AK Parti istişare kampı başladı

AK Parti 26. İstişare Değerlendirme Toplantısı, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yaptığı açılış konuşması ile başladı.

Google Haberlere Abone ol
AK Parti istişare kampı başladı

AK Parti 26. İstişare Değerlendirme Toplantısı, AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yaptığı açılış konuşması ile başladı.

Kampa katılan AK Partili isimler, açılış konuşmasının yapıldığı salona, üzerinde çip bulunan tanıtım kartlarının ‘elektronik yoklama ve elektronik çipli okuma sisteminden’ geçtikten sonra alındı. Toplantıyla ilgili alınan çipli güvenlik önlemi dikkatlerden kaçmadı. Bazı bakan ve milletvekillerinin toplantıya eşleri ve çocuklarıyla birlikte katıldıkları gözlendi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı, toplantının yapıldığı salona girişinde katılımcılar ayakta alkışlayarak karşıladı.

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Teşkilatlarımızın bir kısmının yenilenmesi gerekiyorsa elbette yenileyeceğiz. Bunun için belediye başkanlarımızın bir kısmının dinlenmesi veya başka görevlerde görevlendirilmesi icap ediyorsa elbette karşılıklı mutabakatla gereğini yapacağız. Bundan kimsenin alınmaması gerekir." dedi.

Erdoğan, Afyon NG Güral Termal Otel'de başlayan ve "Hep Birlikte, Büyük Hedeflere" temalı 26. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı'nda yaptığı açılış konuşmasında, bugün siyaset çöplüğünde kaybolup gitmiş pek çok partinin en büyük yanlışının, "milletin değişim talebine kulak vermek yerine kendi iç kavgalarının, kendi iç dengelerinin, kendi iç hesaplarının arkasından yürümeyi tercih etmeleri" olduğunu belirtti.

"Biz asla böyle bir yanlışa düşmeyeceğiz" diyen Erdoğan, milletin kendilerine en barizi 7 Haziran olmak üzere bu yönde çok net mesajlar verdiğini hatırlatarak, buradan nasibin alınması gerektiğini ifade etti.

Ziyaret ettiği tüm illerde çeşitli vesilelerle milletle kanaat önderleriyle yaptığı temaslarda bu gerçeği tüm çıplaklığıyla gördüklerini aktaran Erdoğan, "Altını çizyorum, milletle zıtlaşma olmaz. Hele hele miletle kavga, hiç olmaz. Biz siyasi varlığımızı, hatta 15 Temmuz'da olduğu gibi hayatımızı, milletimizin bize olan desteğine, güvenine, itimadına borçluyuz. Eğer o gece milletimizin o desteği olmamış olsaydı, biz bugün yoktuk." dedi.

Merhum Başbakan Adnan Menderes arkadaşlarıyla idam edildiği zaman sokaklara kimsenin dökülmediğini ve sadece izlediklerini vurgulayan Erdoğan, "Biz, bu ülkede artık aynı yanlışlara düşemeyeyiz. Düşmeyeceğimizi ve düşemeyeceğimizi 15 Temmuz'da bu asil millet, bu kahraman millet o gece ortaya koydu. Onun için Rabbime hamd ediyorum. Bize bu asil millete hizmet görevini verdi." ifadesini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, FETÖ'nün 15 Temmuz'daki hain darbe teşebbüsünde verilen 250 şehit başta olmak üzere tüm şehitlere Allah'tan rahmet, gazilere şifa dileyerek, herkesi Fatiha okumaya davet etti.

"Bundan kimsenin alınmaması gerekir"

Saflarının bugüne kadar daima milletin yanı olduğunu, bundan sonra da öyle olacağına işaret eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Milletime güvendiğim, inandığım, onun arkasından gittiğim için hiçbir zaman pişman olmadım. Bu hareket, bu davaya güvenen kardeşlerimin hiçbiri de pişman olmadı. Elhamdülillah, bundan dolayıdır ki biz, bu günlere güçlü bir şekilde gelebildik. Milletimizle hep birlikte girdiğimiz her mücadeleden daha da güçlenerek çıktık. Madem ki 2019 Mart ve Kasım seçimleri bizim ve ülkemiz için hayati öneme sahiptir; öyleyse yine yapacağımız iş, yine milletimize bakmaktır. Onun işaret ettiği yolda gitmektir. Milletimiz bize ne diyor? Değişim. Milletimiz bize ne diyor? Yenilenme. Milletimiz bize ne diyor? Reform. Milletimiz bize 'daha büyük hedefler, daha büyük projeler' diyor."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, değişim demenin, asla geçmişle bağları tümüyle koparmak anlamına gelmeyeceğine işaret ederek, şunları ifade etti:

