GRAFİKLİ - "PYD/YPG, sadece insanlara değil, insanlığa karşı suç işliyor"

ANKARA (AA) - AYNUR EKİZ/MUHAMMED BOZTEPE - Kuruluşundan bugüne Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde vatandaşlara baskı ve şiddet uygulayan terör örgütü PKK ile aynı stratejiyi kullanan PYD/YPG, Suriye'de etnik temizlik dahil olmak üzere pek çok insanlık suçu işliyor. Örgütün insan hakları ihlallerinin kanıtı ise uluslararası kuruluşların raporları.

AA muhabirinin derlediği bilgiye göre, uluslararası insan hakları örgütlerinin raporlarına konu olan PYD/YPG'nin insan hakları ihlalleri nedeniyle, Suriye'de yerel halk göçe zorlandı ve terör örgütünün zulmünden kaçanlar Türkiye'ye sığındı.

Suriye'de sözde DEAŞ ile mücadele eden tek örgüt olarak dünyaya tanıtılan PYD/YPG, "mücadele" adı altında elde ettiği silah ve mühimmatın çoğunu bölgede yaşayan Kürtler, Araplar ve Türkmenlerin örgüt karşısında sindirilmesi amacıyla kullanıyor.

- PYD/YPG'nin insanlık suçları raporlarda

Suriye İnsan Hakları Örgütü (SNHR) tarafından 2016 yılının Ocak ayında yayımlanan rapora göre, PYD/YPG’nin kontrolündeki bölgelerde etnik temizlikten keyfi tutuklamalara, zorla askere almaktan göç ettirmeye kadar birçok insan hakları ihlali yaşandı.

Terör örgütü PYD/YPG tarafından 51 çocuk, 43 kadın ve işkence altında hayatını kaybeden 16 kişi dahil olmak üzere en az 407 sivil öldürüldü.

İnsan Hakları İzleme Örgütünün (HRW) 2014 yılının Haziran ayında yayımladığı raporda da örgütün siyasi açıdan kendisine rakip gördüğü kişilere yönelik alıkoyma, kaçırma ve infaz gibi yöntemlere sıklıkla başvurduğuna yer verildi.

- Muhalif Kürtlere yönelik suikastlar

Suriye'de alternatif yapılanmaya izin vermeyen terör örgütü PYD/YPG, muhaliflere yönelik infaz eylemlerine 2011 yılının Ekim ayında muhalif Kürtlerden oluşan Geleceğin Partisinin lideri Mişel Temo'ya yönelik suikastla başladı.

Aşiret lideri Abdullah Bedro ve Suriye Kürtleri Demokratik Birlik Partisi Halep sorumlusu Şerzad Hac Reşid, terör örgütünün suikast eylemleri sonucu öldürüldü.

Öte yandan, Suriye Kürdistan Demokrat Partisi Başkanı Salah Bedreddin, terör örgütü PYD/YPG'nin baskısı nedeniyle Erbil'e kaçmak, ülkede savaş öncesi var olan 12 Kürt grup da baskılar yüzünden PYD kontrolündeki bölgelerden göç etmek zorunda kaldı.

Türkiye'ye 350 bin Suriyeli Kürt sığındı.

- Alıkonulan kişilere işkence

Terör örgütünün sözde polis teşkilatı olarak adlandırdığı "Asayiş" tarafından yapılan ihlaller, insan hakları izleme örgütlerinin raporlarında yer aldı.

Raporlara göre, terör örgütü tarafından alıkonulan kişiler, tutuldukları sırada işkence ve kötü muameleye maruz kalırken birçoğu da hayatını kaybetti.

HRW'nin raporunda, 2012-2014 yıllarında bölgede çözülemeyen 9 cinayet ve kaybolma vakası yaşandığına işaret edilerek, bu insanların hepsinin PYD/YPG muhalifi olmalarının, keyfi uygulamalar konusunda kuşku uyandırdığı vurgulandı.

