Demirtaş: CHP, 'Hayır'ın temsilcisi değildir

HDP Eş Genel Başkanı Demirtaş, CHP'nin 'Hayır'ın temsilcisi olmadığını ileri sürerek, bütün muhalifler tek masa etrafında toplanmaya çağırdı

Google Haberlere Abone ol
Demirtaş: CHP, 'Hayır'ın temsilcisi değildir

Sonhaberler | Haber Merkezi

HDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, "Üzerinde tartışılmamış ve uzlaşılmamış ilkeler ortada yokken, birilerinin kendisini yüzde 49’un temsilcisi olarak ilan etmesi “HAYIR” Bloku’na yönelik bir sabotaj etkisi yaratmaktan başka bir işe yaramaz. " sözleriyle CHP'yi eleştirdi.

Demirtaş  "Öncelikli olarak yapılması gereken, “HAYIR” Bloku’nda yer alan bütün toplumsal-siyasal kesimlerin temsilcilerinin bir yuvarlak masa etrafında toplanarak, eşitler arası bir hukukla ilkeler üzerinde tartışma yürütmesidir" ifadesini kullandı.

Demirtaş'ın Edirne Cezaevi'nden Özgürlükçü gazetesine gönderdiği mektuptan ilgili bölüm şöyle: 16 Nisan referandumunda kendini “HAYIR” Bloku olarak tarifleyen kesimler, önemli bir tehlike karşısında zımnen ve farklı gerekçelerle bir araya gelmiş, esnek bağları olan ve taktik bir işbirliğini içeren geçici bir cephe olarak tanımlanabilir. 16 Nisan’dan sonra bu cephenin yeni işbirlikleri için ortak hareket edebilmeleri artık asgari ilkelerde uzlaşabilmekle mümkün olabilir.

Üzerinde tartışılmamış ve uzlaşılmamış ilkeler ortada yokken, birilerinin kendisini yüzde 49’un temsilcisi olarak ilan etmesi “HAYIR” Bloku’na yönelik bir sabotaj etkisi yaratmaktan başka bir işe yaramaz. Öncelikli olarak yapılması gereken, “HAYIR” Bloku’nda yer alan bütün toplumsal-siyasal kesimlerin temsilcilerinin bir yuvarlak masa etrafında toplanarak, eşitler arası bir hukukla ilkeler üzerinde tartışma yürütmesidir. İlkeler üzerinde mutabakat sağlandıktan sonra da “HAYIR”ı büyütmek için “EVET” demiş toplumsal kesimlerle (partilerle değil) işbirliği, ittifak ve ortaklaşma imkanları için yol haritası çıkarılmalıdır.

Ana muhalefetin, demokrasi bloku oluşturma kapasitesi de niyeti de maalesef yoktur. Halen HDP’nin adını ağzına almaktan bile imtina eden, ama buna rağmen kendini “HAYIR”ın sözcüsü gibi lanse eden bir garabet tutumla karşı karşıyayız. HDP’nin meşruiyetini tartışmak kimsenin haddine değildir. Biz meşruiyetimizi doğrudan halktan almış durumdayız. Ama bizimle birlikte aynı demokratik ilkeleri oluşturmak isteyenler önce bize saygı duymayı öğrenmeli. Ayrıca HDP’ye samimi bir özür borçları olduğunu hatırlatmakta da yarar var. Bu şekilde Türkiye’nin ortak demokratik geleceğini konuşmak daha kolay olur.

Neticede 16 Nisan referandumunun ortaya çıkardığı muazzam enerjiyi çarçur etmeden, partizanca yaklaşımlarla daraltmadan, parçalamadan büyütmek hepimizin tarihsel görevidir. Atılması gereken cesur adımları atmak için fazla da geç kalmadan bir an önce geleceği planlamanın zamanıdır. Emin olduğum bir şey varsa o da özgürlük, demokrasi ve barış isteyenlerin mutlaka kazanacağı bir döneme girildiğidir.

Yorumlar