Bakan Akar: ABD'ye talep ve tekliflerimizi açıkça ilettik
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, ABD Suriye Özel Temsilcisi Jeffrey'in Türkiye ziyaretine ilişkin yaptığı açıklamada, "ABD'ye talep ve tekliflerimizi çok açık bir şekilde ilettik" dedi. Terör unsurlarının Türkiye'den en az 30-40 km uzakta olması gerektiğine yönelik kararlılıklarını ABD tarafına ilettiklerini anlatan Akar, F-35 konusunda gelinen süreç, Rusya ile ilişkiler ve yeni askerlik sistemine dair de değerlendirmelerde bulundu.
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, ABD Temsilcisi Jeffrey'in Türkiye ziyaretine ilişkin yaptığı açıklamada, "ABD'ye talep ve tekliflerimizi çok açık bir şekilde ilettik" dedi.
NTV'ye konuşan Akar, "Terör unsurlarının sınırlarımızdan en az 30-40'lik uzaklığa gönderilmesi talebimizi" yeniledik ifadesini kullandı.
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, TÜYAP'taki, IDEF'19 14. Uluslararası Savunma Sanayii Fuarı'nda gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
Akar, fuarın ilk iki gününde 15'i bakan olmak üzere 22 yabancı temsilciyle görüştüklerini Gine, Burundi ve Tanzanya Savunma Bakanları ile birer işbirliği protokolü imzaladıklarını belirterek, yapılan çalışmaların yararlı olacağına yönelik inancını dile getirdi.
JEFFREY'NİN TÜRKİYE ZİYARETİ
ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey ile görüşmesi hatırlatılarak, "Ankara'da görüşmeler yapmıştı sonrasında özellikle sizinle görüşmek için İstanbul'a geldi. Görüşmede hangi konu başlıkları ele alındı, güvenli bölge konusunda ABD ile Türkiye tezleri artık daha yakın demek mümkün müdür?" denilmesi üzerine Akar, şunları söyledi:
SURİYE'DE GÜVENLİ BÖLGE PLANI
"Büyükelçi Sayın Jeffrey nezaket göstererek İstanbul'a geldi. Burada çok yararlı, olumlu bir görüşme yaptık. Bütün görüşlerimizi, tezlerimizi, tekliflerimizi, taleplerimizi açık şekilde masaya koyduk, kendileri de bunu büyük anlayışla dinlediler.
Daha önceki görüşmelerimizde ortaya koyduğumuz görüşlerimizi tekrarlamakla birlikte bizim görüşlerimize Jeffrey ve heyetinin yaklaştığını görmekten de son derece mutlu oldum.
Dileğimiz, temennimiz önümüzdeki günlerde yapacağımız diğer görüşmelerle de güvenli bölge başta olmak üzere ikili konularda birbirimize yaklaşacağımızı görüyorum. Biz Fırat'ın doğusunda gerçekten ülkemize, halkımıza, sınırlarımıza bir terör tehdidi olmasını kabul etmiyoruz, etmeyeceğiz. Bunun için alınması gereken ne tedbir varsa bunları almaya çalışacağız, ona çalışıyoruz. Gayretimiz bu.
Bu manada dostumuz, müttefikimiz, stratejik ortağımız ABD'den bizim talebimiz PKK'dan hiçbir farkı olmayan YPG'nin bir an önce bölgeden çıkarılmasını, bunların silahlarının toplanmasını ve sınırlarımızdan en az 30-40 kilometre güneye doğru götürülmesidir."
"TUTUMLARINDA BAZI ESNEKLİKLER OLDUĞUNU GÖRÜYORUZ"
Teröristlerin model uçaklara patlayıcı yerleştirerek saldırılar gerçekleştirebildiğine dikkati çeken Akar, şöyle konuştu:
"30-40 kilometrede terör örgütü PKK/YPG'nin herhangi bir unsurunun olmamasını talep ediyoruz. Bu konuda başlangıçtan itibaren ABD'nin bazı tutumu var. Bu tutumda bazı esneklikler olduğunu görüyoruz. Dolayısıyla bizim görüşlerimize yaklaştıklarını da memnuniyetle müşahade ediyoruz.
Ayrıca bu görüşmelerin faydalı olduğu kanaatinde olmakla beraber aynı zamanda dostlarımıza, Sayın Jeffrey'e bir kez daha ciddi şekilde zaman kaybettiğimizi, dolayısıyla bu zaman kaybının bir anlamda teröristlere imkan, fırsat verdiğini, bunun da ülkemizin, milletimizin, halkımızın güvenliğini risk altına attığını, bundan bir an önce kurtulmamız gerektiğini kendilerine ifade ettim."
