Afgan kadınlarının düşmanı sadece bir değil

"Taliban'ın kadınların çalışması ve kız çocuklarının eğitimi konularında eski yaklaşımı sürüyor. Bu nedenle 40 yıldır süren göç akını devam edecek gibi görünüyor"

Google Haberlere Abone ol
Afgan kadınlarının düşmanı sadece bir değil

Afganistan'da Taliban'ın yönetimi altındaki kadınlar sadece toplumsal cinsiyet eşitsizliği nedeniyle değil, etnik köken, mezhep farklılıkları ve ekonomik koşullar yüzünden de göç etmek zorunda kalıyor. Afganistan kırsalında yaşayan kadınlar, aile içi şiddet, eve kapalı hayat, küçük yaşta zorla evlendirilme gibi sebeplerle ülkelerinden kaçarak Pakistan, İran ve Türkiye'ye göç ediyor.

Kaçak yollarla Türkiye'ye gelen Afgan kadınların yaşadıklarını "Toplumsal Eşitsizlikler Kesişimindeki Afgan Kadınların Uluslararası Zorunlu Göç Deneyimi" başlıklı doktora tezinde ele alan sosyolog Dr. Muhammed Sinan Karabıyık, AA muhabirine, göçmenlerin Türkiye'ye giriş yaptığı önemli merkezlerden Van'da yürüttüğü çalışmaları anlattı.

Afganistan'dan göçlerin yaklaşık 40 yıllık geçmişinin olduğunu belirten Karabıyık, Afgan kadınların göçü üzerine yapılan çalışmaların toplumsal cinsiyet eşitsizliği konusunda yoğunlaştığını ancak bunun yeterli bakış açısı sağlamadığını söyledi.

Karabıyık, çalışmaları süresince görüştüğü Afgan kadınların toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin yanı sıra etnik köken, mezhep farklılıkları, ekonomik koşullar, yönetim baskısı ve bazı kültürel kalıplar gibi nedenlerle göç etmek zorunda kaldıklarını belirttiklerini dile getirdi.

Afgan kadınları göçe zorlayan sebepler arasında üç eşitsizlik ve ayrımcılık türünün bulunduğunu ifade eden Karabıyık, bunları "toplumsal cinsiyet eşitsizliği, etnik köken ve inanç farklılıkları" olarak sıraladı.

TALİBAN, BAZI ILIMLI AÇIKLAMALARINA RAĞMEN ESKİ YAKLAŞIMINI SÜRDÜRÜYOR

Karabıyık, ABD'nin Afganistan'ı 20 yıllık işgalini geçen yıl sonlandırmasının ardından bölgede "heyecan ve hareketlilik" oluştuğunu ancak Taliban'ın ülke yönetimini tekrar ele geçirmesiyle kadınlar için olumsuz yeni bir sürecin başladığını ifade etti.

Yeni Taliban yönetiminin Afgan kadınları açısından eski Taliban'dan çok farklı olmadığını söyleyen Karabıyık, şunları kaydetti:

"İktidarı ele geçirdikten sonraki açıklamalar daha ılımlı olsa da Afganistan'da kadınların, kız çocuklarının eğitimiyle ilgili hala eski yasakçı yaklaşımı sürdürdüğünü görüyoruz. Bu da kadın hakları açısından Afganistan'da problemli bir süreç. 40 yıldır süren göç akını devam edecek gibi görünüyor."

Karabıyık, yeni Taliban yönetiminde kadınların durumuyla ilgili saha çalışmaları gerçekleştirmenin zorluğuna dikkati çekerek, bölgede yürütülen araştırmalarda kadınlarla görüşmelerin erkeklerin aktarımları üzerinden yapılabildiğini belirtti.

Coğrafi olarak dağlık alanlardan oluşan Afganistan'ın merkezi otorite tarafından yönetilmesinin zor olduğuna dikkati çeken Karabıyık, ülkenin kırsal kesimlerinin ABD işgali sırasında da Taliban yönetiminin etkisi altında kalmaya devam ettiğini, bu nedenle kadınların içinde bulunduğu şiddet sarmalının yeni olmadığını kaydetti.

Karabıyık, "Taliban'ın zaten 2021'e kadar da taşra ve köylerde etkinliği hep sürdü. Bu nedenle bölgeden göçler, yeni bir durum değil." ifadelerini kullandı.

TALİBAN GİBİ "PEŞTUN, SÜNNİ, GENÇ ERKEK" KİMLİĞİNE SAHİP OLMAYANLAR GÖÇ ETMEK ZORUNDA KALIYOR

Afganistan'da risk altındaki grupları anlayabilmek için Taliban'ın "Peştun, Sünni, genç erkek" grup kimliğinin bilinmesi gerektiğine dikkati çeken Karabıyık, bu kimlik çerçevesi dışındakilerin göçe daha eğilimli olduğunu söyledi.

Karabıyık, kadınların gündelik hayatları bakımından başkent Kabil ile kırsal bölgeler arasında önemli farklar bulunduğunu dile getirerek, kırsal kesimlerdeki kadınların burka giymesi ve yanında ailesinden bir erkek olmadan dışarı çıkamaması gibi uygulamaların daha katı uygulandığını belirtti.

Afganistan kırsalında aile içi şiddet, eve kapalı hayat, küçük yaşta zorla evlendirilme gibi nedenlerle kadınların ve kız çocuğu olanların göçe yöneldiğine işaret eden Karabıyık, bu kişilerin çoğunlukla Pakistan ve İran'a gittiklerini anlattı.

"TÜRKİYE, NİHAİ HEDEF DEĞİL"

Karabıyık, Türkiye'nin, Pakistan ve İran'a kıyasla Afganistan'dan daha az göç aldığını kaydederek, hem ekonomik refah hem de özgürlük arayan kadınlar için bu üç ülkenin de nihai durak olmadığını ifade etti.

Göçün riskli bir süreç olduğunu, bu yüzden ilk durak olarak yakın veya tanıdık vasıtasıyla ulaşılabilecek ülkelerin transit olarak kullanıldığına işaret eden Karabıyık, görüştüğü Afgan kadınların önemli kısmının ABD veya Avrupa'ya gitmeyi hedeflediğini söyledi.

Karabıyık, Afgan kadınların Türkiye'de daha özgür ve rahat hayat yaşamaya başladıklarını ifade ettiklerini aktararak, araştırmalarını yürüttüğü Van'daki kozmopolit yapının Afgan göçmenlere güvenli ortam sunduğunu belirtti.

Üçüncü ülkeye gönderilmek üzere uzun süre Türkiye'de bekleyen Afgan kadınlar açısından sürecin zorluklarına değinen Karabıyık, bu konuda bazı yasal düzenlemeler yapılması gerektiğinin altını çizdi.

Yorumlar