- "Zorunlu askerlik" adı altında kadınları alıkoyuyor

Kadınlara ve çocuklara karşı şiddete başvuran PYD/YPG'nin bu uygulamaları, 2016 yılının Ocak ayında SNHR'nin yayımladığı raporda yer aldı.

Rapora göre, 2011-2016 yıllarında 42 kadın, PYD/YPG'li teröristlerce öldürüldü. Terör örgütü, Ocak 2014-Ekim 2015 tarihlerinde Haseke, Kamışlı ve Afrin gibi bölgelerde "zorunlu askerlik" adı altında 88 kadını alıkoydu.

- Tehdit ve şiddetle zorunlu göç

Ele geçirdiği toprakların demografik yapısını değiştirmek isteyen terör örgütü, bölgede yaşayan insanları zorunlu göçe tabi tutuyor.

İnsan Hakları Suriye Ağı'nın raporuna göre, Haseke'de yaklaşık 100 Türkmen aile, şiddet ve baskıya maruz kaldı. Ülkenin farklı yerlerine göç etmek zorunda kalan Türkmenler, zor yaşam koşulları nedeniyle Türkiye'ye sığındı.

SNHR tarafından 2016 yılının Ocak ayında yayımlanan rapora göre, çoğunluğu Arap on binlerce insan, PYD/YPG tarafından yerlerinden edildi, onlarca köy yıkıldı.

- Hukuku hiçe sayıyor

Rapora göre, en az 49 yerleşim yerinden on binlerce insan sürgün edilirken terör örgütü PYD/YPG, 26 Mayıs 2015'te Haseke’nin güneyindeki 26'dan fazla köyde yaşayan insanlara köylerini boşaltmaları için 24 saat verdiğini duyurdu.

Raporda yer alan bir tanığın ifadesine göre, PYD/YPG’li teröristler sözde Kürdistan'da Araplara ve Türkmenlere yer olmadığını söyleyerek birçok evi yaktı.

Uluslararası Af Örgütünün Ekim 2015'te yayımladığı, Arap köyü Tel Hamis'in Haziran 2014 ve Haziran 2015 tarihlerindeki durumunun uydu fotoğrafları ile karşılaştırmalı olarak ortaya konulduğu raporda, 225 binalık köyün bir sene içinde yüzde 94’ünün yıkıldığı, sadece 14 binanın ayakta kaldığı tespiti yer aldı.

- Çocukları cepheye sürüyor

Uluslararası pek çok sözleşmede çocukların savaştırılması yasak olmasına rağmen terör örgütü PYD/YPG, çocukları çatışmaların ön cephelerine sürüyor.

BM Uluslararası Bağımsız Suriye Araştırma Komisyonunun 16 Ağustos 2013’te yayımladığı raporda da PYD/YPG'nin Afrin ve Haseke'de 12 yaşındaki kız ve erkek çocukları kullandığı kaydedildi.

BM'nin "Suriye'deki Çocuklar ve Silahlı Çatışmalar" başlıklı raporunda da Haseke bölgesinde yaşları 14 ve 17 arasında değişen çocukların gerek kontrol noktalarında gerekse çatışma alanlarında kullanıldığı, ABD'nin Haziran 2016’da yayımladığı İnsan Ticareti Raporu'nda ise örgütün 15 yaş altı çocukları kullanmaya ve onları eğitim kamplarına götürmeye devam ettiği vurgulandı.

- "Onlara göre, bu topraklarda insanın kıymeti yok"

Konuyla ilgili AA muhabirine değerlendirmelerde bulunan Güvenlik Uzmanı Abdullah Ağar, PYD/YPG'nin sadece insanlara değil, insanlığa karşı suç işlediğini söyledi.

PYD/YPG'nin, etkisi altına aldığı kitleleri kültürüyle, medeniyetiyle, inancıyla, maddi varlığıyla ve insanlığıyla istismar ettiğine dikkati çeken Ağar, öncelikle onları silah zoruyla kendi hedefleri doğrultusunda kullanmak istediğini belirtti.