"Yenilenme demek de asla kadroları tümüyle tafiye etmek demek değildir. 'Reform' demek, asla mevcudu tamamen kaldırıp bir kenara atmak demek değildir. 'Daha büyük hedefler' demek, asla devam eden çalışmaları aksatmak demek değildir. Bu kavramlar bizim için 15 yıllık tecrübelemizden ve birikimimizden aldığımız güçle geleceğe daha sağlam bir şekilde hazırlanma iradesini ortaya koymak demektir. Bunun için teşkilatlarımızın bir kısmının yenilenmesi gerekiyorsa elbette, yenileyeceğiz. Bunun için belediye başkanlarımızın bir kısmının dinlenmesi veya başka görevlerde değerlendirilmesi icap ediyorsa elbette karşılıklı mutabakatla gereğini yapacağız. Bundan kimsenin alınmaması gerekir. Bunun için dünyaya, ülkemize, partimize bakışımızı; zamanın ruhuna teslim olarak değil, zamanın ruhunu çözerek, anlayarak, kavrayarak ileriye taşımamız gerekiyorsa elbette hep birlikte bu iradeyi göstereceğiz. Bugün bizim kadromuzu yeni isimlerle güçlendirmemizden daha doğal ne olabilir? Aksi halde geçmişteki o partilerden, o kadrolardan, o liderlerden farkımız kalmaz. AK Parti'yi ve onunla birlikte Türkiye'yi göz göre göre böyle bir çıkmazın içine sürüklemeye kimsenin hakkı yoktur. Hep söylediğimiz gibi; AK Parti, karşısına çıkan sorunlara teslim olmayan, bunların çözümü için ya bir yol bulan ya da bir yol yapan partidir."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Dün Gece Yar Hanesinde" isimli türkünün "Dün gece yar hanesinde yastığım bir taş idi. Altım yağmur üstüm çamur, yine gönlüm hoş idi. Bir dağ ne kadar yüce olsa dağ kenarı yol olur. Buna bayram günü derler dostla düşman, bir olur." sözlerini aktararak, bugün de ülke, millet ve parti için yapılacak işin, karşılarındaki meselelerin büyüklüğüne bakmadan, ya bir yol bulmak ya da bir yol yapmak olduğunu söyledi.

"Bu anlayışı mutlaka bozacağız"

Bu yolu bulma ya da inşa etme işini hep birlikte gerçekleştireceklerine değinen Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Türkiye'yi 15 yılda üç kat büyütme başarısını gösteren partimiz, elbette bu değişimi de başaracak ve ülkemizi hedeflerine ulaştıracaktır. Bu konuda hiç kimsenin en küçük bir şüphesi olmasın. Yeter ki partimizi ne için kurduğumuzu, bunca mücadeleyi ne için verdiğimizi, ülkemizi ve milletimizi nereye ulaştırmayı hedeflediğimizi unutmayalım. İnanın bana, gerisi çok kolaydır. Hiç şüphem yok. Çünkü bu millete layık olan kadro, burada. Çünkü biz bu millete efendi olmaya değil, hizmetkar olmaya geldik ve bunun gereğini de bugüne kadar yaptık, yapıyoruz. Dünya değişirken Türkiye'nin yerinde saymasını beklemek ne kadar yanlışsa Türkiye değişirken AK Parti'nin de olduğu gibi kalmasını beklemek o kadar yanlıştır. Esasen biz, kurulduğumuz günden beri bu yenilenme sürecinden hiç kopmadık. Bugün bu meseleyi çok fazla konuşuyor olmamızın sebebi, Türkiye'nin içinde bulunduğu şartların çetinliğidir. Unutmayınız ki çetin yollar, yorgun bedenlerle aşılamaz."

