"Kaçıncı yüzyılda yaşıyoruz, neyle muhatap oluyoruz"
Anadolu İlleri Dernekler Birliği bünyesindeki dernek yöneticileri, 17 Aralık yolsuzluk operasyonu sonrasında hükümetin tutumuna tepki gösterdi.
Anadolu İlleri Dernekler Birliği bünyesindeki dernek
yöneticileri, 17 Aralık yolsuzluk operasyonu sonrasında hükümetin
tutumuna tepki gösterdi. Van İli ve İlçeleri Sosyal Yardımlaşma ve
Dayanışma Derneği Başkanı Mehmet Acar, "Hükumet kendisini yargının
yerine koydu ve yargılamayı adil olmayan bir şekilde kendisi
yapıyor. Suçlu yoksa niye gocunuyorsunuz? Varsa müsaade edin yargı
bunun gereğini yapsın." dedi. Kocaeli Sivaslılar Derneği Başkanı
İbrahim Kabasakal da tepkisini dile getirerek, "Yanlış varsa o
yanlışların aklanması lazım, 'Ben dürüstüm, ben hırsız değilim, ben
yolsuzluk yapmadım' demekle olmaz. Herkes bunu der. Dünya kadar
mağaza soyan adamı polis yakalasın, polis niye yaptın derse hırsız
'Ben yapmadım abi' der. Ama onu adliye, gerçek hukuk düzeni
akladığı zaman o yapmamıştır." ifadesini kullandı. Kocaeli Anadolu
İlleri Dernekler Birliği Başkanı Necmettin Kaya ise "Kaçıncı
yüzyıla yaşıyoruz, nelerle muhatap oluyoruz? Tabi bu bizi üzüyor
vatandaşlar olarak." diyerek tepsini dile getirdi.
Kocaeli Anadolu İlleri Dernekler Birliği'nin bünyesinde bulunan
yaklaşık 25 hemşehri derneği yöneticisi, Kocaeli Aktif Sanayici ve
İş Adamları Derneği'nin kahvaltısında bir araya geldi. KASİAD
Başkanı Abdulbaki Karaman, dernek yöneticilerinin birkaç ay önce
yaptıkları genel kurula 'hayırlı olsun' demek için gelmek
istediklerini ancak çeşitli sebeplerden ötürü bunun aksadığını
belirterek, "Bugün hem hayırlı olsun için hem gündemi meşgul eden
konularda yanımızda olduklarını belirtmek için burada
bulunuyorlar." dedi. Ziyaretten duyduğu memnuniyeti dile getiren
Karaman, şunları kaydetti: "Özellikle içinden geçtiğimiz bu
dönemde, arkadaşlarımızın neredeyse tamamı gönülleriyle,
akıllarıyla, fikirleriyle yanımızda olduklarını, duygularıyla
yanımızda olduklarını belirttiler. Yaşatılan bu ötekileştirme,
dışlama ve nefret söylemine kesinlikle itibar etmediklerini
söylediler bize. Ziyaretimizde hususen başkanımız ve diğer
başkanlarımız bu konuda etle kemik gibi olduğumuzu, Türkiye'nin
böyle bir şeye tahammülü olmadığını, yaşanan sürecin sağlıklı bir
süreç olmadığını ifade ettiler. Hakikaten bizleri çok teskin
ettiler. Ben bu konuda çok teşekkür ediyorum, çok sağduyulu bir
yaklaşım vardı."
"SUÇLU YOKSA NİYE GOCUNUYORSUNUZ?"
Van İli ve İlçeleri Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanı
Mehmet Acar, ziyaret sonrası Cihan Haber Ajansı'na yaptığı
açıklamada, gündemdeki konuları değerlendirdi. 17 Aralıktaki büyük
yolsuzluk operasyonu sonrasında hükümetin tutumunu eleştiren Acar,
"Kendini yargının yerine koydu ve yargılamayı hükumet şuanda
kendisi yapıyor adil olmayan bir şekilde. Tabii buda büyük bir
huzursuzluğa sebebiyet veriyor. İnsanlar eğer bu işleri
yapmışlarsa, yargı önünde cevabını vermeliydi. Hükumetin,
başbakanın bunlara buluşmasının ne anlamı vardı? İnsanlar böyle
düşünüyor. Bu ülkemize huzursuzluk getiriyor, zarar veriyor.
İnsanların hükumete bakış açıları zedeleniyor. Neden zedeleniyor?
