MHP TBMM Grup Toplantısı

- Genel Başkan Bahçeli: "Yakın tarihimizdeki hiçbir askeri teşebbüs, 15 Temmuz kadar vahşi, 15 Temmuz kadar acımasız ve insanlık dışı olmamıştır" - "Biz teröristleri dağlarda, ovalarda, il ve ilçelerde ararken; meğerse bu caniler sinsi sinsi milli ordumuzun içine yuvalanmış, ellerine geçirdikleri ilk fırsatta da karşı saldırıya geçmişlerdir" - "Dinimizi küresel operasyonlara alet eden iblislerle, etnik ve mezhep provokasyonu yapan kiralık örgütlerle amansız ve mahşere kalmayacak bir hesabımız vardır" - "Eğer ABD, 15 Temmuz FETÖ melanetini kayıtsız ve şartsız lanetliyor ve karşısında duruyorsa, o zaman kendisini Mehdi sanan meczup teröristi derhal ülkemize iade eder ve insanlık değerlerine bağlı olduğunu kanıtlar" - "TSK’nın ana gövdesinde yapılan düzenlemeler aceleye getirilmiş, enine boyuna hesap edilmeden, istişare mekanizmaları işletilmeden düğmeye basılmıştır"

Google Haberlere Abone ol
MHP TBMM Grup Toplantısı

ANKARA (AA) - MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Yakın tarihimizdeki hiçbir askeri teşebbüs, 15 Temmuz kadar vahşi, 15 Temmuz kadar acımasız ve insanlık dışı olmamıştır." dedi.

Bahçeli, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda FETÖ'nün darbe girişimine yönelik değerlendirmelerde bulundu.

Türkiye'nin, 15 Temmuz FETÖ darbe girişiminin yol açtığı yüksek gerilim ve gerginliği hayatın her alanında hissettiğini belirten Bahçeli, normalleşme arayışlarının henüz istenilen düzey ve kıvama gelemediğini, milletin hala kaygılı ve teyakkuzda olduğuna dikkati çekti.

Bahçeli, Türkiye'nin darbelerden ve darbe girişimlerinden çok çektiğini vurgulayarak, şunları söyledi:

"Diyebiliriz ki milletimiz darbe yorgunudur. Ancak yakın tarihimizdeki hiçbir askeri teşebbüs, 15 Temmuz kadar vahşi, 15 Temmuz kadar acımasız ve insanlık dışı olmamıştır. Türk Silahlı Kuvvetlerine her türlü yasa ve ahlak dışı yollarla nüfuz etmiş Fetullahçı Terör Örgütü, Türkiye'nin tüm stratejik ve milli kurumlarını tıpkı bir düşmanın yapacağı üzere, bombalamış, kurşunlamıştır.

Biz teröristleri dağlarda, ovalarda, il ve ilçelerde ararken; meğerse bu caniler sinsi sinsi milli ordumuzun içine yuvalanmış, ellerine geçirdikleri ilk fırsatta da karşı saldırıya geçmişlerdir. Yıllarca FETÖ'nün devlete sızma ve kontrol altına alma faaliyeti görülmemiş, görülse bile etkili tedbirler geliştirilememiştir.

Emekli bir vaizi Pensilvanya'ya taşıyan, buradan da kurduğu terör örgütünü yönetmesine ortam açan ihmal ve iradesizlikler halkası kimlerin ve nasıl bir zihin örgüsünün eseridir?"

- Milli birlik ve beraberlik ruhu

MHP Genel Başkanı Bahçeli, milli birlik ve dayanışma ruhunun FETÖ'yü durdurduğunu, hesaplarını boşa çıkardığını ifade etti.

"Uzun zamandır özlemini çektiğimiz kardeşlik ve yardımlaşma duygusu yıldız gibi parlayarak; zalimlerin kullandığı tankın, topun, uçak ve helikopterlerin önünü perdelemiş ve son aşamada da kırıp dökmüştür." diyen Bahçeli, şöyle devam etti:

"FETÖ, Türkiye'ye pusu kurmuş, tuzağa çekmiştir. Demek ki bu soysuz ve kansızlar, vatanı koruyoruz bahanesi altında, kast ve ihanet etmenin alt yapısını oluşturmuşlar, müdahale için uygun zamanı kollamışlardır.

Türkiye, FETÖ gibi bir düşmanla ilk defa muhatap olmaktadır. Üstelik bu düşman hem ordumuza kadar girmiş hem de devletin tüm kılcal damarlarına sorgusuz sualsiz yerleşmiştir. Elbette bunda iktidarın çok günahı vardır ve bunu inkar etmek imkansızdır. Ancak ülkemizin oldukça kırılgan bugünkü döneminde siyasi eleştiri ve suçlamalar şimdilik bize bir şey kazandırmayacaktır. Birliğimizi ve beraberliğimizi daha da güçlendirmemizin tarihi önem ve zorunluluk olduğu şu günlerde, yeni tartışmalara kapı aralamak, eski defterlerin sayfalarını kaldırmak bize göre faydasız, anlamsızdır."