Ağar, PYD/YPG'nin her aileden bir kişiyi sözde "askere" alarak terörist yaptığını, ayrıca insanların topraklarını gasbettiğini ve ilerleyen zamanlarda Suriye'nin siyasi istikrarı konuşulmaya başlandığında "Buralar benim toprağım." diyerek kullanmak üzere hukuki altyapı oluşturmaya çalıştığını vurguladı.

Afrin bölgesinin geçen yıl 700'den fazla PKK orijinli teröristin saldırısı ve tacizine uğradığı bilgisini veren Ağar, "PYD/YPG, KCK yapılanmasının Suriye ayağı ve bu, bizim iddiamız değil, onların ilamı. YPG de kuruluşundan bu yana aynı PKK gibi davranıyor. Kullanmış olduğu ideoloji aynı. PYD/YPG'ye göre, bu topraklarda insanın kıymeti yok." diye konuştu.

AĞar, örgütün temel amacının, bu coğrafyadaki ülkeleri bölmek olduğuna işaret ederek, "PKK'nın var olmasının temel gerekçesi başta Türkiye olmak üzere coğrafyadaki ülkelerin etnik, ideolojik, mezhebi ve meşrebi temelli bölünmesini sağlamak. Onlar insanları kullanıyor sadece. İdeoloji ve söylemlerle onları kullanıyor." değerlendirmesinde bulundu.

- "PYD/YPG Arapları ve Türkmenleri infaz etti"

İstinye Üniversitesi Uluslarası İlişkiler Bölümü Başkanı Prof. Dr. Mesut Hakkı Caşın da PYD/YPG'nin DEAŞ ile ortaklık yaptığını ve yabancı savaşçıları barındırdığını söyledi.

Mukaddes yerlerin vurulması ve çocuk savaşçıların kullanılmasının savaş suçu olduğuna dikkati çeken Caşın, "PYD/YPG aynı zamanda insanları zorla yerlerinden göç ettiriyor ve sivilleri canlı kalkan olarak kullanıyor. Bunların hepsi ayrı ayrı savaş suçudur." dedi.

Caşın, örgütün bölgede yaşayan Araplar ve Türkmenleri infaz ettiğini belirterek, "Kendilerine karşı gelen Kürtleri bu bölgeden uzaklaştırıp zorla evlerine el koyuyorlar. Aslında vekalet savaşı içinde büyük güçlerin maşası oluyorlar." ifadelerini kullandı.

- "Köylerin bütünüyle haritadan silindiğini gördük"

Yıldız Teknik Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü Başkanı Prof. Dr. Mehmet Akif Okur da Suriye'nin kuzeyindeki belirli yerleşim birimlerini ele geçirmesinden bu yana PYD/YPG'nin, uluslararası kuruluşlarca da bazıları raporlanmış çok sayıda insan hakları ihlaline imza attığının görüldüğünü vurguladı.

Bunların bir kısmının sebeplerinin siyasi olduğunu anlatan Okur, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Örgüt, yönettiği bölgede tek askeri ve siyasi güç olmak istiyor. Bunu gerçekleştirebilmek için de kendisine hakiki manada muhalefet edebilecek veya alternatif teşkil edebilecek tüm oluşumları baskı altına alıyor. Suriye'nin kuzeyinde bütünlüklü bir coğrafyada kendisine bir devlet zemini hazırlayabilmek için bu hedefine engel teşkil edeceğini düşündüğü toplulukları baskıyla göçe zorladı. Suriye'nin kuzeyinde yaşayan Arap ve Türkmenler, bu kıyımın öncelikli muhatapları oldu.

PYD/YPG idaresini istemeyen Kürtler de aynı muameleye maruz kaldı. Örgüt, Türkmenler ve Arapların bölgeden gitmesi için baskı uygularken kendisine bir etnik zemin kurabilmek bakımından Türkiye'ye giden Kürtleri ise özellikle cezalandırdı. Geride bıraktığı tüm mülklerine el koydu. Bazı yerleşim birimlerinde köylerin bütünüyle haritadan silindiğini gördük."