Erdoğan, 2013'ten beri neredeyse kesintisiz bir şekilde, büyük saldırılara maruz kaldıklarına işaret etti. Erdoğan, "Artık sadece savunma değil aynı zamanda taarruz gücümüzü de artırmamız gerekiyor. Dün nasıl vesayet güçleriyle darbecilerle cuntacılarla lobicilerle vuruşa vuruşa ülkemize çağ atlattıysak bugün de aynısını yapacağız ve yapmaya devam edeceğz. Bölgemizde uygulanmaya çalışılan ve ülkemizin dahil edildiği gayet açık olan böl, parçala, yönet, hatta yut... Bu anlayışı mutlaka bozacağız." dedi.

"Ne işi var Barzani'nin sağında ve solunda bu adamların?"

Bölge ve Türkiye üzerinde operasyon yapanların AK Parti'yi kendi başına bırakmayacaklarının çok açık olduğunu aktaran Erdoğan, şu görüşlere yer verdi:

"İşte görüyoruz, Kuzey Irak'ta, Barzani'nin sağında Fransa'nın eski dışişleri bakanı, sol tarafında Bernard Henry-Levy bir Yahudi... Bunlar bir Siyonizmin planlamasını masa üstünde yapıyorlar. Bu planların içerisinde nelerin olduğunu gayet iyi biliyoruz ama uyanık olacağız. Biz, Irak'ın toprak bütünlüğünden bahsederken orada, o masanın üzerinde yapılan nedir? Birileri geliyor gaz veriyor. Enteresan... Şimdi şu dillendirilmeye başlandı, 'küçük İsrail.' Bütün bu oyunları görerek, kararlı bir şekilde adımlarımızı atacağız ve bunlara da fırsat vermeyeceğiz. Ne işi var orada Barzani'nin sağında ve solunda bu adamların? 350 kilometre sınırı olan Türkiye, senin dostun, kardeşin olarak buradayken, en zor zamanında senin yanındayken, sana kardeşim derken, sen Türkiye'yi bırakıp bunlarla beraber neyin planlamasını yapıyorsun? Buna müsaade edilir mi?

Kuzeyinde Türkiye, doğunda İran, batıda Suriye malum, güneyinde de merkezi yönetim... Bunların hiçbirisini senin bu düşündüklerinin hiçbirini kabul etmiyor. Anayasa Mahkemesi seninle ilgili kararı vermiş. 'Hayır' diyor. Parlamento 'hayır' diyor. Sen neyi yapıyorsun? Neyi yapacaksın? İşte şimdi İsrail'den başka destek görmeyen, destek alamayan Kuzey Irak yerel yönetiminin akıbetini göreceğiz. Ben bunu zaten bir sebep-neden ilişkisi olarak görüyorum."

Erdoğan, burada nedenin belli olduğunu ama neticenin henüz ortada olmadığını belirterek, aslolanın; neticenin, Barzani'nin orada bir netice çıkartıp çıkartamayacağı olacağını bildirdi.

Erdoğan, "Açık ve net söylüyorum. Buradan, bu anlayışla gidersen hiçbir netice çıkartamazsın. Yapacağın tek iş var. Başladığın noktaya geri dönmektir. Eğer başladığın noktaya geri dönmüyorsan orada yalnızlığa mahkum olacaksın ve tüm elindeki imkanları da kaybedeceksin. Biz ülkemiz üzerinde operasyona izin vermediğimiz gibi komşularımızda da bu ülkelerin toprak bütünlüğüne yönelik adımlara müsaade edemeyiz. Çünkü buralarda bizim kardeşlerimiz, soydaşlarımız var." dedi.

"Koalisyon güçleri gelip de size bu hizmeti verecek değil"

Suriye'den üç milyonu aşkın insanın bugün Türkiye'de ağırlanmasının bir kardeşlik hukukundan geldiğini, mağdur, mazlum insanlara sahip çıkma anlayışından dolayı olduğuna dikkati çeken Erdoğan, 200 bin Iraklıya Türkiye'de sahip çıkılması ve onlara her türlü hizmetin verilmesinin de yine kardeşlik hukuku gereği olduğunu söyledi.

