AK Parti TBMM Grup Toplantısı

- AK Parti Genel Başkanvekili ve Başbakan Yıldırım: (2) - "Türkiye AB'ye olan bütün yükümlülüklerini yerine getirmiştir ve arkasındadır. Tam üyelik perspektifimizi muhafaza ediyoruz" - "AB'nin Türkiye konusundaki kararı nedir? Avrupa genişleme vizyonuyla, kucaklayıcı bir vizyonla yoluna devam mı edecek, yoksa kendi içine kapanarak bir yol mu yürüyecek?" - "Müttefik ortaklık hukukuyla bağdaşmayacak açıklamalar yapan bazı Avrupa ülkelerinden istediğimiz şey, samimiyettir. Başları sıkıştığında ülkemize koşan, tekerleri düze çıkınca yan çizen bir ülkeler topluluğu sadece biz değil, hiç kimseye güven vermez" - "Biz tek bir masumun burnu kanamasın diye kılı kırk yararak ilerlerken, terör örgütünün evlerden hastanelere, oyuncaklardan kutsal kitaplara kadar her şeyi bombalarla tuzakladığını görmeyenlere artık söyleyecek söz bulamıyoruz"

Google Haberlere Abone ol
AK Parti TBMM Grup Toplantısı

TBMM (AA) - AK Parti Genel Başkanvekili ve Başbakan Binali Yıldırım, "Türkiye AB'ye olan bütün yükümlülüklerini yerine getirmiştir ve arkasındadır. Tam üyelik perspektifimizi muhafaza ediyoruz. Burada sorulması gereken soru; AB'nin Türkiye konusundaki kararı nedir? Avrupa yeni bir vizyonla, genişleme vizyonuyla, kucaklayıcı bir vizyonla yoluna devam mı edecek, yoksa kendi içine kapanarak bir yol mu yürüyecek?" dedi.

Yıldırım, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, Avrupa Komisyonu'nun 17 Nisan'da Türkiye İlerleme Raporunu yayınlayacağına işaret ederek, "Bu raporda Türkiye'nin hayrına fazla bir şey olmayacağını tahmin etmek bir sır değil." ifadesini kullandı.

Raporda, Olağanüstü hal'den (OHAL), Afrin Harekatı'na kadar terör örgütleriyle mücadelede kullanılan bütün yöntemlerin eleştirileceğini belirten Yıldırım, şunları söyledi:

"Buradan bir kez daha Avrupalı dostlarımıza sesleniyorum; Türkiye AB'ye olan bütün yükümlülüklerini yerine getirmiştir ve arkasındadır. Tam üyelik perspektifimizi muhafaza ediyoruz. Burada sorulması gereken soru; AB'nin Türkiye konusundaki kararı nedir? Avrupa yeni bir vizyonla, genişleme vizyonuyla, kucaklayıcı bir vizyonla yoluna devam mı edecek, yoksa kendi içine kapanarak bir yol mu yürüyecek? Neredeyse her konuda ülkemizin karşısında yer alan müttefik ortaklık hukukuyla bağdaşmayacak açıklamalar yapan bazı Avrupa ülkelerinden istediğimiz şey, samimiyettir. Başları sıkıştığında ülkemize koşan, tekerleri düze çıkınca yan çizen bir ülkeler topluluğu sadece biz değil, hiç kimseye güven vermez."

AB ülkeleri arasındaki kavgaların giderek büyüdüğünü ve birliğin geleceğini sorgular niteliğe dönüştüğünü anlatan Yıldırım, bazı Avrupa ülkelerinin liderlerinin Türkiye'nin çok hayati sorunlarına olan yaklaşımlarını gördükçe, konulara nasıl bu derece ilgisiz ve uzak düşebildiklerini anlamakta zorlandıklarını bildirdi.

- "Kendi geçmişlerini unutmuş gözüküyorlar"

Başbakan Yıldırım, "Suriye'de insani hassasiyetle operasyon yürüten tek ülke durumundaki Türkiye'yi, bazen insan haklarını ihlal etmekle hatta daha da ileri giderek işgal gibi söylemlerle suçlayan ülkeler maalesef kendi tarihlerini, geçmişlerini unutmuş gözüküyorlar. Biz tek bir masumun burnu kanamasın diye kılı kırk yararak ilerlerken, terör örgütünün evlerden hastanelere, oyuncaklardan kutsal kitaplara kadar her şeyi bombalarla tuzakladığını görmeyenlere artık söyleyecek söz bulamıyoruz." diye konuştu.

