Basın İlan Kurumu (BİK) ile Edebiyat, Sanat ve Kültür Araştırmaları
Derneği'nin (ESKADER) birlikte düzenlediği ,"Matbuat Aleminden
Sanatkar Çehreler" etkinliğinde Yusuf Ziya Ortaç anıldı.
Çemberlitaş Basın Müzesi'nde gerçekleşen panele katılan şair ve
yazar Özcan Ünlü, Ortaç'ın kafası karışık bir adam olduğunu ifade
ederek, "Her şeyden önce meslektaşız. Mütareke yıllarının öncesinde
ve sonrasında Türk matbuatının içinde bulunmuş çok önemli bir isim.
Çok genç yaşta yazmaya ve yayımlamaya başlamış. Edebiyat alanında
ve çok farklı konularda da yazmış. İktisat, edebiyat gibi farklı
alanlarda dergiler çıkarmış. Spor üzerine yazılar yazmış.
Gazetecilik yapmış. En önemli özelliği de mizah yazarlığı.
Şiirlerinde ve yazdığı tiyatro eserlerinde de mizahı
görebilirsiniz." dedi.
Ortaç'ın mizahta olduğu kadar şiirde etkili olmadığını aktaran
Ünlü, şunları kaydetti:
"Şiirleri, Faruk Nafız Çamlıbel'in çizgisinde gidiyor bir dönem.
Kıskanıyor, taklit ediyor önceleri. Ziya Gökalp ile tanışması da
hayatının dönüm noktasıdır. Gökalp'la tanıştıktan sonra milli
edebiyat akımına giriyor. Önceleri aruzla yazmaya başlıyor. Daha
sonra heceye dönüyor. Fakat hece ve kafiye konusunda da dönemin en
iyi şairlerinden diyebiliriz. İnsan, ölüm, milli mücadele ve
Atatürk ile ilgili şiirleri var."
- "Ortaç'ın hayatına ilişkin kitap ve tezlerde yeterli bilgi
yok"
Panelde, yazarın "Bir Varmış Bir Yokmuş-Portreler" kitabını ele
alan Doç. Dr. Bahtiyar Aslan da Ortaç'ın hayatına ilişkin büyük
boşluklar olduğunu belirterek, kitaplar ile tez çalışmalarında
yeterli bilgi bulunmadığını söyledi.
Aslan, portre türü yazıların batıda çok önemli olduğuna vurgu
yaparak, "Bu kitabın ilk baskısında iki isim eksik. Birisi Peyami
Safa'dır. Bir roman yazmaya kalksanız, bir kahramanın fiziki, ruhi
ve psikolojik portresini uzun uzun anlatmak için elinizde imkan
vardır ama burada 3-4 sayfada mesela Tevfik Fikret'i anlatmak
durumundasınız. Ortaç da bunun için şöyle bir yola başvuruyor.
Fikret'in şahsiyetini oluşturan unsurları öne çıkarıyor. Mesela
başkalarına benzemeyen yönlerini özellikle ortaya çıkarmaya
çalışıyor. Bunları da daha çok hatıralarıyla süslüyor." ifadesini
kullandı.
Etkinliğin moderatörlüğünü üstlenen Cengizhan Orakçı ise Yusuf Ziya
Ortaç'ın edebiyatla yakından ilgilenen bir öğretmen olduğunu, 20
yaşında göreve başladığını ve 1916 yılında "Akından Akına" adlı
manzume bir kitap çıkardığını söyledi.
Orakçı, Ortaç'ın bacanağı ve yakın dostu Orhan Seyfi Orhon ile
1922'de "Akbaba" isimli mizah dergisini yayımladığını söyleyerek,
"Akbaba dergisini ölümüne kadar ayakta tutmayı başardı. Yine Orhan
Seyfi ile birlikte 1935'te 'Ayda Bir' ve 'Her Ay' dergilerini
çıkardı. Daha sonra 1941-1948 yılları arasında 'Çınaraltı'
dergisini çıkardılar. Bu dergi 161 sayı çıktı. Yaşamı boyunca
yaptığı pek çok iş var. Ordu'da milletvekilliği de yapmıştır." diye
konuştu.
Etkinliğin sonunda konuşmacılar, dinleyicilerin sorularını
cevapladı.
Bu site deneyimlerinizi kişiselleştirmek amacıyla KVKK ve GDPR uyarınca çerez(cookie) kullanmaktadır. Bu konu hakkında detaylı bilgi almak için tıklayın. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.
Yorumlar