Bahçeli: Hainden öğretmen, öğretmenden hain olmaz

MHP Genel Başkanı Bahçeli, terör soruşturması kapsamında ihraç edilen öğretmenlerle ilgili olarak, "Hainden öğretmen, öğretmenden hain olmaz" dedi

Google Haberlere Abone ol
Bahçeli: Hainden öğretmen, öğretmenden hain olmaz
Sonhaberler | Haber Merkezi

MHP Genel Başkanı Bahçeli, terör soruşturması kapsamında ihraç edilen öğretmenlerle ilgili olarak, "Hainden öğretmen, öğretmenden hain olmaz" dedi. Bahçeli, FETÖ ve terör örgütü PKK ile ilişkisi olduğu tespit edilen öğretmenlerin devletle ilişkisinin kesilmesinin yerinde olduğunu; ancak haksız ihraçların da önüne geçilmesi gerektiğini savundu. 

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli önce partisinin Meclis grup toplantısında konuştu. Sonra da çıkışta gazetecilerin sorularını yanıtladı. AK Parti'den geçen hafta gelen anayasa değişiklik teklifi hakkındaki soruya yanıt veren Bahçeli, “Teklif 12 maddeden oluşuyor. Ayrıntılarına girmem doğru olmaz” dedi. Grup toplantısında da konuyla ilgili şu ifadeleri kullandı:

“Bize sunulan taslak metin üzerinde yoğun bir mesai sarf ederek çalışmalarımızı tamamladık. Pek tabiidir ki, değişiklik önerileri arasında onayladıklarımız olduğu kadar itiraz edip üzerinde müzakere edilmesinin daha doğru olacağını düşündüğümüz konu başlıkları vardır. Konuşa konuşa pürüzleri aşacağımızı, fiili tıkanıklığı mutlaka hukuki müdahaleyle açacağımızı düşünüyoruz. Kaldı ki, Türkiye’nin ağırlaşan iç ve dış sorunlarını dikkate aldığımızda, çok fazla seçeneğimizin olmadığını da görüyoruz.

Partimizi temsilen görevlendirdiğimiz bir arkadaşımızın AKP’li muhatabıyla müzakere safhasına geçerek, belirlenen tespit ve önerilerimiz ışığında, metin üzerinde değerlendirme yapıp bir orta yol bulunacağına inanıyoruz.”

"MERDİVEN USÜLÜ ÇALIŞACAĞIZ"

“Öncelikle anayasa değişikliğini dar kapsamlı ve asgari düzeyde tutmanın yararlı olacağı kanaatindeyiz. AKP’nin de bu görüşte olduğunu görüyor, bundan da memnuniyet duyuyoruz. Merdiven usulüyle basamakları yavaş yavaş, hazmede hazmede çıkarak Türkiye’yi çok önemli ve ertelenmesi artık imkânsız olan bir meselesinden kurtarabiliriz. AKP’nin değişiklik önerilerini genel olarak makul buluyoruz.

Konuşa konuşa yokuşları aşacağız, tartışıp her bir maddeyi titizlikle müzakere ederek mutabakata inşallah varacağız. Daha doğrusu varmak zorundayız. Milliyetçi Hareket Partisi milletinin sesini duymaktadır. Milliyetçi Hareket Partisi önce ülkem ve milletim, sonra partim ve ben anlayışıyla hareket etmektedir. Müfteri koalisyonun ne dediği önemsiz ve beyhudedir. Biz millet ne diyor ona bakarız, aziz dava arkadaşlarım neyi istiyor ona odaklanırız. Bunun dışında sinek vızıltıları bizi rahatsız etmez.”

