Ceren Özdemir'in odası olduğu gibi duruyor

Ceren Özdemir'in anıları odasında bıraktığı gibi yaşatılıyor

Google Haberlere Abone ol
Ceren Özdemir'in odası olduğu gibi duruyor

Ordu'da 2 yıl önce uğradığı bıçaklı saldırı sonucu hayatını kaybeden üniversite öğrencisi Ceren Özdemir'in odasındaki kıyafetleri, kitapları, resimleri, enstrümanları bıraktığı gibi duruyor.

Ordu Üniversitesi Müzik ve Sahne Sanatları Fakültesi 3. sınıf öğrencisi Ceren Özdemir, 3 Aralık 2019'da Altınordu ilçesi Zaferi Milli Mahallesi'ndeki evinin bulunduğu binaya girerken bıçaklı saldırıya uğradı.

Ağır yaralanan ve kaldırıldığı hastanede yaşamını yitiren 20 yaşındaki Özdemir'in cenazesi, Ulubey ilçesi Kumanlar Mahallesi'ndeki aile mezarlığında toprağa verildi.

Olayın faili Özgür Arduç'a Ordu 1. Ağır Ceza Mahkemesince davanın 20 Ocak 2020'deki ikinci duruşmasında "canavarca hisle kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildi.

Arduç, yakalandığı sırada polis memurlarını bıçakla yaralamasıyla ilgili davanın 28 Eylül 2021'deki karar duruşmasında ise 15 yıl 9 ay hapis cezasına çarptırıldı.

Yargıtay 1. Ceza Dairesi, Ceren Özdemir cinayetinin failine verilen ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını 5 Ekim 2021'de onadı.

- CEREN'İN ANILARI ODASINDA KORUNUYOR

Ceren Özdemir'in ismi, Ordu başta olmak üzere Türkiye'nin bazı noktalarında meydan, park, sahne gibi yerlere verilerek yaşatılıyor.

Ordulu yazar Birol Öztürk, Ceren'i anlattığı 136 sayfalık "İyi ki Doğdun Ceren" isimli kitap kaleme aldı. Kitabın geliri ise Güzel Ordu Kültür Sanat Derneği bünyesinde kurulan Ceren Özdemir Sanat Fonu'na aktarılarak, sanat eğitimi alan kız öğrencilere burs oluyor.

Anne Güfer, baba Yılmaz ve abla Gizem Özdemir, Ceren'in odasındaki eşyalara özenle bakıyor. Ceren'e ait kıyafetler, kitaplar, süs eşyaları, pelüş oyuncaklar, resimler, kullandığı müzik aletleri odasında bıraktığı gibi saklanıyor.

"ACIMIZ BİR ÖMÜR BİZİMLE BERABER GİDECEK"

Baba Yılmaz Özdemir, AA muhabirine, acılarının dinmeyecek bir acı olduğunu belirterek, "Çeken bilir derler. Biz çekiyoruz. Yalnız katilin cezasını almasıyla bir nebze olsun yaramız serinledi." dedi.

Acılarının bir ömür kendileriyle beraber gideceğini vurgulayan Özdemir, "Eşim, kızım ve benimle beraber bu acı gidecek. Kızım hala şu saatte haberlere bakıyor ve dışarı çıkmak istemiyor. Annesini bile dışarı çıkaramıyor. İki yıldan beri böyleyiz. Evde kapalı kutu içinde yaşıyoruz." diye konuştu.

Özdemir, kadına yönelik şiddet ve cinayetler nedeniyle haberleri izlemek istemediğini ifade ederek, ilgililerin kadına şiddet olaylarına en kısa zamanda çözüm bulmasını istedi.

Kızlarının odasının bıraktığı gibi durduğuna işaret eden Özdemir, şunları kaydetti:

"Biz yaşadığımız müddetçe bu oda aynı şekilde kalacak. Yani hiçbir şeyine dokunmadığımız gibi aynı şekilde her şeyi yerli yerinde bıraktığı gibi duruyor. Enstrümanlar olsun, kitapları, kaleme aldığı notları, rujları her şeyi burada. Kızımı yetiştirdiğim günden beri topluma, insanlara saygılı bir çocuktu. Yani her konuda bilgi sahibi olmayı çok istiyordu. Yani okuduğu okuldan da belli zaten. Bale yapardı. Sosyal hayatı geniş bir çocuktu. İnsanları çok severdi, hayvanları çok severdi. Canlıların incinmesini kesinlikle istemezdi. Biz de onun anısını bu şekilde odasıyla beraber yaşatmayı düşünüyoruz."

Yorumlar