AK Parti TBMM Grup Toplantısı

- Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Erdoğan: (3) - "Avrupa ülkelerinin sahil güvenlik birimleri sığınmacıların botlarını delip onları denize, ölüme terk ederken, biz hiçbir ön şart aramaksızın her masumun canını kurtarmanın peşindeyiz" - "Bir canı kurtarmak tüm insanlığı kurtarmak gibidir. Bu bizim aynı zamanda itikadi bir yaklaşımımızdır. Ama onlarda böyle bir anlayış yok. Aramızdaki fark bu. Biz ne olursa olsun yaşatmanın, onlar ise sadece kendi konforlarını korumanın derdindeler. Aradaki fark bu" - "Bizim bölgeyi asli sahibi olan Suriyeli kardeşlerimizin yaşayabileceği güvenli, huzurlu, alt yapıdan konuta kadar her bakımdan insani şartlara sahip bir yer haline getirmek istediğimizi herkes biliyor"

Google Haberlere Abone ol
AK Parti TBMM Grup Toplantısı

TBMM (AA) - Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Avrupa ülkelerinin sahil güvenlik birimleri sığınmacıların botlarını delip onları denize, ölüme terk ederken, biz hiçbir ön şart aramaksızın her masumun canını kurtarmanın peşindeyiz" dedi.

Erdoğan, partisinin TBMM Grup Toplantısında yaptığı konuşmada, Afrin'de atılan her adımda çıkan manzaranın operasyonun ne kadar doğru, haklı ve zamanlamasının ne kadar isabetli olduğunu gösterdiğini ifade etti.

Bugüne kadar Türkiye'nin operasyonlarında, kastı olarak tek bir sivilin zarar gördüğünü kimsenin iddia edemeyeceğini belirten Erdoğan, başka güçler tarafından başka yer ve zamanlarda gerçekleştirilen zulümleri sosyal medyada Türkiye'ye mal etmeye çalışanların, maskesinin anında düştüğünü dile getirdi.

"Hakikatler ortaya çıktığında, yalanlar güneşe maruz kalmış kardan adam misali, hızla eriyip buharlaşmaya mahkumdur." diyen Erdoğan, Türkiye'ye yönelik ithamların, iftiraların, yalanların, saldırıların hiçbirinin karşılıksız bırakılmaması ve gerçekleri ortaya koyarak cevabının verilmesi gerektiğini bildirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, dünyanın herhangi bir yerindeki tek bir kişinin bile, bu yalanlara inanarak Türkiye ve Türk milleti ile ilgili yanlış kanaatlere sahip olmasına gönüllerinin razı gelmeyeceğini aktararak, "Biz doğruları söyleyelim, buna rağmen yalanların peşinden gitmek isteyenler varsa da kendileri bilir." ifadesini kullandı.

Türkiye'nin PKK/PYD ve DAEŞ terör örgütlerine yönelik sınır ötesi operasyonlarının, içeride ve dışarıdaki pek çok kesimin gerçek yüzünü de ortaya koyduğuna işaret eden Erdoğan, Amerika'da yaşayan bir kişinin devletinin Afganistan'da, Irak'ta, Suriye'de, Afrika ve Güney Amerika'nın nice yerlerinde, okyanusların derinliklerinde, binlerce kilometre ötede yaptığı operasyonları kendi güvenliğinin bir gereği olarak gördüğünü vurguladı.

Erdoğan, Türkiye'nin sınırlarının sıfır noktasında, hatta sınırlarını aşan terör tehditlerine karşı harekete geçtiğinde ise karşılarına bambaşka bir görüntü çıktığına dikkati çekti.