"CİNSEL İSTİSMARCILARINDAN MAĞDUR MU ÇIKAR"

Bahçeli, Meclis komisyonuna geri çekilen cinsel istismar düzenlemesini ise sert bir dille eleştirdi:
“Bu önerge milletimizi ayağa kaldırmıştır. Cebir, tehdit, hile veya iradeyi sakatlayan bir başka neden olmadan cinsel istismar suçu, yani, taciz ve tecavüz nasıl gerçekleşecektir? Hadi gerçekleşti diyelim, Medeni Kanuna göre çocuk sayılan bir evladımızın aklı ve ruhu gasp edilerek istismara uğraması nasıl sıradan ve normal görülecektir? Adı üstünde, çocuğun rızası olsa ne yazacak, olmasa ne çıkacaktır? Bu önergeyi veren AKP’li milletvekillerinin hiç mi yüreği sızlamadı? Hiç mi elleri titremedi?

Medeni Kanunun 124’üncü maddesi, erkek veya kadın 17 yaşını doldurmadıkça evlenemez hükmünü içermektedir. Ancak, hâkimin, olağanüstü durumlarda ve pek önemli bir sebeple 16 yaşını doldurmuş olanların evlenmesine izin verebileceği de kaydedilmiştir. Kim aksini söylese de, söz konusu önerge tecavüzcülere af vaat etmektedir. Meşum önergeyle; sabilere, körpe yavrulara, küçücük bedenlere göz koyan iğrenç yaratıklara can simidi uzatılmaktadır. Herkes vicdanını yoklasın ve şu sorunun cevabını arasın: Çocuktan gelin mi olur? Cinsel istismar mahkûmlarından mağdur mu çıkar? Ne felakettir ki, üç bin mağdurdan bahsedilmektedir. Cinsel istismarın olduğu yerde mağdur kimdir?”

“Şu anda cezaevinde merak ve heyecanla mezkur önergenin yasalaşmasını bekleyen ve cinsel istismardan hüküm giymiş hangi hatırlı veya sözü geçen kokuşmalara destek verilmektedir?”

“Çocuk istismarında son on yılda dava sayısı patlama yaşamış ve üç kat artmıştır. TÜİK’in verilerine göre, yine son 10 yılda, 482 bin 908 kız çocuğu evlendirilmiş, 15-17 yaş arasında bulunan 17 bin 789 kız çocuğu doğum yapmıştır. Diyeceğim odur ki, ırz düşmanlarını aklama telaş ve amacına hep birlikte engel olmalıyız. Çocuklarımızın istismarını önlemeliyiz. Avrupa Konseyi Çocukların Cinsel Sömürü ve İstismara Karşı Korunması Sözleşmesine Türkiye taraftır. Çocukların da bir hakkı olduğunu asla unutmamalıyız. Bu amaçla, 19 Kasım Dünya Çocuk İstismarını Önleme Günü, 20 Kasım da Dünya Çocuk Hakları günü olarak kabul edilmiştir.
AKP’nin vicdan ve ahlak sahibi hiçbir milletvekili bu önergeye sıcak bakmayacak, destek vermeyecektir. Aklıselimin galip geleceğine inancım eksiksizdir. ‘Kararımızdan dönmeyeceğiz’ diyen önerge sahiplerinden birisi olan milletvekilinin de pişmanlık duyacağını ümit ediyorum.
Çocuklara, kadınlara, mazlum ve masumlara şiddet uygulayan, cinsel saldırıda bulunan, hayatlarını karartan zalim ve ahlaksızları değil affetmek, değil işledikleri suçları temizlemek; bunların kafalarına hukukun demir yumruğunu indirmek milli ahlakın gereğidir.
Çocukları gülmeyen bir milletin umutları kırılmış, hayalleri kurumuştur. Çocuklarımızı soldurmayacağız, onları istismarcılara, tecavüz ve şiddet faillerinin keyfine bırakmayacağız.

"ÖNERGEYİ TÜMDEN ÇEKİN"

Buradan Adalet ve Kalkınma Partisi’ne çağrıda bulunuyorum: Ne yapıp yapıp bu önergeyi komisyona almakla yetinmeyin tümden geri çekin, gelin daha fazla anlamsız ve boş tartışmalarla Türkiye’yi boğmayın.”