Türk milletinin, 15 Temmuz akşamından itibaren hiçbir ayrım gözetmeksizin nasıl kucaklaşıp meydanlarda demokrasinin namusunu müdafaa ettiyse, ülkenin istiklal ve istikbaline de aynı şekilde sahip çıkması gerektiğini dile getiren Bahçeli, "Yürekler toplu vurmazsa, hain ve husumet cephesi son vuruşu ilk fırsatta yapacaktır." diye konuştu.

Bahçeli, "Dinimizi küresel operasyonlara alet eden iblislerle, etnik ve mezhep provokasyonu yapan kiralık örgütlerle amansız ve mahşere kalmayacak bir hesabımız vardır." dedi.

-"FETÖ'nün boşluğu PKK tarafından dolduruluyor"

FETÖ’nün devlet ve millet üzerinde açtığı yaranın derin olduğunu belirten Bahçeli, "Pensilvanyalı teröristler, Türkiye'nin belini kırmak, iç huzur ve kardeşlik ortamını baltalamak için emir almışlardır." ifadesini kullandı.

Terör örgütü PKK'nın, FETÖ'nün eylem yoldaşı ve hıyanet ikizi olduğunu anlatan Bahçeli, "FETÖ’nün boşluğu PKK tarafından doldurulmaktadır. FETÖ'nün yarım bırakmak zorunda kaldığı yıkımı PKK tamamlamak için devrededir. Terörizmin soğuk nefesi Türkiye'nin ensesindedir." uyarısında bulundu.Bahçeli, son bir yılda 680 vatan evladının şehit edildiğine dikkati çekti.

- ABD ve FETÖ

Fetullah Gülen'i hala ülkesinde tutan ABD'yi eleştiren Bahçeli, şu değerlendirmeyi yaptı:

"15 Temmuz FETÖ kalkışmasının dış bağlantıları hususunda ciddiye alınması gereken iddialar gündemdeki ağırlığını korumaktadır. ABD Merkez Kuvvetler Komutanının; 'temas halinde olduğumuz askeri liderlerin bir kısmının hapiste olması sorun' demesi, Yunanistan'a sığınan FETÖ'cülerin yanında gizemli bir yabancının da bulunduğu, bu şahsın karanlık bir istihbaratçı olduğu ısrarla dillendirilmektedir. Sanıyorum, ülkemizi ziyaret eden ABD Genelkurmay Başkanı'nın bu kapsamda söyleyecek sözleri vardır ve derin şüpheleri vuzuha kavuşturması da bize göre mecburidir.

Kaldı ki cevabını aradığımız sorular vardır ve ilki şudur; ABD, 15 Temmuz FETÖ darbe girişimine neden sert tepki koymak yerine çelişkili mesajlar vermiş, CIA'da görevli bir şahıs teröristbaşı Gülen'e ne hakla kefil olma gereği duymuştur? İkinci olarak; ABD, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri gibi ülkeler 15 Temmuz'da darbe yapılacağını daha önceden öğrenmişler midir? Öğrendilerse, hangi gerekçeyle bunu saklamışlar ve açıktan FETÖ'yü desteklemişlerdir? Üçüncü olarak; Papa'nın 15 Temmuz'da Türkiye'de ne olduğundan emin değilim sözleri nasıl yorumlanmalıdır? Papa'nın aklı karışık ruhu bulanıksa kardinalleriyle ayine katılması, bu yolla Gülen'e duyduğu hasreti az da olsa hafifletmesi kendisine tavsiyemiz olacaktır."

15 Temmuz FETÖ ihanetiyle 239 vatan evladının şehit olduğuna, ancak "ne ABD, ne Papa, ne de özgürlük ve demokrasi şampiyonu bir başka ülkenin" devlet veya hükümet başkanının darbe teşebbüsünü kesin bir dille kınayamadığına, acı ve kayıplara ortak olamadığına işaret eden Bahçeli, "Bunlarda yüz yoktur, vicdan da çoktan kurumuştur. Bunların gözünü Türklük ve Türkiye husumeti karartmıştır." diye konuştu.

"Eğer ABD, 15 Temmuz FETÖ melanetini kayıtsız ve şartsız lanetliyor ve karşısında duruyorsa, o zaman kendisini Mehdi sanan meczup teröristi derhal ülkemize iade eder ve insanlık değerlerine bağlı olduğunu kanıtlar." diyen Devlet Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bunun 'aması, fakatı, bir durun bakalımı, somut belge ve delil getirin' sızlanması yoktur, kabulü de mümkün değildir.

Delil, 15 Temmuz gecesi tüm Türkiye'dir. Delil, darbeci teröristlerin rezil ifadeleridir. Delil, seri halinde ceplerde taşınan bir dolarlardır. Delil, inlerinden çıkan haşhaşilerin infaz seferleri, cinayet uçuşlarıdır. ABD Genelkurmay Başkanı gelmişken, TBMM'ye yaptığı ziyaret gibi, zahmet edip Gölbaşı'ndaki Polis Özel Hareket Daire Başkanlığına giderse yıkımdaki parmak izlerini, havadan bomba fırlatan katillerin eşkallerini mutlaka hissedecek ve idrak edecektir."

