FETÖ'nün İstanbul'daki "ana darbe" davası

- FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin tutuklu 14 sanığın yargılandığı İstanbul'daki "ana darbe" davasına, sanıkların esas hakkındaki mütalaaya karşı savunmalarının alınmasıyla devam edildi

Google Haberlere Abone ol
FETÖ'nün İstanbul'daki "ana darbe" davası

İSTANBUL (AA) - Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz'daki darbe girişimine ilişkin aralarında 4 generalin de bulunduğu tutuklu 14 sanığın yargılandığı İstanbul'daki "ana darbe" davasının 28. duruşması tamamlandı.

İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'nce İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi'ndeki büyük salonda yapılan duruşmada, esas hakkındaki mütalaaya karşı savunması alınan eski 1. Ordu İdari Kurmay Başkanı Tuğgeneral Yüksel Durak, hain darbe girişimi şiddetle lanetlediğini söyledi.

Böyle bir eyleme katılmadığı gibi, aklına bile getirmediğini ileri süren Durak, "Ne darbe girişiminin planlanmasına fiilen iştirak gibi ne de Yurtta Sulh Konseyi'nin darbe planlamasına katıldığıma yönelik delil bulunmaktadır. Darbe girişiminin yapılacağından hiçbir haberim yoktu. Darbe girişiminin hiçbir safhasında, ne fikri ne de icrai olarak, yer almadım. Sözde konsey üyeleri denilen kişilerle darbe öncesi ve sonrasında irtibatta olmadım. Whatsapp grubunda olmadığım da malumdur." dedi.

Sanık Durak, kendisi hakkındaki suçlamalardan birisinin "Saat 21.27’de nöbetçi olmamasına rağmen karargaha döndüğü" iddiası olduğunu belirterek, "General seviyesinde birinin, hele hele kurmay başkanvekili olan birisinin nöbetçi olması TSK'da örneği olmayan bir durumdur. Benim karargaha gelmem değil çağrılmam söz konusudur. O gece beni çağıran Eyüp Gürler'i ısrarla aradım ama ne için çağırdığını söylemedi. Bu şekilde karargaha gittim. Gürler ifadesinde o anda amiri konumunda olmamdan dolayı çağırdığını belirtmiştir. İddia makamı sanki benim bir şeyleri önceden biliyormuş gibi karargaha döndüğüm iddiasında bulunmuştur. Bunu reddediyorum. Asılsız ve mesnetsiz bir iddiadır." ifadelerini kullandı.

- "Darbe girişimini duyar duymaz karşı çıktım"

İddianamede, ordu imkanlarının darbe girişiminde kullanılmasına göz yumarak görevi ihmal ettiği yönünde suçlamada bulunulduğunu kaydeden sanık Durak, bu iddiayı kabul etmediğini söyledi.

Sanık Durak, darbe girişimine iştirak maksadıyla hareket etmediğini savunarak, "Ordu karargahındaki hiçbir eylem benim eserim değildir. Benim yardımım söz konusu olmadığı gibi ihmalim nedeniyle de olmamıştır. Benim FETÖ'yle organik bir bağım olmadığı, örgüt hiyerarşisine dahil olmadığım, örgüt adına eylemde bulunmadığım, görev almadığım sabittir. Örgüt adına örgüt iradesiyle hareket ettiğim, hatta işlemediğim iştirak suçlamasında bulunulması varsayıma dayalı bir suçlamadır." diye konuştu.

FETÖ adına faaliyette bulunduğu iddiasını reddeden sanık Durak, "Darbe girişimine karşı duruşum, en başta olmuştur. Örgüt faaliyetini öğrenmemden sonra da bu davranışım devam etmiştir." dedi.

Sanık Yüksel Durak, hakkındaki suçlamalardan birinin de sözde "sıkıyönetim" komuta listesinde isminin karşısında "mevcut görevine devam" yazılması olduğunu ifade ederek, söz konusu listeyi görmediğini, bilgisi ve rızası dışında hazırlanan listenin de hukuki anlamda bir delil olamayacağını ileri sürdü.

Darbenin seyrine hizmet olarak adlandırılabilecek bir eylemi olmadığını savunan Durak, şunları anlattı:

"Her şeyden habersiz geldiğim karargahta öngörmediğim bir durumla karşılaştım. Darbe girişimini en başta duyar duymaz karşı çıktım. İçinde bulunduğum şartların gereği askeri bir değerlendirme ile kışladan hiçbir tereddüde mahal vermeyen bir saatte çıktım. Görevimi ihmal ettiğim veya geciktirdiğim bir husus yoktur. Öngörmediğim gibi önleme imkanı da olmayan bir durumla karşı karşıya kaldım ve darbeye karşı faaliyette bulunmak üzere kışladan çıktım."

- "Yazdığım bir kelime eksik çıkmış"

Tutuklu sanıklardan eski Kurmay Yarbay Şakir Çınar da 15 Temmuz'da terör tehdidi gerekçesiyle güvenliği sağlamak amacıyla Sabiha Gökçen Havalimanı'na gittiğini, darbe girişimi olduğunu öğrendikten sonra da gece 00.00 sıralarında birliklerin tugaya dönmesi emrini verdiğini iddia etti.

"Yurtt Sulh Biziz" isimli WhatsApp grubuna kendi iradesi dışında eklendiğini öne süren sanık Çınar, "Bu WhatsApp mesajında benim yazdığım bir kelime eksik çıkmış. Sadece bir kelimeden dolayı anlam tamamen değişiyor. Cümlenin sonunda 'diyormuş' kelimesi eksik çıkmış. WhatsApp mesajlarında eksiklikler olmuş, hızlı yazmaktan dolayı." dedi.

Sanık Çınar, terör örgütü üyeliği suçlamasını da kabul etmediğini belirterek, dosyada örgüt üyesi olduğuna dair hiçbir somut bir delil olmadığını savundu.

İddianamede hakkında hava ulaşım araçlarının alıkonulmasına teşebbüs ettiği yönünde suçlama bulunduğunu kaydeden Çınar, "Bu suçlamayı reddediyorum. Benim böyle bir niyetim olsaydı 8 zırhlı araçla gitmişim. Tamamen emniyet maksadıyla gitmişim. Sabiha Gökçen Havalimanı'nda olayın kalkışma olduğunu bilmeden göreve başladım. Olayın gerçek mahiyetini anlayınca geri dönmek için çaba sarf ettim. Tankların önü, arkası vatandaşlarla dolu olduğu için onlara zarar vermemek için dönemedik. Kimseye zarar vermemişim. Kimse şehit olmamış, yaralanmamış." ifadelerini kullandı.

Sanık Çınar, yaptığı hiçbir faaliyette kasıt olmadığını savunarak, "Ben darbeci olsam imkan ve kabiliyetim vardı. 8 zırhlı araçla havalimanına gitmişim. Çok fazla şehit ve yaralı olurdu ama bir kişi bile şehit olmadı." şeklinde konuştu.

Duruşma, yarına ertelendi.


Yorumlar