"Dünya bunu yapmadı. Koalisyon güçleri gelip de size bu hizmeti verecek değil." diyen Erdoğan, referandum esnasında bir arkadaşının yaşadığı anıyı da paylaştı.

Referanduma "evet" dediğini söyleyen kişiye arkadaşının, "Peki bu iş başarılı olmazsa ne yapacaksın?" diye sorduğunu ve "Çoluk çocuğumu alacağım, Türkiye'ye gideceğim" şeklinde cevap aldığını aktaran Erdoğan, "Yok başka çıkış, yok. Tek çıkış burası. Suriye için de bu böyle oldu, Irak için de bu böyle oldu. Türkiye ile bağlarını gönüllerinde ve zihinlerinde koparmış olanların yakmaya çalıştıkları fitne ateşi Allah'ın izniyle hiçbir zaman alev almayacaktır." ifadesini kullandı.

"İçeride ve dışarıda ülkemize kim tehdit oluşturuyorsa biz bunlara 'Hoş geldin' demeyeceğiz"

Sağlık alanında ülke genelinde bin 156 olan tesis sayısının 4 bin 682'ye yükseltildiğini, sağlık çalışanlarının mevcudunun da 378 binden 893 bine çıkarıldığını söyleyen Erdoğan, hastanelerin en modern teşhis ve tedavi cihazlarıyla donatılarak hizmet kalitesinin artırıldığını belirtti.

Şehir hastaneleri projelerinin hayata geçirilmeye başladığını hatırlatan Erdoğan, "Sağlık alanında bu bir zirvedir, bu bir taçlandırmadır. Şu ana kadar üçü hizmete giren, bu yıl bitmeden ikisini daha hizmete almayı planladığımız şehir hastanelerimizin sayısı, inşası sürenlerle birlikte 2020 yılına kadar 21'i bulacak. Proje ve ihale hazırlıkları süren 9 hastaneyle birlikte toplamda 30 şehir hastanesini milletimizin hizmetine sunmayı hedefliyoruz." diye konuştu.

Ulaştırma alanının, AK Parti iktidarlarının en parlak icraatlarını ortaya koyduğu alanlardan olduğunu dile getiren Erdoğan, bölünmüş yol uzunluğunun 6 bin 100 kilometreden 25 bin 200 kilometreye, karayolu tünelleri uzunluğunun da 50 kilometreden 365 kilometreye çıkarıldığını vurguladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ferhat gibi dağları deldiklerini ve Şirin'e ulaşmaya devam ettiklerini" söyledi.

Erdoğan, 26 olan havalimanı sayısının 55'e, yurt dışı uçuş noktalarının sayısının 60'tan 296'ya çıkarıldığını belirterek, şöyle konuştu:

"Bugün dünyada destinasyonlar itibarıyla birinci sıradaki hava hareketini Türk Hava Yolları yapıyor. Kimsenin gitmediği yerde biz varız. Ülkemiz halen bin 213 kilometre olan ve yenilerinin yapımı devam eden yüksek hızlı tren hatlarıyla da ilk defa bizim dönemimizde tanıştı. Daha önce hızlı tren, yüksek hızlı tren yok. Dedik ya 'Yol medeniyettir.' Bunu bizimle yakaladı. 'Su medeniyettir.' dedik, bunu da bizimle yakaladı. Birçok ilkler hamd olsun, bizimle ülkemize gelmiş bulunuyor."

"Ülkemizin çehresini değiştirdik"

Toplu konutta 43 bin olan konut sayısının 796 bine yükseltilerek adeta ülkenin çehresinin değiştirildiğine işaret eden Erdoğan, Başbakanlık Toplu Konut İdaresi Başkanlığının (TOKİ) ilk olarak acil konut ihtiyacını karşılayacak projelere yoğunlaştığını, şu an şehircilik kalitesini yükseltecek projelerle yoluna devam ettiğini dile getirdi.