- "Hilal bıyıklılar"

MHP Genel Başkanı Bahçeli, darbe girişimi sırasında milletin ruh kökünden doğan, cesaretleriyle anıtlaşıp kahramanlıklarıyla destan yazan özel harekat polislerinin 51 şehit verdiğini aktararak, "Hani hilal bıyıklarıyla bazı kesimleri bir ara rahatsız eden ve teröristlere vatanı dar eden yiğitler var ya işte onların başına FETÖ'cüler bomba yağdırmıştır. PKK'nın yapamadığını FETÖ yapmıştır." dedi.

Bahçeli, saldırıya uğrayan Özel Harekat'ı ziyaret edeceğini bildirdi.

- OHAL

Devlet Bahçeli, Türkiye'nin bugünkü sıcak ve yüksek tansiyonlu ortamında, çıkartılan Kanun Hükmünde Kararnameler kanalıyla kapsamlı idari ve yasal tasarrufların peş peşe uygulandığını anımsatarak, MHP olarak gelişmeleri birebir takip ettiklerini söyledi.

KHK ile FETÖ'cü askerlerin ordudan, memurların da kamudan ihraç edilmesinin önemli olduğunu belirten Bahçeli, ancak FETÖ’yle bağ ve bağlantısı olmayan subay, astsubay ve uzman erbaşlar ile kamu görevlilerinin aynı kategoride değerlendirilmesinin sakıncalı olduğunu ifade etti. Bahçeli, "FETÖ’ ile en küçük illiyet bağı bulunmayan kardeşlerimizin feryatlarına hükümet kulak vermeli, konuyu insafla ele almalıdır." diye konuştu.

TSK'nın yapısına yönelik düzenlemelere de değinen Bahçeli, şu değerlendirmelerde bulundu:

"TSK'nın ana gövdesinde yapılan düzenlemeler aceleye getirilmiş, enine boyuna hesap edilmeden, istişare mekanizmaları işletilmeden düğmeye basılmıştır.

TSK'nın yeniden yapılanması önemlidir, elbette ihtiyaçtır. Ancak kuvvet komutanlarını Milli Savunma Bakanına bağlamanın yeni sorunlar getireceğini, emir komuta birliğini bozacağını görmek durumundayız. Bize kalırsa öncelik kurum açıp kapatmak değil, darbecilerin, hainlerin ürediği sistemi revize etmek, kısaca zihniyet değişimini aşama aşama hayata geçirmek olmalıdır.

TSK'nın içindeki darbeciler ayıklansın, ancak Türkiye'nin bu kadar milli güvenlikle ilgili sorunu varken, askerin itibar ve haysiyeti ezilmesin, linç edilmesin. Vatan nöbeti bekleyenlere parmak sallanmasın, sürekli suçlanmasın. TSK'nın yapısal sorunlarını çözeyim derken, asırlar boyunca oluşmuş ve olgunlaşmış gelenek ve ilkeleri çiğnenirse geriye Saddam veya Kaddafi ordusuna benzer bir kalabalık kalacaktır ki bu da vatan ve istiklal kaybıdır."

- Ordunun siyasete bulaşması

Devlet Bahçeli, Balkanların kaybedilmesinin arkasındaki sebebin ordunun birbirine düşmesi ve siyasete bulaşması olduğunu anımsattı.

Zorla trenlere bindirilip savaşmaya gönderilen, aç-susuz bırakılan, ideolojik ve siyasi kavgalara tutuşan, niteliksiz komuta ve ordu yapısının neticesinde yüzyıllarca hakimiyet altında tutulan toprakların kaybedildiğine işaret eden Bahçeli, şunları kaydetti:

"TSK, caydırıcılık niteliğinin korunmasının yanı sıra, terörden klasik harbe kadar çok geniş bir yelpazedeki risk ve tehditlere karşı hazır olmak amacı ile dinamik bir şekilde yeniden yapılandırılmalıdır. TSK'nın zincire vurulması, suçlanması, tırpanlanması sonuçları önümüzdeki süreçte görülecek badirelere davetiye çıkaracaktır.

Endişem odur ki sindire sindire ve geniş bir mutabakatla planlanması gereken değişikliklerin şu anda yapılması; FETÖ/PDY kalkışması sırasında ve sonrasında zaten yaralanan TSK'nın toplumdaki algısını daha da aşağı çekebilecektir ve de TSK'ya olan güveni zedeleyecektir. Bize göre söz konusu değişiklikler Türkiye'nin normalleşme sürecinde yapılmış olsaydı, daha iyi ve kalıcı sonuçlar doğuracağı gün gibi açıktır.

Genelkurmay Başkanlığı ile MİT Müsteşarlığının Cumhurbaşkanı'na bağlanma arayışı da zararlı değilse bile, zamansız ve manasızdır. Bunun da farklı siyasi hedeflere dönük olduğu şüphesi bizde gün be gün fazlalaşmaktadır."

Yorumlar