Suçlu yoksa niye gocunuyorsunuz? Varsa müsaade edin yargı bunun
gereğini yapsın." diye konuştu. Acar, Başbakan Recep Tayyip
Erdoğan'ın, Fethullah Gülen Hocaefendi'ye karşı ithamlarını tepki
gösterdi ve ekledi: "Hocaefendiye yapılanın haksızlık olduğunu
düşünüyorum. Geçmişte, Türkiye'nin kuruluş aşamasındaki yıllarda,
büyük insanlara yapılan haksızlıkların, yine aynısının yapıldığını
düşünüyorum. Bence bunun hükumet tarafından yapılması çok ayıp. Hiç
hoş bir durum değil. Bence Hocaefendi bunları hak etmiyor." Acar,
son günlerde özel okul, yurt ve dershanelerdeki öğrencilerin sorgu
odalarına alınmasının hiç hoş olmadığını belirtti. Acar, "Yani bu
çocuklar bizim çocuklarımız. Okullarda bu tür baskılar yapılması,
bu tür sorular sorulması, bu kadar üstüne gidilmesi hiç hoş bir
durum değil. Güzel karşılanacak bir şey değil. Çocuklarımızın
üstünden ellerini çeksinler." diyerek tepsini dile getirdi.
"AK PARTİ’DEN İSTİFA EDİP CHP’YE GEÇTİK"
Acar, bir süre önce 500 kişi ile AK Parti’den istifa ederek CHP’ye
geçtiklerini ifade etti. Acar, bu konuda şunları kaydetti: "Biz 500
kişiyle AK Parti'den istifa ettik, CHP'ye geçtik. Geçme
sebeplerimizin en önemlisi biz temsilde adaletin olmadığını gördük.
Özellikle doğulu hemşehrilerimizle Kocaeli'nde İzmit'te AK Parti
tarafından dışlandığımızı düşünüyorduk ve bu düşüncemizin listeler
açıklanınca doğru olduğunu gördük. Bu sadece bugün için olan bir
şey değil. Geçmişte de bunları yaptılar. Maalesef böyle bir ayrım
var AK Parti içerisinde, özellikle Kocaeli teşkilatları içerisinde.
Bölgesel yaklaşım, ırkçı yaklaşım. Bunlar bizi bezdirdi. 13 yılın
birikimi vardı, 13 yıl boyunca hizmet ediyorsunuz ama her defasında
Kürtsün, doğulusun, Vanlısın kimliğinden ötürü dışlanıyorsun. Hep
sabır, hep sabır. Yapmayın ırkçılık olmamalı. Bu söylemlerimiz
hiçbir zaman kaale alınmadı. Hep yok sayıldık. Bizde bunun
neticesinde baktık ki, AK Parti'de siyaset yapmamız mümkün değil.
Çünkü kimliğimiz sürekli ön planda tutuluyor. Sürekli Vanlı olarak,
Kürt olarak dışlanıyoruz. O zaman dedik ki, 'Bizde sizinle siyaset
yapmayız. Size oy vermek zorunda değiliz, mecbur değiliz. Eğer siz
bizi yok sayıyorsanız, kusura bakmayın 30 Mart'ta da biz sizi yok
sayacağız.'"
"ATEŞ OLMAYAN YERDE DUMAN TÜTMEZ"
Kocaeli Sivaslılar Derneği Başkanı İbrahim Kabasakal da "Memlekette
yolsuzluk varsa bu birden bire 17 Aralık'ta başlamadı, 17
Aralık'tan itibaren olmadı.” Diyerek hükümetin tavrını eleştirdi.
Kabasakal, şöyle devam etti: “Ateş olmayan yerde duman tütmez. Niye
o zamandı? Niye o zamanı önemli değil. Önemli olan var mı, yok mu?
Birçok insan gibi, milyonlarca vatandaşımız gibi öyle bir
yolsuzluğun olduğuna inanıyorum. Olmayabilir mi? Olmayabilirdi. O
zaman yargılanırsınız, tabii hakimi, savcıyı değiştirmeden
yargılanırsınız aklanırsınız, o zaman yolsuzluk olmaz hukuk düzeni
varsa. Son zamanda hakimi, savcıyı, binlerce polisi, binlerce
müdürü hallaç pamuğu gibi dağıtıyorsanız ki bunların yüzde 90'ını
siz atıyorsunuz, ondan sonra yaptığı eylemler, yaptığı görevler
bana dokunuyor diye tayin edip savuruyorsanız bu doğru bir şey
değil."