ABD'nin Afganistan'daki operasyonlarının 17'inci yılını geride bıraktığını, Irak'taki operasyonlarının ise neredeyse 18 yıla ulaştığını belirten Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Kimse, Amerika'ya bu kadar uzun operasyon olur mu, ne işin var burada' diye söyledi mi? Bunlarla sınır mı komşu mu? Değil. 10 bin kilometreye aşkın bir yerden kalkıp buraya geliyorsun. Benim, 911 kilometre sınırım sadece Suriye ile var, 350 kilometre sınırım Irak ile var. Oradan biz sürekli taciz edileceğiz. Biz kalkıp bunlara karşı sessiz duracağız öyle mi? 'Bulunduğunuz yerlerden, hemen çekilip gidin' dediklerini duydunuz mu? Ama her gün Türkiye'ye 'Afrin Operasyonu uzun sürdü, hemen bitirip, çekilin' çağrısı yapılıyor. Türkiye'nin sınırlarının hemen yanı başındaki bu olaylara rağmen bunu söyleyenler acaba diğer ülkelerin binlerce, on binlerce kilometre öteden hissettikleri tehditlerden daha mı önemsiz? Türkiye'nin topraklarına düşen bine yakın füze, top ve havan mermisinin etkisi onların topraklarına tabii asla ulaşamayacak. Böyle bir uzaklıkta, bunlara, bu tür mühimmatlar tabii ki ulaşmıyor ve böyle bir rahatsızlıkları da söz konusu değil. Terör örgütlerinin saldırılarında hayatlarını kaybeden, yaralanan vatandaşlarımızın onların insanlarının canından daha mı kıymetsiz? Suriye'de alçakça katledilen 1 milyon çocuğun, kadının, yaşlının, sivilin topunun birden hayatının değeri onlar için ne ifade ediyor. Kapılarını kapattıkları mültecilerin niçin evlerini, yurtlarını terk etmek zorunda kaldıklarını hiç düşünüyorlar mı acaba?"

Türkiye'nin 7 yıldır 4 milyon civarında sığınmacıyla yüksünmeden ev sahipliği yaparken onların 3-5 mülteciyi alıp almamanın kavgasını verdiğine değinen Erdoğan, Ege'de son 6 yılda "168 bin sığınmacıyı denizden toplayıp güvenli bir yere ulaştırdıklarını, Akdeniz'in karanlık sularında yitip giden sayısız insanın vebalini de omuzlarında hissettiğini" ifade etti.

- "Siz oralara ancak olsa olsa 6. Filo ile gelirsiniz"

Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Siz böyle bir şey yapabildiniz mi? Hanginiz acaba, Ege'de Akdeniz'de ölümle baş başa olan insanları topladınız. Siz oralara ancak olsa olsa 6. Filo ile gelirsiniz, uçak gemilerinizle gelirsiniz. Avrupa ülkelerinin sahil güvenlik birimleri sığınmacıların botlarını delip, onları denize, ölüme terk ederken, biz hiçbir ön şart aramaksızın her masumun canını kurtarmanın peşindeyiz. Zira biz şunu biliyoruz; bir canı kurtarmak tüm insanlığı kurtarmak gibidir. Bu bizim aynı zamanda itikadi bir yaklaşımımızdır. Ama onlarda böyle bir anlayış yok. Aramızdaki fark bu. Biz ne olursa olsun yaşatmanın, onlar ise sadece kendi konforlarını korumanın derdindeler. Aradaki fark bu."

Türkiye'nin Afrin'de, El-Bab'da ne yaptığını, Menbiç'te, Aynel Arap'tan Kamışlı'ya kadar Suriye sınırları boyunca her yerde ne yapmak istediğini milletin de dostlarının da gayet iyi bildiğinin altını çizen Erdoğan, şunları kaydetti:

"Aslında ülkemizin amacının, terör örgütleri ve onların arkalarındaki güçler de farkındalar. Bizim bölgeyi asli sahibi olan Suriyeli kardeşlerimizin yaşayabileceği güvenli, huzurlu, alt yapıdan konuta kadar her bakımdan insani şartlara sahip bir yer haline getirmek istediğimizi herkes biliyor. Bunları onlarla konuştuk. Batılılarla da konuştuk. Amerika, Rusya, onlarla da konuştuk. Tabii terör örgütlerinin ve arkalarındaki güçlerin derdi Suriye halkının esenliği ve geleceği olmadığı için bu çaba onların işine gelmiyor. "

(Sürecek)

Yorumlar