- "Fırat Kalkanı Bölgesi'ne dönenlerin sayısı 160 bini buldu"

Yıldırım, terör örgütlerinin yerlerinden ettiği milyonlarca insana ev sahipliği yapan, onların hayata tutunmalarını sağlayan Türkiye'yi takdir etmek yerine, bu insanlara güvenli gelecek sağlamak için gerçekleştirdiği operasyonları eleştirmenin asla iyi niyetle bağdaşmadığını vurguladı.

Fırat Kalkanı Bölgesi'ne dönen mülteci sayısının 160 bini bulduğunu, Zeytin Dalı Harekatı Bölgesi'nde teröristlerden ve patlayıcılardan arındırılan yerlere ise yüz binlerce kişinin geri döneceğini vurgulayan Yıldırım, "Biz, bu bölgeleri ihya edelim, bu insanlara huzur ve refah içinde gelecek sağlayalım diye çabalarken önümüze çıkarılan engeller karşısında hayretimizi gizleyemiyoruz." dedi.

Avrupa'nın güvenliğinin Türkiye'nin güvenliğinden, Türkiye'nin güvenliğinin ise Suriye ve Irak'ın güvenliğinden geçtiğini kaydeden Yıldırım, Türkiye'nin bunu Avrupalı dostlarına bir türlü anlatamadığını belirtti.

Yıldırım, "Onlar anlasa da anlamasa da bizim önceliğimiz ülkemizin, milletimizin selameti, güvenliği ve bekası olmaya devam edecek. Diğer her şey bunun arkasından gelir." diye konuştu.

Başbakan Yıldırım, salonda bulunan bir grubun, "Çanakkale seninle gurur duyuyor" şeklinde slogan atmasına, "(Çanakkale geçilmez) diyen ecdadın torunları; biz sizinle gurur duyuyoruz. Ama şimdi Çanakkale 1915, dünyanın gen uzun köprüsüyle geçilecek. Barış için, kardeşlik için Çanakkale her zaman geçilir. Ama düşmanlık olduğu zaman Çanakkale geçilmez." karşılığını verdi.

- "Samimiyetimize fırsatçılık kokan çıkışlarla cevap verenleri kınıyoruz"

AB kriterlerine üye ülkelerin çoğundan daha yakın, hatta bir çoğundan daha ileri konumda olan Türkiye'nin bu kadar hırpalanmasına daha fazla rıza gösteremeyeceklerini belirten Yıldırım, "Bizim samimiyetimize buram, buram fırsatçılık kokan çıkışlarla cevap verenleri de sadece kınıyoruz." dedi.

Yıldırım, "Yolların kralı" şeklinde atılan slogana karşılık da "Yolların kralı olmaz, kuralı olur. Ama bir şey diyecekseniz, yolların mimarı diyebilirsiniz." ifadelerini kullandı.

Başbakan Yıldırım, konuşmasına şöyle devam etti:

"Koskoca Avrupa'nın geleceğini; BM Genel Sekreteri'nin çözüm önerilerini halk oylamasıyla reddeden Kıbrıs Rum Kesimi'nin kaprislerine teslim edenlerle, bugün bu birliğin gideceği fazla bir mesafe yoktur. Eğer bu iş olacaksa her iki tarafın da çıkarlarına uygun şekilde olmalıdır. Olmayacaksa bunun kararını bizden önce Avrupa vermek durumundadır. Türkiye olarak sınır ötesi operasyonlardan AB ile ilişkilerimize kadar her alandaki mücadelemizi yürütürken, başta ekonomi olmak üzere diğer konuları da asla ihmal etmiyoruz. Geçtiğimiz 15 yılda ekonomi konusunda yaptığımız hizmetleri, yapılan yatırımları, hayata geçirdiğimiz projeleri milletimiz çok iyi biliyor. Türkiye'yi siyasi, diplomatik, hatta askeri alanda köşeye sıkıştıramayanlar hemen ekonomi alanına yöneliyorlar. Bu yeni değil. Yıllarca buldukları her fırsatta kriz çığırtkanlığı, finans oyunları, manipülasyonlarla bizi yıpratmaya, hırpalamaya çalıştılar. Bilhassa son 5 yıldır, her saldırı dalgasını ekonomik kriz ve tevatürlerle taçlandırmak için yoğun bir gayret sarf ettiler."

(Sürecek)


Yorumlar