GRAFİKLİ - Filistin'le dayanışma günü işgali önleyemedi
- BM Genel Kurulunun 29 Kasım 1977 tarihinde yaptığı oturumda alınan kararla Filistin sorununun çözümüne destek vermek amacıyla 1978'den bu yana her yıl 29 Kasım tarihi "Filistin Halkıyla Uluslararası Dayanışma Günü" olarak kutlanıyor - 40 yıldır kutlanmasına rağmen dünya Filistin halkına yönelik ihlal, işgal ve gasp politikalarını durduramadı - Tarihi Filistin topraklarının yüzde 85'ine el koyan İsrail’e karşı 136 dünya devleti bu toprakların sadece yüzde 15’i üzerinde varlık göstermeye çalışan Filistin Devleti’ni tanımasına rağmen hala tam bağımsız ve egemen bir devlet kurulamamış durumda - Dünyanın yüzde 80’inin tanıdığı Filistin Devleti, BM’de “Üye Olmayan Gözlemci Devlet Statüsünde” ancak İngiltere, Fransa ve ABD gibi önemli batılı ülkeler tarafından tanınmaması nedeniyle hala egemenliğine kavuşamamış durumda, İsrail’in ablukası ve işgali altında - BM'de 2012’de “üye olmayan gözlemci devlet” statüsü kazandıktan sonra mahkemeye taraf olma hakkı elde eden Filistin, 1 Nisan 2015’te Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne resmen üye oldu - Filistin, kendisini tanımayan ülkelerle iş birliği ve iletişimi, İsrail-Filistin barış müzakerelerinin tarafı olan Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) aracılığıyla gerçekleştiriyor
KUDÜS (AA) – ESAT FIRAT - Birleşmiş Milletler (BM) Genel
Kurulu’nda 29 Kasım 1977 tarihinde Filistin sorununun çözümüne
destek vermek amacıyla ilan edilen "Uluslararası Filistin Halkıyla
Dayanışma Günü"nün 40. yıl dönümünde dünya, hala Filistinlilere
yönelik işgal, ihlal ve gasp politikalarını durdurabilmiş
değil.
Bugün İsrail, tarihi Filistin topraklarının yüzde 85'ine el koymuş durumda. Topraklarının sadece yüzde 15’i üzerinde varlık göstermeye çalışan Filistin Devleti’ni 136 dünya ülkesinin tanımasına rağmen Filistin hala tam bağımsız ve egemen bir devlet olamamış durumda.
Osmanlı İmparatorluğu’nun tarih sahnesinden çekilmesiyle beraber
Filistin topraklarının İngilizler tarafından işgal edilmesi ve
dönemin İngiltere Dışişleri Bakanı Arthur James Balfour’un işgal
altındaki toprakları Yahudilere peşkeş çekmesiyle Yahudi göçü
akınına uğrayan Filistin toprakları, aradan geçen bunca zamana
rağmen hala yüzyılın çözülemeyen sorunları arasındaki yerini
konuyor.
Her ne kadar dünyanın yüzde 80’i resmi olarak tanısa da Filistin; ABD, İngiltere, Fransa gibi devletler tarafından tanınmıyor.
İsrail’in işgal, abluka ve göçe zorlama politikalarına maruz kalan Filistin halkı ise başkenti Doğu Kudüs olan ve Batı Şeria ile Gazze Şeridi'ni kapsayan bağımsız bir devlete sahip olma yolunda mücadelesini sürdürüyor.
Uluslararası toplum, 1967 sınırları olarak bilinen topraklarda
başkenti Doğu Kudüs olmak üzere Filistinlilerin devlet olma
mücadelesine destek veriyor. İki devletli çözüm olarak bilinen bu
formüle destek vererek 1967 sınırları içerisinde bağımsız ve egemen
bir Filistin devletinin kurulmasını onaylayanlar arasında BM ve ABD
de yer alıyor.
Ancak bundan bir yıl önce dönemin BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun,
İsrail'in işgal altındaki Filistin topraklarında yasa dışı
yerleşimleri sürdürmesi ve siyasi çözüm için acil adım atılmaması
durumunda bölgede, iki devletli çözümün karşılığının kalmayacağı ve
tek devletli realitenin kökleşeceği uyarısı yapmıştı.
Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas ise yakın zamanda yaptığı
açıklamada, "İsrail, iki devletli çözümü ortadan kaldırmaya ve
uluslararası kanunlara aykırı Yahudi yerleşim birimi inşaatlarıyla
Filistin devletinin kurulmasını engellemeye devam ediyor."
ifadesini kullanmıştı.
"1967 sınırları" olarak adlandırılan toprakları oluşturan Doğu
Kudüs, Batı Şeria ve Gazze Şeridi, 50 yıldır İsrail işgali ve
ablukası altında tutuluyor.
- Filistin’in uluslararası konumu
Filistin'in büyükelçilik ve konsoloslukları başta olmak üzere
yurt dışındaki diplomatik misyon sayısı, İsrail'in yurt dışındaki
diplomatik misyon sayısından daha fazla.
Filistin, yurt dışında 95 diplomatik misyonla temsil edilirken, Tel Aviv buna karşılık 78 diplomatik misyonla temsil ediliyor.
Filistin, BM'ye tam üye olamasa da 2012’de “Üye Olmayan Gözlemci Devlet Statüsü" edinebildi ve 1 Nisan 2015’te Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne (UCM) resmen üye oldu.
Filistin Yönetimi, üye olmasının hemen ardından, İsrail hakkında hazırladığı şikayet dosyasını Lahey’deki UCM'ye verdi.Ayrıca Filistin, İsrail’in tüm engelleme çabalarına rağmen, Uluslararası Polis Teşkilatı'na da (INTERPOL) Eylül 2017’de resmen üye oldu.
Filistin, kendisini tanımayan ülkelerle iş birliği ve iletişimi, İsrail-Filistin barış müzakerelerinin tarafı olan Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) aracılığıyla gerçekleştiriyor.
Filistin’i tanımayan ABD yönetimi, geçen haftalarda FKÖ’ye,
İsrail ile doğrudan barış görüşmelerine katılmaması durumunda
başkent Washington’daki ofisinin lisansının onay süresinin
uzatılmayacağı tehdidinde bulundu.
Filistin Yönetimi ise, FKÖ’nün Washington’daki ofisinin
lisansının uzatılmasını onaylamadığı için" 21 Kasım itibarıyla ABD
ile tüm iletişimini kestiğini duyurdu.
Filistin, 2012'de BM'de Gözlemci Devlet Statüsü kazanmasıyla
beraber, uluslararası birçok kuruluşa üye olma imkanı
yakaladı.
BM Genel Kurulunun 29 Kasım 1977 tarihinde yaptığı oturumda alınan kararla Filistin sorununun çözümüne destek vermek amacıyla 1978'den bu yana her yıl 29 Kasım tarihi, "Filistin Halkıyla Uluslararası Dayanışma Günü" olarak kutlanıyor.
Yorumlar