Beytocan öldü mü? Son Dakika Beytocan'ın öldüğü haberleri doğru mu?

Beytocan'ın öldüğü yönündeki iddialar sosyal medyada son dönemlerde sıklıkla dile getiriliyor. Peki, ünlü ses ve söz sanatçısı Beytocan gerçekten de öldü mü, sağlık durumu nasıl?

Google Haberlere Abone ol
Beytocan öldü mü? Beytocan'ın öldüğü haberleri

Beytocan öldü haberleri sosyal medyada ara ara ortaya çıkıyor. Ünlü Kürt sanatçının hayranları son günlerde sık sık "öldü mü" sorusunu soruyor. Çünkü ünlü ses sanatçısı ve söz yazarı Beytocan hakkında çeşitli iddialar sık sık sosyal medya üzerinden gündeme getiriliyor. Gündeme gelen konuların başında Beytocan'ın sağlık durumuyla ilgili oluyor. Sağlık durumundan kaynaklı haberler yer yer ölüm haberleri olarak yansıyabiliyor. Peki, şu anda Beytocan'ın sağlık durumu nasıl? 

BEYTOCAN ÖLDÜ MÜ?

Beytocan ölmedi; ancak sağlık durumu hayranlarını üzecek derecede kötü. Kanser tedavisi gören sanatçı Beytullah Güneri (Beytocan) şu anda İsveç'te yaşıyordu. Hastaneden taburcu olan Beytocan tedavisine evde devam ediliyordu.

Beytocan’ın kardeşi Adarcan Güneri, kardeşinin hastaneden taburcu edildiğini ve tedavisinin evde devam edeceğini açıklamıştı.

Açıklamada, şu ifadelere yer verildi: “Değerli eş, dost, akraba ve Beytocan sevenler: An itibariyle can ağabeyimi eve getirmiş bulunmaktayız. Bundan sonra günlük bakımı evde, radio terapi’ye hastaneye gitmek kaydıyla devam edilecektir. Doktorlarının uyarısıyla bundan sonra dikkat etmemiz gereken tedavi sürecinde nezle, grip ve koronadan korumaktır. Bu hassas süreçte tüm eş dost ve akrabalar vede Beytocan sevenlerden gerek ziyaret ve telefon vede gerekse sosyal medya yoluyla onu yormazsanız bir an önce sağlığına kavuşmasına yardımcı olursunuz. Anlayışınız için sonsuz teşekkür. Sağlıklı ve güzel günlere. Ailesi adına kardeşi Adarcan Güneri.”

VEFAT ETTİ

Beytocan, gelen son dakika haberine göre vefat etti. Uzun süredir yurtdışında kanser tedavisi gören Beytullah Güneri sahne adıyla Beytocan tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybetti.

Sanatçı Armanc Rûdaw'a yaptığı açıklamada Beytocan'ın bu sabah İsveç saati ile 05.30'da (Erbil S-06.30'da) vefat ettiğini söyledi. Kürt sanatçı Armanc Beytocan'ın vefat ettiği hastaneye doğru cenaze işlemlerini yapmak üzere hareket ettiklerini sözlerine ekledi. 

ÇÖZÜM SÜRECİNDE TÜRKİYE'YE DÖNMÜŞTÜ

Beytocan, 12 Eylül olaylarından sonra Türkiye'yi terk ederek Avrupa'ya yerleşmişti. Ancak Çözüm Süreci ile birlikte ülkesine geri dönmüştü. Ülkeye geri döndüğü günlerde ise verdiği bir röportajda kendisi ve hayatıyla ilgili önemli açıklamalarda bulunmuştu.

İşte Beytocan'ın söyleşisinden bir kesit: 

Türkiye'den 1990'lı yıllarda ayrılarak İsveç'e yerleşen "Beytocan" lakaplı sanatçı Beytullah Güneri, memleket özlemine dayanamayarak 23 yıl aradan sonra Diyarbakır'a döndü.

12 Eylül döneminde bir süre cezaevinde kalan, cezaevinden çıktıktan sonra İstanbul'da müzik yaşamına başlayan Güneri, bu süreçte Orhan Gencebay ve Selami Şahin ile çalıştı.

Şahin'in, "Beytocan" ismini verdiği Güneri'ye, "Neden yazdıklarını kendin söylemiyorsun" demesi üzerine bestelerini seslendirmeye başlayan Güneri, zorunlu olarak gittiğini belirttiği İsveç'ten yıllar sonra döndüğü Türkiye'de yeniden sanatını icra etmek istiyor.

Ülkesine duyduğu hasretle kaleme alıp bestelediği şarkılarını seslendirmek için Şırnak'tan İstanbul'a kadar 12 ilde konser vermeyi planlayan Güneri, yeniden halkla buluşacak olmanın heyecanını yaşıyor.

Güneri, Türkiye'den kaçmadığını belirterek, ayrılmak zorunda bırakıldığını söyledi.

"Birileri öyle olsun istedi, bize kıyabilirlerdi, zaten onu söylediler. O zaman eşim ve bir çocuğum vardı. 'En iyisi gideyim' dedim. Memleketimden kaçmadım, zorladılar beni. Arkadaşım Ahmet Kaya da kaçmadı ki onu da zorladılar. Yoksa insan ülkesinden niye kaçsın ki?" diyen Güneri, zorunlu olarak yerleştiği İsveç'te sıkıntılar yaşadığını, 5,5 yılın ardından oturma izni aldığını anlattı.