''ABD'YE FIRAT'IN DOĞUSUNDA 'TEDBİR ALINMALI' MESAJINI İLETTİK''
Güvenli bölgeye yönelik takvimin olup olmadığı sorulan Akar, "Zamanla ilgili kullandığımız terim 'bir an önce.' Bir an önce bu konuda ikili karar, tedbir almamız. Daha önce beraber çalıştık mümkün olmayınca Fırat Kalkanı Harekatı'nı tek taraflı, Türkiye olarak yaptık. Böyle bir durumda kalmak istemediğimiz kendilerine bir kez daha ifade ettim" diye konuştu.
Güvenli bölgenin kontrolünün kimde olacağına yönelik soru üzerine Akar, "Güvenli bölgede hiçbir şekilde YPG unsuru olmaması gerekir. Daha önce ABD'liler tarafından bazı koalisyon, Avrupa, NATO ülkelerine kara kuvvetleri unsurları göndermeleri konusunda bir teklif oldu. Bu teklife kimse olumlu yanıt vermedi. Bu nedenle biz diyoruz ki TSK, Türkiye bu manada askeri ile diğer idari, lojistik unsurları ile burada faaliyet göstermeye yeteneği ve durumu müsait olan tek ülke, tek silahlı kuvvetler konumunda. Bu nedenle biz birlikte iş yapmak istediğimizi kendilerine ifade ettik. Bunu yapabileceğimizi söyledik" yanıtını verdi.
''BİR ÜLKENİN İSTEĞİYLE ORTAKLIKTAN ÇIKARILMAMIZ HUKUKA UYMAZ''
F-35 savaş uçağı projesindeki son durum ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın konuya ilişkin değerlendirmesi ve proje dışına çıkarılma durumunda başka planların olup olmadığının sorulması üzerine Akar, şunları söyledi:
"Biz 9 ülkenin bulunduğu bir ortaklıktan bahsediyoruz. Başlangıçtan itibaren F-35 ile ilgili taahhüt ettiğimiz bütün yükümlülükleri aksaksız, eksiksiz yerine getirmiş bir ülkeden bahsediyoruz. Bize mali, hukuku, idari bakımdan ne kadar sorumluluk verilmişse bunların hepsini yerine getirmiş bulunuyoruz. Bunu ABD tarafı da diğer ilgili taraflar da beyanlarında ifade ediyorlar. Ayrıca biz ortağız. Bu ortaklıkta 'S-400 alırsanız ortaklıktan çıkarılırsınız' diye bir madde söz konusu değil. Herhangi bir ülkenin, ortaklardan birinin isteği doğrultusunda bizim ortaklıktan çıkarılmamız hakka, adalete, hukuka uygun olmaz. Böyle bir şey söz konusu olmamalı.
"HAZIRLIKLARIMIZI YAPTIK, TESİSLERİMİZ, ÜSSÜMÜZ HAZIR"
Tabii ki eğer Türkiye bir şekilde bu ortaklıktan çıkarılırsa bunun mali, hukuk ve lojistik bakımından diğer ortaklara getireceği ve onların muhtemelen taşıyamayacağı çok ciddi yükler olacaktır. Bu nedenle bu konuda tarafların çok dikkatli, hassas olması gerektiğini düşünüyorum.
Biz bu konudaki faaliyetlerimizi sürdürüyoruz. Şu ana kadar ki yapılan çalışmalar da yine planlandığı şekilde devam etti.
Pilotlarımız, bakım personelimiz ABD'de eğitimlerini sürdürüyor. Şu anda 4 uçak Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne teslim edilmiş bulunmakta. Bunlar bizim uçağımız olarak orada eğitimlerde kullanılmakta. Bu faaliyetlerin devamı olarak da Kasım ayında da diğer uçakların Türkiye'ye gelmesini bekliyoruz. Malatya'da bu konuda yapılması gereken hazırlıklarımızı yaptık, tesislerimiz, üssümüz hazır, uçaklarımızın gelmesini bekliyoruz."