"FETÖ İLE ORGANİK BAĞI OLMAYANI ATMAK HUKUK DEVLETİ İLKESİNE SIĞMAZ"

Bahçeli, darbe girişiminin ardından görevden alınan memurlar hakkında da konuştu:
“FETÖ ve PKK’lı oldukları gerekçesiyle ihraç edilen veya açığa alınan öğretmenler emanete ihanet etmişlerdir. Bunun başka türlü bir açıklaması olamayacaktır. Ne var ki, sırf malum bir bankayla zorunluluktan dolayı parasal konularda iş ve işlem yaptı diye veya bazı dershanelerde görev aldı bahanesiyle bir öğretmene FETÖ’cü damgası vurmak, itibarından ve ekmeğinden mahrum etmek yanlıştır. Tasvip etmesek de, yasal sendikalardan birisini tercih etmenin bir memuru suçlu yapmayacağı da açıktır.

Asılsız ihbar ve şikâyetlerle, aslı astarı olmayan isnatlarla, FETÖ’yle herhangi bir organik bağı olmayan öğretmen veya memurları mesleklerinden atmak hukuk devletinin ilke ve kurallarıyla ters düşecektir. Böylesi bir durum haksızlığa işaret edecektir ki, biz asla dilsiz şeytan olmayacağız, yani haksızlık karşısında susmayacağız.”

"FETÖ'NÜN SİYASİ AYAĞI GİZEMİNİ KORUYOR"

“FETÖ’nün siyasi ayağı da gizemini korumaktadır. Öğretmene güç yetiyor da, siyasetteki FETÖ’cülere niye dokunulmuyor? Niye bunların üzerine gidilmiyor? Odacı, çaycı, çorbacı biliniyor da, hatırlı ve yüksek mevkilerde bulunan veya bulunmuş FETÖ’cülere niye sıra gelmiyor, adalet ve devlet bunların semtine niye uğramıyor? Bu gecikmenin sebebi nedir?”

"CHP BÖLÜCÜLERLE AYNI KAREYE GİRDİ"

MHP Genel Başkanı, CHP’yi Birleşik Haziran Hareketi tarafından "Teslim olmayacağız" sloganıyla Kartal Meydanı'nda düzenlenen mitinge katılmakla eleştirdi:

“Biz CHP’nin Adana’ya gideceğini sanıyorduk, baktık ki, yollarını şaşırmışlar, rotadan çıkmışlar, İstanbul Kartal’a çıkarma yapmışlardır. Üstelik bölücülerle aynı kareye girmişler, ortak mitingde buluşmuşlardır. HDP, DHKP-C ve çok sayıda bölücü emeli olan grup ve oluşumlarla yan yana, sırt sırta veren CHP’yi Adana’da beklerken, Kartal’da görmek bir yol kazası, pusula yanlışı, yön karmaşası değildir. CHP; ‘Adana bahane, Kartal şahane’ dedi, HDP-PKK’yla suçüstü basıldı.
Birleşik Haziran Hareketi paravanı altında, Mustafa Kemal’in emanetleri terörist hayranlarına, bölücü hainlere, Türkiye düşmanı çevrelere rehin bırakıldı. Sonunda kader ağlarını ördü ve CHP düşe kalka, ine çıka PKK’nın bagajı haline geldi. Malum ön teker nereye giderse, arkadaki oraya yönelecektir. Bize göre bunun adı rezilliktir.

CHP’li yöneticiler, vatanı böldürmeyeceğiz sözünü Adana’ya saklamasınlar, ya birbirilerinin yüzüne söylesinler ya da cesaretleri varsa HDP’li kardeşlerine haykırsınlar. Anladığımız kadarıyla HDP, CHP’nin içine kaçmıştır.”

Yorumlar