"TÜRKİYE'YE İLK AYAK BASTIĞIMDA MEMLEKET KOKUSUNU HİSSETTİM"

Güneri, yurt dışında hiç mutlu olmadığını ifade ederek, "Konserlerde halkla buluştuğumda mutlu oluyorum. Türkiye'den ayrı kaldığım yıllarda tüm Avrupa'da konserler verdim" dedi.

Memleketine özlemini hep içinde hissettiğini vurgulayan Güneri, şöyle konuştu:

"Türkiye'ye ilk ayak bastığımda memleket kokusunu duydum. O kokuyu duyunca anladım ki meğer ben şarkı sözlerini bile eksik yazmışım. Uçuyorum. Çok mutluyum. Tüm bestelerin, şarkı sözlerim memleketim içindi. Benim şarkılarım siyasi değil, öyle şarkılar yazıyorum ki herkes kendinden birşeyler buluyor. Aksi taktirde bir adrese yöneldiğimde diğer tarafı kaybediyorum. Oysa ben herkesi seviyorum. Sanatçı evrensel olmalı. Beytocan'ın özelliği evrensel olup, herkesi kucaklamasıdır."

Eserlerinin geçmiş yıllarda birçok tanınmış sanatçı tarafından Türkçe seslendirildiğini anlatan Güneri, müziğin bir anlatma sanatı olduğunu, şarkılarına ruh katarak, yaşayarak okuduğu için halkın beğenisini kazandığını kaydetti.

Beytocan öldü mü Beytocan sağlık durumu nasıl
Beytocan 



Güneri, çözüm süreciyle yurda döndüğünü ve sürecin devam etmesi gerektiğini belirterek, şunları söyledi:

"Bunun için insanların ölmesi korkunç birşey. İnsan nasıl ölümden zevk alır, bilmiyorum. Birbirimizi yaşatmamız lazım. Birbirimizi büyütmemiz lazım. Kan, öldürmek, doğru şeyler değil. 'İnsanlar ölmesin' demek bile anlamsız. İnsanlar zaten niye ölüyor ki? Bu çok anlamsız. Ülkeyi kurtarırken beraberdik. Biz zaten kardeşiz diyoruz. Hepimiz bu dünyada misafiriz."

Çözüm sürecine katkı sunanlara teşekkür eden Güneri, "Birbirimizi incitmeden, birbirimizi severek, büyüterek yaşasak ne olur? Kardeşliğe saygı duyuyorum. Bu süreci bozmasınlar. Yoksa çok günah, yazık olur. Paylaşmayı, birlikte yaşamayı öğrenmek gerek. Bu sürece katkı yapanların hepsine saygı duyuyorum" ifadelerini kullandı.

Güneri, "Bu sorun halledilsin, ne kadar güçlü bir ülke olacağız. Kimse bu ülke ile uğraşamayacak. Bu sorunu çözerse Türkiye'nin sırtını dünyada yere getirecek hiçbir ülke yok. Ama bu sorun çözülmezse, başka sorunlara malzeme olacak. Bu işi kalpleriyle çözmeye çalışsalar ne hoş olur. Artık memlekette barış olur, konserler olur, mutluluk olur, huzur olur" dedi.

Güneri, Kürtçe'nin önündeki engellerin kaldırılmasının önemine de değinerek, "Anne karnındayken dünyanın tüm dillerini biliyoruz. Misafir olarak geldiğimiz dünyada bir dil öğreniyoruz. O da yasaklanıyor. Bu olacak iş midir? İsveç'te anne dilini bilmeyenlerin altyapısını İsveç hükümeti kabul etmiyor. Türkiye'de de anadilde konuşmak geçmişte yasaktı" şeklinde konuştu.

KÖKÜNDEN KOPARILAN BİR AĞAÇ BAŞKA TOPRAKTA YEŞERMİYOR"

Memleket hasretine artık dayanamadığını dile getiren Güneri, konuşmasını şöyle sürdürdü:

Beytocan öldü mü Beytocan sağlık durumu nasıl
Beytocan



"Memleket hasretiyle nefes alamaz hale gelmiştim. Kökünden koparılan bir ağaç başka toprakta yeşermiyor. Orası kum ise burası cennet. Buna ortam hazırlayan herkese teşekkür ediyorum. Çünkü memlekete hasret yaşamak amaçsız yaşamaktır. Her gün uyanıyorsun ama amacın yok. Buranın aşkını yakaladım ve geldim."

Güneri, Türkiye'de en çok halkla bir araya gelmeyi, sonra da ciğer kebabını özlediğini anlatarak, memleketindeki ruhu başka yerde bulamadığını söyledi.

Güneri'nin ablası Feriha Güneri de kardeşine kavuştuğu için dünyanın en mutlu ve huzurlu insanı olduğunu söyledi.

Çok hasret çektiklerini, acılar yaşadıklarını ifade eden Güneri, "Anne, baba ve kardeşlerimizi kaybettik. İkimiz kaldık. Allah'a binlerce kez şükürler olsun ki Beytocan'a kavuştuk. Rabbim tüm hasretleri kavuştursun" dedi.

Yorumlar