Cumhuriyetin ilk 79 yılında toplam 276 baraj yapıldığını, bu sayının bin 451'e çıkarıldığını aktaran Erdoğan, şöyle devam etti:

"'Su medeniyettir.' Hidroelektrik santrallerinin sayısını 105'ten 510'a, üretilen elektrik miktarını yıllık 26 milyar kilovat saatten, 68 milyar kilovat saate yükselttik. Tarımsal gayri safi milli hasılamızı 2002 yılındaki 37 milyar lira seviyesinden geçtiğimiz yıl itibarıyla 158 milyar liraya çıkardık. Son 15 yılda verdiğimiz tarımsal desteklerin toplamı 105 milyar liradır. Sanayi üretimimizin büyümesinde son 15 yılda hizmete aldığımız 104 yeni organize sanayi bölgesinin şüphesiz ki önemli payı var. Organize sanayi bölgelerinde istihdam edilen kişi sayısı 415 bin 1 milyon 700 bine yükselirken hizmete giren 68 teknopark, 637 araştırma geliştirme merkezi, sağlanan yaklaşık 5 milyar lira KOSGEB desteği ile sanayicilerimizin rekabet gücünü artırdık."

Terörle mücadelede kararlılık vurgusu

Savunma sanayisi alanında katedilen mesafeyi önemli gördüğünün altını çizen Erdoğan, savunma ve havacılık cirosunun bir milyar dolardan geçen yıl itibarıyla 6 milyar dolara çıkarıldığını, 66 olan proje sayısının 543'e yükseltildiği bilgisini verdi.

Erdoğan, savunma sanayisinde dışa bağımlılık oranını yüzde 80'den yüzde 35 seviyesine kadar çektiklerine işaret ederek, şunları söyledi:

"Bugün terörle mücadele ve sınır ötesi operasyonlarımızda tarihi başarılara imza atmamızı savunma sanayisinde katettiğimiz bu mesafeye borçluyuz. Şu anda bütün teröristlerin aralarındaki telsiz görüşmelerinde bunlar konuşuluyor. Bak, artık sadece dağ SİHA'yı konuşmuyor, parlamentodaki uzantıları, anamuhalefet de dahil olmak üzere onlar da silahlı insansız hava aracını gündemde konuşuyor. Ne diyor? 'Onlar piknik yapmaya gelmişlerdi.' Evet, 'piknik yapmaya gelmiş olan teröristler.' Anamuhalefetin başındaki zat, bizzat yanlarına gidip orada silah var mı, yok mu sanki onu incelemiş.

O dağlarda dedik ya bunların inine dahi gireceğiz. Bu mücadeleyi kararlı şekilde sürdüreceğiz. Sonuna kadar. İçeride ve dışarıda ülkemize kim tehdit oluşturuyorsa biz bunlara 'Hoş geldin' demiyeceğiz. Tam aksine onlar hareketlendiği zaman biz onları yerinde bastırmasını inşallah başarabileceğiz. Bunu başardığımız anda zaten güçlü Türkiye oluruz. Şu anda bunun adımlarını attık, atıyoruz."

Enerjide kurulu elektrik enerji gücünün 32 bin megavattan 81 bin megavatın üzerine çıkarıldığını belirten Erdoğan, yenilenebilir enerji tesislerinin gücünün de 12 bin megavattan 36 bin megavatın üzerine yükseldiğini anlattı.

Erdoğan, 2002 yılında yalnızca 5 ile doğalgaz verilirken şu anda 78 il ve 280 ilçenin doğalgazın konforundan faydalandığına dikkati çekti.

Sosyal yardımlar

"Sosyal yardımlar aslında bizim görünmeyen gücümüzdür." diyen Erdoğan, son 15 yılda 223 milyar liranın üzerinde sosyal yardım yapılarak ihtiyaç sahiplerinin yanında olduklarını belirtti.

Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA), Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD), Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı, Kızılay ve sivil toplum kuruluşlarıyla dünyanın dört bir yanındaki mazlumların, mağdurların, dost ve kardeş toplulukların dertlerine derman olduklarını dile getiren Erdoğan, insani yardımlarda dünyada birinci sırada ABD'nin, ikinci sırada Türkiye'nin, üçüncü sırada da İngiltere'nin bulunduğunu ancak milli gelire oranla bakıldığında Türkiye'nin birinci sırada olduğunu vurguladı.

