15 Temmuz ruhunu İkinci Yeni şairlerinin dizeleriyle anlattı
Şair ve yönetmen Faysal Soysal, FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişiminde şehit düşenler anısına İkinci Yeni şiir akımıyla anılan şairlerin dizelerine atıfla yazdığı "Mimli Direniş Köprüsü" şiirine klip hazırladı
Şair-yönetmen Faysal Soysal, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15
Temmuz darbe girişimi sırasında şehit düşenler anısına İkinci Yeni
şairlerinin dizelerine atıfla yazdığı "Mimli Direniş Köprüsü"
şiirine, animatör Şafak Tavkul'un çizimleriyle klip hazırladı.
Saraybosna'da yaşanan dramı anlattığı "Üç Yol" filmi, "Kayıp
Zamanlar", "Srebrenitsa Anneleri Kayıplarını Arıyor" gibi
belgeselleriyle tanınan Soysal, AA muhabirine yaptığı açıklamada,
15 Temmuz darbe girişiminin ardından, İkinci Yeni şiir hareketiyle
anılan Turgut Uyar, Ece Ayhan, Cemal Süreya, Edip Cansever, Cahit
Zarifoğlu, Sezai Karakoç, Nuri Pakdil, İsmet Özel gibi şairlerinin
dizelerine atıfla "Mimli Direniş Köprüsü" şiirini yazdığını
söyledi.
Soysal, İkinci Yeni şiir akımının, Türk edebiyatında 1950'lerde
ortaya çıkarak, Osmanlı'nın çöküşünden sonra zayıflayan edebiyat ve
kültür hayatının yeniden dirilmesine imkan tanımanın yanında ilk
defa sağcı, solcu, farklı etnik köken ve görüşten birçok şairin
memleket ve vatan olarak Türkiye'nin varlığını merkeze alarak
şiirler söyledikleri, sanat ya da fikir hayatındaki en büyük akım
olduğunu anlattı.
İkinci Yeni şiir akımının, 27 Mayıs 1960 darbesine kadar
Türkiye'nin varlığı ve geleceği hakkında dönemin aydınlarını ve
toplumu ümitvar kıldığını ifade eden Soysal, darbe sonrası
yaşananların bu beklentileri ve çabaları bir hayale dönüştürdüğünü
savundu.
"İkinci Yeni'den sonra memleket sancısı çeken bir
şiir-sanat hareketi olmadı"
Faysal Soysal, 1960'dan sonra bir daha bir şiir akımı etrafında
sanatçılar ve aydınların bir araya gelemediğini anlatarak, şöyle
konuştu:
"Neden özellikle şiir diyorum? Çünkü şiir kadar milli ve sahici
kalan bize ait hiç bir değer kalmamıştı. Şiir, dilimize rağmen bile
kimliğimizi ve medeniyetimizi korumak için şairlerin cephesinde
savaş veriyordu. 1960'tan sonra, bir daha 'memleket' meselesi
etrafında varlık ve şuur sancısı çeken başka bir şiir-sanat
hareketi olmadı. Herkes liberal bir menfaat çerçevesinde, kendi
menfaatinin cephesini kurup ötekinin yok edilmesi için siyasi,
politik hatta sanat lobileri oluşturup kutupsal kavgalar vermeye
başladı. Darbe sonrası, meselesi Türkiye ve vatan olan şairler az
sayıdaydı. Onlar da 1950-1960'daki en büyük ortak ruh,
'vatan-millet-Türkiye sevdası' atılımını gerçekleştiren İkinci Yeni
şiir akımı gibi kolektif bir bilinç meydana getirecek çapta
olamadılar. Kapitalizm ve ABD, bütün dünyadaki düzeni burada da
kurup kişisel pragmatizm ve endişeyi doruk noktaya çıkarıp en
tercih edilen din haline getirdi."
"Türkiye ruhu 15 Temmuz gecesi kendini
gösterdi"
Yönetmen Faysal Soysal, sanat eserlerinin toplumsal yansımalarının,
ideolojik ve politik manifestolar gibi aniden ve kısa sürede
kendini göstermeyebileceğinin altını çizerek, şu değerlendirmeyi
yaptı:
"Esasında ruha, dumura uğramamış bilince, teslim alınmamış
zihinlere öyle nakşeder ki kendini, gün gelir hiç bir eğitimin,
siyasetin, ekonomik ve askeri yatırımın meydana getiremeyeceği bir
güce ve silaha dönüşür. İşte Osmanlı'dan başlayıp Cumhuriyet ve
sonrasında 1960 darbesi öncesi İkinci Yeni şiir hareketiyle damla
damla berkitilen şairlerimizin şiir şuuru, zihinlerdeki ve
kalplerdeki bireysel menfaat taşlarını delerek ortak bir millet,
vatan ve Türkiye ruhuna yeniden dönüşerek, 15 Temmuz gecesi kendini
gösterdi."
