Kılıçdaroğlu sonrası CHP'nin ilk icraatı eylem

Kılıçdaroğlu'nun genel başkanlık koltuğunu kaybetmesinden sonra CHP'nin ilk icraatı TBMM Genel Kurulu'nda eylem yapmak oldu.

Google Haberlere Abone ol
Kılıçdaroğlu sonrası CHP'nin ilk icraatı eylem

Yargıtay 3. Ceza Dairesi'nin, Anayasa Mahkemesi (AYM) üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunmasını protesto eden CHP Grubu, TBMM Genel Kurulu'nda oturma eylemi başlattı.

Genel Kurul'da uluslararası sözleşmelerin kabul edilmesinin ardından, Meclis Başkanvekili Bekir Bozdağ birleşimi 14 Kasım Salı günü toplanmak üzere kapattı. CHP'li 25 milletvekili ve DP'li Salih Uzun ise salonu terk etmedi. CHP'li Mahmut Tanal, CHP'li 25 milletvekilinin yargıyı protesto etmek için sabah 08.30'a kadar oturma eyleminde bulunacağını, yarın 25 milletvekiline nöbeti devredeceklerini söyledi.

CHP lideri Özel, Meclis'teki eyleme ilişkin sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, "Anasayal düzene karşı kalkışma girişimini protesto etmek amacıyla Cumhuriyet Halk Partisi Grubu olarak TBMM Genel Kurulu'nu terk etmeme eylemi başlattık. Darbe girişimine karşı kim ses yükseltiyorsa onların yanında olmaya devam edeceğiz." dedi.

"TBMM GENEL KURULU'NU TERK ETMEME EYLEMİNE BAŞLIYORUZ"

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, akşamüzeri X hesabından yaptığı paylaşımda, "Meclis Başkanı Sayın Numan Kurtulmuş tarafından yapılacağı bildirilen ve saat 17.00'de toplanması beklenen Danışma Kurulu toplantısının yapılmayacağını öğrendim." diyerek, "Bu durumda dün gerçekleştirdiğimiz olağanüstü grup toplantısında aldığımız karar gereği, yargı krizi ve darbe girişimini gündemde tutmak amacıyla bugünden itibaren TBMM Genel Kurulu'nu terk etmeme eylemine başlıyoruz." ifadelerini kullandı.

NE OLMUŞTU?

Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Türkiye tarihinde bir ilke imza attı. Gezi Davası'nda tutuklandıktan sonra TİP'ten milletvekili seçilen Can Atalay hakkında hak ihlali olduğunu belirtip tahliye edilmesi yönünde karar veren Anayasa Mahkemesi üyeleri hakkında suç duyurusunda bulundu.

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, Can Atalay'ın Gezi Parkı davası kapsamında "Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüse yardım" suçundan 18 yıl hapisle cezalandırılmasına ve bu suçtan tutuklanmasına karar vermişti. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi, yerel mahkemenin kararını hukuka uygun bulmuştu. Sanık Atalay, 14 Mayıs'taki 28. Dönem Milletvekili Genel Seçimi'nde TİP'ten Hatay milletvekili seçilmiş, bunun üzerine avukatları "milletvekili seçilmesi nedeniyle hakkındaki yargılamanın durması ve tahliye edilmesi" talebiyle Yargıtay'a başvuru yapmıştı. Yargıtay 3. Ceza Dairesi ise talebin reddine hükmetmişti.

Bunun üzerine Atalay'ın avukatları milletvekili seçilerek yasama dokunulmazlığı kazanan başvurucunun yargılamada durma kararı talebinin reddedilerek yargılamaya devam edilmesi nedeniyle "seçilme ve siyasi faaliyette bulunma" hakkının, tahliye talebinin reddedilmesi nedeniyle de "kişi hürriyeti ve güvenliği" hakkının ihlal edildiğini öne sürerek Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuruda bulunmuştu. Başvurunun ardından süreç devam ederken Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Gezi Parkı davasında Can Atalay'a verilen 18 yıl hapis cezasını onamıştı.

14 ÜYEDEN 5'İ KARARA MUHALİF KALMIŞTI

Anayasa Mahkemesi ise 25 Ekim'de Can Atalay'ın "seçilme ve siyasi faaliyette bulunma" ile "kişi hürriyeti ve güvenliği" hakkının ihlal edildiğine oy çokluğuyla hükmetmişti. Dosyayı inceleyen 14 üyeden 5'i bu karara muhalif kalmış, Atalay'ın haklarının ihlal edilmediğine kanaat getirmişti.

DOSYA YARGITAY'A İLETİLMİŞTİ

Anayasa Mahkemesi, yeniden yargılama ve tahliye için kararını İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ne göndermişti. Mahkeme ise ihlal kararının, yerel mahkemece verilen karara ilişkin olmadığı gerekçesiyle dosyayı Yargıtay 3. Ceza Dairesi'ne iletmişti.

Yorumlar