleri (BAP) bağlamında çeşitli ölçümler yaptıklarını aktardı.

Dünyada sayıları giderek artmaya başlayan asma köprülerde böyle kritik bir değişim yapılırken bu ölçümlerin yapılmasının çok önemli olduğunu vurgulayan Soyöz, bu uygulamada amacın aynı zamanda bu alanda bilgi birikimi oluşturmak olduğunu ifade etti.

Soyöz, bu kapsamda köprüdeki eğik halatların dik hale getirilmesi değişikliğinden sonra yapıdaki değişimi araştırdıklarını ve köprünün dinamik özelliklerindeki değişimleri belirlediklerini anlattı.

Bu çalışmanın en önemli amacının bu ölçümlerden elde edilen verilerle gerçekliği en yakın ölçüde temsil eden bir bilgisayar modeli oluşturmak olduğunu belirten Soyöz, şunları kaydetti:

"Yapısal Sağlık Takibi sistemleri şu anda ülkemizde, çoğunlukla yabancı menşeili firmalar tarafından yukarıda örnekleri sayılan büyük projelerin ihale aşamasındayken kuruluyor. Ancak burada en önemli eksiğimiz, kurulan bu sistemlerin nasıl işleyeceğine, alınan dataların işlenip nasıl ve ne amaçla kullanılması gerektiğine dair bir bilgi donanımının, Türkiye’de henüz oturmuş olmaması. Bu tür büyük projeler yapılırken hala Kore'den, Japonya'dan veya Çin'den bilgi alma ihtiyacı duyuyoruz. Mutlaka o bilginin alınması gerek ancak artık bizim de bu bilgiyi üretiyor olmamız gerekiyor. Üniversitelerden başlayarak bu birikim zaman içinde sektörde de oluşacaktır diye düşünüyorum."

- "Asma köprüler depremden daha az etkilenir"

Soyöz, 15 Temmuz Köprüsü, Yavuz Sultan Selim Köprüsü gibi asma köprülerin depremden etkilenme olasılığının zayıf olduğunu belirterek, "Asma köprülerin dinamik özelliklerinden ötürü deprem sırasında etkilenme olasılıkları çok azdır. Daha çok trafik ve rüzgar yükleri anlamında sorunlar yaşamaları daha olasıdır. Dolayısıyla deprem yükleri açısından herhangi bir hasar olasılığı görmüyorum." değerlendirmesinde bulundu.

Bunun aslında Karayolları ile iş birliği içinde ilerlemesi gereken bir süreç olduğunu aktaran Soyöz, şu bilgileri aktardı:

"Bazı durumlarda görülemeyen hasarlar oluşabiliyor. Bu riskin azaltılması ve gerekli önlemlerin alınması açısından ilgili kurumlar arasında iş birliği olması kritik derecede önemli. Biz, yapının dinamik özelliklerinin değişmesi halinde, eğer o yapıyı veya köprüyü kullanmak artık güvenli değil ise bunu tespit ederek önlem alınması gerektiğini söyleyecek teknik bilgiye sahibiz. Ancak bu tür durumlarda kamuoyunu bilgilendirecek olan merci Karayollarıdır. Bu nedenle kurumlar arası iş birliğinin çok iyi kurulmuş olması gerekiyor."

Soyöz, şu anda ayrıca tarihi taş kemer köprüler üzerine bir BAP yürüttüklerini belirterek, şunları kaydetti:

"Bu, aynı zamanda ülkemizdeki taş köprüler üzerine bu çerçevede yapılan kapsamlı bir çalışma. Samsun-Sivas demiryolu hattında yer alan, cumhuriyetin ilk yıllarında yapılmış, genellikle Alman-Fransız mühendislerin tasarlamış olduğu köprüler üzerine çalışıyoruz. Samsun-Sivas demiryolu hattının modernizasyonu projesi AB hibeleriyle AB sınırları dışında gerçekleştirilen en büyük bütçeli proje olma özelliğini taşıyor. Projenin hayata geçmesiyle yolcu trenleri hızı 40 kilometre/saatten 80 kilometre/saate çıkacak. Samsun-Sivas arasındaki seyahat süresi de 9,5 saatten 5 saate düşebilecek. Hattın günlük kapasitesi 21 trenden 54 trene çıkacak, hemzemin geçitler otomatik bariyerli hale getirilirken istasyon ve duraklarda bulunan peronların engelli erişimine uygun olarak AB standartlarında iyileştirilecek. Proje iki sene önce başladı, önümüzdeki sene bitecek. Biz bu proje kapsamında, bölgedeki 41 tarihi taş kemer köprü üzerinde çalışmalar yürütüyoruz."

Yorumlar