"Efraim, bu vatan için verilen mücadeleye bir saygı duruşu"

- Yazar Becer: - "Terörizm, bizim bu topraklarda olmamızı hazmedemeyen güçlerin bize bin yıldır ödettiği bir bedel. Bize düşen de bunun tedbirini almak ve ileriye daha rahat bakabilmek" - "Aslında Efraim'in en büyük özelliği, karakterlerin dilinden güneydoğu gerçeğini bir kurgunun içine oturtarak anlatıyor olması. O bölgede çok sayıda insan görev yaptı, anılarını yazdı. Ama bir kurgu içinde bu yaşananlar, yaşayanın dilinden çok fazla anlatılmamıştı" - "Bir adamın tankın altına yatması (15 Temmuz'da) 15-20 yıl önce Güneydoğu'da gördüğüm o sıradan insanların, aslında bizim ülkenin genlerinin sağlamlılığını bir kez daha ispatladı"

Google Haberlere Abone ol
"Efraim, bu vatan için verilen mücadeleye bir saygı duruşu"

İSTANBUL (AA) - MUSA ALCAN - Yazar İbrahim Becer, vatan toprağı için teröre karşı çok ciddi bir mücadele verildiğini ve bu çabanın edebiyatta, sanatta, sinemada, tarihte daha çok yer edinmesi gerektiğini belirterek, "Ben bu mücadeleyi yazarak sürdürebilirim. Çünkü en iyi yaptığım şey yazmak. Terörle mücadele hakkında yine onlarca makalem olmasına rağmen dedim ki ben bunu bir romanla taçlandırayım. Yaklaşık bir yılda bitti fakat raflardaki yerini alması 12 yıl sürdü. Efraim, bu vatan için verilen mücadeleye bir saygı duruşudur." dedi.

Şırnak'ta 1990'ların sonunda bir yıl üs bölgesi komutanı olarak görev yapan ve terörle mücadele üzerine birçok makale yazan Becer, yaşananları AA muhabirine değerlendirdi.

Becer, Türkiye'de terörün uzun zamandır var olduğunu belirterek, PKK'ya karşı yaklaşık 40 yıldır büyük bir mücadele verildiğini söyledi.

- "Kitabın çıkması 12 yıl sürdü"

İlk başlarda terörle mücadelede çok büyük hatalar yapıldığı yorumunda bulunan Becer, "Ben hala irtibat koparmadığım dostlarımdan, oradaki şartların çok değiştiğini, işin çok ciddiye alındığını öğreniyorum. Jandarma özel harekat, polis özel harekat bunlar profesyonel askerlerdir ve profesyonel asker ne yapılacağını en iyi bilen insandır. Terörizm, bizim bu topraklarda olmamızı hazmedemeyen güçlerin bize bin yıldır ödettiği bir bedel. Bize düşen de bunun tedbirini almak ve ileriye daha rahat bakabilmek." ifadelerini kullandı.

Becer, terörle mücadelenin, kendisi için de arkadaşları için de devam ettiğini vurgulayarak, şöyle devam etti:

"Ben bu mücadeleyi yazarak sürdürebilirim. Çünkü en iyi yaptığım şey yazmak. Güneydoğu hakkında çok sayıda makalem olmasına rağmen dedim ki ben bunu bir romanla taçlandırayım. Yaklaşık bir yılda bitti fakat raflardaki yerini alması 12 yıl sürdü. Efraim, bu vatan için verilen mücadeleye bir saygı duruşudur. Çok büyük zorluklarla karşılaştık bu aşamada. Sonra gerçekten doğru bir şey yaptığımı gördüm. Bu ülkeyi, bu bayrağı seven herkesin yapması gereken bir şeydi."

Becer, PKK'nın bölge halkıyla aynı kefeye konulmaması gerektiğinin altını çizerek, şunları kaydetti:

"PKK sadece vesayet savaşının bir piyonudur. İngiltere'nin, Fransa'nın veya Amerika'nın askerlerini buraya koyması mümkün değil. Kamuoyuna nasıl anlatacak kayıplarını? Bu maliyeti nasıl karşılayacak? Oysa elinde PKK, PYD veya DAEŞ gibi örgütler olduğu müddetçe bunları çok çabuk o tarafa kanalize ederler."

Terörle mücadelenin edebiyata tam olarak yansımadığı değerlendirmesinde bulunan yazar, "Vatan toprağı için verilen bu çok ciddi kavganın edebiyatta, sanatta, sinemada, tarihte daha çok yer edinmesi lazım. En azından edebiyatla başlamalıyız. Bunlara anı kitaplarında rastladık ama artık roman gibi türlerde de çokça yer almalı. İnşallah bunun denemesi, şiir kitabı çıkar. Bu yapılanlar, oradaki büyük mücadeleye bir saygı duruşudur."

- "Sıradan insanlar vatanı için kahraman oldu"

Bölgede yaşananları "Efraim" isimli kitabıyla okuyucularına aktaran Becer, kitabı vatan savunmasına gidip dönemeyenlere ve onların sevdiklerine adadığını dile getirdi.

Becer, Kaknüs Yayınları'ndan çıkan kitap için şu bilgileri verdi:

"Efraim, bizim teröre karşı büyük mücadelemizi küçümseyenlere, 'Hayır siz yanılıyorsunuz biz gerçekte vatan için çok büyük mücadeleler verdik, çok canlar kaybettik' diyor. Bunun aklında kalmasını isterim okuyucuların. Biz bu terörle mücadelenin gerekliliklerini yerine ne kadar getirebildik, ne kadar getiremedik? Bunun büyük bir oranda eleştirisidir veya dikkate sunulmasıdır bu eser."

Terörle mücadeleye katılan askerlerin oradaki zor şartlara çabucak adapte olduğuna işaret eden İbrahim Becer, "Bu kitap biraz da yastık olmadan mağaralarda kalan, akreplerin, yılanların arasında yaşayan isimsiz kahramanlara adanmıştır. Son derece sıradan insanlar vatanı için kahraman oldu. Bunu aynı şekilde 15 Temmuz'da gördük. Bir adamın tankın altına yatması veya bir kadınının silahlara karşı durması 15-20 yıl önce Güneydoğu'da gördüğüm o sıradan insanların, aslında bizim ülkenin genlerinin sağlamlılığını bir kez daha ispatladı." şeklinde konuştu.

"Hamzalo", "Verigo" ve Kuzey Irak'ta görev yapan bir Amerikan subayı "Tom"un etrafında şekillenen "Efraim", Güneydoğu'da, içinde medya, ekonomi, istihbarat, tetikçi ayağı bulunan ve bir paşa tarafından kurulan son derece gizli bir teşkilatı anlatıyor.

Efraim romanının televizyon dizi uyarlamasına uygun özellikler barındırdığını dile getiren İbrahim Becer, “Aslında romanın en büyük özelliği, karakterlerin dilinden güneydoğu gerçeğini bir kurgunun içine oturtarak anlatıyor olması. O bölgede çok sayıda insan görev yaptı, anılarını yazdı. Ama bir kurgu içinde bu yaşananlar, yaşayanın dilinden çok fazla anlatılmamıştı. Efraim belki de görsel dilde de bu açığı kapatacak bir özellik taşıyor.” dedi.

Yorumlar