"MİSLİYLE MUKABELE EDİYORUZ"
Türkiye'nin Suriye'de aktif olarak bulunduğu alanların olduğu hatırlatılarak, "İdlib bunlardan biri, son olarak Tel Rıfat'ta özellikle YPG tehdidine karşı Ruslarla işbirliği söz konusuydu ama önceki gün maalesef üzücü bir haber geldi, şehidimiz oldu. Oradaki son durum nedir?" sorusu üzerine Akar, şunları söyledi:
"Birincisi, orada bütün yaptığımız çalışmalarda gerçekten oradaki masum insanların korunması, kollanması, oradaki insanların rahat ve güven içinde yaşamasına gayret gösteriyoruz. Katkı sağlamaya çalışıyoruz. İkincisi de orada mevcut ateşkes statüsünün olabildiğince devamı, istikrarın devamı konusunda elimizden gelen gayreti gösteriyoruz. Bu konuda bildiğiniz gibi eylülde Sayın Cumhurbaşkanımızın şahsi girişimleriyle Rusya ile bir mutabakat muhtırası imzalandı.
Bu mutabakat muhtırasına biz harfiyen uyuyoruz. Orada yapmaya çalıştığımız fakat yapamadığımız bazı şeyler olmakla beraber yüzde 90 düzeyinde elimizden gelen her şeyi yaptığımızı ve bu konuda silahtan arındırılmış bölgeden bu aşırı unsurların, ağır silahların çıkarıldığını ve bunların engellenmesi için de gece gündüz demeden ilgili kurum ve kuruluşlarla işbirliği halinde çalışmalarımızı sürdürdüğümüzü söyleyebilirim."
Rusya ile birlikte yürütülen çalışmalarla hem bölge hem de dünya barışına ciddi katkı sağladıklarını dile getiren Akar, şöyle konuştu:
"Yaptığımız çalışmalarla İdlib'de ateşkesin sürekliliğini, istikrarın devamını sağlamaya gayret gösteriyoruz. Bunu yaparken de Rusya ile devamlı iletişim, koordinasyon halindeyiz.
Tel Rıfat'ta Rusya'nın bize verdiği bazı sözler var oradaki YPG'lilerin çıkarılacağı konusunda ancak şu ana kadar maalesef bunu gerçekleştirmediler. Bu nedenle oradan teröristlerin zaman zaman ateş etmek suretiyle bizim askerimize orada zarar verdiğini, oradaki halka zarar verdiğini görmekteyiz.
Bununla ilgili tedbirlerimizi alıyoruz. Onlar herhangi bir şekilde ateş ettiği zaman da biz bunlara misliyle mukabele ediyoruz."
''24 TEMMUZ 2015’TEN BUGÜNE 15 BİN 70 TERÖRİST ÖLDÜRÜLDÜ''
Terörle mücadeledeki son durumun sorulması üzerine Akar, "24 Temmuz 2015'ten bugüne kadar 15 bin 70 terörist etkisiz hale getirildi. Bunlardan 7 bin 863'ü yurt dışındaki etkisiz hale getirilen teröristlerin yüzde 50'sini teşkil ediyor" dedi.
"HİÇBİR KURTULUŞ ŞANSLARI YOK"
Terörle mücadele faaliyetleri yürütülürken Irak, Suriye ve komşu ülkelerin toprak bütünlüğüne, siyasal kimliğine son derece saygılı olunduğunu vurgulayan Akar, şöyle devam etti:
"Şunu da söylemek istiyorum; Pençe Harekatı çerçevesinde ilgili kurum ve kuruluşlarla koordineli bir şekilde yüksek değerlikli hedeflere karşı da çalışmalarımız var. Buna da gece gündüz demeden aksaksız bir şekilde devam ediyoruz. Bu konuda Hava Kuvvetlerimiz, Milli İstihbarat Başkanlığımızla beraber gerçekten çok yoğun bir çalışma içindeler. Özel Kuvvetlerimizin katkıları var. Bu çerçevede teröristlerin büyük zayiata uğradıklarını, büyük kayıplar verdiklerini görüyoruz. Burada kaçışlar, teslim olmalar, katılımlarda azalma var."
"Terör örgütü PKK'ya katılımdaki rakamlar nedir?" sorusuna Akar, "(PKK'ya) Katılım ciddi şekilde azaldı, 'yok' mesabesinde diyebiliriz. Dolayısıyla bu bir anlamda fiili bir durum olarak ortaya çıktı. Terörü yönetenler, onların sözde lider kadrosu bunu çok iyi anladı. Onlar kendilerine göre kaçacak delik arıyorlar fakat bunun bir an önce alttakiler tarafından anlaşılmasını, dolayısıyla bu yoldan vazgeçmelerini bekliyoruz. Temennimiz bu. Hiçbir kurtuluş şansları olmadığını kendilerine ifade etmek istiyorum" çağrısında bulundu.
Yorumlar