Kabasakal, Türkiye'nin ayrışmaya değil, ötekileşmeye değil,
sevgiye, birlik ve beraberliğe, kucaklaşmaya ihtiyacının olduğunu
anlattı. Kabasakal, siyasi çalışmaların demokratik kurallarda devam
etmesi gerektiğini belirterek, "Bunun içinde demokrasinin gereği
siyasi partilerde bir seçim yarışı varsa, medeni kurallarda devam
etmesi lazım, demokratik kurallarda devam etmesi lazım. Belden
aşağı vurmaması lazım. Yanlış varsa o yanlışların aklanması lazım,
ben dürüstüm, ben hırsız değilim, ben yolsuzluk yapmadım demekle
olmaz, herkes bunu der. Dünya kadar mağaza soyan adamı polis
yakalasın, polis niye yaptın derse hırsız 'Ben yapmadım abi' der.
Ama onu adliye, gerçek hukuk düzeni akladığı zaman o yapmamıştır."
İfadelerini kullandı.
"HEPSİNİ YAPABİLİRSİNİZ AMA İLAHİ ADALET VAR"
Kocaeli Anadolu İlleri Dernekler Birliği Başkanı Necmettin Kaya ise
yolsuzluk operasyonu sonrası hükümetin tavrını ve müdahalelerini
eleştirdi. Kaya, "Hepsini yapabilirsiniz, ama ilahi adalet var.
İlahi adalet tecelli ettiğinde, bunun hesabını verecekler,
mağdurlar haklarını alacaklardır. Bugün bu yapılanlar karşısında
'haklıdır' diyenlerde ilahi adalet karşısında kefil olmuş oluyorlar
ve yapanların yanında bunlarda cezalarını çekeceklerdir."dedi.
Ülkeyi yönetenlerin örnek olmaları gerektiğini anlatan Kaya,
"Ülkemizi yönetmeye talip olmuş ve o sıfatı kazanmış büyüklerimizin
bizlere daha iyi örnek olmalarını dilerdik, isterdik, diliyoruz,
istiyoruz. İftiralar diz boyu, hakaretler diz boyu. Bu Türklüğün,
Müslümanlığın ne örfüyle, ne yapısıyla ne Kur’an ile hiçbir şekilde
bağdaşmayan davranışlardır." diye konuştu. Kaya, öğrencilerin sorgu
odalarına alınmasına tepki göstererek, şunları aktardı: "Bugün 13
yaşındaki, 12 yaşındaki, 11 yaşındaki çocukların sorgulandığı,
inanılmaz baskı uygulandığı, acayip acayip mantık dışı sorulara
maruz kaldığımız bir dönem yaşıyoruz. Kaçıncı yüzyıla yaşıyoruz,
nelerle muhatap oluyoruz? Tabi bu bizi üzüyor vatandaşlar olarak.
Bunun bir an önce, ülkemizi yönetenlerin akıllarını başlarına
getirmelerine ve vicdana davet ediyorum ve vicdanlarını
dinlemelerini istiyorum açıkçası. Bu şekilde memleketin iyi değil,
kötüye gideceği bir aşikardır. Bunu kimse inkar edemez."
"YÜZ TANE ÇOCUĞUM OLSA YİNE BU CAMİAYA GÖNDERİRİM"
Kocaeli Anadolu İlleri Dernekler Birliği Başkan Yardımcısı Cuma
Karavar ise eğitimin önemine vurgu yaptı. Karavar, Başbakan Tayyip
Erdoğan’ın tutumunu eleştirerek, "Bu eğitim camiasına yardım
etmiyorsak, bari kendilerine engel de olmayalım."dedi. Karavar,
şunları söyledi: "Eğer, bugün çocuklarımın benden uzakta okumaları
ve anne baba sevgilerini hissetmemeleri, sağ olsun camianın
sayesinde bu oldu. Ben bir kez daha camiaya minnettarım. Bir an
evvel bu camianın üzerindeki baskıların azaltılmasını ve
kaldırılmasını istiyoruz. Bunu açık ve net söyleyeyim, camianın bir
suçu yoktur. Camia bize eğitim için hizmet ediyor, yani çocuğuma
içki iç demiyor. Devlet okullarında biliyorsunuz uyuşturucu 12
yaşına kadar indi. Cemaat okullarında çocuklarımız sigara içmiyor.
Siz gelip de böyle bir müesseseye 'haşhaşi' ve diğer şeyler
demeler.. Bu camianın yaptığı bu hizmetlerin karşılığı bunlar
değildir. Bugün Türkiye'de eğitimin, dürüst insanların yetişmesi
varsa biz camiaya borçluyuz. Eğitimden dolayı camiaya minnettarım.
Yüz tane çocuğum olsa, yine bu camiaya gönderirim. Tekrar bunların
eğitiminden, bilgilerinden ve tecrübelerinden yararlanırım."
CİHAN
Yorumlar