Hiç kimsenin beklemediği bir anda ve hesapsız bir şekilde
fakirinden zenginine, cahilinden çok okumuşuna, köylüsünden
sosyetesine 15 Temmuz'da herkesin sokağa çıktığını hatırlatan
Soysal, Türk milletinin kaybedildiği düşünülen ruhunun yeniden
topun, tüfeğin ve ölümün karşına dikildiğini dile getirdi.
Soysal, 15 Temmuz gecesi yaşananların unutulmaması gerektiğini
vurgulayarak, şöyle devam etti:
"Unutulmamalıdır ki hem şehid olan hem gazi olan hem de elinden bir
şey gelmese de sokaklarda olan ruh, hiçbir hesaba ve paraya
dönüştürülemeyecek olan şiirden taşan ruhtur. Türk milletini ne ile
tanırız dediğimizde, aslında çok fazla tartışmaya mahal bırakmadan
'şiiriyle' diye tanımladığımızda en doğru ve hakiki cevabı vermiş
oluruz. Bu cevabı verebildiğimizde ise hesaba gelmeyen, üstünde
oyun oynanamayacak olan, satın alınamayacak olan bir şuur ortaya
çıkar. Zira şiirin dışında para etmeyen hiç bir şey yoktur.
Batılıların o gece hala tanımlayamadıkları ve kabullenemedikleri,
işte iman ile birlikte şiirin şuura dönüştürdüğü bu azim ve ölüme
meydan okuyan milli mücadele ruhudur."
"Klibi şehitlere ve hakikatin şahitliğini yapanlara
adıyoruz"
İkinci Yeni şairlerinin dizelerine atıfla yazdığı "Mimli Direniş
Köprüsü" şiirini 15 Temmuz direnişini unutturmamak için yazdığını
söyleyen Soysal, "O gece yaşanan direnişi temsilen Halil Kantarcı,
Erol Olçok ve oğlu Abdullah olmak üzere, köprüde sabaha kadar
direnen, Türkçemizdeki hayatları şair olan kardeşlerimizin
şahitliklerini anmanın önemli olduğuna inanıyorum." diye
konuştu.
Şiiri, şehit Erol Olçok’un arkadaşı animatör Şafak Tavkul'un
çizimleri ve sanatçı Uğur Kayabaşı'nın seslendirmesiyle klibe
aktardıklarını belirten Soysal, "Klibi, 15 Temmuz'da şehadet
mertebesine eren şehitlere ve şiirleriyle hakkın ve hakikatin
şahitliğini yapan şairlere adıyoruz." dedi.
"Mimli Direniş Köprüsü" şiirinin bir kısmı şöyle:
"Tanıdık mermiler gelip geçiyor/Herkes şaşkın, herkes
tedirgin/Kimse bilmiyor Anadolu ne alemde/Sen, Fethi abiyi
gösteriyorsun/Her cepheden genci toplamış etrafına/'Tarihe,
coğrafyaya, zamana, ağaca ve kendine dost olan/bütün yiğitler
çıksın bu meydana'/Deyip kükredi topla, tankla tüfekle saldıran
darbecilerin üstüne/Karakoç yetişip geldi metrobüsle/Cemal tüfeğini
çapraz asıp bir türküye/Katırıyla yetişti köprünün kilit
yerine/Turgut, uyandırıp o en güzel ölmüş atını/'Herkesin
unuttuğunu hatırlattı bize'/Ey artık ölmüş olan at/Senin dört
kıtada mazlumu kollayan nefesin/Ne güzeldi... /Zarifoğlu geldi
hızla akan bir ırmak gibi/Hırkasından döküldü korkuya, ecele/Daha
dünden başkaldırmış işaret çocukları/Cansever motoruyla, Eloğlu
bisikletiyle yetişiyor/Ve sonunda Pakdil de bozuyor sükutun
suretini/Bugün dayanma günü değil kardeşler!/Bugün davranma
günü..."
Bu site deneyimlerinizi kişiselleştirmek amacıyla KVKK ve GDPR uyarınca çerez(cookie) kullanmaktadır. Bu konu hakkında detaylı bilgi almak için tıklayın. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.
Yorumlar