İnsani yardımlara ilişkin adımların "Veren el, alan elden hayırlıdır." anlayışından hareketle atıldığına işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu:

"Bu tabloyu çok daha detaylandırmak, çok daha başlık eklemek mümkündür. Sadece bu kadarı bile ülkemize kazandırdığımız hizmetlerin büyüklüğünü göstermeye kafidir. Şu anda bizim özellikle yaptığımız bu köprüler, Boğaz'da üçüncü köprümüz, denizin altından bağlantılarımız, Osmangazi Köprümüz, bütün bunlar, Türkiye'nin medeniyet yürüyüşündeki en önemli mühürleridir. Tarih bizi bunlarla anacak, hiç endişem yok ama istiyoruz ki bunlar yeterli değil, 'durmak yok, yola devam' ilkesince bunları devam ettirelim.

Tabii biz şu gerçeği de asla unutmayacağız. İnsanlar sandık başına gittiklerinde geçmişte aldıkları hizmetler kadar kendilerine gelecekte neler vadedildiğine de bakarak tercihlerini belirler. Yapsınlar veya yapmasınlar, yapacak olsunlar veya olmasınlar, maalesef bu oyuna gelenler de yok değil, var. Biz eserlerimizle konuşuyoruz. Birileri ise maalesef sadece kuru sıkı atmak suretiyle konuşuyor. 'Eşek ölür kalır semeri, insan ölür kalır eseri.' Biz bununla hareket ediyoruz. Bunun için yaptıklarımızı anlatmakla yetinmeyecek, hemen devamında yapacaklarımızı da ifade edeceğiz."

Kanal İstanbul Projesi'nin önemine değinen Erdoğan, "Kanal İstanbul ile dünyada Süveyş Kanalı nasıl anılıyorsa Panama Kanalı nasıl anılıyorsa ki bunlar bizimle mukayese edilecek ülkeler değil, biz de şu anda Kanal İstanbul ile dünyaya aslında yeni bir marka olarak ses vereceğiz. İnşallah bunun da adımını çok kısa zamanda atıyoruz, atacağız." dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bu konuda AK Parti'nin önünde başka hiçbir partide bulunmayan yol haritası olduğunu belirterek, "O da 2023 hedeflerimizdir. 2023 hedefleri demek, reform ve yatırım sürecinin katlanarak ve kesintisiz şekilde devam etmesi demektir fakat ben burada siz dava arkadaşlarıma özellikle bir şey söylemek istiyorum. Bütün bu fiziki yatırımlar, hepsi bir yana en büyük yatırım özellikle gönülleri fethetmektir, gönüllere girmektir. Bunu halletmemiz lazım. Biz değişimin, reformun, yeniliğin partisi olarak milletimizin gönlünde yer ettik. Bundan sonra da milletimizin nezdindeki gücümüzü aynı çizgimizi sürdürerek artıracağız." ifadelerini kullandı.

"Değişime direnmek akıntıya karşı kürek çekmek gibidir"

Mevlana'nın, "Her gün bir yerden göçmek ne iyi, her gün bir yere konmak ne güzel, bulanmadan, donmadan akmak ne hoş, dünle beraber gitti cancağızım, ne kadar söz varsa düne ait, şimdi yeni şeyler söylemek lazım." sözlerini hatırlatan Erdoğan, şunları kaydetti:

"Biz milletimize her alanda hep yeni şeyler söyledik. Bundan sonra da aynı şeyi yapacağız. Maziden atiye kurduğumuz köprünün kilit taşı değişim konusundaki kararlılığımızdır. Değişime direnmek akıntıya karşı kürek çekmek gibidir. İşte bu gerçekten hareketle bir süredir teşkilatlarımızda ve belediyelerimizde yenilenme ihtiyacımız bulunduğunu söyledim, söylüyorum. Kongre süreci vesilesiyle teşkilatlarımızı önemli ölçüde yeniliyoruz. Belediyelerde de şimdiden benzer adımları atmanın hazırlıkları içindeyiz. Bu, benim şahsi tercihim veya partimizin kendi kendine icat ettiği bir yöntem değildir. Aslında bu, milletimizin talebidir. Bu yenilenme sürecini, değişim ihtiyacını, tazelenme talebini kendi irademizle gerçekleştirmek mecburiyetindeyiz. Eğer bunu biz kendimiz yapmazsak sandıkta milletimiz yapar. Ona fırsat vermeden bu işi kendimiz çözmemiz gerekir."

Yorumlar